Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/977 E. 2020/1816 K. 14.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/977 E.  ,  2020/1816 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/977
Karar No : 2020/1816

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı- …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …- Aynı adreste

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 31/10/2019 tarih ve E:2016/3836, K:2019/5805 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin, 16/06/2016 tarih ve 29744 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 6. maddesiyle değişik 44. maddesinin, 3. fıkrasında yer alan “Müdür yardımcısı ve öğretmen sayısı yeterli olmayan okullarda müdür yardımcısı ve öğretmenlere haftada birden fazla nöbet görevi verilir. Öğretmen sayısı iki ve daha az olan uygulama sınıflarında bölüm şefi de nöbet tutar.” hükmünün iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 31/10/2019 tarih ve E:2016/3836, K:2019/5805 sayıl kararıyla;
Anayasa’nın 124. maddesi, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 1. ve 56. maddesi, 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesi ile dava konusu hükmün yer aldığı Yönetmeliğin 44. maddesinin dava tarihindeki hâlleri aktarıldıktan sonra,
Eğitim ve öğretim hizmetlerinin etkin, verimli, sağlıklı ve güvenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla idareler tarafından birtakım önlemlerin alınması ve kuralların konulması gerektiğinin tabii olduğu,
Bu bağlamda, okullarda eğitim-öğretimin öğrenciler için gerek fiziki; gerekse duygusal gelişimine uygun olarak yürütülmesinde okul yöneticilerine ve öğretmenlere ciddi görevlerin düştüğü, bilhassa okul giriş ve çıkış saatlerinde, teneffüslerde ve öğle tatillerinde olabilecek olumsuzlukların önlenmesinin nöbet hizmetlerinin amacına uygun olarak yürütülmesi ile mümkün olduğu,
Nöbet görevi, eğitim ve öğretim hizmetinin bir parçası olduğu gibi, eğitim ve öğretim hizmetlerinin daha huzurlu bir ortamda yürütülmesi; okul düzeninin korunması; öğrencilerin denetimi ve gözetiminin sağlanması ve öğretmen-öğrenci ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla nöbet görevinin öğretmenler tarafından yerine getirilmesinin kamu yararı ve hizmet gerekleri arasında olduğu, diğer bir ifadeyle, okullarda eğitimin, sadece sınıf içinde yapılmadığı, tenefüslerde, koridorda, bahçede vb. yerlerde yapılan nöbet görevinin de eğitim faaliyetinin ve öğretmenlik mesleğinin gereği ve sonucu olduğu,
Bu kapsamda bakıldığında; öğretmenlerin ders yükü, ders saati, öğretmen kadrosu, öğretmenlerin özel durumları ve hizmet süreleri gibi birtakım kıstaslar göz önünde bulundurularak verilen nöbet görevinin eğitim faaliyetinin bir gereği olduğu, öğretmenlerin asli görevleri arasında mesai ve ders saatleri içerisinde yapılan bir görev olması nedeniyle fazla çalışma kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün olamayacağı, mevzuat çerçevesinde ve normlar hiyerarşisine uygun olarak düzenlendiği anlaşılan dava konusu Yönetmelik hükmünde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, söz konusu düzenleme ile öğretmenlere haftada birden fazla nöbet görevi verilmesinin sağlandığı, 23/08/2015 tarih ve 29454 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kamu görevlilerinin geneline ve hizmet kollarına yönelik mali ve sosyal haklara ilişkin 2016 ve 2017 yıllarını kapsayan 3. dönem Toplu Sözleşme’nin ikinci bölümünde yer alan “Örgün eğitim kurumlarında ek ders ücreti” başlıklı 22. maddesindeki hükme göre öğretmenlere Ocak 2016 tarihinden itibaren nöbet görevine binaen ek ders ücreti ödendiği; yine aynı hüküm uyarınca, nöbet görevine haftada bir günden fazla ek ders ücreti ödenemeyeceği; dolayısıyla haftada birden fazla güne nöbet görevi verilmesinin mümkün olmadığı,
Türkiye’nin de taraf olduğu Cebri veya Mecburi Çalıştırmaya İlişkin Sözleşme’nin 11. maddesi hükmüyle memurların cebri ve mecburi çalışmadan muaf tutulacağının kayıt altına alındığı, getirilen Yönetmelik değişikliğinin hukuken kabul edilebilir olmadığı; mevcut durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve kanunlara aykırılık teşkil ettiği, angaryanın yasak olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, nöbet görevinin, öğretmenin mesai saatleri içinde yürüttüğü asli görevlerinden ve eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğu,
Nöbet görevinin, okullarda Cumhuriyetin kurulduğu tarihten 3. Dönem Toplu Sözleşme imzalanma sürecine kadar öğretmenlere herhangi bir ücret ödenmeden yerine getirilen önemli bir eğitim görevi olduğu, söz konusu Toplu Sözleşme’de alınan karar gereğince nöbet görevinin ücretli hale getirildiği, bu sebeple davacı Sendikanın nöbet görevinin angarya bir görev olduğu konusundaki iddiasının dayanaktan yoksun bulunduğu,
Okullarda mesai saatleri içerisinde yerine getirilen, öğretmenlerin asli görevi olan, eğitimle bütünleşik yürütülen ve eğitimin ayrılmaz bir parçası olan nöbetçi öğretmenlik görevinin öğretmenin isteğine bağlı hale getirilmesinin mümkün olmadığı, nöbet tutulmaması durumunda öğrenciler açısından telafisi güç sorunların ortaya çıkacağı ve kamu hizmetinin aksayacağı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 31/10/2019 tarih ve E:2016/3836, K:2019/5805 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kullanılmayan … TL harcın istemi hâlinde davacıya iadesine,
4.Kesin olarak, 14/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.