Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/904 E. 2020/2475 K. 19.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/904 E.  ,  2020/2475 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/904
Karar No : 2020/2475

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Turizm Yatırım İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muğla İli, … İlçesi, … Köyü mevkii, … sayılı parselin güneyinde kalan park alanında büfe yapılmasının uygun olduğuna, büfenin kiraya verilme işinin ihale yoluyla yapılması hususunda Belediye Encümenine yetki verilmesine ilişkin … Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
İmar plânı olan alanda yer alan taşınmazların imar planı hükümlerine ve imar mevzuatı hükümlerine aykırı olarak kullanılamayacağının açık olduğu, imar planındaki park alanlarının içerisinde park için gerekli hangi tesislerin yapılabileceği ve bunun dışında kamu hizmetlerinin yürütülebilmesi için gerekli olan hangi tesislerin yapılabilecekleri hususlarının imar mevzuatında ayrı ayrı belirtildiği,
Buna göre, imar planında yeşil alan – park alanı olarak belirlenen yerde yapılmasına izin verilen yapılardan olan büfenin yapılmasına izin veren Belediye Meclis kararında mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 27/05/2015 tarih ve E:2012/3444, K:2015/3500 sayılı kararıyla;
Uyuşmazlıkta, dava konusu Belediye Meclis kararı içeriğinin net olmadığının görüldüğü, söz konusu alana büfe yapılması amacıyla tesis edilen dava konusu işlem öncesinde alanda büfe ihtiyacı olup olmadığı hususunun araştırılmadığı, büfe olarak belirlenen yerin plan ve mevzuat hükümleri çerçevesinde uygun olup olmadığı hususunun irdelenmediği, park alanında yapılması planlanan bu tip bir yapının yerinin, niteliğinin ve büyüklüğünün nasıl olduğu hususlarının netleştirilmesi gerektiği, bu sebeplerle eksik incelemeye dayalı olarak verilen davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Uyuşmazlığa konu edilen Belediye Meclis kararının, salt söz konusu taşınmazda büfe yapılabilmesi için izin verilmesine dair Belediye Encümenine yetki verilmesine ilişkin bir karar olduğu, bu karar neticesinde yapı ve işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı gibi diğer süreçlerin de gereği yerine getirilmek suretiyle imar planında yeşil alan – park alanı olarak belirlenen dava konusu taşınmazda büfe yapılmasının planla getirilen kullanım amacına aykırılık teşkil etmeyeceği,
Nitekim Plânlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin işlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan halinde belediyenin tasarrufunda bulunan bu tür alanlarda büfe yapılmasının kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına hizmet edeceği hüküm altına alınarak bu tür alanlarda büfe yapılabileceğinin belirtildiği,
Dolayısıyla belediyenin karar organı olan Belediye Meclisinin, belediyenin gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri ile ilgili olarak Kanunlarda belirtilen izinleri vermesi şeklindeki yetkisi dahilinde alınan dava konusu Belediye Meclis kararının imar düzenine ilişkin planlama kurallarına ve imar mevzuatına aykırılık teşkil etmediği sonucuna varıldığı,
Diğer taraftan, dava konusu edilen meclis kararının; salt park alanına büfe yapılması hususunda izin verilmesi için Belediye Encümenine yetki verilmesi şeklinde bir amaca matuf olduğu, bunun haricinde yapılması planlanan büfeyle ilgili yapı ruhsatı veya eki projelerinde keza büfenin muhtemel yapım sürecinin ya da iş yeri açma ve çalışma ruhsatı gibi faaliyete ilişkin hususların imar kurallarına ya da başkaca bir hukuk kuralına aykırılık teşkil etmesi halinde bu durumun başka bir davanın konusunu teşkil edebileceğinin açık olduğu gerekçesi eklenmek suretiyle, davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bölgede yaşayanların davalı idareden burada büfe yapılması yönünden bir talebi olmadığı gibi büfeye de ihtiyaçlarının bulunmadığı, alınan kararın kamuya sağlayacağı bir menfaatin bulunmadığı, tam aksine görüntü kirliliğine sebep olduğu, park olarak ayrılan alanda hiçbir yeşillendirme çalışması yapılmadığı gibi park için gerekli hizmetlerin de sağlanmadığı, eksik inceleme ile verilen kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Muğla 1.İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 27/05/2015 tarih ve E:2012/3444, K:2015/3500 sayılı kararında yer alan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.