Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/84 E. 2020/1803 K. 12.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/84 E.  ,  2020/1803 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/84
Karar No : 2020/1803

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL: …Yapı Nakliyat Turizm Gıda Emlak Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kayseri İli, Sarıoğlan İlçesi, …Mahallesi, … ada, …parselde kayıtlı taşınmazda 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu kapsamında yapılan toplulaştırma işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair kararının, Danıştay Onyedinci Dairesinin 04/11/2015 tarih ve E:2015/10553, K:2015/4495 sayılı kararı ile bozulması üzerine, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bozma kararına uyularak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, iki ayrı dava açılması gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafından yenilenen dava dilekçesiyle açılan dava dosyasının incelendiği,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporun birlikte değerlendirilmesinden; yapılan toplulaştırma projesi sonucunda oluşan yeni durum ile su arkı ve kamışlık alanların bir kısmının … ada, … parsel sayılı taşınmaz içine dahil edilerek davacı adına tahsis edildiği, su arkı ve kamışlık alanların konumu dikkate alınmadığı için davacıya ait taşınmazın bulunduğu alanda 3083 sayılı Kanun kapsamında yapılan arazi toplulaştırma işlemi sonucu davacıya eş değer bir yerden ve eş değer özellikli bir alandan tahsis yapılmadığı, dava konusu taşınmazın toprak endeks değerleri dikkate alınmaksızın uygulama gerçekleştirildiğinden toprak derecelendirilmesinde ve sınıflandırılmasında rayiç bedel, ürün çeşidi, verimlilik, toprağın özellikleri, yerleşim yerine ve sulama alanına uzaklığı ve konumu gibi hususların gözetilmediğinin anlaşıldığı, ayrıca yapılan toplulaştırmanın teknik kriterlere uygun olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından, davacının taşınmazında yapılan toplulaştırma işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 27/06/2019 tarih ve E:2019/870, K:2019/5157 sayılı kararıyla;
Dosya içeriğinde yer alan kroki ve uydu fotoğraflarının tetkikinden, davacıya, toplulaştırma işlemi sonunda büyük kısmı davacının maliki olduğu … ada, … parsel sayılı kök parselin bulunduğu yerden tahsis yapıldığı, yine tahsis sonrası verilen … ada, … parsel sayılı taşınmazın büyük kısmının yola cephesinin korunduğu ancak sınırların geometrik olarak düzeltilmesinin gerekmesi nedeniyle olduğu gibi korunmasının mümkün olmadığı, davacının menfaatleri dışında toplulaştırma alanındaki diğer arazi sahiplerinin de menfaatlerinin gözetilmesinin mevzuat gereği olduğu, yeni tahsis edilen parselin toprak yapısı, miktarı ve değeri yönünden davacının hukuken bir kaybının bulunmadığı, toplulaştırma öncesi ve sonrası toprak değerleme endeksinin 0,975 olduğu, işlem öncesinde taşınmazın 14.832 m² olduğu işlem sonrasında ise 14.488,94 m² olarak davacıya tahsis edildiği, başka bir ifade ile, yol ve kanal gibi kamunun ortak kullanacağı yerler için 3083 sayılı Kanun’un 6. maddesinde öngörülen %10’a kadar katılım payının çok altında %2 oranında kesinti yapıldığı görüldüğünden; oluşturulan yeni parselin toplulaştırma ilke ve esasları doğrultusunda gerçekleştirildiği sonucuna varıldığı,
Diğer taraftan, yeni parselin bir kısmının su arkı ve kamışlık alanda kaldığı ve 2 metrelik kot farkı bulunduğu hususuna ilişkin olarak, toplulaştırma çalışmalarının parsel tahsisi yanında tarla içi geliştirme hizmetleri niteliğindeki drenaj, toprak koruma, toprak ıslahı, tesviye, ağaç ve çalı temizleme, taş temizleme, yan dere ıslahı gibi toprak endeksine negatif etki sağlayacak olumsuzlukların giderilmesini de kapsadığı ve davalı tarafça da bozuklukların bu çalışmalarla giderilebilecek olduğunun beyan edildiği gözetildiğinde, arazinin doğal yapısı gereği olan anılan olumsuzlukların dava konusu işlemin iptalini gerektirecek nitelikte görülmediği,
Bu durumda, toplulaştırma ilke ve esaslarına uygun olarak gerçekleştirilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmekte iken, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Davalı idare tarafından müdahil … Yapı Nakl. Turz. Gıd. Eml. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ihale edilen toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri işine, 2009 yılında başlandığı, 2013 yılında tamamlandığı ve tapuya tescilleri sağlanarak tapu senetlerinin davacıya teslim edildiği, dosya içerisinde yer alan davalı idare ile müdahil şirket arasında imzalanan ihale sözleşmesine göre işin adının “33000 Ha alanda Arazi Toplulaştırma ve 791 km tarla içi yol yapımı işi” olduğu, anılan proje kapsamında tarla içi geliştirme hizmetleri niteliğindeki drenaj, toprak koruma, toprak ıslahı, tesviye, ağaç ve çalı temizleme, taş temizleme, yan dere ıslahı gibi unsurların bulunmadığı,
Kaldı ki, söz konusu ihale dahilinde anılan hizmetlerin olduğunun kabul edilmesi halinde dahi anılan işin 2013 yılında tamamlanarak kesin kabulünün yapıldığı, bu durumun Mahkemelerinin E:… sayılı dava dosyasında yer alan davalı idare tarafından Sarıoğlan Belediye Başkanlığı’na yazılan … tarih ve … sayılı yazıda geçen “proje kapsamında Sarıoğlan İlçe Merkezde stabilize yol yapımı ve kazı-dolgu çalışmalarının tamamlandığının maliklere duyurulması…” şeklindeki talepten de anlaşıldığı,
Ayrıca müdahil şirket tarafından verilen ve Mahkeme kayıtlarına 13/12/2018 tarihinde giren müdahale talep dilekçesinde de “söz konusu işin bitirilerek idarece kesin kabulünün yapıldığı ve teminat mektuplarının teslim edildiğinin…” belirtildiği, dolayısıyla bu aşamada anılan proje kapsamında bilirkişi raporuyla belirlenen eksikliklerin giderilebilmesinin mümkün olmadığı,
Diğer yandan, davacının taşınmazını kapsayacak şekilde yapılan arazi toplulaştırması kapsamında, davacıya toplulaştırma sonucu tahsis edilen tarım arazisinde zirai faaliyet yapılmasını engelleyici unsurların varlığının davalı idarece de kabul edildiği ve bu eksikliklerin tarla içi geliştirme projesi kapsamında giderileceği beyan edilmesine rağmen 12/12/2018 tarihinde yapılan keşif esnasında da görüldüğü üzere belirlenen eksikliklerin giderilmediği, giderilmesine yönelik olarak devam eden bir çalışmanın varlığı hususunda da davalı idare tarafından dava dosyasına herhangi bir bilgi ve belgenin de sunulmadığı,
Bu durumda; davalı idarece toplulaştırma sonucunda davacıya eş değer bir yerden ve eş değer özellikli bir alandan tarıma elverişli parsel verilmesi veya verilen parselin tarıma elverişli hale getirilmesi gerektiği,
Arazi toplulaştırmasının tarla içi geliştirme hizmetlerini de kapsadığının düşünülmesi halinde dahi toplulaştırma kapsamında arazi dağıtımının 2013 yılında yapıldığı dikkate alındığında, aradan geçen zaman diliminde davacının taşınmazı yönünden tarla içi geliştirme hizmeti kapsamında herhangi bir düzenleme yapılmadığı ve bu nedenle davacının taşınmazının bir kısmında tarımsal faaliyet yapamadığının anlaşıldığı,
Bu haliyle; davacı tarafından toplulaştırma sonrasında tahsis edilen arazi üzerindeki tarımsal faaliyeti engelleyici unsurların tarla içi geliştirme hizmetleri projesi kapsamında giderileceği varsayımıyla karar verilemeyeceği gerekçesi eklenmek suretiyle, dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, toplulaştırma çalışmalarının parsel tahsisi yanında tarla içi geliştirme hizmetlerini de kapsadığı, tarla içi geliştirme çalışmasının erken veya geç yapılmasının idari işlemi sakatlayacak nitelikte olmadığı, bilirkişilerce tespit edilen hususların bu çalışmalarla giderilebilecek nitelikte olduğu, idarece yapılan çalışmaların toplulaştırma tekniğine ve kriterlerine uygun olduğu, eski taşınmazın kanal ve yol payı kesilmesi, sınırların geometrik olarak düzeltilmesinin gerekmesi nedeniyle olduğu gibi korunmasının mümkün bulunmadığı, eski yerden vermek kaydıyla başka türlü bir düzenlemenin teknik olarak mümkün olmadığı, toplulaştırma işleminin bütünlüğü açısından inceleme ve değerlendirme yapılmadığı iddia edilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Kayseri 1. İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının Danıştay Onuncu Dairesinin 27/06/2019 tarih ve E:2019/870, K:2019/5157 sayılı kararında yer alan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.