Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/703 E. 2020/2015 K. 02.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/703 E.  ,  2020/2015 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/703
Karar No : 2020/2015

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … adına … Sendikası
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …m Bakanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 17/12/2019 tarih ve E:2016/13153, K:2019/7209 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara ili, Etimesgut ilçesi … İlkokulunda öğretmen olarak görev yapan davacının, hakkında düzenlenen soruşturma raporuna dayanılarak, hizmet sınıfı değiştirilmek suretiyle memur olarak atanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ve bu işlemin dayanağı 17/04/2015 tarih ve 29329 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 58. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “…haklarında yapılan denetim ve soruşturma sonucunda yetersizliği nedeniyle öğretmenlik görevini yapamayacağı tespit edilenler…” ibaresinin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 17/12/2019 tarih ve E:2016/13153, K:2019/7209 sayılı kararıyla;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 124. maddesi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Bir sınıftan başka bir sınıfa geçme” başlıklı 71. maddesi ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun “Öğretmenlik Mesleği” başlıklı 43. maddesinin davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan hâllerine değinildikten sonra;
Dava konusu düzenleyici işlem yönünden;
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin “Hizmet Sınıfının Değiştirilmesi” başlıklı 58. maddesinin birinci fıkrasında, “Öğretmenlik görevini devamlı surette yapamayacakları resmî ve özel eğitim ve araştırma hastaneleri veya üniversite hastanelerince düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtilenlerden Sosyal Güvenlik Kurumunca raporu uygun bulunanlar ile haklarında yapılan denetim ve soruşturma sonucunda yetersizliği nedeniyle öğretmenlik görevini yapamayacağı tespit edilenler diğer hizmet sınıflarındaki durumlarına uygun kadrolara atanabilir.” hükmünün yer aldığı, İdarelerin, normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, hizmette etkinliğin sağlanması için gerekli önlemleri alma, bu kapsamda mevzuat değişikliği yapma hususunda takdir yetkisine sahip olduğu, kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için, gelişen durumlara ayak uydurmak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapma hususunda da idarelerin takdir yetkisinin bulunduğu,
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, hizmet sınıfı değiştirilmek suretiyle atamaya ilişkin dava konusu düzenlemede, üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık görülmediği;
Dava konusu bireysel işlem yönünden;
Davacının, daha önce çalıştığı Ankara ili, Etimesgut ilçesi … İlkokulunda hakkında düzenlenen 16/11/2015 tarihli soruşturma raporunda; yapılan sınıf denetiminde davacının öğretim yöntem ve teknikleri, sınıf yönetimi konusunda yetersiz kaldığı, öğrencilerin seviyesinin okudukları sınıf düzeyinin altında olduğu, okul içi ve veli iletişiminde problemler yaşadığı yolunda tespitler yapılarak, disiplin yönünden kınama cezası ve idari yönden durumuna uygun başka bir okula sınıf öğretmeni olarak atanmasının teklif edildiği, ayrıca davacının eksik olduğu konularda açılacak hizmet içi eğitim kurslarına alınması gerektiğinin de tavsiye edildiği, bunun üzerine; nakil geldiği aynı yer … İlkokulunda 2016 yılı Şubat ayında göreve başladığı, davacı hakkında bu okulda da yetersizliğine ilişkin yapılan şikâyetler üzerine yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen … tarih ve … sayılı soruşturma raporunda; davacının, okuldaki yönetici, öğretmen, görevliler ve velilerle işbirliği içinde çalışmadığı, derslere hazırlıklı girmediği, sınıf yönetimi konusunda yeterli olmadığı, sınıf disiplinini sağlayamadığı, öğrencilere yeterli bilgi ve beceri kazandıramadığı, programlara göre sınıf seviyesinin gerektirdiği kazanımları veremediği, öğrencilerin olumsuz davranışlar edinmesine neden olduğu değerlendirmeleri yapılarak, disiplin yönünden davacıya kınama cezası verilmesi, idari yönden ise; kendisine verilen sınıf/şubede eğitim ve öğretim faaliyetlerini programlara göre planlayarak uygulama ve özel bir ihtisas mesleği olan öğretmenlik görevini yerine getirmede yetersizliği sebebiyle Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 58/1. maddesi kapsamında, sınıf öğretmenliği görevinin üzerinden alınarak, diğer hizmet sınıflarından durumuna uygun bir kadroya atanmasının teklif edilmesi üzerine … tarih ve … sayılı işlemle Eğitim/Öğretim Hizmetleri sınıfından alınarak, Genel İdare Hizmetleri sınıfına (Ankara İl Millî Eğitim Müdürlüğü emrine) memur olarak atamasının yapıldığının anlaşıldığı,
Dava dosyasının incelenmesinden; … tarih ve … sayılı soruşturma raporunda; sınıf içerisinde ders saatlerinde davacı öğretmenin sınıfta olmasına rağmen, otoriteyi sağlayamadığı, öğrenciler arasında itiş kakış yaşandığı, bazı öğrencilerin beslenme saati yaparken bazı öğrencilerin balonla oynadığı, birkaç öğrencinin yanlarında bir yetişkin olmadan bahçeye çıkıp dolaştığı, davacının ise bu durumdan haberdar olmadığı şeklinde tespitlerin yapıldığı, bununla birlikte davacı hakkında söz konusu soruşturmanın açılmasına sebep olan veli şikâyetlerinde; “çocuğunun soğuk bir günde, okulda arkadaşları tarafından ıslatılması ve çocuğun okulda bekletilerek eve o şekilde yollanması”, “çocuğun okulda dişinin kırılmasına rağmen velilere bu konuda bilgi verilmemesi” gibi pek çok olayın yaşandığı, davacının eğitim öğretiminden sorumlu olduğu çocukların yaşları da dikkate alındığında, bu hususta gösterilecek bir ihmal ya da dikkatsizliğin telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabileceği,
Öğretmenlik mesleğinin temelini oluşturan bilgi, beceri, sevgi, saygı, anlayış, sabır, fedakarlık gibi hasletlerin bu mesleğin vazgeçilmez özellikleri olduğu, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın bu özelliklere sahip öğretmenlere emanet edilmesi ve velilerin çocuklarını teslim ettikleri okulda çocuklarının gerek güvenliklerinden, gerekse aldıkları eğitim öğretimden endişe duymamalarının en tabii beklenti olduğu, davacı öğretmen hakkında gerek dava konusu edilen işleme ilişkin soruşturma, gerekse daha önce yapılan soruşturma sonucu düzenlenen … tarih ve … sayılı soruşturma raporunda yer alan tespitler göz önünde bulundurulduğunda, davacının öğretmenlik mesleğinin niteliklerine sahip olmadığının anlaşıldığı, hizmet içi eğitimlerle meslekte gelişim sağlanabilir ise de, mesleğin gereği olan ve sayılan bu niteliklerin hizmet içi eğitimlerle ya da zaman içinde kazanılacak bir yönünün bulunmadığı, mesleği icra edenin doğrudan sahip olması gereken özellikler olduğu, bu durumda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, düzenleyici işlem yönünden; dava konusu Yönetmelik maddesinde yer alan hükmün, Türk Ceza Kanunu’nun “Suçta ve Cezada Kanunilik” ilkesi başlıklı 2. maddesinde ifadesini bulan “İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.” hükmüne aykırı olduğu ve yine aynı Kanun’un 50. maddesinin (e) fıkrasında, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmanın temel bir ceza normu olarak belirlendiği, öğretmenlik mesleğinden alt bir pozisyonda olan memuriyete resen yapılan atamanın niteliği itibarıyla ceza mahiyetinde olduğu, bu nedenle kanunla düzenlenmesi gerektiği;
Anayasa’nın 124 ve 128/2. maddeleri gereği, mesleki yetersizlik gibi soyut ve subjektif bir konuda, kişileri ihtisas mesleğinden men edilmesi anlamı taşıyacak hiçbir kanuni bir düzenlemenin mevcut olmadığı; Anayasa’nın 13, 48, 49. maddelerindeki güvencelere uyulması gerektiği, çalışma hürriyetinin yalnızca kanunla ve demokratik bir toplumda gerekli olduğu ölçüde sınırlanabileceği, ihtisas mesleklerinde çalışan kişilerin mesleki çalışmasına ilişkin koşulların temel haklar ve özgürlükler kapsamında olduğu ve bu kapsamda yapılacak sınırlamaların katı kurallara tabi olması gerektiği,
İptali istenen düzenlemenin ayrıca eksik bir düzenleme olarak da hukuka aykırı olduğu; soruşturma ve denetimin nasıl ve kim tarafından yapılacağı ve yine soruşturma sonucunda muhakkik tarafından getirilen teklifin doğruluğunun ve mesleki yeterliğe uygunluğunun denetiminin nasıl yapılacağının belirtilmediği, birçok ihtisas mesleğinde unvanın kullanılmasının veya meslekten men sonucunu doğuracak mesleki yeterlik denetimlerinin ilgili bakanlığın veya meslek odasının nezdinde kurulan bir kurul tarafından yerine getirildiği, sonuçları bu kadar ağır bir işlem için birden fazla uzmanın bulunduğu bir kurulun teşekkül etmesi gerektiğinden düzenlemenin bu yönüyle eksik olduğu, bununla birlikte mesleki yetersizlik sonucu değiştirilen hizmet sınıfının tekrar nasıl kazanılacağının da düzenlenmediği, düzenlemenin bu hâliyle ilgiliye tatbik edilecek işlemi kalıcı hâle getirdiği,
Anayasa Mahkemesinin kamu görevlilerinin hukuk güvenliğinin sağlanması bağlamında geliştirdiği istikrar kazanmış bulunan; kamu görevlilerinin atandıkları statüde değişiklik olmadığı sürece görev güvencelerinin sağlanması, statüde değişiklik olduğu takdirde kariyer ve liyakat ilkeleri ile kadro dereceleri gözetilerek atanmalarına olanak verecek şekilde işlem/düzenleme yapılması, meşru beklentilerinin hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesi gereğince korunması ilkelerine de aykırılık bulunduğu,
Bireysel işlem yönünden; hakkındaki soruşturma nedeniyle ilçe içerisinde yer değiştirilmek suretiyle atandığı okulda bu durumunun çalışma arkadaşları, okul yönetimi ve veliler tarafından öğrenildiği, göreve başlamasıyla hakkında olumsuz bir hava ve ön yargıların oluştuğu, eğitim ve öğretim faaliyetleri içerisinde makul ve mazur görülecek birçok şeyin büyük sorunlar olarak karşısına çıkarıldığı, soruşturma raporunun, subjektif, ön yargılı ve eksik tanzim edildiği, kendisi hakkında şikâyetçi olan veliler olduğu kadar hakkında olumlu düşünen ve memnun olan velilerin de bulunduğu, ancak bunların bilgisine başvurulmadığı, eksik soruşturma sonucu ve soyut iddialar üzerine hakkında işlem tesis edildiği; 19 yıllık meslek hayatında birçok denetime tabi tutulan ve bu güne kadar mesleki herhangi bir problem yaşamadığı hâlde bir anda mesleki yetersiz olarak kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararda usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının ileri sürdüğü hususların temyiz sebeplerinden olmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘ÜN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile, Daire kararının; davacının, hizmet sınıfı değiştirilmek suretiyle memur olarak atanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden verilen ret kararının bozulması, Yönetmelik hükmü yönünden verilen davanın reddine ilişkin kısmının ise onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu olan ve pedagojik formasyon kursunu tamamlayan davacı, 1998 yılında Millî Eğitim Bakanlığı emrinde sınıf öğretmeni olarak göreve başlamış, muhtelif şehir ve okullarda görev yaptıktan sonra, 18/12/2015 tarihinde atandığı Ankara ili, Etimesgut ilçesi, … İlkokulunda görev yapmakta iken, hakkındaki şikayet dilekçeleri üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, Maarif Müfettişlerince düzenlenen 02/06/2016 tarihli soruşturma raporu ile idari yönden getirilen teklif doğrultusunda 18/07/2016 tarihli işlemle hizmet sınıfı değiştirilmek suretiyle Ankara İl Millî Eğitim Müdürlüğüne memur olarak atanmıştır.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 71. maddesinin 2. fıkrasında; kurumların, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabileceği düzenlenmiştir.
17/04/2015 tarih ve 29329 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin “Hizmet Sınıfının Değiştirilmesi” başlıklı 58. maddesinin 1. fıkrasında, “Öğretmenlik görevini devamlı surette yapamayacakları resmî ve özel eğitim ve araştırma hastaneleri veya üniversite hastanelerince düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtilenlerden Sosyal Güvenlik Kurumunca raporu uygun bulunanlar ile haklarında yapılan denetim ve soruşturma sonucunda yetersizliği nedeniyle öğretmenlik görevini yapamayacağı tespit edilenler diğer hizmet sınıflarındaki durumlarına uygun kadrolara atanabilir.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay İkinci Dairesi kararının, 17/04/2015 tarih ve 29329 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 58. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “…haklarında yapılan denetim ve soruşturma sonucunda yetersizliği nedeniyle öğretmenlik görevini yapamayacağı tespit edilenler…” ibaresi yönünden davanın reddine ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire kararının davacının, hizmet sınıfı değiştirilmek suretiyle memur olarak atanmasına ilişkin işlem ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmına gelince;
Dosyanın incelenmesinden; davacının, Ankara ili, Etimesgut ilçesi … İlkokulunda öğretmen olarak görev yapmakta iken, 02/06/2016 günlü Maarif Müfettişliği soruşturma raporunda, “kendisine verilen sınıfta/şubede eğitim ve öğretim faaliyetlerini programlara göre planlayarak uygulama ve özel bir ihtisas mesleği olan öğretmenlik görevini yerine getirmede yetersizliği olduğundan, Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 58/1 maddesi kapsamında sınıf öğretmenliği görevinin üzerinden alınarak, diğer hizmet sınıflarından durumuna uygun kadroya atamasının yapılması” yönünde kanaat bildirilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının son görev yaptığı okulda 2015-2016 eğitim öğretim yılının ikinci yarı yılında (Şubat 2016) göreve başladığı, 20/04/2016 günlü olurla hakkında soruşturma başlatıldığı, 02/06/2016 günlü rapor doğrultusunda 18/07/2016 günlü dava konusu işlemin tesis edildiği gözetildiğinde, sadece iki ay önce atandığı okulda görev yapmakta iken hakkında başlatılan soruşturma neticesinde tesis edilen işlemin sonucunun ağırlığı dikkate alındığında, yeni görev yerindeki performansı hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapılmasına ve söz konusu işlemin tesis edilmesine imkan sağlayacak kadar yeterli sürenin geçtiğinin kabulünün mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır.
İşleme dayanak alınan soruşturma raporunun incelenmesinden, davacının mesleğini icradan mahrum bırakılmasına yetecek ağırlıkta tespitlerin yer almadığı, bazı öğrenci velilerinin şikayetleri bulunmakla birlikte doğrudan davacının mesleki yetersizliğini ortaya koyan somut tespitlerin bulunmadığı, davacının mesleki olarak yetersiz kabul edilmesinin nasıl bir değerlendirme ve tespit sonucu elde edildiğinin ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca, davacı hakkında hazırlanan 16/11/2015 günlü soruşturma raporunda, davacının etkileşimli sınıf yönetimi, öğretim yöntem, teknik ve stratejileri, sınıf içi iletişim ve eğitimde teknoloji kullanımı konusunda açılacak hizmet içi eğitim kurslarına alınması ve bir dönem çalışmasını müteakip yeniden ders denetimi yapılması önerilmesine rağmen, bu yönde bir hizmet içi eğitimin açılmaması nedeniyle davacının söz konusu eğitimlere katılamadığı, bu konuda davacıya atfedilebilir bir kusur bulunmadığı dikkate alındığında, 02/06/2016 günlü rapordaki, davacının bundan sonra katılacağı hizmet içi eğitim faaliyetlerinden beklenen faydayı sağlayamayacağı yolundaki tespite itibar etmek mümkün değildir.
Öte yandan, dava konusu işlemin dayanağı 02/06/2016 günlü raporda, disiplin yönünden davacıya kınama cezası verilmesinin önerildiği; kınama cezasını gerektiren bir fiilin, idari yönden bu kadar ağır sonuçlara bağlanmasının da ölçülülük ilkesine aykırı olduğu sonucuna varıldığından, davacı hakkında tesis edilen işlemde bu yönüyle de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Daire kararının; davacının, hizmet sınıfı değiştirilmek suretiyle memur olarak atanmasına ilişkin işlem ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 17/12/2019 tarih ve E:2016/13153, K:2019/7209 sayılı kararının, 17/04/2015 tarih ve 29329 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 58. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “…haklarında yapılan denetim ve soruşturma sonucunda yetersizliği nedeniyle öğretmenlik görevini yapamayacağı tespit edilenler…” ibaresi yönünden davanın reddine ilişkin kısmının oybirliği ile ONANMASINA,
3. Davacının, hizmet sınıfı değiştirilmek suretiyle memur olarak atanmasına ilişkin işlem ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmının oyçokluğu ile BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 02/11/2020 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 17/12/2019 tarih ve E:2016/13153, K:2019/7209 sayılı kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ve kararın tümüyle onanması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararının bozmaya ilişkin kısmına katılmıyoruz.