Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/613 E. 2020/2466 K. 19.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/613 E.  ,  2020/2466 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/613
Karar No : 2020/2466

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 23/05/2019 tarih ve E:2018/4417, K:2019/3998 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının eşi nedeniyle hak kazandığı ordu evine giriş kartına el konulması ve anılan kartın iptaline ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı … TSK Akıllı Kart Yönergesi’nin birinci bölümünün 3. maddesinin (l) fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 23/05/2019 tarih ve E:2018/4417, K:2019/3998 sayılı kararıyla;
1980 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerine katılan ve 1989 yılında yüzbaşı rütbesinde matematik öğretmeni iken İngiliz uyruklu bir kadın ile evlenmesi nedeniyle 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 112. maddesi uyarınca müstafi sayılan davacının, bu evliliği sona erdikten sonra yeniden evlendiği, eşinin Kara Kuvvetleri Komutanlığından öğretmen binbaşı olarak emekliye ayrılan babası üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri sosyal tesislerden yararlanmak amacıyla tesislerin giriş ve çıkışlarında kullanılmak üzere kendisine verilen Türk Silahlı Kuvvetleri akıllı kartına … Ordu evine girişte 2017 yılının Şubat ayında el konularak iptal edildiği;
Davacı tarafından, emekli öğretmen binbaşı olan kayınpederi üzerinden alınan ancak sonrasında el konularak iptal edilen Türk Silahlı Kuvvetleri akıllı kartının geri verilmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunduğu;
Başvurusunun … TSK Akıllı Kart Yönergesi’nin birinci bölümünün üçüncü maddesinin (l) fıkrasındaki, hak sahipliğini yitiren personelin hak sahibi başka personel üzerinden de TSK akıllı kartı alamayacağı yolundaki düzenleme gerekçe gösterilerek 27/02/2017 tarihli işleme reddedildiği;
Bakılan davanın, davacının ordu evine giriş kartına el konularak iptal edilmesine ilişkin işlemin ve dayanağı Yönerge’nin birinci bölümünün 3. maddesinin (l) fıkrasının, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, iptaline karar verilmesi istemiyle açıldığı;
10/08/1967 tarih ve 12670 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 03/10/1996 tarih ve 4182 sayılı Kanun ile değişiklikten önce davacının müstafi sayıldığı tarihte yürürlükte bulunan 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 112. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Subay ve astsubaylardan yabancı uyruğundaki kişilerle evlenenler ve ya nikâhsız olarak karı koca gibi yaşıyanlar, istifa etmiş sayılırlar.” kuralına yer verildiği;
09/01/1961 tarih ve 10702 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 98. maddesinde, “Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin sosyal ve moral ihtiyaçlarını karşılamak, dayanışmayı artırmak, mesleki, sosyal gelişmelerini mümkün kılacak imkânları hazırlamak maksadıyla ve Genelkurmay Başkanlığının izni ile;
a) Orduevi ve bağlısı şubeler,
b) Askerî gazinolar, kışla gazinoları ve vardiya yatakhaneleri, kurulabilir.
Orduevi ve bağlısı şubeler ile askerî gazinolar, kışla gazinoları ve vardiya yatakhanelerinin kadro, kuruluş, idare, yapılacak denetleme ve işletme şekilleri, verilecek hizmetler, üye aidatı ve kart ücreti alınmasına ilişkin usul ve esaslar, ihtiyaçların tespit ve temini ile elde edilen gelirlerin harcanacağı yerler ve diğer hususlar Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine yönetmelik ile belirlenir.” kuralının yer aldığı;
Bu çerçevede, 20/08/2000 tarih ve 24146 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Silahlı Kuvvetleri Ordu Evleri, Askerî Gazinolar, Kışla Gazinoları ve Vardiya Yatakhaneleri ile Eğitim Merkezleri Yönetmeliği’nin 10. maddesinin ikinci fıkrasında, “Üyeler dışında, Türk Silahlı Kuvvetler mensubu görevli, emekli, müstafi personel ile bunların (vefat eden personel dâhil) yakınlarından kimlerin hangi tesislerden istifade edeceği ve istifade şekli Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanan Yönergeler ile belirlenir. Bu kişilere verilecek giriş kartı için ücret alınır. Alınacak bu ücret her yıl Genelkurmay Başkanlığı tarafından belirlenir.”; 11. maddesinde ise, “Tesislere giriş, giriş kartları, kıyafet, (29/9/2006 tarihli ve 2006/11081 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 131 inci maddesinin birinci fıkrası esaslarına uygun şekilde) emniyet, tesislerden istifade, tertip, düzen ve hizmet esasları, Genelkurmay Başkanlığınca verilen emir ve talimatlara göre yürütülür.” düzenlemesine yer verildiği;
Anılan düzenlemeler uyarınca Genelkurmay Başkanlığı tarafından, bu kapsamda ordu evi ve sosyal tesislere giriş-çıkışı sağlayan kartlara ilişkin usul ve esasların … Türk Silahlı Kuvvetleri Akıllı Kart Yönergesi ile belirlendiği;
… Türk Silahlı Kuvvetleri Akıllı Kart Yönergesi’nin birinci bölümünün “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinin (f) bendinde, “Asıl Hak Sahibi (AHS): 1’nci bölüm, madde 2 a ve b fıkralarında belirtilen personeli ifade eder.”; (l) bendinde ise, “Hak Sahipliğini Yitiren Şahıslar: Hiçbir zaman TSK Akıllı Kartı alamayacak mahkeme kararı, Yüksek Disiplin Kurulu kararı, Yüksek Askeri Şura kararı gibi nedenlerle, Türk Silahlı Kuvvetleri emeklisi statüsünü kaybedenleri ifade eder. Karargâh, birlik ve kurumlara girişlerini engellemek amacıyla, sakıncalı ve şüpheli sivil şahıslar ile yasaklı firma mensuplarını da kapsar. Söz konusu personel hak sahibi başka personel üzerinden de TSK Akıllı Kartı alamaz.” şeklindeki düzenlemenin yer aldığı;
Dava, … Türk Silahlı Kuvvetleri Akıllı Kart Yönergesi’nin birinci bölümünün “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendi yönünden incelendiğinde;
Dava konusu Yönerge’nin birinci bölümünün 3. maddesinin (l) bendinde mahkeme kararı, Yüksek Disiplin Kurulu kararı ve Yüksek Askeri Şura kararı gibi nedenlerle Türk Silahlı Kuvvetleri emeklisi statüsünü kaybeden personelin Türk Silahlı Kuvvetleri akıllı kartı hak sahipliğini yitiren şahıslar olarak tanımlandığı ve bunların hiçbir zaman hak sahibi başka bir personel üzerinden de akıllı kart alamayacaklarının düzenlendiği, bu haliyle üst normlara aykırı bir kural içermeyen ve sonuç yaratmayan dava konusu düzenleyici işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı;
Dava, davacının eşi nedeniyle hak kazandığı ordu evine giriş kartına el konulması ve anılan kartın iptaline ilişkin işlem yönünden incelendiğinde;
Yukarıda açıklanan, … Türk Silahlı Kuvvetleri Akıllı Kart Yönergesi’nin birinci bölümünün 3. maddesinin (l) bendinde yer alan düzenlemeye dayanılarak, davacının eşi nedeniyle hak kazandığı TSK Akıllı Kartına davalı idare tarafından el konulup kartı iptal edilmiş ise de, işleme dayanak alınan düzenlemenin Türk Silahlı Kuvvetleri emeklisi statüsünü mahkeme kararı, Yüksek Disiplin Kurulu kararı ve Yüksek Askeri Şura kararı gibi nedenlerle kaybedenlere hiçbir zaman TSK Akıllı Kart verilemeyeceğine ilişkin olduğu; davacının ise, bu kapsamda olmayıp yabancı ile evliliği nedeniyle yukarıda açıklanan 926 sayılı Kanun’un 112. maddesi uyarınca müstafi sayılan kişi durumunda bulunduğu, davacıya yabancı ile olan evliliğinin sona ermesi sonrasında, yeniden evlendiği eşinin Kara Kuvvetleri Komutanlığından emekliye ayrılan kayınpederi üzerinden TSK Akıllı Kartı verildiği ve bu kartın verilmesine sebep olan asıl hak sahibi kişinin TSK emeklisi statüsünü kaybetmediği de dikkate alındığında, davacının eşi nedeniyle hak kazandığı TSK Akıllı Kartına el konulmasında ve daha sonra bu kartın iptal edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle;
Davanın … Türk Silahlı Kuvvetleri Akıllı Kart Yönergesi’nin birinci bölümünün 3. maddesinin (l) bendine yönelik kısmının reddine,
Davacının eşi nedeniyle hak kazandığı ordu evine giriş kartına el konulması ve anılan kartın iptaline ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, temyize konu karada Yönerge’nin bir bütün olarak değerlendirilmediği, kararın, Yönerge’nin 2. bölüm 4. maddesinde on bir bent olarak belirtilen, yabancı uyruklu ile evlilik dışındaki diğer nedenlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılıp başka bir hak sahibi üzerinden kart alabilecek kişilere de emsal teşkil edeceği ve bu durumun Türk Silahlı Kuvvetlerinin sahip olduğu disiplin yapısını bozacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlık konusu Yönerge’nin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, tanımlar kısmından, hak sahipliğini yitiren şahısların hak sahibi başka personel üzerinden de TSK Akıllı Kartı alamayacağının anlaşıldığı, ikinci bölümde, TSK Akıllı Kart Sahipliğini Kaybeden Personel başlığı altında sayılanların da tanımlar kısmında sayılan şahıslar gibi hak sahibi başka personel üzerinden de TSK Akıllı Kartı alamayacağı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı tarafından, TSK’dan ilişiğinin kesilmesine dayanak olan Yasa kuralının 1996 yılında değiştirilerek “Yabancı uyruklu kişilerle evlenenlerden bu evlilikleri yönetmelikte belirtilen esaslar dahilinde Genelkurmay Başkanlığınca uygun görülmeyenler” şeklinde değiştirildiği, yabancı uyruklu kişiler ile evlenmenin izne bağlandığı, bu nedenle de, 1996 yılında yapılan değişiklikten önce bu madde gereğince TSK’dan istifa etmiş sayılanların, kendi isteği ile istifa eden subaylar gibi değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, yapılan değişikliğin 926 sayılı Kanun’un davacının müstafi sayılmasına dayanak oluşturan önceki hükmünün ve müstafi sayılma işleminin hukuka aykırı hale gelmesi sonucunu doğurmayacağı ve Yönerge düzenlemesinin de kendiliğinden yürürlükten kalkacağından bahsetmenin mümkün olmadığı açıktır.
Bu nedenle, davacının eşi nedeniyle hak kazandığı ordu evine giriş kartına el konulması ve anılan kartın iptaline ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının temyiz konu kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı idarenin duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın temyize konu bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu bireysel işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali, dava konusu Yönerge hükmü yönünden davanın reddi yolunda verilen Danıştay Onikinci Dairesinin 23/05/2019 tarih ve E:2018/4417, K:2019/3998 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 19/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.