Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/602 E. 2020/1822 K. 14.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/602 E.  ,  2020/1822 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/602
Karar No : 2020/1822

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 27/11/2019 tarih ve E:2017/3054, K:2019/3891 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansı sahibi olan davacı şirkete, akaryakıt istasyonundan alınan numunelerin akredite laboratuvar analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca 134.400,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 27/11/2019 tarih ve E:2017/3054, K:2019/3891 sayılı kararıyla;
Dairelerinin 25/12/2012 tarih ve E:2011/315, K:2012/4070 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, karar düzeltme aşamasında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 26/01/2017 tarih ve E:2014/1569, 2017/276 sayılı kararıyla;
“06/01/2005 tarih ve 25692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 25. maddesinde; petrol piyasasında faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin ilgili mevzuat hükümlerine aykırı faaliyet ve işlemlerinden bu Yönetmelikte düzenlenen ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek olmayacak derecede açık olduğu Kurul tarafından belirlenenler için, Daire Başkanlığı vasıtasıyla ilgili gerçek veya tüzel kişiye onbeş günden az olmamak üzere uygun bir süre verilerek yazılı savunmasının alınacağı, Daire Başkanının; ilgili gerçek veya tüzel kişinin yazılı savunmasını, kendi görüşüyle birlikte Başkanlığa sunacağı, Başkanın, konuyu Kurul gündemine öncelikle alacağı, Kurulun, yazılı savunma ve konuya ilişkin Daire Başkanlığı görüşünü inceleyerek kararını vereceği, ilgili mevzuat hükümlerine aykırılığın Kurul tarafından sabit görülmesi hâlinde, ilgili kanunlarda öngörülen ceza ve yaptırımların uygulanmasını kararlaştıracağı kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket nezdinde 23/07/2009 tarihinde yapılan denetim sonucu alınan numunelerin akredite laboratuvar analizi sonucu gerekli seviyede ulusal marker içermediği ve belirlenen teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile davacı şirketten yazılı savunma alınmasına karar verildiği, bu karar çerçevesinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Denetim Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısının tanzim edildiği, fakat evrakın tebliğ edilemediği, bunun üzerine resmi veya özel müessese ve dairelerden davacı şirketin adresine yönelik bir araştırma yapılmaksızın, savunma isteme yazısının 25/07/2010 tarih ve 27652 sayılı Resmî Gazete’de ilanen tebliğe çıkarıldığı ve yukarıda belirtilen tespit esas alınarak, davacının süresi içinde savunma vermediğinden bahisle, dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “İlanen Tebligat” başlıklı 28. maddesinin birinci fıkrasında, adresi meçhul olanlara ilanen tebligat yapılacağı; üçüncü fıkrasında, adresin meçhul olması hâlinde keyfiyetin tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edileceği, bununla beraber tebliği çıkaran merciin, muhatabın adresini resmî veya hususî müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine soracağı ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettireceği kurala bağlanmıştır.
Bu durumda; konuya ilişkin Kurul kararı alınmadan önce usulüne uygun şekilde savunma isteme yazısının tebliğ edilmesi gerektiğinden, davalı idarece yukarıda belirtildiği şekilde adres araştırması yaptırılmadan ilânen tebligat yapılmasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğu anlaşıldığından, savunma isteme yazısının usule aykırı olarak ilânen tebliğ edilmesi nedeniyle, idarî para cezası uygulanmasına ilişkin uyuşmazlık konusu Kurul kararında ve davanın reddi yolundaki Daire kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.” gerekçesiyle anılan kararın bozulmasına karar verildiği;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1. maddesinde yer alan kural göz önünde bulundurulmadan ve 5015 sayılı Kanun ile 7201 sayılı Kanun’a aykırı olarak karar verildiği belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin ikinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulmasının;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; dördüncü fıkrasında, “Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır.” denilmiş; 50. maddesinin dördüncü fıkrasında ise Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 26/01/2017 tarih ve E:2014/1569, 2017/276 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 27/11/2019 tarih ve E:2017/3054, K:2019/3891 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.