Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/545 E. 2020/2464 K. 19.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/545 E.  ,  2020/2464 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/545
Karar No :2020/2464

TEMYİZ EDEN : I- (DAVALI) : … Kurumu

VEKİLİ : Av. …

II-DAVALI İDARE YANINDA MÜDAHİLLER :
1-… A.Ş.
2-… A.Ş.
3-… İletişim Hizmetleri A.Ş.

VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Koruma Derneği

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 31/10/2019 tarih ve E:2013/1287, K:2019/3354 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun (Kurul) 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-… sayılı kararının 8. maddesinde 01/04/2013 olarak belirtilen yürürlük tarihinin ertelenerek yeni yürürlük tarihinin 01/07/2013 olarak belirlenmesine ilişkin 20/03/2013 tarih ve 2013/DK-… sayılı Kurul kararının ertelemeye ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 31/10/2019 tarih ve E:2013/1287, K:2019/3354 sayılı kararıyla;
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun “Taahhütlerde Yer Alan Cayma Bedelleri” konulu 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-THD/14 sayılı kararı ile aboneler lehine birtakım düzenlemeler yapıldığı; anılan Kurul kararının 8. maddesinde yürürlük tarihinin 01/04/2013 olarak belirlendiği, Kurulun 20/03/2013 tarih ve 2013/DK-… sayılı kararı ile, 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-… sayılı Kurul kararının 8. maddesinde belirtilen yürürlük tarihinin ertelenerek yeni yürürlük tarihinin 01/07/2013 olarak belirlenmesine karar verilmesi üzerine, söz konusu Kurul kararının ertelemeye ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı;
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna, elektronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili olarak sektördeki faaliyetlerin tam bir rekabet ortamı içinde gerçekleşmesini sağlamak ve abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcıların haklarını korumaya yönelik önlemleri alma noktasında yetki verildiği, bu kapsamda Kurumun tüketicilerin haklarının korunmasına yönelik olarak görev alanına giren konularda gerekli düzenlemeler yapabileceği;

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun “Taahhütlerde Yer Alan Cayma Bedelleri” konulu 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-THD/14 sayılı kararı ile, “5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, 7’nci maddesinin birinci fıkrası, 12’nci maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi, 47, 48, 49 ve 50’nci maddeleri ve ilgili diğer mevzuat hükümleri göz önünde bulundurularak;
1- FCT kullanımına ilişkin olarak kararlaştırılan cezai şartlar saklı kalmak kaydıyla; abonelik sözleşmesine ek nitelikte hüküm ve şartlar ihtiva eden taahhütname, kampanya katılım formu, sözleşme gibi belgelerde bulunan cayma bedeli gibi ödemelerin; taahhüde aykırılığın oluştuğu döneme kadar aboneye sağlanan indirim, cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile sınırlı kalması, ancak aboneden taahhüt kapsamında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kısmının toplamının, bu tutardan düşük olması hâlinde sınır değeri olarak abone lehine olan tutarın esas alınması,
2- Cayma bedeline konu olan; cihaz bedellerinin, indirimlerin ve sağlanan diğer faydaların taahhütnamenin yürürlüğe girdiği tarihteki bedellerinin, taahhüt verilmesi sebebiyle sağlanan ek faydaların tutarını açıkça gösterecek bir biçimde, koyu harflerle belirtilmesi,
3- Cihaz temini içeren taahhütlerde işletmecinin de cihazın ayıbından sorumlu olması,
4- Taahhütnamelerin, yürürlüğe girdiği günden yürürlükten kalkacağı güne kadar kolay erişilebilir bir şekilde işletmecilerin internet sitelerinde yayımlanması,
5- İşbu Kurul Kararının yürürlük tarihini takiben abone ile işletmeci arasında akdedilecek taahhütnamelere ilişkin olarak; taahhüt süresi boyunca -belirlenen tarifeler, hizmet şartları vb. tüm hususlar dâhil- sözleşme/taahhüt şartlarında “açık ve somut bir şekilde abone lehine olmayan” hiçbir değişiklik yapılamayacağı,
6- Taahhüt içeren aboneliklere ait faturalarda, taahhüdün ne kadarının tamamlandığına ve taahhüdün bitiş tarihine ilişkin bilgilendirme yapılması,
7- Abonelik sözleşmelerinde yer alan (yetkili mahkeme, delil sözleşmesi vb.) hususlara taahhütnamelerde yer verilmeyerek, usule ilişkin bu hususlarda abonelik sözleşmesine atıfta bulunulması,
8- İşbu Kurul Kararının 01/04/2013 tarihinde yürürlüğe girmesi ve söz konusu tarih itibari ile 27/07/2012 tarihli ve 2011/DK-… sayılı Kurul Kararının yürürlükten kaldırılması” hususlarına karar verildiği; dava konusu Kurul kararı ile de, 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-…sayılı Kurul kararının 8. maddesinde belirtilen yürürlük tarihinin ertelenerek yeni yürürlük tarihinin 01/07/2013 olarak belirlenmesine karar verildiği;
Elektronik haberleşme sektörünün özellikleri ile hizmetin sunumunda tabi olunan genel ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-… sayılı Kurul kararı ile tüketicilere tanınan hakların yürürlüğe giriş tarihinin dava konusu Kurul kararı ile ertelenmesi suretiyle tüketicilerin menfaatlerinin zedelendiği sonucuna ulaşıldığı;

Davalı idare tarafından, 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-… sayılı Kurul kararının gereklerinin yerine getirilebilmesi için işletmeciler tarafından bazı işlemlerin ve sistemsel geliştirmelerin yapılması gerektiği ileri sürülmekte ise de, söz konusu işlemlerin ve sistemsel gelişmelerin ne olduğunun somut bir şekilde ortaya konulamadığı görüldüğünden, 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-… sayılı Kurul kararıyla 01/04/2013 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde tüketicilere tanınan hakların herhangi bir somut ve geçerli nedene dayanmaksızın tüketiciler aleyhine olacak şekilde ertelenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare ve yanında müdahiller tarafından, dava konusu işlemin tesis edilme sebebinin işletmecilerin süre uzatım talepleri olduğu, tüketici hakları korunurken sektörü daha karmaşık hale getirecek, sektöre güveni sarsacak veya işletmecilerin gerçekleştiremeyeceği düzenlemeler yapmanın faydalı bir yaklaşım olmayacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçelerinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare ve yanında davaya müdahillerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu Danıştay Onüçüncü Dairesinin 31/10/2019 tarih ve E:2013/1287, K:2019/3354 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 19/11/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Dava konusu Kurul kararı ile, 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-… sayılı Kurul kararının 8. maddesinde belirtilen yürürlük tarihinin ertelenerek yeni yürürlük tarihinin 01/07/2013 olarak belirlenmesine karar verildiği görülmektedir.
Temyize konu kararla, tüketicilere tanınan hakların herhangi bir somut ve geçerli nedene dayanmaksızın tüketiciler aleyhine olacak şekilde ertelenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmişse de; davalı idarece, abone ve tüketici haklarının korunması yolundaki çalışmaların birçok faktörden etkilendiği, düzenlemeler yapılırken bunların mümkün olduğunca dikkate alındığı ancak, düzenleme sonrası süreçte gereklilik halinde işletmecilere ek süre tanınmasının söz konusu olduğu belirtilmektedir.
Sektörde tüketicilerin hak ve menfaatlerine uygun düzenlemeler yapmakla görevli ve yetkili olan davalı idarece; tüketici menfaatleri ve tüketiciler arasında eşit uygulama için işletmecilere zaman verilmesi gereksinimi göz önünde bulundurularak tesis edilen dava konusu işlemde kamu hizmetinin gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz istemlerinin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/545

MÜDAHALE İSTEMİ HAKKINDA KARAR

Tüketicileri Koruma Derneği tarafından, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun 03/01/2013 tarih ve 2013/DK-… sayılı kararının 8. maddesinde 01/04/2013 olarak belirtilen yürürlük tarihinin ertelenerek yeni yürürlük tarihinin 01/07/2013 olarak belirlenmesine ilişkin 20/03/2013 tarih ve 2013/DK-…. sayılı Kurul kararının ertelemeye ilişkin kısmının iptali istemiyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna karşı açılan davada, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen dava konusu işlemin iptaline yönelik 31/10/2019 tarih ve E:2013/1287, K:20196/3354 sayılı karara karşı davalı idarece temyiz isteminde bulunulması üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun E:2020/545 sayılı esasına kayıtlı temyiz dosyasına, Türk Telekomünikasyon A.Ş., TTNET A.Ş., TT Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından, davaya davalı idare yanında müdahil olarak katılmalarına karar verilmesi istemiyle verilen dilekçeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesiyle göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yerine yürürlüğe konulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Fer’i müdahale” başlıklı 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukukî yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği; 67. maddesinde ise, müdahale talebinde bulunan üçüncü kişinin, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvuracağı ve müdahale dilekçesinin, davanın taraflarına tebliğ edileceği, mahkemenin, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet edeceği ve gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında bir karar vereceği kuralı yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Kurul kararıyla müdahale isteminde bulunan şirketlere birtakım yükümlülükler getirildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemle yakın ilgileri bulunduğu ve davanın sonucundan menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
Bu durumda, Türk Telekomünikasyon A.Ş., TTNET A.Ş. ve TT Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin temyizen incelenen davaya davalı idare yanında katılmalarında hukuki yararlarının bulunduğu anlaşıldığından, istemlerin kabulüne, 19/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.