Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/477 E. 2020/3630 K. 30.12.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/477 E.  ,  2020/3630 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/477
Karar No : 2020/3630

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 17/06/2019 tarih ve E:2014/3402, K:2019/4839 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 26/11/2013 tarih ve 28833 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Sendika ve Konfederasyonların Denetim Esasları ve Tutacakları Defterler ile Toplu İş Sözleşmesi Sicili Hakkında Yönetmelik”in, 7., 8. ve 10. maddelerinin eksik düzenleme nedeniyle iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 17/06/2019 tarih ve E:2014/3402, K:2019/4839 sayılı kararıyla;
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2. ve 29. maddelerine; 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 12. maddesine; 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. ve 29. maddelerine; 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye dayanılarak çıkartılan Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nin 1. ve 2. maddelerine yer verilerek;
Dava konusu Yönetmeliğin dayanaklarından olan 6356 sayılı Kanun’un 29. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 22/10/2014 tarih ve E:2013/1, K:2014/161 sayılı kararla anılan fıkranın Anayasa’ya aykırı olmadığına hükmettiği,
Öte yandan, 3568 sayılı Kanun’da serbest muhasebeci mali müşavirlere tasdik görev ve yetkisi verilmediği; serbest muhasebeci mali müşavirlerin yalnızca 3568 sayılı Kanun’a 29/03/2018 tarih ve 7104 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle eklenmiş olan 8/A maddesi gereği 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamında yapılacak iadeye ilişkin olarak düzenleyecekleri raporların doğru olmasından, düzenledikleri raporun doğru olmaması halinde, rapor kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutuldukları,
Bu durumda, yeminli mali müşavir ve serbest muhasebeci mali müşavir olabilme koşullarının yanı sıra görev, yetki ve sorumluluklarının da birbirinden farklı olduğu dikkate alındığında dava konusu yönetmelik hükümleriyle Anayasa’nın eşitlik ilkesinin ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği,
Ayrıca, 660 sayılı KHK ve 660 sayılı KHK’ya dayalı olarak çıkarılan Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nin yukarıda yer verilen maddeleri incelendiğinde, sendikaların, 660 sayılı KHK ve ilgili yönetmeliğe göre yapılacak denetim kapsamında olmadığının görüldüğü,
Bu itibarla, dava konusu Yönetmeliğin iptali istenen maddelerinin dayanağı olan 6356 sayılı Kanun’un 29. maddesinin 2. fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edilmeyerek yürürlükte kaldığı ve yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, iptali istenilen Yönetmelik hükümlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, temyize konu Daire kararında belirtilen Anayasa Mahkemesi kararının somut uyuşmazlıkta dayanak alınmasının hukuka aykırı olduğu, nitekim anılan Anayasa Mahkemesi kararında sendikalarda yapılacak denetimlerin yeminli mali müşavirler ya da serbest muhasebeci mali müşavirler tarafından icra edilmesi gerektiği konusunda bir değerlendirme yapılmadığı, söz konusu kararda, sendikaların dış denetime tabi tutulmasının Anayasa’ya aykırılığının irdelendiği, oysa somut uyuşmazlığın sendikaların denetiminde serbest muhasebeci mali müşavirlere yetki verilmemesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplandığı, dava konusu düzenlemede yeminli mali müşavirlere tanınan yetkinin denetleme ve rapor düzenleme olduğu, 3568 sayılı Kanun ve Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in rapor hazırlama ve denetim görevleri noktasında serbest muhasebeci mali müşavirler ile yeminli mali müşavirler arasında bir fark gözetilmediği, yeminli mali müşavirlerin 3568 sayılı Kanun ve buna dayanılarak çıkartılan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te serbest muhasebeci mali müşavirlerden farklı olarak tasdik yetkisine sahip kılınmalarının somut uyuşmazlık bağlamında bir anlam ifade etmediği, temyize konu Daire kararında hükme dayanak gösterilen serbest muhasebeci mali müşavirlerin sorumluluğunun beyannamelerde belirtilen bilgilerin defter kayıtlarına, defter kayıtlarının da kayıtlara esas teşkil eden belgelere uyumlu bulunmasıyla sınırlı olduğu yönündeki anlayışın hukuken benimsenemeyeceği, hukuki sorumluluk yönünden yeminli mali müşavirler ile serbest muhasebeci mali müşavirler arasında Vergi Usul Kanunu, 3568 sayılı Kanun ve Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yönünden herhangi bir ayrıma gidilmediği, dava konusu Yönetmelik hükümlerinde yalnızca bir meslek grubuna üstünlük tanınmasının adalete aykırı olduğu, dava konusu Yönetmelik’te öngörülen denetim yetkisi kapsamı itibarıyla serbest muhasebeci mali müşavirler ile yeminli mali müşavirler arasında ayrım yapılmasını haklı kılan bir nedenin bulunmadığı, bu durumun Anayasa’da öngörülen hukuk devleti, eşitlik, çalışma hak ve ödevi, Anayasa’nın üstünlüğü ilkeleri ile bağdaşmadığı, ayrıca dava konusu düzenlemelerin iki meslek grubu arasında haksız rekabete sebebiyet verdiği, dava konusu düzenlemelerin kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından da hukuka aykırı olduğu, sendikaların denetiminde tüm ülkede örgütlenen 100.000’in üzerinde serbest muhasebeci mali müşavirlerin bir tarafa bırakılarak sadece 8 ilde örgütlenen yeminli mali müşavirlerin yetkili kabul edilmesinin adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ilkeleriyle bağdaşmadığı, bu durumun sendika denetimlerinin etkin bir şekilde yürütülmesine de engel olacağı belirtilerek, temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu hükümlerde dayanak 6356 sayılı Kanun hükmü paralelinde düzenleme yapıldığı, bu haliyle dava konusu düzenlemelerin Kanuna ve hukuka uygun olduğu, 6356 sayılı Kanun’un Anayasaya aykırı olduğu yönündeki iddianın da dayanaktan yoksun bulunduğu, nitekim yeminli mali müşavirler ile serbest muhasebeci mali müşavirler arasında yetki ve sorumluluk bakımından farklılıkların bulunduğu, bu çerçevede dayanak Kanun ve dava konusu düzenlemelerin eşitlik ilkesi ile Anayasa’nın diğer hükümlerine aykırılık içermediği, benzer şekilde 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu’nda da denetim yetkilerinin sadece yeminli mali müşavirlere verildiği belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 17/06/2019 tarih ve E:2014/3402, K:2019/4839 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 30/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.