Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/420 E. 2022/214 K. 31.01.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/420 E.  ,  2022/214 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/420
Karar No : 2022/214

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Kurumu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …Elektrik Dağıtım A.Ş.

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2014/3604, K:2019/3563 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 08/05/2014 tarih ve 28994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Bu kapsamda aksine yazılı beyanı olmadığı sürece, ilân edilecek listelerde, tedarikçiler için ilgili tüketicilerin iletişim bilgilerine erişimin sağlanması zorunludur.” kuralının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2014/3604, K:2019/3563 sayılı kararıyla;
Anayasa’nın 20. maddesinin 3. fıkrasında; herkesin, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olduğu, bu hakkın; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsadığı, kişisel verilerin ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceği, kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği hükmüne yer verildiği,
“Kişisel veri” kavramının, belirli veya kimliği belirlenebilir olmak şartıyla, bir kişiye ilişkin bütün bilgileri ifade ettiği; bu bağlamda adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, genetik bilgiler, IP adresi, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm verilerin kişisel veri kapsamında olduğu,
Kişisel verilerin korunması hakkının, kişinin insan onurunun korunmasının ve kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimi olarak, bireyin hak ve özgürlüklerini kişisel verilerin işlenmesi sırasında korumayı amaçladığı; bilişim teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda, geleneksel yöntemlerle ulaşılması mümkün olmayan çok sayıda verinin toplanabilmesi, daha önce birbirinden ilişkisiz şekilde tutulan pek çok verinin merkezi olarak bir araya getirilebilmesi, verilerin, veri eşleştirme ve veri madenciliği gibi ileri teknolojik imkânlarla analize tabi tutulmak suretiyle, veriden yeni veriler üretme kapasitesinin artması, verilere erişim ve veri transferinin kolaylaşması, kişisel verilerin ticari işletmeler için kıymetli bir varlık niteliği kazanması neticesinde meydana gelen risklerin daha yaygın ve önemli boyutlara ulaşması ve terör ve suç örgütlerinin kişisel verileri ele geçirme yönündeki faaliyetlerinin artması gibi etkenlerin, günümüzde kişisel verilerin en üst seviyede korunmasını zorunlu kıldığı,
Bu bağlamda, Anayasa’nın 20. maddesinin üçüncü fıkrası ile; kişisel verilerin korunması hakkının anayasal güvenceye bağlandığı, bu verilerin kamu makamlarının keyfi müdahalelerine karşı koruma altına alındığı ve işlenmesinin ancak kişinin açık rızası veya kanunda öngörülen hâllerde mümkün kılındığı,
Dava konusu yönetmelikle, dağıtım şirketlerine bölgelerinde bulunan serbest tüketicilerin iletişim bilgilerine, serbest tüketicinin aksine yazılı beyanı olmadığı sürece tedarikçilerin erişimini sağlama yükümlülüğü getirildiği, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda ise kişisel verilerin işlenmesine dair bir hüküm bulunmadığı;
Bu itibarla, Anayasa’nın 20. maddesinin 3. fıkrasına aykırı olarak, dava konusu düzenlemeyle kişiyi belirlenebilir kılan kişisel veri niteliğinde olan serbest tüketicilerin iletişim bilgilerinin tedarikçilerin erişimine açılmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 16/09/2015 tarih ve 29477 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile dava konusu edilen Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin “…Bu kapsamda aksine yazılı beyanı olmadığı sürece, ilan edilecek listelerde, tedarikçiler için ilgili tüketicilerin iletişim bilgilerine erişimin sağlanması zorunludur.” ibaresinin yer aldığı 21. maddenin yürürlükten kaldırıldığı; 08/05/2014 tarih ve 28994 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin ise, 30/05/2018 tarih ve 30436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 61. maddesi ile mülga olduğu; Daire kararının verildiği tarihte, mevcut davaya konu Yönetmelik hükmü hiçbir davaya konu edilmeksizin kadük kalmış olduğundan konusu kalmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Dava konusu düzenlemenin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 13/11/2019 tarih ve E:2014/3604, K:2019/3563 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.