Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/38 E. 2020/2042 K. 04.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/38 E.  ,  2020/2042 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/38
Karar No : 2020/2042

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- …(…)
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU:Danıştay Sekizinci Dairesinin 10/04/2019 tarih ve E:2014/6018, K:2019/2885 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 22/05/2014 tarih ve 29007 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 07/04/2014 tarih ve 2014/6220 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın, davacı Oda üzerinde idari ve mali denetimin Tarım ve Orman Bakanlığınca (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) yapılmasına ilişkin kısmının iptali ile 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nun Ek 3. maddesi ile Ek 4. maddesinin 3. ve 4. fıkralarının Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 10/04/2019 tarih ve E:2014/6018, K:2019/2885 sayılı kararıyla; davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiş,
Anayasa’nın 123. maddesinin 2. fıkrası, 126., 127., 130., 131. ve 133. maddeleri ile 135. maddesinin 1., 5., 6. ve 7. fıkralarında yer alan kurallar aktarılarak,
Anayasa’nın 123. maddesinin 2. fıkrasında, idarenin kuruluş ve görevlerinin merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanacağı ifade edilerek yerinden yönetim esasının getirildiği, 126. maddesinde merkezi idarenin; 127., 130., 131., 133. ve 135. maddelerinde de, kamu tüzel kişiliği şeklinde kurulması öngörülerek yerinden yönetimlerin belirlendiği,
Anayasa’nın 127. maddesinin 5. fıkrasında ise, merkezi idarenin, mahalli idareler üzerinde mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahip olduğunun belirtildiği,
Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti idari teşkilatında hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşu şeklinde örgütlenen kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları üzerinde, mahalli idarelerden farklı olarak Anayasa’nın 135. maddesinin 5. fıkrasında da ifade edildiği üzere, Devletin idari vesayet yetkisinin “idari ve mali denetim” ile sınırlı olduğunun anlaşıldığı,
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, bir taraftan özerk hukuki yapıya sahip olmaları nedeniyle merkezi idarenin müdahalesi olmaksızın serbestçe karar alıp uygulayabilme yetkisine sahip iken; diğer taraftan kamu tüzel kişiliğini haiz olmalarının doğal bir sonucu olarak faaliyet alanları itibarıyla kamu hizmeti gören ve kamu yararı amacıyla kurularak bu amaçla hareket eden, kamu gücü ayrıcalıklarına sahip mesleki teşekküller olarak hukuki varlıklarını sürdürmekte olduğu, bu nitelikleri itibarıyla idari teşkilat bütünü içerisinde yer alan her kurum ve kuruluş gibi, idari ve mali denetimle sınırlı da olsa, Devletin gözetim ve denetimine tabi olmak durumunda olduğu,
6235 sayılı Kanun’un Ek 3. maddesinde, “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği üzerinde, Bayındırlık Bakanlığınca; ihtisas dallarına göre Odalar üzerinde ise, ilgili bakanlıklarca idari ve mali denetim yapılır. İlgili Bakanlıklar; Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile tesbit edilir.”; Ek 4. maddesinin 3. fıkrasında, “İlgili Bakanlıkların bu Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Birlik ve Oda organlarının karar ve işlemleri hakkındaki tasarruflarına, Birliğin ve Odaların görevli organları tarafından uyulması zorunludur.”; 4. fıkrasında ise, “İlgili Bakanlığın tasarruflarını kanuni bir sebep olmaksızın yerine getirmeyen veya eski kararda direnme niteliğinde yeni bir karar veren veya kanunun zorunlu kıldığı işlemleri Bakanlığın uyarısına rağmen yerine getirmeyen Birlik ve Oda organları hakkında da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır.” hükümlerine yer verildiği,
6235 sayılı Kanun’un Ek 3. maddesi dayanak gösterilmek suretiyle, 07/11/2013 tarih ve 28814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan dava konusu 01/10/2013 tarih ve 2013/5484 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nda, Orman Mühendisleri Odası üzerinde idari ve mali denetimin Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılacağının kararlaştırıldığı,
Buna göre, 6235 sayılı Kanun’un Ek 3. maddesinde, ihtisas dallarına göre Odalar üzerinde ilgili Bakanlıklarca idari ve mali denetim yapılacağı, ilgili Bakanlıkların ise Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceği hükmüne yer verilmek suretiyle, Bakanlar Kuruluna idari ve mali denetimin hangi Bakanlık tarafından yapılacağının belirlenmesi hususunda açıkça yetki verildiği, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı’nda ise, dayanak Kanun maddesine uygun bir şekilde belirleme yapıldığının anlaşıldığı,
Bu durumda, idari ve mali denetimin yöntem ve biçimine ilişkin olmayıp, Odalar üzerinde idari ve mali denetimin hangi Bakanlık tarafından yapılacağına ilişkin belirlemede bulunan dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı’nda üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Anayasa’nın 135. maddesinin 5. fıkrasında, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları üzerinde Devletin idari ve mali denetimine ilişkin kuralların Kanun ile düzenleneceği kuralına yer verildiği, 6235 sayılı Kanun’un Ek 3. maddesinde ise, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve Odalar üzerinde yapılacak idari ve mali denetimin usul, esas ve sınırlarının belirlenmediği, yalnızca denetimin hangi Bakanlık tarafından yapılacağının Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceğinin öngörüldüğü, bu hali ile; sınırsız, belirsiz ve keyfiliğe yol açan söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın 135. maddesinin 5. fıkrasına aykırı olduğu, Ek 4. maddenin 3. ve 4. fıkralarında da, Ek 3. madde ile verilen sınırsız ve belirsiz yetkinin yaptırımı düzenlendiğinden, söz konusu fıkraların da Anayasa’ya aykırı olduğu, dayanağı yasal düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olması nedeniyle, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı’nda hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 10/04/2019 tarih ve E:2014/6018, K:2019/2885 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 04/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.