Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/30 E. 2020/2023 K. 02.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/30 E.  ,  2020/2023 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/30
Karar No : 2020/2023

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 21/03/2019 tarih ve E:2018/4546, K:2019/2179 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Diyanet İşleri Başkanlığınca çıkarılan 05/03/2013 tarih ve 514 sayılı Camilerin Açık Tutulması Genelgesi’nin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 21/03/2019 tarih ve E:2018/4546, K:2019/2179 sayılı kararıyla;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 99. maddesi, 100. maddesinin 3. fıkrası, 101. maddesinin 1. fıkrası ile 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 12. maddesinin 7. fıkrası hükümleri ve dava konusu Genelge’nin 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan “Camiler, sabah namazından sonra özel durum ve yerel şartlar dikkate alınarak, her gün öğle namazından en geç bir saat önce açılıp, yatsı namazından sonra kapanmak üzere gün boyunca açık tutulacaktır” düzenlemesine yer verildikten sonra,
Dava dilekçesinde, 05/03/2013 tarih ve 514 sayılı Camilerin Açık Tutulması Genelgesi’nin tamamının iptali isteminde bulunulmakla birlikte, dilekçe içeriğinde Genelge’nin 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile ilgili hukuka aykırılık iddialarına yer verildiği görüldüğünden, Genelge’nin sadece 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin iptalinin istenildiği sonucuna ulaşıldığı ve bu fıkra ile sınırlı olarak inceleme yapıldığı,
Yukarıda yer verilen mevzuat bir bütün halinde değerlendirildiğinde, 633 sayılı Kanun’un 12. maddesinin yedinci fıkrasında imam-hatiplerin çalışma saatleri ile haftalık iznine ve bayram tatillerinde izin kullanmalarına ilişkin usul ve esasların açıkça yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüş olmasına karşın, anılan düzenlemelerin Diyanet İşleri Başkanı oluru ile yürürlüğe konulan Genelge ile düzenlendiğinin görüldüğü,
Bu durumda, imam-hatiplerin çalışma usul ve esaslarının yönetmelikle belirlenmesi gerekirken, Bakan oluru ile yürürlüğe konulan bir genelgeyle düzenlenmesinin hukuka ve üst hukuk normlarına uygun bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu Genelge’nin 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu Genelge’nin muhatabının il ve ilçe müftüleri olduğu, il ve ilçe müftülerinin sendika üyesi olamadığı, bu nedenle davacı Sendika’nın hukuki yararı bulunmadığı gibi, temsil yetkisinin de olmadığı,
Anayasa’nın 136. maddesi ve Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. ve 35. maddelerinde yer alan hükümler uyarınca bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek toplumu din konusunda aydınlatmak, cami ve mescitleri ibadete açmak ve yönetmek görevlerinin Başkanlıklarına verildiği, sunulan hizmetlerin başında cami odaklı din hizmetlerinin geldiği,
Cami merkezli din hizmetlerinin daha verimli olabilmesi için yeni hizmet stratejileri geliştirildiği ve eylem planları ortaya koyulduğu, bu çalışmalar yapılırken günümüzün değişen şartları, toplumumuzun ihtiyaç ve taleplerinin göz önünde tutulduğu, cami görevlileri, vakıf, dernek ve sendikaların düşünce ve önerilerinin değerlendirilmekte olduğu, cami odaklı din hizmetlerinden daha çok vatandaşın faydalanmasını temin etmek, cami görevlilerimizi daha etkin ve verimli kılmak amacıyla dava konusu Genelge’nin yayınlandığı, Genelge’nin toplumsal ihtiyaç ve vatandaşlardan gelen talepler dikkate alınarak hazırlandığı,
Somut olarak hiçbir kadrolu cami görevlisi aleyhine bir uygulama olmadığı gibi, cami görevlilerinin çalışma saatleriyle ilgili haklarına da herhangi bir halel getirilmediği, hukuki tavsifte hata yapılarak eksik inceleme sonucu verilen kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı Sendika tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra;
Üyeler Doç. Dr…..’nun, uyuşmazlığın, davaya konu Genelge hükmünün kamu görevlilerinin çalışma saatleriyle birlikte, camilerin açık tutulacağı saatleri de düzenliyor oluşu sebebiyle Danıştay Onikinci Dairesi ile Danıştay Onuncu Dairesinin oluşturacağı müşterek kurulca çözümlenmesi gerektiğine ilişkin oylarına karşılık, uyuşmazlığın, davacı Sendikanın kamu görevlilerinin çalışma saatlerine ilişkin hukuka aykırılık iddialarına dayanması sebebiyle Danıştay Başkanlık Kurulunun 29/12/2016 tarih ve 2016/72 sayılı Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı uyarınca münhasıran Danıştay Onikinci Dairesince çözümlenmesinin isabetli olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek, gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 21/03/2019 tarih ve E:2018/4546, K:2019/2179 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 02/11/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
çalışma süresinin genel olarak 40 saat olduğu, bu sürenin cumartesi ve pazar günleri tatil olmak üzere düzenleneceği, ancak özel kanunlarla yahut bu kanuna veya özel kanunlara dayanılarak çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerle, kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma süreleri tespit olunabileceği; “Günlük çalışma saatlerinin tesbiti” başlıklı 100. maddesinde de, günlük çalışmanın başlama ve bitme saatleri ile öğle dinlenme süresinin, bölgelerin ve hizmet özelliklerine göre tespit olunacağı kuralları yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Diyanet İşleri Başkanlığınca, günün değişen koşulları toplumun ihtiyaç ve talepleri göz önünde tutularak, birlik ve beraberlik mekanları olan camilerin, asli fonksiyonunu icra etmesinin ve mevzuatla verilen vazifelerin yerine getirilmesinin bir gereği olarak namaz vakitlerinin dışında da vatandaşların dini taleplerini cevap verecek şekilde gün boyu açık tutulmasının önemli bir ihtiyaç olduğu belirtilerek, dava konusu Genelge’nin yayımlandığı; camilerin, sabah namazından sonra özel durum ve yerel şartlar dikkate alınarak, her gün öğle namazından en geç bir saat önce açılıp, yatsı namazından sonra kapanmak üzere gün boyunca açık tutulacağına yönelik düzenleme yapılarak, hizmetin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi amacıyla, kamu yararının gözetildiği görülmektedir.
Genelge’nin 5. maddesinin (ı) bendinde, bu Genelge’de yer alan camilerle ilgili yükümlülüklerin camilerin bağlı olduğu müftülüklerce yürütüleceği; aynı maddenin (i) bendinde ise Genelge’de zikredilen hususların din görevlileri, mülk sahibi hakiki ve hükmi şahıslarla koordinasyon ve iş birliği sağlanarak uygulamaya geçirileceğinin belirtildiği de gözetildiğinde, müftülüklerce, camilerin özel durumu ve yerel şartları dikkate alınarak, cami görevlileri marifetiyle, personelin çalışma saatleri de gözetilmek suretiyle söz konusu Genelge’nin uygulanması gerektiği açıktır.
Bu durumda, kamu hizmetinin bir gereği olarak, değişen koşullar ve gelişmelere bağlı gereksinimler dikkate alınarak, toplumun cami odaklı din hizmetlerinden daha çok yararlanması ve diğer alanlardaki faaliyetlerini kısıtlamadan bu hizmetlerden yararlanmak isteyen vatandaşların zaman uyumsuzluğu nedeniyle katılmama durumu ortadan kaldırılarak, daha çok kişinin din hizmetlerinden yararlanmasını sağlamak faydasına yönelik olmak üzere; mesleğin gereği olarak çalışma saatleri ile ilgili farklı düzenlemeler yoluna gidebileceği açık olan idarenin, cami görevlilerinin yetiştirildikleri ve uzman oldukları alanda namaz vakitleri dışında da hizmetlerini etkin ve verimli bir şekilde yürütebilmesi ve din hizmetlerinin yaygınlaştırılması temin etmek amacıyla “Camilerin Açık Tutulması”na ilişkin olarak getirilen düzenlemede, üst hukuk normları ile kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.