Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/3 E. 2020/37 K. 24.02.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/3 E.  ,  2020/37 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/3
Karar No : 2020/37

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR

… Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi tarafından, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ve aynı yöndeki … Bölge İdare Mahkemesi …i İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararları ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararları arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenmesi nedeniyle, aykırılığın, davanın reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/C maddesinin 5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için dosyanın Danıştay’a gönderilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’a 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun ile eklenen 3/C maddesinin 4. fıkrasının (c) bendinde, “Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek” bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmış; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişik 5. fıkrasında ise, dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemlerin, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletileceği; ilgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verileceği; aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararların kesin olduğu kurala bağlanmıştır.
Anılan maddenin gerekçesinde de, bölge idare mahkemesi dairelerinin benzer konularda birbiriyle çelişen kararlar vermesini önlemek amacıyla bu tür kararların Danıştay Başkanlığına gönderilmesinin sağlanması konusunda bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevlendirildiği belirtilmiştir.
Bu kapsamda, yukarıda yer verilen Kanun metni ve gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, aykırılığın giderilmesi müessesesinden beklenen amacın, aynı veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında süregelen aykırılıkların giderilmesi suretiyle kararlardaki hukukî istikrarın sağlanması olduğu anlaşılmaktadır.
İncelemeye konu başvuruda giderilmesi istenen aykırılık, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararları arasında ortaya çıkmış olup, söz konusu aykırılığın, öğretmen olarak görev yapan davacıların üyesi oldukları sendikaların aldıkları kararlar doğrultusunda bir gün ya da daha uzun süreli göreve gelmemesi üzerine haklarında başlatılan soruşturma sonucunda disiplin cezasının yanı sıra görev yerlerinin değiştirilmesinin teklif edilmesi üzerine; davalı idare tarafından davacıların görev yerlerinin değiştirilmesi hususundan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Kamu görevlisi olan kişiler, bu statünün kendilerine sağladığı birtakım ayrıcalık ve avantajlara sahip olmanın yanısıra bazı külfet ve sorumluluklara da katlanmalıdır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinde kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri belirtilmiştir.
Milli Egitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 40. maddesinde ise; “Bu Yönetmeliğin yer değiştirmeyle ilgili diğer şartları aranmaksızın;
a) Haklarında yapılan soruşturma sonucunda görev yerinin değiştirilmesi uygun görülenlerin,

hizmetin gereği olarak görev yerleri değiştirilebilir.
(2) Bu kapsamda il içinde görev yerleri değiştirilmesi gerekenler, o il içinde görevli oldukları yerleşim yeri dışındaki diğer eğitim kurumlarına, o il içinde alanlarında ihtiyaç bulunmaması halinde diğer illerde alanlarında ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına, zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamlamamış olanlar zorunlu çalışma yükümlülüklerini tamamlayabilecekleri hizmet alanlarına atanırlar.
….
(5) Bu madde kapsamında yapılacak yer değiştirmeler, zamana bağlı olmaksızın iller arasında Bakanlıkça il içinde valiliklerce yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan mevzuat hükümlerinde; idarelere kamu görevlilerinin naklen atanmaları konusunda takdir yetkisi tanınmakta ve bu yetkinin sınırlarını, kamu yararı ve hizmet gerekleri oluşturmaktadır.
Aykırılığın giderilmesi istemine konu kararlarda davacıların görev yeri değişikliklerinin temelinde, haklarında yürütülen soruşturma raporları olsa da anılan soruşturmaların nedenleri, soruşturma raporlarındaki bilgiler ve değerlendirmeler her uyuşmazlıkta birbirinden farklı olduğundan idarenin takdir yetkisinin denetimi yapılırken her davacının durumunun ayrı bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulması gerekmekte ve her dosya kendine özgü bir nitelik taşımaktadır.
Bu itibarla, aralarında aykırılık olduğu öne sürülen kararlara konu olan naklen atama işlemlerinin sebep unsurunu oluşturan soruşturma raporlarında, her davacı açısından ayrı değerlendirme yapıldığından ve her rapordaki olgular, dayanaklar ve gerekçeler birbirinden farklı olduğundan aynı soruşturma raporuna ve gerekçeye dayanmayan naklen atama işlemlerini konu edinen uyuşmazlıkların, belirli bir ilke ve esasa bağlanmasına olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, 2576 sayılı Kanun’un 3/C maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi kapsamına bulunmayan aykırılığın giderilmesi isteminin REDDİNE, kesin olarak, 24/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.