Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/2683 E. 2022/226 K. 31.01.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/2683 E.  ,  2022/226 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2683
Karar No : 2022/226

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Sanayiciler ve İşadamları Derneği

KARŞI TARAF (DAVALI) : 1- …Bakanlığı
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri Av. …

2- …Kurumu
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2018/457, K:2020/1699 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 13/12/2017 tarih ve 30269 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07.12.2017 tarih ve 7494 sayılı LPG Piyasasında Zorunlu Petrol Stoğu ve Zorunlu Petrol Stoğunun Kupon Sistemi Kapsamında LPG Olarak Tutulabilmesine Dair Kararın 4. maddesinin 4. fıkrası dışındaki maddeleri ile anılan kararın dayanağı olduğu ileri sürülen 2017/1 sayılı Ulusal Petrol Stok Komisyonu kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2018/457, K:2020/1699 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ile 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 10. maddesinin (D) bendine yer verildikten sonra,
21/04/2017 tarih ve 2017/1 sayılı Ulusal Petrol Stok Komisyonu kararı yönünden;
1973 yılında yaşanan ilk petrol krizini takiben 1974 yılında, krizden ciddi şekilde etkilenen ülkelerin, krizlere karşı ortak hareket etmek amacıyla UEA’yı kurdukları; Ajansın kuruluş anlaşması olan “Uluslararası Enerji Programı Anlaşması”nın genel olarak petrol krizlerine karşı alınacak önlemleri ve petrol stoklarına ilişkin konuları düzenlediği; Ülkemizin de 21/01/1981 tarih ve 2375 sayılı Uluslararası Enerji Programı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile anlaşmaya taraf olduğu,
5015 sayılı Kanun’da ulusal petrol stok yükümlülüğüne ilişkin kurallara yer verildiği ve anılan Kanun’un 16. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Piyasada sürekliliğin sağlanması, kriz veya olağanüstü hâllerde risklerin önlenmesi ve uluslararası anlaşmalar gereği olağanüstü hâl petrol stokları ile ilgili yükümlülüklerin ifası amaçlarıyla bir önceki yıl günlük ortalama kullanımının içindeki net ithalatın en az doksan günlük miktarı kadar petrol stoku tutulur.” kuralı ile ulusal petrol stoku yükümlülüğüne ilişkin genel çerçevenin belirlendiği,
5015 sayılı Kanun’un 16. maddesinin incelenmesinden, ulusal petrol stoğuna esas gün sayısının belirlenmesi, arttırılması, yönetimi, getirilebilecek yükümlülükler, ulusal petrol stoğunun temin süresi, ulusal petrol stoğunun cinsi, miktarı ve stoklama yerlerinin belirlenmesi, ulusal petrol stoğuna dair petrol ve hizmet alımları, stok ve stoklamaya ilişkin diğer kararlar ile tedbirlerin alınması, ulusal petrol stoklarından olağanüstü hâllerde satış yapılması ile Bakanlar Kuruluna sunulacak tekliflerin hazırlanması gibi konularda karar verme yetkisinin Bakanlar Kurulunca bu Kanuna göre kurulacak olan Ulusal Petrol Stoğu Komisyonu’na ait olduğu, Komisyon kararlarının uygulanması ve sekreterya işlerinin yürütülmesi ile hukukî işlemlerde muhatabın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olduğunun görüldüğü,
5015 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 5. ve 6. fıkralarına dayanılarak tesis edilen ve 28/01/2005 tarih ve 25710 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 13/01/2005 tarih ve 2005/8374 sayılı Ulusal Petrol Stoğu Komisyonunun Çalışmalarına Dair Esaslar’a ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinde, ulusal petrol stoğuna esas gün sayısının belirlenmesi, artırılması, yönetimi, getirilebilecek yükümlülükler konusunda kararların alınması, temin süresinin belirlenmesi, cinsi, miktarı ve stoklama yerlerinin belirlenmesi, ulusal petrol stoğuna dair petrol ve hizmet alımları, stok ve stoklamaya ilişkin diğer karar ile tedbirlerin alınması, ulusal petrol stoklarından olağanüstü hâllerde satış yapılması ve Bakanlar Kurulu’na yapılacak tekliflerin hazırlanması, günün ihtiyaçları doğrultusunda belirlenecek diğer görevler Ulusal Petrol Stoğu Komisyonu’nun görevleri olarak sayıldığı,
Yukarıda yer verilen 5015 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca 21/04/2017 tarih ve 2017/1 sayılı Ulusal Petrol Stok Komisyonu Kararının alındığı,
Anılan kararın uyuşmazlığa ilişkin kısımlarında:
“Karar No:1- Ulusal Petrol Stoku, lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları stoktan ve tamamlayıcı petrol stokundan oluşur ve Ek’te yer alan metodoloji kullanılarak hesaplanır.
Karar No:2- Lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları petrol stokunun izleme ve denetim faaliyetleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından gerçekleştirilir, buna ilişkin usul ve esaslar 01/01/2018 tarihine kadar uygulamaya geçilecek şekilde EPDK tarafından yayımlanır. EPDK tarafından gerçekleştirilen denetim faaliyetine ilişkin sonuçlar yıllık olarak Komisyon’a rapor edilir.
Karar No:3- Ulusal stokun tamamlayıcı kısmının edinimi ve finansmanı kapsamında gelir payı ödemelerine ilişkin izleme ve denetim faaliyetleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından gerçekleştirilir ve buna ilişkin usul ve esaslar 01/01/2018 tarihine kadar uygulamaya geçilecek şekilde EPDK tarafından yayımlanır. EPDK tarafından gerçekleştirilen denetim faaliyetine ilişkin sonuçlar yıllık olarak Komisyon’a rapor edilir.
Karar No:4- Lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları stokların, hizmet alımı karşılığı diğer lisans sahiplerince tutulabilmesine ilişkin düzenlemeler 01/01/2018 tarihine kadar uygulamaya geçilecek şekilde EPDK tarafından yayınlanır.” kurallarına yer verildiği,
Komisyon kararının ekinde yer alan hesaplama metodolojisinde ise;
– Ulusal petrol stoğunun bir önceki yılın günlük ortalama kullanımının içindeki net ithalatın en az 90 günlük kısmından oluşacağı şeklindeki ifade ile 5015 sayılı Kanun’un 16. maddesinin birinci fıkrasındaki kurala paralel düzenleme getirildiği; “Ulusal petrol stoku, lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü olduğu stok ile tamamlayıcı petrol stokunun toplamıdır.” ifadesi ile de Kanun’da öngörülen stok yapısının netleştirildiği,
– “Petrol stoku her an mevcut ve erişilebilir olmalı, stoklanacak ürünler üzerinde hiç bir kısıtlama veya engellemenin olmaması gerekmektedir.” ifadesi ile ulusal petrol stoğunun hedefine uygun olarak düzenleme yapıldığı,
– Hangi yer ve durumdaki petrolün stoktan sayılıp sayılmayacağına ilişkin hususların düzenlemeye eklendiği,
– Lisans sahiplerinin yaptıkları ikmallerden hangilerinin stok yükümlülüğü doğuracağına ilişkin hususların düzenlemeye eklendiği,
– Net ithalat kullanılarak hesaplanacak petrol stoğuna ilişkin metodolojide yer alan ham petrol eşdeğeri dönüşümüne ilişkin değerler olarak (ham petrol için 0,96, akaryakıt için 1,065 ) belirlendiği,
– 90 günlük net ithalat kavramının netleştirilmesine ilişkin formüllerin belirlendiği,
– 1 Ocak-31 Mart dönemi için iki önceki yıl, 1 Nisan-31 Aralık dönemi için bir önceki yıla ait verilerin kullanılmasına ilişkin düzenleme yapılarak, stok miktarının sağlıklı olarak belirlenmesi ve takibinin sağlıklı olarak yapılabilmesinin sağlandığı,
– Lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü olduğu petrol stok hesaplama tablosu oluşturularak, zorunlu stok yükümlüsü lisans sahiplerinin, ikmal edebileceği ve stok olarak tutabileceği ürün ve akaryakıtlar ile ürün tahvil katsayıları ve erişilemeyen stok katsayısının belirlendiği, (Ham petrol için 0,96, akaryakıt için 1,065, erişilemeyen stok için 0,9)
“Rafinerici ve dağıtıcı lisansı sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları stok miktarının en az %50’si benzin ve/veya motorin türleri ve/veya havacılık yakıtları olarak tutulur. LPG dağıtıcı lisansı sahipleri; tutmakla yükümlü stok miktarının asgari %50’sini LPG olarak, kalan kısmını ise benzin türlerinden tutabilir.” kuralı ile Kanun’da atıf yapılan ulusal petrol stoğunun cinsinin belirlendiği,
Öte yandan, Ulusal Petrol Stok Komisyonu’nun, 5015 sayılı Kanun’da belirtildiği üzere petrol stoku ve stoklamaya ilişkin iş ve işlemlerinin, bakanlıklar arası koordinasyonu da sağlayarak, yürütmek üzere çeşitli bakanlık, kurum ve kuruluş temsilcilerinden oluşan ve özel statüsü olan bir komisyon olduğu; 21/04/2017 tarih ve 2017/1 sayılı Ulusal Petrol Stok Komisyonu kararıyla; ulusal petrol stokunun karar ekinde yer alan metodoloji kullanılarak hesaplanacağı, lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları petrol stokunun izleme ve denetim faaliyetlerinin EPDK tarafından gerçekleştirileceği, buna ilişkin usûl ve esasların 01/01/2018 tarihine kadar uygulamaya geçileceği, ulusal stokun tamamlayıcı kısmının edinimi ve finansmanı kapsamında gelir payı ödemelerine ilişkin izleme ve denetim faaliyetlerinin EPDK tarafından gerçekleştirileceği, buna ilişkin usul ve esasların 01/01/2018 tarihine kadar yayımlanacağı, lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları stokların hizmet alımı karşılığı diğer lisans sahiplerince tutulabilmesine ilişkin düzenlemelerin 01/01/2018 tarihine kadar uygulamaya geçecek şekilde EPDK tarafından yayımlanacağına karar verildiği; Komisyon üyelerinden olan uzman kurumlardan EPDK’nın Komisyon tarafından görevlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Bu itibarla, Uluslararası Enerji Ajansının belirlediği hükümler ve hesaplamalar doğrultusunda alınan Komisyon kararında dayanağı 5015 sayılı Kanun’un 16. maddesine aykırılık bulunmadığı,
07/12/2017 tarih ve 7494 sayılı LPG Piyasasında Zorunlu Petrol Stoğu ve Zorunlu Petrol Stoğunun Kupon Sistemi Kapsamında LPG Olarak Tutulabilmesine Dair Kararın iptali istenen kısmı yönünden;
13/12/2017 tarih ve 30269 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan LPG Piyasasında Zorunlu Petrol Stoğu ve Zorunlu Petrol Stoğunun Kupon Sistemi Kapsamında LPG Olarak Tutulabilmesine Dair Kararın, rafinerici ve LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin başka dağıtıcı lisansı sahipleri adına LPG olarak stok yükümlülüğü tutmasına ilişkin usûl ve esasları kapsadığı; söz konusu Kararda, LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin zorunlu petrol stoğu yükümlülüğünün hesaplanması ve izlenmesine ilişkin hükümlerin, kupon sistemi iznine ilişkin hükümlerin, kupon hizmeti sözleşmeleri ile ilgili hükümlerin, hizmet alan ve veren tarafların yükümlülüklerine ilişkin hükümler ile geçici maddelerin yer aldığı,
Kupon sisteminin, rafinerici ve dağıtıcı lisans sahiplerinin bir başka lisans sahibi adına zorunlu petrol stoğu tutmasına ilişkin sistemi ifade ettiği; böylece, fazla stok bulunduran stok sahiplerinin ilave gelir elde ederek, stok maliyetlerini düşürebileceği, zorunlu petrol stoğu yükümlülüğünü kupon sistemi kapsamında yerine getiren lisans sahiplerinin de daha düşük maliyetlerle yükümlülüklerini karşılayabilecği; kararın amacının, stok yükümlülerinin yükümlülüklerini yerine getirirken tutması gereken stoğun fiziki olarak tutulması yerine, daha düşük maliyetlerle başka lisans sahipleri tarafından da tutulabilir hâle getirilmesinin sağlanması olduğu; söz konusu düzenleme ile yükümlülere, stok yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla akaryakıt ve LPG depolamak yerine başkasının mülkiyetinde olan stoğu ürün alımı yapılmadan sadece depolama maliyetine katlanarak kullanma imkânı sunulduğu, bu sayede lisans sahiplerinin yüksek depolama maliyetinden kurtulmasının amaçlandığının görüldüğü,
Ulusal petrol stoğunun iki kısımdan oluştuğu; ilk kısmın, akaryakıt dağıtıcı lisans sahipleri, LPG dağıtıcı lisans sahipleri ve rafinerici lisans sahiplerinin ikmal ettiği günlük ortalama ürün miktarının yirmi katı ile 20.000 ton üzeri tüketimi bulunan serbest kullanıcılarının yıllık tüketimlerinin 15 günlük kısmından oluştuğu; ikinci kısmın ise, tutulması gereken ulusal petrol stoğundan (net ithalatın 90 günlük miktarı) geriye kalan kısım (tamamlayıcı kısım) olduğu; tutulması için 5015 sayılı Kanun ile rafinerici lisansı sahiplerinin görevlendirildiği; tamamlayıcı kısmın kaynak ve finansmanının tüketici fiyatlarına ilave edilen gelir payı ile karşılanacağı, gelir payının rafinericilerin piyasaya sürdüğü ürün ve ithalatçıların yaptığı petrol ithalatından elde edileceğinin Kanun’da kurala bağlandığı,
Dava konusu 7494 sayılı Kurul kararının, kararın 1. maddesinde de ifade edildiği üzere, yalnızca LPG dağıtıcı lisansı sahipleri adına LPG olarak yükümlülük stoğu tutulmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlediğinden, anılan kararda rafinerici lisansı sahiplerinin tamamlama yükümlülüğünden bahsedilmesine gerek bulunmadığı; davacı tarafından, kupon sistemi adı altında hizmet vermeye sadece rafinericinin yetkilendirildiği öne sürülmekte ise de, kararda açıkça dağıtıcı lisansı sahipleri ile rafinerici lisansı sahiplerinin kupon hizmeti vermeye yetkili olduklarının ifade edildiği,
Dava dilekçesinde, kupon sisteminin stok tutulmasını zorlaştıran ve küçük ölçekli şirketleri büyük ölçekli şirketlere stoklama bedeli ödemeye zorlayan bir sistem olduğu ileri sürülmekte ise de, kupon sisteminin, yükümlülerin stok maliyetini düşürdüğü zira, kupon sisteminin olmaması durumunda ilgililerin stok yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için ürün ve depolama maliyetine katlanması gerekeceği, oluşan bu maliyetlerin doğrudan tüketici fiyatlarına yansıyacağının açık olduğu; kupon sistemi ile, daha düşük maliyetlerle önceden kurallara bağlanmış şekilde stok yükümlülüğünün yerine getirilmesine olanak sağlandığı; ayrıca, kupon hizmetinden faydalanma konusunda bir zorunluluk bulunmadığı, stok tutma yükümlülerinin istemeleri hâlinde sistemden faydalanabileceği,
Dava konusu kararın 5. maddesinde, kupon sistemi izni ve izin bedeline ilişkin düzenlemelere yer verildiği; bu kapsamda, kupon sistemi kapsamında hizmet vermek isteyen rafinerici veya LPG dağıtıcı lisans sahiplerinin izin için Kuruma başvuracağı, izne ilişkin işlemlerin LPG Piyasası Dairesi Başkanlığınca yürütüleceğinin düzenlendiği; 4628 sayılı Kanun’un 9. maddesinin ikinci fıkrasının (ç) bendinde, “Bu Kanun, 02/03/2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve diğer kanunlarla Kuruma verilen sıvılaştırılmış petrol gazları piyasası ile ilgili düzenleme, rekabet şartlarını oluşturma, tüketici haklarının korunması ile tüketici şikâyetlerinin incelenmesi çalışmalarını yapmak, her türlü lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye ilişkin iş ve işlemleri yürütme(k)”nin Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Dairesi Başkanlığının görevleri arasında sayıldığı; kararın anılan maddesinde “LPG Piyasası Dairesi Başkanlığınca” ifadesi kullanılmış olsa da kastedilenin Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Dairesi Başkanlığı olduğunun açık olduğu, kullanılan ifadenin, kuralın iptalini gerektirecek nitelikte olmadığı,
Aynı Kanun’un 10. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (b) alt bendinde, “Lisans, onay, izin ve vize işlemleri üzerinden alınacak bedeller.” in Kurumun petrol piyasası ile ilgili gelirlerinden olduğunun kurala bağlandığı; öte yandan, 5307 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (h) bendinde, “Lisans: Bu Kanuna göre gerçek ve tüzel kişilere (tüplü LPG bayileri hariç) piyasada faaliyet gösterebilmeleri için Kurul tarafından izin verildiğini gösterir belge” şeklinde tanımlandığı; değinilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, izin ile lisansın farklı şeyleri ifade ettiği, iddia edildiği gibi iznin bir lisans türü değil, sadece kupon sistemi ile stok tutmak isteyenlerin yeterli kapasiteleri olduğunu, sözleşmelerinde belirtilen stok miktarının sözleşmede belirtilen süreyle tutulacağını garanti edecek imkân ve kapasiteye sahip olduklarını belirterek Kurumdan bu miktar stoğun tutulacağına dair müsaade alınması anlamına geldiği ve Kurumun, izin verme, izin bedelini belirleyerek tahsil etme yetkisinin bulunduğu sonucuna varıldığı,
Ayrıca, Kararın 5. maddesinin 1. fıkrasında, kupon izin bedelinin, “LPG dağıtıcı lisansı tadil bedeli kadar” belirlendiği; diğer bir anlatımla, LPG dağıtıcı lisans sahiplerinin, lisanslarına kayıtlı bilgilerde değişiklik yaptıkları zaman ilgili mevzuat uyarınca ödemek zorunda oldukları miktar kadar olduğundan, ödenmesi mümkün olmayan ya da lisans sahibini ekonomik olarak zor durumda bırakacak bir bedelin söz konusu olmadığı; bu itibarla, küçük ölçekli firmaların, kupon sisteminde hizmet verme imkânlarının olmayacağına yönelik iddianın yerinde görülmediği,
Stok yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden yalnızca hizmet alanın sorumlu olmadığına yönelik düzenlemenin, davaya konu Kararın 9. maddesinin 4. fıkrası ile yapıldığı ve buna göre, eksik tutulan miktardan hizmet alan ve hizmet verenin müştereken sorumlu olacağı,
Ulusal Petrol Stok Komisyonu’nun aldığı kararların, UEA’nın belirlediği hükümler ve hesaplamalar doğrultusunda alındığı; komisyon kararı ve Kurul kararları ile belirlenen stok hesaplama metedolojisinin doğrudan UEA’nın uyguladığı yöntem ve hesaplamalar olduğu; dolayısıyla, UEA’nın uyguladığı hesaplama yöntemleri dava konusu Karara alındığından, davacının Komisyon kararında düzenlenen ve Kurul kararında ifade edilen stok hesaplama yönteminin 5015 sayılı Kanun’da belirtilen yönteme uymadığına yönelik iddiasında hukukî isabet bulunmadığı; nitekim, dava konusu Kararın 4. maddesinin 1. fıkrasında, “LPG dağıtıcı lisans sahiplerinin ilgili dönemde tutmakla yükümlü oldukları stok miktarları… LPG Satış beyanları esas alınarak, Ulusal Petrol Stok Komisyonu kararında yer alan hesaplama yöntemiyle belirlenir.” şeklinde ifade edildiği,
5015 sayılı Kanun’un 16. maddesinin beşinci fıkrasında, “Ulusal petrol stoğunun esas gün sayısının belirlenmesi, artırılması, yönetimi, getirilebilecek yükümlülükler, ulusal petrol stoğunun temin süresi, ulusal petrol stoğunun cinsi, miktarı ve stoklama yerinin belirlenmesi, ulusal petrol stoğuna dair petrol ve hizmet alımları, stok ve stoklamaya ilişkin diğer kararlar ile tedbirlerin alınması, ulusal petrol stoklarından olağanüstü hâllerde satış yapılması ile Bakanlar Kuruluna sunulacak tekliflerin hazırlanması gibi konularda karar vermek üzere ve bu Kanuna göre oluşturulan Komisyonun çalışmasına ait usul ve esasların belirlenmesinde Bakanlar Kurulu yetkilidir.” kuralının yer aldığı; bu kural uyarınca Komisyon tutulması gereken stoğun cinsini ve miktarını belirlemeye yetkili olduğu,
Kanun’un 16. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Ulusal petrol stoğu düzenlemesi kapsamında rafineri, akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı sahipleri ile serbest kullanıcıların bulundurmakla yükümlü oldukları stokları denetlemeye ve tutulacak bu stokların miktarında azalma yapılmayacak şekilde ürün cinsini ve ürünlerin birbirine tahvil edilmesini düzenlemeye Kurum yetkilidir.” kuralına yer verildiği,
Söz konusu kurallar uyarınca 21/04/2017 tarih ve 2017/1 sayılı Komisyon Kararı ekinde yer alan hesaplama metodolojisinde bazı konularda düzenlemeler yapıldığı; bunlardan birinin de, “Rafinerici ve dağıtıcı lisansı sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları stok miktarının en az %50’si benzin ve/veya motorin türleri ve/veya havacılık yakıtları olarak tutulur. LPG dağıtıcı lisansı sahipleri; tutmakla yükümlü oldukları stok miktarının asgari %50’sini LPG olarak, kalan kısmını ise benzin türlerinden tutabilir.” şeklindeki düzenleme olduğu; görüldüğü üzere, 5015 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen maddeleriyle tutulması gereken stoğun cinsini ve miktarını belirleme yetkisinin Komisyona verildiği, stokların miktarında azalma yapılmayacak şekilde ürün cinsini ve ürünlerin birbirine tahvil edilmesini düzenleme konusunda Kurum’a yetki verildiği; bu çerçevede, Komisyon kararının ekindeki hesaplama metodolojisinde, “LPG dağıtıcı lisansı sahipleri; tutmakla yükümlü oldukları stok miktarının asgari %50’sini LPG olarak, kalan kısmını ise benzin türlerinden tutabilir.” şeklinde düzenleme yapılmasında Komisyon’un yetkili olduğunun açık olduğu,
Ayrıca, davacı tarafından LPG dağıtıcılarının benzin stoğu tutabilmelerinin Kanun uyarınca mümkün olmadığı öne sürülmekte ise de; burada kastedilenin LPG dağıtıcılarının fiilen benzin stoğu tutmalarının değil, ulusal stok yükümlülüklerinin %50’sini kupon hizmeti alarak benzin türlerinden tutabilmesi olduğu anlaşıldığından,
dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 5015 Sayılı Kanun’un 16. maddesinde bütün ikmaller üzerinden 20 günlük stok yükümlülüğünün hesaplanacağına dair açık düzenleme bulunmasına rağmen idari düzenlemeyle bazı ikmallerin hesaplamaya dahil edildiği; Kupon sisteminin stok maliyetini düşürmek yerine arttırdığı; küçük ölçekli şirketlerin, küresel firmalardan stok hizmeti almaya zorlandığı; dava konusu edilen karada yer alan izin bedelinin yıllık olup, her yıl ödeneceği ve lisans bedelinden yüksek olduğu ve böyle bir bedel belirlenmesinin sadece büyük ölçekli firmaların işine yarayacağı; ayrıca, EPDK’nın izin bedeli belirleme yetkisi bulunmadığı; dava konusu kararlarda 20 günlük işletme stoğunun hesaplama şekli ile ulusal petrol stoğu hesaplama yönteminin birbirine karıştırılarak hukuksuz düzenlemeler yapıldığı; rafinericinin tamamlama yükümlülüğünün düzenlenmeyip, diğer yükümlülüklerin ve kupon sisteminin düzenlenmiş olmasının, küçük dağıtıcıları rafineriye haksız depolama hizmet bedeli ödemeye zorlayacağı; Kurul kararının stok hizmeti verecek firma sayısını aşırı sınırladığı; 5015 sayılı Kanun’un ulusal petrol stoğu konusunda Kurula düzenleme yetkisi vermediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 02/07/2020 tarih ve E:2018/457, K:2020/1699 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.