Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/2174 E. 2020/1991 K. 27.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/2174 E.  ,  2020/1991 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2174
Karar No : 2020/1991

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 07/01/2020 tarih ve E:2019/2576, K:2020/40 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazın özelleştirme kapsam ve programına alınmasına ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulunun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 07/01/2020 tarih ve E:2019/2576, K:2020/40 sayılı kararıyla;
Dava dilekçesinde, davacı tarafından dava konusu taşınmazın Kurul kararıyla özelleştirme kapsam ve programa alındığının öğrenilmesi üzerine … tarih ve … sayılı başvuru ile Kurul kararının iptal edilmesine ilişkin olarak İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığına başvurulduğunun belirtildiği; dava dilekçesi ekinde yer alan, İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı cevabi yazısında, taşınmazın Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devrinin gerçekleştirilmesi gerektiğinden taşınmaza yönelik taleplerin değerlendirmeye alınmaması gerektiği, başvuruya ilişkin olarak idarece tesis edilecek bir işlem bulunmadığının belirtildiği;
Dairelerinin 07/11/2019 tarih ve 2019/2576 esas sayılı ara kararıyla, davacıdan, dava konusu Kurul kararının öğrenildiği tarihin sorulduğu; davacı vekili tarafından verilen 09/12/2019 tarihli cevabi yazısında, kararın davacı tarafından haricen öğrenildiği ve yasal girişimlerde bulunulduğunun belirtildiği;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (e) bendinde, dilekçelerin süre aşımı yönünden de inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, 14. maddenin 3. fıkrasının (e) bendine aykırılık görülmesi hâlinde davanın reddine karar verileceği; “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinde, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararlarından doğan uyuşmazlıklar hakkında ivedi yargılama usulünün uygulanacağı, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu ve bu Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağının kurala bağlandığı;
Dosyanın incelenmesinden, dava dilekçesinde, 02/05/2014 tarih ve 2014/40 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının 01/03/2019 tarihinde öğrenildiğinin belirtildiği, davanın ise 17/06/2019 tarihinde açıldığının anlaşıldığı;
Bu itibarla, davacı tarafından dava dilekçesinde, anılan taşınmazın Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla kapsam ve programa alınmasının öğrenilmesi üzerine 01/03/2019 tarihinde İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığına başvurulduğunun belirtildiği, başvuruya verilen cevabi yazının da dava dilekçesi ekine eklenerek 17/06/2019 tarihinde davanın açıldığı anlaşıldığından, davaya konu Kurul kararından davacının en geç 01/03/2019 tarihinde haberdar olduğu, bu tarihten itibaren işlemeye başlamış olan otuz günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 17/06/2019 tarihinde açılan bu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine imkân bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde düzenlenen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünün, bu usule tabi işlerde geçerli dava açma süresinin ve idari başvuru yolu olup olmadığının bilinmesinin mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : İlgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil, genel dava açma süresinin işletilmesi gerekmektedir.
Aynı şekilde, herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine idari işleme karşı hangi merciye başvuracağını bilmeyen ilgilinin, dava açmadan önce 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun dava açma süresini durdurup durdurmayacağını bilmesini beklemek de mümkün değildir.
Bu nedenle, davacının, Kurul kararını öğrendiği 01/03/2019 tarihinden itibaren 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem üzerine Kurul kararının iptali istemiyle altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde, 17/06/2019 tarihinde, açılan davanın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki kararın bozularak esas hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Daireye gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu ve bu Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür.
İlgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
Bu itibarla, ivedi yargılama usulüne tâbi olan uyuşmazlıkta dava açma süresinin otuz gün olduğu yolunda kendisine yazılı bildirim yapılmayan davacının, altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Uyuşmazlık bu çerçevede ele alındığında, davacı tarafından davaya konu Kurul kararının en geç 01/03/2019 tarihinde öğrenildiği, bu tarihten itibaren işlemeye başlayan altmış günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 17/06/2019 tarihinde açılan bu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine imkân bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 07/01/2020 tarih ve E:2019/2576, K:2020/40 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 27/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.