Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/2152 E. 2022/215 K. 31.01.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/2152 E.  ,  2022/215 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2152
Karar No : 2022/215

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Enerji Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …AŞ Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …

2- … Kurumu
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 17/12/2019 tarih ve E:2016/4543, K:2019/4373 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: TEİAŞ Genel Müdürlüğünün 02/02/2016 tarihli İşletmedeki Rüzgâr Santrallerine Ait Güç Artırım Taleplerine İlişkin Duyurusu’nun uygulanmasına ilişkin …tarih ve …sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 17/12/2019 tarih ve E:2016/4543, K:2019/4373 sayılı kararıyla;
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları geçerli görülmemiş,
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesi; dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan hâliyle “Üretim faaliyeti” başlıklı 7. maddesinin 7. fıkrası ve “Bağlantı görüşü” başlıklı 23. maddesinin 1. fıkrası ile Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin “Önlisans başvuru usulü” başlıklı 12. maddesinin 7. fıkrasının (a) bendi ve “Lisans tadil başvurularının incelenmesi, değerlendirilmesi ve sonuçlandırılması” başlıklı 24. maddesinin 5. fıkrası hükümleri yer verilerek,
İdarelerin düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu alanlarda, bu alanları düzenleyici işlemler ile objektif bir şekilde düzenlemesi gerektiği; idarelerin, işlem tesis ederken kendilerine Anayasa ve yasalarla çizilen çerçeve içinde takdir yetkilerini kullanmaları ve bu yetkilerini kullanırken kamu hizmetinin gereklerini ve kamu yararını göz önünde bulundurmaları gerektiği; bu itibarla, dava konusu Kurul kararının 6446 sayılı Kanun’un 1. maddesinde öngörülen elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanması amacına uygun olması gerektiği,
Rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak amacıyla alınan lisanslar kapsamındaki tesisler için kapasite artışı başvurularına izin verilebilmesi için TEİAŞ ve ilgili dağıtım şirketinden alınan tadil kapsamındaki bağlantı görüşünün olumlu olması gerektiği; dava konusu Kurul kararı ile 2015-2018 yılları arasında uygulanmasına devam ettirilmesine karar verilen metodolojide, kapasite artış taleplerinin değerlendirilmesinde yük akış analizlerinin yanı sıra mevcut işletmelerdeki RES kapasitelerinin bölgedeki toplam RES tahsislerine oranı gözetilerek üst limitler getirildiği,
İletim sisteminin, diğer bütün sistemlerde olduğu gibi kısıtlılıklarının mevcut olduğu; bu kısıtlılıkların yönetilebilmesi için, gerekli usûl ve esasların belirlenmesi ve bu konuda bazı düzenlemelerin yapılması gerektiği; kapasite artışlarına ilişkin verilecek kararda gözetilen kriterlerden biri olarak belirtilen “TEİAŞ ve ilgili dağıtım şirketinden alınan tadil kapsamındaki bağlantı görüşünün olumlu olması” kuralının, yalnızca talebin yapıldığı dönemdeki teknik altyapı müsaitlik durumunu değil, bunun yanında pek çok bütünsel ve geleceğe dönük planlamaların da göz önünde bulundurularak oluşturulan bağlantı görüşlerini kapsadığı; iletim sistemi işletmecisi olarak TEİAŞ’ın sistem yönetimini çok sayıda parametreyi göz önünde bulundurarak yapması gerektiği gibi, verilecek görüşlerde sadece noktasal bazda teknik yeterliliklerin hesaplanmasından öte karar almanın ve kısa/orta/uzun vadeli planlamaları yapma ve yürütme görevlerinin de TEİAŞ’ın sorumluluğunda olduğunun açık olduğu,
TEİAŞ tarafından değerlendirilmesi yapılan güç artış taleplerinin, özellikle işletmedeki kurulu gücün bölgesel olarak ulaştığı değerler, güç artışı talep eden santral sayısı ve talep edilen artış güçlerinin yüksekliği göz önünde bulundurularak bölge kapasiteleri açısında da değerlendirilmesi ve tesis gerçekleşme oranı yüksek olan bölgelerde talep edilen güç artışının bölgedeki tesis gerçekleşme oranına bağlı olarak değerlendirilmesinin ve uyuşmazlığa konu metodoloji ile tüm ilgililere eşit olarak uygulanan objektif bir kriter ile üst limit getirilmesinin üst hukuk normlarına aykırılık taşımadığı ve kamu hizmetinin gereklerine uygun olduğu,
Bu itibarla, elektrik piyasasında, iletim sisteminin işletmecisi olan TEİAŞ’ın önerdiği metodolojinin 2015-2018 yıllarında da uygulanmaya devam edilmesine yönelik …tarih ve …sayılı dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yeterli incelemeye dayalı olarak karar verilmediği; mevcut uygulamayı ters yüz eden TEİAŞ duyurusunun dayanağı olan teknik hesaplamaların esasının anlaşılamadığı; hangi teknik gerekçeleri esas aldığı anlaşılamayan, subjektif nitelikte bir hesaplama metodu olduğu; kapasite artış taleplerinin haklı gerekçelere dayandığı; kapasite artış taleplerinin “TEİAŞ ve ilgili dağıtım şirketinden alınan tadil kapsamındaki bağlantı görüşünün olumlu olması” dışında tüm şartlara uygun olduğu; kapasite artış talebinin reddedilmesini sağlamak üzere sonradan düzenleyici işlemler yapılmasının temel sebebinin, bu kapasite artışıyla Soma Enerji Santralinin ulaşacağı büyüklük olduğu; talep edilen kapasite artışının kabul edilmesi yerine, aynı kapasitenin yarışma yoluyla tahsis edilmesi halinde elde edilecek kamu menfaatinin çok daha büyük olacağının iddia edilmesinin ise, davalıların hukuka ve milli menfaatlere aykırı işlemlerini meşru hale getirmek için “o kabul edilmezse bu kabul edilir” düşüncesiyle hareket etmelerinin sonucu olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 17/12/2019 tarih ve E:2016/4543, K:2019/4373 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.