Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/2136 E. 2020/1977 K. 26.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/2136 E.  ,  2020/1977 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2136
Karar No : 2020/1977

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
3- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 28/04/2020 tarih ve E:2020/3915, K:2020/3904 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına ait “Kanal İstanbul” isimli projeye ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı ile Bakanlar Kurulunun 13/08/2012 tarih ve 2012/3573 sayılı kararı ve 24/02/2014 tarih ve 2014/6028 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 28/04/2020 tarih ve E:2020/3915, K:2020/3904 sayılı kararıyla;
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına ait “Kanal İstanbul” isimli projeye ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı”nın ve 08/09/2012 tarih ve 28405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi uyarınca İstanbul ilindeki bazı alanlarda gerçekleştirilecek proje uygulamaları kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkilendirilmesine ilişkin 13/08/2012 tarih ve 2012/3573 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkilendirildiği alanın sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin 24/02/2014 tarih ve 2014/6028 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, Dairelerinin 19/02/2020 tarih ve E:2020/1771, K:2020/2157 sayılı kararıyla;
“2575 sayılı Danıştay Kanununun 24. maddesine göre dava konusu işlemlerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkilendirilmesine ilişkin 08/09/2012 tarih ve 28405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 13/08/2012 tarih ve 2012/3573 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkilendirildiği alanın sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin 30/04/2014 tarih ve 28987 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 24/02/2014 tarih ve 2014/6028 sayılı Bakanlar Kurulu kararına karşı açılan davanın görüm ve çözüm yerinin Danıştay olduğu, dava konusu edilen ”Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararına dair uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa göre projenin yapılacağı yer idare mahkemesi olduğu, aralarında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesinde belirtilen şekilde maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunmayan dava konusu işlemlere karşı aynı dilekçeyle dava açılmasına hukuken olanak bulunmadığı” gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1.fıkrasının (d) bendi uyarınca dava dilekçesinin reddine karar verildiği ve yeniden verilecek dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacıya bildirildiği,
Bu karar üzerine yasal süresi içerisinde yenilenen dilekçede, aralarında 2577 sayılı Kanun’un 5.maddesinde aranılan biçimde maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunmayan aynı işlemlerin iptali istenilmek suretiyle reddedilen dilekçedeki aynı yanlışlıkların yapıldığı,
Bu durumda, Dairelerinin yukarıda anılan dilekçe ret kararında belirtilen hususlar dikkate alınmadan, aynı yanlışlığın tekrarlanması suretiyle açılan davada usul hükümlerine uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, “Kanal İstanbul” isimli projenin yer aldığı alanın, Bakanlar Kurulunun 13/08/2012 tarih ve 2012/3573 sayılı kararı ile 24/02/2014 tarih ve 2014/6028 sayılı kararında belirlenen bölge sınırları içerisinde kaldığı, dolayısıyla söz konusu işlemler arasında sebep-sonuç ilişkisinin bulunmadığından söz edilemeyeceği, bu davanın görüm ve çözüm yerinin ilk derece mahkemesi olarak Danıştay olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 28/04/2020 tarih ve E:2020/3915, K:2020/3904 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.