Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/208 E. 2020/3257 K. 17.12.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/208 E.  ,  2020/3257 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/208
Karar No : 2020/3257

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- … 4- …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alana ilişkin 13/04/2013 onay tarihli 1/5000 ölçekli Esenyurt İlçesi TEM Güneyi Nazım İmar Planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Davanın, 13/04/2013 onay tarihli 1/5000 ölçekli Esenyurt İlçesi TEM Güneyi Nazım İmar Planının, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın emsalinin max:1.60 olarak belirlenmesine ilişkin kısmı ile düzenleme ortaklık payı (DOP) ve kamu ortaklık payına (KOP) ilişkin terklere yönelik kısmının iptali istemiyle açıldığı,
Mahkemelerince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporda özetle; dava konusu alanda, yerleşmeyi etkileyen gelişmelerin bütüncül bir planlama yapılmasını gerektirmesi nedeniyle, yeni bir plan yapılmasını gerektiren zorunlu, nesnel, teknik, yasal gerekçelerin bulunduğu, davaya konu taşınmaz açısından uyuşmazlık konusu nazım imar planı ile getirilen ticaret alanı işlevinin üst ölçekli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile uyumlu olduğu, ayrıntılı jeolojik etüt gerektiren alanlarda ayrıntılı jeolojik-jeoteknik etüt yapılması gerektiği, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün 19/08/2008 tarih ve 10337 sayılı Genelgesi’ne göre bu tür alanlarda sondaja ve laboratuvar çalışmalarına dayanan ayrıntılı bir jeolojik-jeoteknik etüdün yeniden yapılması ve ayrıntılı jeolojik etüt gerektiren alanların “yerleşime uygun”, “önlemli alan”, “uygun olmayan alan” tanımlarından birine uygun olarak yeniden zonlanması gerektiği, dava konusu taşınmaz açısından T7 alanlarındaki yapılaşma koşulunun sadece yapı yoğunluğu olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu alanlarda konut kullanımına izin verilmediği için, konut ve nüfus yoğunluğu açısından bir etkisinin olmayacağı, sonuç olarak dava konusu taşınmazın henüz yapılaşmadığı, bu haliyle boş olduğu, daha önce alınmış herhangi bir ruhsat vb belgenin bulunmadığı, bu nedenle mevcut jeolojik koşullar çerçevesinde T7 ticaret alanı olarak değerlendirilmesinin plan yapım yöntem ve tekniklerine aykırı olmadığı, dava konusu taşınmaz için mevcut ve yapılacak ayrıntılı jeolojik çalışmaların ise bu dava kapsamında kalmadığı, ayrı idari işlemler çerçevesinde değerlendirileceği; davaya konu taşınmazın batısından geçen 30 metre genişliğindeki trafik yolunun ise D100 karayolundaki yan yol ile taşınmazların kuzeyindeki diğer 30 metrelik yolun birleştirilmesi için yapıldığı, bu haliyle D100 yan yol ile birlikte … Park, … gibi işlevlerin bulunduğu yapı adasının etrafında sürekliliği olan bir yol ağı kurulmak istenmesinin bu kararlarda etkili olduğu, ayrıca bölgenin deprem gibi önemli risk alanları içinde kalması sebebiyle, ulaşılabilirlik ve erişim olanaklarının arttırılmak istendiği, D100 karayolunun kuzey kesimindeki yerleşme alanının D100 karayoluna birden fazla alternatif yol ile bağlanmasının gerekli olduğu, sonuç olarak kısmen yol alanı işlevinin kentsel yerleşmenin mevcut ve gelecekteki durumuna, plan yapım yöntem tekniklerine uygun olduğu; bununla birlikte davacının DOP kesintilerine ilişkin tüm iddialarının 1/5000 ölçekli nazım imar planı aşamasında değerlendirilemeyeceği, imar uygulamasına ilişkin hususların 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile bu plana göre hazırlanacak imar parselasyon planları gibi imar uygulaması aşamasında değerlendirilebileceği, görüş ve tespitlerine yer verildiği,
Bilirkişi raporunun taraflara tebliği üzerine davacılar vekilince, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünün 19/08/2008 tarih ve 10337 sayılı Genelgesi’ne göre mevcut ve olası yerleşim alanlarında afet zararlarının azaltılması ve afete duyarlı planlamanın etkin hale getirilmesi için imar planlarının hazırlanmasından önce plan ölçeğiyle uyumlu nitelikte jeolojik etüt, jeolojik-jeoteknik etüt ve mikro bölgeleme etüt raporlarının hazırlanması ve sonuçlarının idarece plan kararlarına yansıtılması gerektiği, Genelge’de öngörülen her tür ve ölçekteki imar planı aşamasında ayrıntılı etüt yapılması hususunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çeşitli Genelgeleriyle de yinelendiği, dava konusu plan yapılırken bu zorunluluğun yerine getirilmediği ileri sürülerek bilirkişi raporuna itiraz edildiği,
Davalı idare tarafından 07/07/2015 tarihinde dosyaya sunulan … tarih ve … sayılı Deprem Zemin İnceleme Müdürlüğünce hazırlanan jeolojik görüş yazısında özetle; söz konusu alanın, ilgili ilçe belediyesi tarafından hazırlattırılan imar planlarına esas 1/1000 ölçekli yerleşime uygunluk haritalarında, kısmen II (Önlem alınmadan yerleşime izin verilmeyecek alanlar), kısmen de III (Ayrıntılı jeolojik etüt gerektiren alanlar) lejantlı alan sınırları içerisinde kaldığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün 28/09/2011 tarih ve 102732 (No:2011/9) sayılı Genelgesi’ne göre bu alanlarda yapılaşma amaçlı planlamaya gidilmek istenmesi durumunda planlamaya esas jeoloji-jeoteknik etüt çalışması yapılması gerektiği, bu çalışmanın şev stabilite analizlerini, mevcut ve olası sorunların tamamını çözümleyecek detayda mühendislik jeolojisi incelemelerini içermesi ve öngörülen birbiriyle ilişkili tüm heyelanlı yamacı kapsaması gerektiği, ayrıca yapılacak çalışmalarda gerekli görülmesi halinde, mutlaka kütle hareketlerinin hızı, miktarı, kayma dairesinin derinliği ve geometrisinin tespit edilmesi amacıyla belirlenecek lokasyonlarda inklinometre kuyularının açılması gerektiği, GPS ağı kurulması ve yeterli görülecek süre boyunca izleme yapılması gerektiği, sonuç olarak rapor örenğinde vurgulanan çalışmaları da içerecek, söz konusu alan ile birlikte heyelanın tüm etki alanını kapsayacak şekilde ve ayrıca alanda bulunan mevcut yapıların da göz önüne alındığı ayrıntılı jeolojik – jeoteknik etüt çalışması yapılması, hazırlanacak raporun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün ilgili birimine onaylatıldıktan sonra bu raporda verilen bilgilere bağlı olarak alana yönelik plan çalışmalarına başlanabileceğinin öngörüldüğü,
Buna göre; dava konusu nazım imar planında davacılara ait taşınmazın kısmen T7 “Ticaret Alanı”, kısmen 30 metre genişliğinde “Yol” fonksiyonuna ayrılmasının planlama ilkeleriyle kamu yararına uygun olduğu, daha önceki planlarda da aynı fonksiyonda kaldığı, planda getirilen bu fonksiyonlara davacıların da herhangi bir itirazlarının olmadığı,
Ancak yapılaşma şartları yönünden taşınmazın emsalinin max:1.60 olarak belirlenmesine gelince, ilgili ilçe belediyesi tarafından hazırlattırılan imar planlarına esas 1/1000 ölçekli yerleşime uygunluk haritalarında, davacılara ait taşınmazın kısmen II (Önlem alınmadan yerleşime izin verilmeyecek alanlar), kısmen de III (Ayrıntılı jeolojik etüt gerektiren alanlar) lejantlı alan sınırları içerisinde kaldığının tespit edildiği, her ne kadar bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz için mevcut ve yapılacak ayrıntılı jeolojik çalışmaların bu dava kapsamında kalmadığı belirtilmiş ise de, gerek Bayındırlık İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünün 19/08/2008 tarih ve 10337 sayılı Genelgesi ve gerekse Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün 28/09/2011 tarih ve 102732 (No:2011/9) sayılı Genelgesi’ne göre bu alanlarda yapılaşma amaçlı planlamaya gidilmek istenmesi durumunda planlamaya esas ayrıntılı jeolojik-jeoteknik etüt çalışması yapılmasının gerektiği, söz konusu alan ile birlikte heyelanın tüm etki alanını kapsayacak şekilde ve ayrıca alanda bulunan mevcut yapıların da göz önüne alındığı ayrıntılı jeolojik- jeoteknik etüt çalışması yapılması sonucu hazırlanacak rapor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün ilgili birimine onaylatıldıktan sonra bu rapordaki verilere bağlı olarak alana yönelik plan çalışmalarına başlanabileceği halde, dava konusu plan çalışması yapılırken bu zorunluluğun yerine getirilmediği,
Dava dosyasına sunulan … Grup tarafından Aralık 2013 tarihinde hazırlanan Geoteknik Değerlendirme Raporunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığından onayı ve Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğünün uygun görüşünün bulunmadığı,
Bu nedenle, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın emsal değeri belirlenirken yeterli inceleme yapılmadığı anlaşıldığından, dava konusu nazım imar planında taşınmaz için belirlenen max:1,60 emsalin plan yapım yöntem ve tekniklerine uygun olmadığı sonucuna varıldığı,
Öte yandan, davacıların DOP kesintilerine ilişkin getirilen terk koşuluna ilişkin iddialarının, 1/5000 ölçekli dava konusu nazım imar planı aşamasında değerlendirilemeyeceği, imar uygulamasına ilişkin hususların, ancak 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile bu plana göre hazırlanacak imar parselasyon planları gibi imar uygulaması aşamasında değerlendirilebileceği açık olduğundan, davanın bu kısmının esasının incelenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle,
Dava konusu 13/04/2013 onay tarihli 1/5000 ölçekli Esenyurt İlçesi TEM Güneyi Nazım İmar Planının, davacılara ait taşınmazın emsalinin max:1.60 olarak belirlenmesine ilişkin kısmının iptaline, %20 oranında terk şartı getirilmesine ilişkin kısmı yönünden ise davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 27/09/2018 tarih ve E:2016/4701, K:2018/7137 sayılı kararıyla;
Dava konusu taşınmazı kapsayan nazım imar planın onandığı tarihte 02/11/1985 tarihli Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin yürürlükte olduğu ve bu Yönetmelik’e göre planın yapılma sürecinde alınması gereken ilgili kurum ve kuruluşların görüş ve önerilerinin alındığının anlaşıldığı,
Bu durumda, heyelan alanlarında yapılaşma amaçlı planlamaya gidilmek istenmesi durumunda, planlamaya esas ayrıntılı jeolojik-jeoteknik etüt çalışması yapılması gerektiğinden, nazım imar planının iptali yönündeki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu 13/04/2013 onay tarihli 1/5000 ölçekli Esenyurt İlçesi TEM Güneyi Nazım İmar Planının, davacılara ait taşınmazın emsalinin max:1.60 olarak belirlenmesine ilişkin kısmının iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda taşınmaza verilen T7 fonksiyonun üst ölçekli planlara ve imar mevzuatına uygun görüldüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 04/07/2000 tarihinde onaylanan jeolojik-jeoteknik etüt raporunda yer alan veriler çerçevesinde planlama yapılarak dava konusu taşınmazda emsal değerinin düşürüldüğü, bu kapsamda söz konusu alanda yerleşime uygun olmadığı belirlenen alanların da park ve dinlenme alanları olarak planlandığı, ilerleyen dönemde dava konusu plana, yerleşime uygunluk haritalarında tamamen veya kısmen yerleşime uygun olmayan alan sınırları içinde kalan parsellerde ayrıntılı jeolojik-jeoteknik etüt raporu hazırlanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına onaylatılmadan ve Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğünden uygun görüş alınmadan uygulama yapılamayacağına ilişkin plan notu ilavesi yapıldığı, bu nedenle ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu 13/04/2013 onay tarihli 1/5000 ölçekli Esenyurt İlçesi TEM Güneyi Nazım İmar Planının, davacılara ait taşınmazın emsalinin max:1.60 olarak belirlenmesine ilişkin kısmının yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.