Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/1909 E. 2020/2031 K. 02.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1909 E.  ,  2020/2031 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1909
Karar No : 2020/2031

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DİĞER DAVALI : …
(Temsilen … Bakanlığı)
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) :1- …
2- …

48- …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 07/07/2020 tarih ve E:2019/2566, K:2020/6786 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İli, …İlçesi, …ve …Mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 2 ve ek 1. maddeleri uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 11/12/2018 tarih ve 30622 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararının Veliahmet Mahallesine ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 07/07/2020 tarih ve E:2019/2566, K:2020/6786 sayılı kararıyla;
Davalı idareler tarafından, davacılardan …, …, …, …., …, … ve …’a ait taşınmazların riskli alan ilan edilen bölge dışında olduğu, …, …, …, … ve …’ın ise sistem kayıtlarının olmadığı ve dava konusu işlem ile kişisel, güncel ve meşru bir menfaat ilişkileri bulunmadığından, anılan davacılara ilişkin olarak davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; dosyadaki tapu kayıtları ve veraset ilamları ile Ulusal Yargı Ağı Portalı (UYAP) kayıtlarının incelenmesinden; davacılardan Ferdi Tavus’un uyuşmazlığa konu alanda miras bırakanlarına ait taşınmazda hak sahibi olduğu, diğer davacıların ise riskli alan ilan edilen bölgede ikamet ettikleri anlaşıldığından, davalı idarelerin bu iddiasının yerinde görülmediği,
Ayrıca; dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının 11/12/2018 tarih ve 30622 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren 30 günlük yasal süre içinde, 08/01/2019 tarihinde kayıtlara alınan dilekçe ile açılan davanın süresinde olduğu sonucuna varıldığı,
Uyuşmazlıkta, 6306 sayılı Kanun’un 2 ve ek 1. maddeleri uyarınca hazırlanan ve dava konusu işlemin dayanağını oluşturan gerekçe raporu ve teknik raporun incelenmesinden; dava konusu riskli alanda bulunan yapılar ve bu yapıların imar mevzuatı açısından değerlendirilmesine yönelik hazırlanan listenin … Belediye Başkanlığının 11/01/2018 tarih ve 940 sayılı yazısı ile Bakanlığa iletilmiş olduğunun belirtildiği, proje sınırının … İli, …İlçesi ve … İli arasındaki bağlantıyı sağlayan köprü konumunda olduğu, riskli olarak ilan edilen alanın 13,9 hektar büyüklüğünde olduğu, alan içerisinde 381 adet yapı bulunduğu, bunlardan 142’sinin betonarme, 172’sinin yığma ve 67’sinin ise betonarme-yığma yapı niteliğinde olduğu, bu yapılardan 108 adetinin ruhsatlı olup, anılan yapılara 120 adet ruhsat düzenlendiği, ruhsatlı yapıların 46 adetinin imar mevzuatına uygun, 62 adetinin ise sonradan yapı ruhsatı alan yapılardan olduğu, sonradan yapı ruhsatı alan yapılara ise 74 adet yapı ruhsatı düzenlendiği, 381 yapının 335 adetinin imar mevzuatına aykırı olarak yapılaştığı, sonuç olarak, alanda yer alan yapıların %87’sinin imar mevzuatına aykırı veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilen yapılardan olduğu, söz konusu alanın üzerindeki yapılaşma nedeniyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığı belirtilerek, alanda bulunan yapılara ilişkin yapı ruhsat bilgileri tablosunun, riskli alan sınır krokisi ve uydu görüntüsünün, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının, 1/1000 ölçekli halihazır haritanın, kadastral haritanın, yapılara ait mevcut durum fotoğraflarının ve fotoğraf çekim yönü paftasının dosyaya sunulduğunun görüldüğü,
Dairelerinin 09/05/2019 tarihli ara kararı ile …Büyükşehir Belediye Başkanlığına; 19/02/2020 tarihli ara kararı ile de … Belediye Başkanlığına davanın ihbar edildiği, ancak anılan idarelerin davaya katılma talebinde bulunmadığı,
Ayrıca, Dairelerinin 09/05/2019 tarihli ara kararı ile dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının dayanağını oluşturan teknik raporun ekindeki dava konusu alanda bulunan yapıların alan bilgileri, tapu bilgileri, imar durumu, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi bilgilerini içeren yapı ruhsat bilgileri tablosunun davacılar vekiline gönderilerek itirazlarının olup olmadığının bildirilmesinin istenildiği, davacılar vekilinin 25/06/2019 tarihinde kayıtlara giren dilekçesinde; gönderilen listenin güncel olmadığı, birçok hata ve eksikler içerdiği, örnek olarak listede …’e ait olup, üzerine yapı bulunduğu belirtilen taşınmazda yapı bulunmadığı; …’e ait yapının, … ve …’a ait ruhsatlı yapıların ve … Apartmanının B bloğunun listede bulunmadığının beyan edildiği,
Dairelerinin 19/02/2020 tarihli ara kararı ile; dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının dayanağını oluşturan teknik raporun içinde yer alan dava konusu alanda bulunan yapıların alan bilgileri, tapu bilgileri, imar durumu, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi bilgilerini içeren yapı ruhsat bilgileri tablosunun … Belediye Başkanlığına gönderildiği ve yapı değerlendirme formunun incelenerek, yapıların ruhsat durumunu gösteren listenin ada, parsel numarası da belirtilerek gönderilmesinin istenildiği, cevap verilmemesi üzerine, 29/04/2020 tarihli ara kararı ile önceki ara kararda belirtilen bilgi ve belgelerin tekrar istenildiği, … Belediye Başkanlığı vekilinin 22/06/2020 tarihinde kayıtlara giren dilekçesinde … Belediyesi tarafından riskli alan sınırlarının belirlenmesine ilişkin çalışma yapılmadığı, anılan listenin ise yine Belediyece hazırlanmadığı ve bu hususta Belediyenin bir sorumluluğunun bulunmadığının belirtildiğinin görüldüğü,
Diğer yandan, Dairelerinin 19/02/2020 tarihli ara kararı ile; … Bakanlığından; dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının dayanağını oluşturan teknik raporun ekinde yer alan yapı ruhsat bilgileri tablosundaki yapı sayısı ile sonuç kısmındaki yapı sayısının birbiriyle uyumlu olmadığından, bu farkın sebebinin ayrıntılı olarak açıklanması, ayrıca riskli alan ilan edilen alan sınırlarının hangi kriterlere göre belirlendiğinin bildirilmesinin istenildiği,
Davalı idare vekilinin 27/03/2020 tarihinde kayıtlara giren dilekçesinde, anılan listede … ada … ve …sayılı parsellerde bulunan 3 adet yapının sehven bağımsız birimler de dahil edilmek suretiyle 15 yapı olarak ifade edildiğinin bildirildiği, ancak belirtilen yapılara ilişkin belge sunulmadığı, 29/04/2020 tarihli ara kararı ile önceki ara kararının tekrarlanması üzerine ise 16/06/2020 tarihli dilekçe ile daha önce sunulan bilgi ve belgelere ilave edilecek bir husus olmadığının beyan edildiği, riskli alan sınırının belirlenmesine ilişkin ise açıklama yapılmadığının görüldüğü,
Dava dosyanın incelenmesinden; dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının dayanağını oluşturan teknik raporun ekindeki dava konusu alanda bulunan yapıların alan bilgileri, tapu bilgileri, imar durumu, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi bilgilerini içeren yapı ruhsat bilgileri tablosundaki yapı sayısı ile sonuç kısmındaki yapı sayısının birbiriyle uyumlu olmadığı, listedeki yapı sayısının 393 olduğu, sonuç kısmında ise 381 olduğunun belirtildiği, yapılara ilişkin ruhsat, yapı kullanma izni vs. belgelerin dosyaya sunulmadığı, davalı idare tarafından aradaki farkın … ada, … ve … numaralı parsellerde bulunan 3 adet yapının sehven bağımsız birimler de dahil edilerek 15 yapı olarak açıklandığı, ancak dayanak bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı, tabloda anılan parseller üzerinde gösterilen 15 adet yapının farklı tarihlerde düzenlenen ayrı ruhsatlarının bulunduğu, listedeki çok sayıda parselin üzerinde birden fazla ruhsatlı yapının bulunduğu, ayrıca … Belediye Başkanlığının 11/01/2018 tarih ve 940 sayılı yazısının ekinde dava konusu alanda bulunan 381 adet yapıya ilişkin hazırlanan listede, davalı idarenin sunduğu yapı ruhsat bilgileri tablosundaki … ada, … ve … numaralı parsellerin yer almadığı, dava konusu işlemin dayanağını oluşturan teknik raporun ekindeki yapı değerlendirme formunda belirtilen yapılara ilişkin olarak; ada ve parsel numaraları, yapı sayıları ve ruhsat bilgilerinin birbiri ile ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelerle uyumlu olmadığı, 6306 sayılı Kanunun ek 1. maddesinde yer alan, üzerindeki toplam yapı sayısının en az %65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluştuğu hususunun açık ve somut şekilde ortaya konulamadığının anlaşıldığı,
Öte yandan, dosyada bulunan teknik rapor ve gerekçe raporunun, riskli alan sınır krokisi ve uydu görüntüsünün, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının, 1/1000 ölçekli halihazır haritanın, kadastral haritanın, yapılara ait mevcut durum fotoğraflarının ve fotoğraf çekim yönü paftasının incelenmesinden; alana ilişkin planlarda bulunan imar adalarının bölünerek sadece bir kısmının riskli alan sınırlarına dahil edildiği, sınırın imar adalarını kestiği, bazı yerlerde yan yana iki parselin birinin riskli alan içerisine alınarak sınırın iki parsel arasından geçirildiği, başka noktada parseller arasından geçen imar yolunun riskli alan sınırına dahil edilerek, yolun kenarındaki parsellerin sınırın dışında bırakıldığı, mezarlık alanının bir kısmının da riskli alana dahil edildiği, riskli alan sınır çizgisinin kırıklar şeklinde ilerlediği, sınırın hangi kriterlere göre tespit edildiğinin belirlenemediği ve bütünsellik arz etmediği, riskli alan sınır tespitinin, 6306 sayılı Kanun’un ek 1. maddesinde düzenlenen fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak hükmüne uygun yapılmadığının anlaşıldığı,
Bu nedenle; dava konusu … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararının … Mahallesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle anılan kısmın iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarelerden … Bakanlığı tarafından, bir kısım davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının 6306 sayılı Kanun’un 2 ve ek-1. maddeleri ile ilgili Yönetmeliğe uygun olarak tesis edildiği, Kanun’un ek 1. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde belirtilen şartların oluştuğunun tespit edildiği, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde iyileştirme, tasfiye ve yenileme yaparak, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşam çevrelerinin oluşturulmasının amaçlandığı, bu nedenle Daire kararının bozularak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozularak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Bakanlığının 05/12/2018 tarih ve 226718 sayılı yazısı üzerine, alana ilişkin hazırlanan dosya ve teknik rapor doğrultusunda, üzerindeki yapılaşma açısından can ve mal kaybına yol açma riski taşıması nedeniyle …İli, … İlçesi, … ve …Mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 2 ve ek 1. maddeleri uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin olarak alınan … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 11/12/2018 tarih ve 30622 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanun’un amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olarak belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde; “Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan alanı… ifade eder.” tanımına yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un ek 1. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; “b) Üzerindeki toplam yapı sayısının en az %65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlar,
fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla, Cumhurbaşkanınca riskli alan olarak kararlaştırılabilir. Riskli alan sınırı uygulama bütünlüğü gözetilerek belirlenir.” düzenlemesi yer almıştır.
6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin, “Riskli alanın tespiti” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında ise; “Riskli alan; a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu,
b) Alan sınırları içerisinde 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna göre afete maruz bölge olarak kararlaştırılan alan olup olmadığına dair bilgi ve belgeyi,
c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını,
ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini,
d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını,
e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu,
f) Bu fıkra uyarınca belirlenecek riskli alanlar için Ek-2’de yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esasların EK-A bölümüne göre hazırlanan analiz ve raporu,
g) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri,
ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden Bakanlıkça belirlenir ve karar alınmak üzere Cumhurbaşkanına sunulur…” hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un ek 1. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca riskli alan ilanı yapılabilmesi için, üzerindeki toplam yapı sayısının en az %65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlarda belirtilen şartların oluştuğunun açık ve somut şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
Bu doğrultuda, 6306 sayılı Kanun’un 2 ve ek 1. maddeleri uyarınca hazırlanan ve dava konusu işlemin dayanağını oluşturan gerekçe raporu ve teknik raporda; teklif riskli alanın 13,9 hektar büyüklüğünde olduğu, alan içerisinde 381 adet yapı bulunduğu, bunlardan 142’sinin betonarme, 172’sinin yığma ve 67’sinin ise betonarme-yığma yapı niteliğinde olduğu, bu yapılardan 108 adeti ruhsatlı olup, anılan yapılara 120 adet ruhsat düzenlendiği, ruhsatlı yapıların 46 adetinin imar mevzuatına uygun, 62 adetinin ise sonradan yapı ruhsatı alan yapılardan olduğu, sonradan yapı ruhsatı alan yapılara ise 74 adet yapı ruhsatı düzenlendiği, 381 yapının 335 adetinin imar mevzuatına aykırı olarak yapılaştığı, sonuç olarak, alanda yer alan yapıların %87,92’sinin imar mevzuatına aykırı veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilen yapılardan olduğu, söz konusu alanın üzerindeki yapılaşma nedeniyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığı tespitlerinde bulunulduğu ve teknik rapor ekinde, alanda bulunan yapılara ilişkin yapı ruhsat bilgileri tablosu, riskli alan sınır krokisi ve uydu görüntüsü, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları, 1/1000 ölçekli halihazır harita, kadastral harita, yapılara ait mevcut durum fotoğrafları ve fotoğraf çekim yönü paftasının da yer aldığı görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, Daire tarafından, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının dayanağını oluşturan teknik raporun ekindeki, alanda bulunan yapıların alan bilgileri, tapu bilgileri, imar durumu, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi bilgilerini içeren yapı ruhsat bilgileri tablosundaki yapı sayısı ile sonuç kısmındaki yapı sayısının birbiriyle uyumlu olmadığı tespit edilerek, davalı idarelerden, bu farkın sebebinin ayrıntılı olarak açıklanmasının istenilmesi üzerine, davalı … Bakanlığı vekilinin 27/03/2020 tarihinde kayıtlara giren dilekçesinde, anılan listede … ada … ve … sayılı parsellerde bulunan 3 adet yapının sehven bağımsız birimler de dahil edilmek suretiyle 15 yapı olarak ifade edildiği, yapı sayısındaki bu farklılığın alandaki yapıların %65’inin ruhsatsız yapılaştığına dair hesaplamayı değiştirmediği bildirildiği halde Dairece, bu açıklamaya itibar edilmeyerek, teknik raporun ekindeki yapı değerlendirme formunda belirtilen yapılara ilişkin olarak; ada ve parsel numaraları, yapı sayıları ve ruhsat bilgilerinin birbiri ile ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelerle uyumlu olmadığı sonucuna varıldığı görülmekte ise de, teknik raporun ekindeki yapı ruhsat bilgileri tablosunda … ada … ve … sayılı parseller üzerinde bulunan 15 adet bağımsız bölümün ayrı bir yapı olarak değerlendirilmediği, anılan parseller üzerinde bulunan 3 adet yapı için 3 adet bina kodu verildiği, bağımsız bölümlerin her birine ayrı bir kod numarası verilmediği görüldüğünden, teklif riskli alandaki toplam yapı sayısında bir çelişkinin bulunmadığı, davalı idarelerden … Bakanlığı tarafından da belirtildiği üzere alanda toplam 381 adet yapı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bunun yanında, Dairenin 09/05/2019 tarihli ara kararı ile davacılar vekiline, alanda bulunan yapıların alan bilgileri, tapu bilgileri, imar durumu, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi bilgilerini içeren yapı ruhsat bilgileri tablosu gönderilmek suretiyle, bu tablodaki verilere bir itirazlarının bulunup bulunmadığının sorulduğu, davacılar vekilinin de 25/06/2019 tarihinde kayıtlara giren dilekçesinde; gönderilen listenin güncel olmadığı, birçok hata ve eksikler içerdiği, örnek olarak listede …’e ait olup, üzerine yapı bulunduğu belirtilen taşınmazda yapı bulunmadığı; …’e ait yapının, … ve …’a ait ruhsatlı yapıların ve … Apartmanının B bloğunun listede bulunmadığını beyan ettiği görülmüş ise de; teknik rapor ekinde yer alan yapı ruhsat bilgileri tablosundaki verilerin aksini ortaya koyan hukuken muteber bir belgenin dava dosyasına sunulamadığı görülmektedir.
Öte taraftan, 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği’nde, riskli alan sınır tespitinin teknik olarak ne şekilde yapılacağına ilişkin bir düzenleme olmamakla birlikte, riskli alan sınırı belirlenirken, Kanun’da verilen “riskli alan” tanımına uygun olacak şekilde, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan yerlerin ve bu yerlerle bütünlük arz eden, etkileşim içerisindeki alanların sınıra dahil edilmesi gerektiği açıktır.
Kanun’un ek 1. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendindeki düzenleme; imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapıları, can ve mal kaybına yol açma riski tehlikesi taşıyan yapılardan kabul etmektedir.
Nitekim, bu doğrultuda, dava konusu işlemin dayanağı teknik raporda; teklif riskli alanda yer alan yapıların %87,92’sinin imar mevzuatına aykırı veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilen yapılardan olduğu tespit edildiğinden, bu yapılarla etkileşim içerisinde bulunan 46 adet ruhsatlı yapının da, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere riskli alan sınırına dahil edildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, davalı Bakanlıkça, Kanun’da can ve mal kaybına yol açma riski tehlikesi taşıdığı kabul edilen yapılar ile bu yapılarla etkileşim içerisinde olduğu belirlenen yapılar esas alınmak suretiyle belirlenen riskli alan sınır tespitinin, Kanun’un ek 1. maddesinde düzenlenen fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak hükmüne uygun yapılmadığı yönündeki Daire gerekçesine katılmak mümkün olmamıştır.
Bu durumda, … İli, … İlçesi, …ve … Mahalleleri sınırları içerisinde bulunan alanın, alandaki yapıların %87,92’sinin imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluştuğu tespitine dayanılarak, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla riskli alan ilan edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararının dava konusu edilen …Mahallesine yönelik kısmında hukuka aykırılık, aksi yöndeki Daire kararında ise hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerden … Bakanlığının temyiz isteminin kabulüne;
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararının dava konusu …Mahallesine ilişkin kısmının iptaline yönelik Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 07/07/2020 tarih ve E:2019/2566, K:2020/6786 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Davanın REDDİNE,
4. Kurulumuzca yeniden bir karar verildiğinden, aşağıda dökümü yapılan dava ve temyiz aşamasına ilişkin toplam … TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, temyiz aşamasında davalı idarelerden … Bakanlığınca yapılan …-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak anılan davalı idareye verilmesine,
5. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen … TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak, temyiz yoluna başvuran davalı idarelerden … Bakanlığına verilmesine,
6. Yatırılan gider avanslarından artan miktarların istemleri halinde taraflara iadesine,
7. Kesin olarak, 02/11/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesince verilen 07/07/2020 tarih ve E:2019/2566, K:2020/6786 sayılı kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.