Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/182 E. 2020/173 K. 17.12.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/182 E.  ,  2020/173 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/182
Karar No : 2020/173

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR

Konya Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 19/10/2020 tarih ve E:2020/58, K:2020/70 sayılı kararıyla;
… vekili Av. … tarafından, Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 23/10/2019 tarih ve E:2019/990, K:2019/918 sayılı kararı ile İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdare Dava Dairesinin 26/09/2019 tarih ve E:2019/500 K:2019/894 sayılı kararları arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenmesi nedeniyle,
“Aykırılığın, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 23/10/2019 tarih ve E:2019/990, K:2019/918 kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği” görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/C maddesinin 5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için dosyanın Danıştay’a gönderilmesi üzerine,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkimi … ‘ın açıklamaları dinlendikten sonra, kararlar arasındaki aykırılığın “süre” hususuna ilişkin olduğu ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin altıncı fıkrasında Bölge İdare Mahkemelerinin 46. maddeye göre temyiz yolu açık olmayan kararlarının kesin olduğu hususu dikkate alındığında uyuşmazlıklarda verilen kararların “süre” yönünden kesinleştiği anlaşıldığından konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:

I- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI :

A- KONYA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 1. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2019/990 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: Mersin İli, …İlçesi, … Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğretmen olarak görev yapan davacının, yargı kararları doğrultusunda şube müdürlüğü kadroları için tarafına tercih hakkı verilip yazılı ve sözlü puanlarının ortalaması esas alınarak atamasının yapılması talebiyle yaptığı … tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
Mersin 1. İdare Mahkemesinin 23/05/2019 tarih ve E:2018/1337, K:2019/548 sayılı kararının özeti:
Şube müdürlüğü kadrolarına sözlü sınav puanına göre atama yapılmasını öngören Millî Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik hükümlerinin Danıştay tarafından yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi, yargı kararı uyarınca bu Yönetmelikte değişikliğe gidilerek şube müdürlüğü kadrolarına yapılacak atamalarda yazılı ve sözlü sınav puanının aritmetik ortalamasının alınacağına ilişkin düzenlemeler getirilmesi, diğer taraftan sadece sözlü sınav puanlarına göre oluşturulan başarı listesi esas alınarak 1709 adet şube müdürü kadrosuna yapılan tüm atama işlemlerinin yargı kararları ile iptal edilmesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacıya da atamaları iptal edilen tüm şube müdürlüğü kadroları için tercih imkanı tanınması, adayların yazılı ve sözlü puanının aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle belirlenecek başarı durumuna göre yapılacak değerlendirme sonucunda şube müdürlüğü kadrosuna atanıp atanamayacağı yönünde işlem tesis edilmesi gerekirken, başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı,
Diğer taraftan, işbu iptal kararının davacının şube müdürlüğü kadrosuna atanacağı sonucunu doğurmayıp, idarece davacının ve diğer başvuru sahiplerinin yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması alınmak suretiyle yapılacak değerlendirme sonucunda şube müdürlüğü kadrosuna atanıp atanamayacağı yönünde işlem tesis edilmesi sonucunu doğuracağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 23/10/2019 tarih ve E:2019/990, K:2019/918 sayılı kararının özeti:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10’uncu maddesinde; ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabileceklerinin düzenlendiği,
İlgililerin kendileriyle ilgili olarak oluşan yeni bir hukuki durumdan yararlanmak için yaptıkları başvuruların anılan madde kapsamında değerlendirilmesi ve başvurunun reddi halinde 60 günlük dava açma süresi içinde iptal davası açılabileceğinin kabulü gerektiği,
Bununla birlikte, yeni hukuki durumdan yararlanmak için anılan madde kapsamında yapılan başvurunun reddi halinde süresinde dava açılmamış ise, hukuki durumda herhangi bir değişiklik olmaksızın aynı madde kapsamında yeniden başvuru yapılarak dava açma süresinin ihya edilmesinin olanaklı olmadığı,
Aksi yorumun kabulü halinde, Kanunla getirilen dava açma sürelerinin bir anlamı kalmayacağı ve idari işlemlerin her zaman dava tehdidi altında kalacağı,
Olayda ise, davacı tarafından davalı idareye sunulan 11/01/2018 tarihli dilekçe ile 16/04/2014 tarihinde gerçekleştirilen 1709 şube müdürü atamalarının yargı kararları uyarınca iptal edilerek yenilenmesi ve bu doğrultuda tarafına da tercih hakkı verilerek atanıp atanamayacağı durumunun belirlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun davalı idarenin … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedildiği, bu işlemden sonra davacının hukuki durumunda herhangi bir değişiklik bulunmadığı halde, 03/09/2018 tarihli dilekçe ile aynı istemle ikinci kez başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun zımnen reddi üzerine de 09/11/2018 tarihinde görülmekte olan davanın açıldığı,
Bu durumda, davacı tarafından kendisi hakkında oluşan yeni hukuki durumdan yararlanmak için yapılan 11/01/2018 tarihli başvurunun reddi üzerine bu işlemin iptali istemiyle süresinde dava açılması gerekmekte iken, anılan işlemden sonra davacının hukuki durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı halde aynı istemle yapılan ikinci başvurunun geçmiş olan dava açma süresini ihya etmeyeceği açık olduğundan, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmekte iken, işin esası hakkında verilen istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uyarlık görülmediği gerekçesiyle verilen istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.

B- İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 1. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2019/500 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istemin özeti: : Muğla ili … ilçesinde coğrafya öğretmeni olarak görev yapan ve davalı Bakanlıkça taşra teşkilâtı için açılan şube müdürlüğü görevde yükselme sınavının sadece sözlü sınav puanına göre yapılan atamalar sonucunda herhangi bir şube müdürlüğü kadrosuna atanamayan davacı tarafından; sadece sözlü sınav puanına göre yapılan atamaların Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunarak iptal edildiği gerekçesiyle anılan yargı kararı doğrultusunda yazılı ve sözlü puan aritmetik ortalamasına göre kendisine yeniden tercih imkânı verilmesi ve bunun sonucuna göre atanma hakkı tanınması talebiyle … tarihli dilekçeyle yaptığı başvurunun zımnen reddine dair davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
Muğla 2. İdare Mahkemesinin 09/04/2019 tarih ve E:2019/500, K:2019/894 sayılı kararının özeti:
Davacı tarafından 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında yazılı ve sözlü puan ortalaması alınmak suretiyle tercih hakkı verilerek atamasının yapılması talebiyle yapılan 26/10/2015 tarihli başvurunun, davalı idare tarafından … tarih ve … sayılı işlemle reddedildiği ve bu işleme karşı tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içerisinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra 03/09/2018 tarihinde idareye ikinci kez yapılan başvurunun dava açma süresini ihya etmesi mümkün olmadığından, süresinden sonra açılan davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 26/09/2019 tarih ve E:2019/500, K:2019/894 sayılı kararının özeti:
İptal edilen bir düzenleyici işlemden dolayı, menfaati ihlal edilen veya kişisel hakkı etkilenen kişinin, verilen iptal kararının doğurduğu sonuçlardan yararlanmak amacıyla idareye başvurabileceği,
İlgililerin; genel düzenleyici işlemlere yönelik olarak yargı yerlerince verilen kararlar ve bu kararlara dayalı olarak tesis edilen idari işlemler neticesinde elde ettikleri yeni hukuki kazanım ve koşulların hukuki sonuçlarından da yararlanmak üzere 2577 sayılı Yasanın 10. maddesi kapsamında haklarında kanunun öngördüğü işlemin yapılması için her zaman idareye başvurmaları ve isteklerinin reddedilmesi halinde de 10. maddede öngörülen usule uygun olarak dava açmalarının mümkün bulunduğu,
Bu durumda; taşra teşkilâtı için açılan şube müdürlüğü görevde yükselme sınavının sadece sözlü sınav puanına göre yapılan atamaları sonucunda herhangi bir şube müdürlüğü kadrosuna atanamayan davacı tarafından; sadece sözlü sınav puanına göre yapılan atamaların Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunarak iptal edildiği gerekçesiyle, anılan yargı kararı doğrultusunda yazılı ve sözlü puan aritmetik ortalamasına göre kendisine yeniden tercih imkânı verilmesi ve bunun sonucuna göre atanma hakkı tanınması talebiyle 03/09/2018 tarihli dilekçeyle yaptığı başvurunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru olduğu ve bu başvurunun cevap verilmeksizin zımnen reddi üzerine 12/11/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu sonucuna varıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının kaldırılmasına, dava dosyasının tekemmül ettirilerek yeniden karar vermek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kesin olarak verilmiştir.

II-İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, 31/10/2013 tarihli Bakanlık onayı ile taşra teşkilatında 1709 şube müdürü kadrosuna görevde yükselme suretiyle atama yapılması kararı alındığı, 29/12/2013 tarihinde anılan kadrolar için görevde yükselme yazılı sınavının gerçekleştirildiği, bu sınavda 70 ve üzeri puan alan 5913 kişinin isimlerinin başarılı olarak ilan edildiği ve sözlü sınava girmeye hak kazandıkları, 10-28/02/2014 tarihlerinde gerçekleştirilen sözlü sınavda 3287 kişinin 70 ve üzeri puan alarak başarılı olduğu, 04-10/04/2014 tarihlerinde tercihlerin alındığı ve nihayet 16/04/2014 tarihinde adayların sözlü sınavda aldıkları puana göre atandıkları anlaşılmaktadır.
31/08/2013 tarih ve 28751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 9. maddesi ile 15/03/1999 tarih ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğe eklenen “Başarı Sıralaması” başlıklı 12/B maddesinin birinci fıkrasında, “Başarı puanı şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki diğer kadrolara atanacaklar için sözlü sınav; diğer kadro veya pozisyonlara atanacaklar için yazılı sınav puanı esas alınmak suretiyle tespit edilir.” kuralına yer verilmiştir.
Anılan düzenlemeye karşı açılan davada, Danıştay Beşinci Dairesinin 06/03/2014 tarih ve E:2013/8367 sayılı kararı ile; “Sözlü sınav, yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte, bilgi ve liyakatı ölçmek, adayın mesleğe uygun yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılmaktadır. Bu çerçevede, sözlü sınavın temel amacı, yazılı sınav yapılmak suretiyle nesnel bir biçimde tespit edilenler arasından en başarılı adaydan başlayarak en uygun olanların seçilmesidir.
Diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi sözlü sınavın da yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargısal denetiminin yapılabilmesi esas olmalıdır.
Bu nedenle, dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesi ile aynı Yönetmeliğe “Başarı sıralaması” başlığı ile eklenen 12/B maddesinin 1. fıkrası hükmünde geçen “sözlü sınav” ibaresi, yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte olması gereken sözlü sınavın, seçimin tek belirleyicisi olarak düzenlenmesi, bu haliyle somut olarak değerlendirilebilecek ve adaylar arasında objektifliği sağlayabilecek nesnel bir değerlendirme ölçütü olan yazılı sınavdaki başarı puanının değerlendirme dışı bırakılarak, başarı sıralamasının yalnızca başarı kriterleri daha muğlak sözlü sınav sonuçlarına göre oluşturulması, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen Hukuk Devleti ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde etkin yargısal denetiminin yapılmasının engellenmesi nedeniyle hukuka aykırıdır.” gerekçesi ile düzenlemenin yürütülmesinin durdurulduğu ve bu karara karşı yapılan itirazın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02/07/2014 tarih ve YD İtiraz No: 2014/528 sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, 12/10/2013 tarih ve 28793 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğin 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “şube müdürü, tesis müdürü ve basımevi müdürleri bakımından sözlü sınav; diğer görevler bakımından yazılı sınav sonuçları esas alınarak oluşturulan başarı listesi üzerinden, tercihlerde dikkate alınarak puan üstünlüğüne göre atama yapılır” düzenlemesinin yürütülmesi, yukarıda belirtilen gerekçe ile Danıştay İkinci Dairesinin 29/04/2014 tarih ve E:2013/10363 sayılı kararı ile durdurulmuştur.
Anılan kararlar sonrasında, 23/07/2014 tarih ve 29069 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesi ile Genel Yönetmeliğin “Başarı sıralaması” başlıklı 12/B maddesi, 10/12/2014 tarih ve 29201 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 10. maddesi ile Millî Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğin 21. maddesinin 1. fıkrası değiştirilerek başarı puanı şube müdürleri için yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması şeklinde düzenlenmiştir.
Ankara 7. İdare Mahkemesinin 26/02/2015 tarih ve E:2014/955, K:2015/341 sayılı kararıyla; “sadece sözlü sınav puanlarına göre oluşturulan başarı listesi esas alınarak 1709 adet şube müdürü kadrosuna yapılan atama işlemlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle 1709 atamanın iptaline karar verildiği, anılan kararın Danıştay İkinci Dairesinin 15/10/2015 tarih ve E:2015/3097, K:2015/8038 sayılı kararıyla kesin olarak onandığı anlaşılmıştır.
Yukarıda özetlenen süreç sonrasında, sözlü sınav puanı sonucuna göre 16/04/2014 tarihinde atanamayan ve bu işleme karşı dava açmayan adayların da Milli Eğitim Bakanlığına başvurduğu, yukarıda belirtilen yargı kararları ve Yönetmelik değişikliklerini gerekçe göstererek yazılı ve sözlü sınav puanının aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle kendilerine de tercihte bulunma hakkı tanınmasını talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Aykırılığın giderilmesi istemine konu dosyalarda, bu durumda olan davacıların yazılı ve sözlü sınav puanının aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle tercihte bulunmak istedikleri, bu talebin anılan İdare tarafından bir idari işlemle reddedilmesi üzerine, süresi içinde bu işleme karşı dava açmadıkları, bir süre sonra aynı taleple idareye ikinci defa başvurdukları ve bu başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine altmış gün içinde dava açtıkları, bu davaların süresinde olup olmadığı noktasında incelenen aykırılığın oluştuğu görülmüştür.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu:
Dava açma süresi:
Madde 7 – 1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
2. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği;
Tarihi izleyen günden başlar.
3. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.
İdari makamların sükutu:
Madde 10 – 1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
2. (Değişik: 10/6/1994-4001/5 md.) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı,isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesincevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.
3. (Mülga: 10/6/1994-4001/5 md.)
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:
Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:
Madde 3/C- (Ek: 18/6/2014-6545/6 md.)
4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:
c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.
5. (Değişik:17/10/2019-7188/7 md.) Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Başvuruya konu olan kararlar arasındaki aykırılığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu oluşturmaktadır.
Uyuşmazlıkta, 16/04/2014 tarihinde gerçekleştirilen atama işlemleri sözlü sınav puanı esas alınmak suretiyle yapılmış olup, bu uygulamanın dayanağı 12/10/2013 tarih ve 28793 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğin 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “şube müdürü, tesis müdürü ve basımevi müdürleri bakımından sözlü sınav; diğer görevler bakımından yazılı sınav sonuçları esas alınarak oluşturulan başarı listesi üzerinden, tercihlerde dikkate alınarak puan üstünlüğüne göre atama yapılır.” düzenlemesidir.
Anılan Yönetmelik hükmünün dayanağı ise, 31/08/2013 tarih ve 28751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 9. maddesi ile 15/03/1999 tarih ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğe eklenen “Başarı Sıralaması” başlıklı 12/B maddesinin birinci fıkrasında yer alan başarı puanının, şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki diğer kadrolara atanacaklar için sözlü sınav puanı esas alınmak suretiyle tespit edileceğine ilişkin kuraldır.
Bahsedilen her iki Yönetmelik kuralının da yürütülmesi, Danıştay Beşinci Dairesinin 06/03/2014 tarih ve E:2013/8367 sayılı, Danıştay İkinci Dairesinin 29/04/2014 tarih ve E:2013/10363 sayılı kararlarıyla; başarı sıralamasının yalnızca başarı kriterleri daha muğlak olan sözlü sınav sonuçlarına göre oluşturulmasının, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen Hukuk Devleti ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde etkin yargısal denetimin yapılmasının engellenmesi nedeniyle hukuka aykırı bulunarak durdurulmuştur.
Aykırılığın giderilmesi istemine konu kararlardaki davacılar, sözlü sınavda başarılı olarak tercihte bulunmuş, sözlü sınav puanına göre tercihlerine atanamamış ve bu işleme karşı dava açmamışlardır.
Anılan yargı kararları ile hukuka aykırılığı ortaya konulan düzenleyici işlemler hakkında verilen yürütmenin durdurulması yolundaki kararların, aykırılığın giderilmesi istemine konu kararların davacılarının da hukuki durumunu etkilediği, bu kararların hukuki sonuçlarından yararlanmak üzere, davacıların idareye, yazılı ve sözlü sınavın aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle yeniden tercihte bulunmak istemiyle yaptıkları başvuruların 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Bununla birlikte aykırılığın giderilmesi istemine konu olaylarda, davacıların, bu kararların hukuki sonuçlarından yararlanmak için idareye yaptıkları başvurunun, davalı idarece bir işlem tesis edilmek suretiyle açıkça reddedildiği ve fakat bu işleme karşı süresi içinde herhangi bir dava açılmadığı görülmektedir.
Bunun yerine davacılar dava açma süresinin sona ermesi üzerine aynı istemle idareye ikinci bir başvuruda bulunmuşlar ve bu başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine dava ikame etme yolunu tercih etmişlerdir.
Davacılar tarafından kendileri hakkında oluşan yeni hukuki durumdan yararlanmak için yapılan ilk başvurunun reddi üzerine bu işlemin iptali istemiyle süresinde dava açılması gerekmekte iken, anılan işlemden sonra aynı istemle yapılan ve 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan ikinci başvurunun geçmiş olan dava açma süresini ihya etmeyeceği açık olduğundan, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Netice itibarıyla aykırılığın süre ret kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

III-SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle; Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın süre aşımı nedeniyle reddi doğrultusunda giderilmesine kesin olarak, 17/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğuna işaret edilmiş, 10. maddesinde; ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabileceği, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabileceği, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabileceği kurala bağlanmıştır.
Davaya konu edilebilecek işlemler, ilgililerin idareye başvurusu üzerine tesis edilebileceği gibi idarece kendiliğinden de tesis edilmiş olabilir. Ortada idarece kendiliğinden tesis edilmiş bir işlem yoksa ilgililerin dava açma hakkından ve bu hakkın süresinde kullanılması gereğinden de söz edilemez. Böyle bir durumda ilgililerin Yasada aksine hüküm bulunmadıkça 2577 sayılı Yasanın 10. maddesine göre idareye başvurarak işlem tesis ettirmeleri ve bu işleme karşı 2577 sayılı Yasanın 7. ve 10. maddelerinde belirtilen süreler gözetilerek dava açmaları mümkündür.
Uyuşmazlıkta, Danıştay tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararları gereğince idarenin hareketsiz kalması nedeniyle yazılı ve sözlü sınavın aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle yeniden değerlendirmeye alınmayan ilgililerin 10. madde uyarınca haklarında işlem yapılması için her zaman idareye başvurmaları ve işlemlerinin reddedilmesi halinde de 10. maddede öngörülen usule uygun olarak idari yargıda dava açmaları mümkün bulunmaktadır.
Bu itibarla, davacının ikinci başvurusunun da 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın davaların süresinde olduğu yönünde giderilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.