Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/177 E. 2020/176 K. 17.12.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/177 E.  ,  2020/176 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/177
Karar No : 2020/176

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR
Konya Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 12/10/2020 tarih ve E:2020/47, K:2020/59 sayılı kararıyla;
… vekili Av. … tarafından verilen dilekçe üzerine yapılan değerlendirme neticesinde, Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 16/10/2019 tarih ve E:2019/1496, K:2019/1008 sayılı kararı ile Samsun Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 05/11/2019 tarih ve E:2019/314, K:2019/367 sayılı, İzmir Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdari Dava Dairesinin 06/02/2020 tarih ve E:2020/85, K:2020/111 sayılı kararları arasında aykırılık bulunduğunun resen tespit edildiğinden bahisle,
“Aykırılığın, Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 16/10/2019 tarih ve E:2019/1496, K:2019/1008 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği” görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/C maddesinin 5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için dosyanın Danıştaya gönderilmesi üzerine,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkimi …’un açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:

I- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI :

A- KONYA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2019/1496 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: Kara Kuvvetleri Komutanlığında sözleşmeli er iken Jandarma Genel Komutanlığı tarafından icra edilen sınavda başarılı olması sonucunda jandarma uzman erbaş olarak atanan davacı tarafından, sözleşmeli er olarak görev yaptığı sürelere ilişkin özlük haklarının ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

Adana 3. İdare Mahkemesinin 21/06/2019 tarih ve E:2019/522, K:2019/549 sayılı kararının özeti:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. ve 11. maddeleri belirtilerek;
Davacının dava konusu işlemi tebliğ aldığı veya başka bir surette öğrendiği tarihten itibaren altmış gün içinde dava açması veya davalı idareye dava açma süresi içinde başvuruda bulunup bu başvurusunun reddi üzerine süresinde dava açması gerektiği;
Dava dosyasının incelenmesinden, Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde sözleşmeli er olarak görev yapan davacının Jandarma Genel Komutanlığı tarafından icra edilen uzman er ve erbaşlık sınavında başarılı olması sonucunda 18/01/2017 tarihi itibarıyla sözleşmesi feshedilerek Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Adana Jandarma Tabur Komutanlığı emrine jandarma uzman erbaş olarak atandığı, davacı vekili tarafından 13/05/2019 tarihli dilekçe ile davacının 6191 sayılı Sözleşmeli Er ve Erbaş Kanunu’nun 7. maddesinin 5. fıkrası kapsamında özlük haklarının ödenmesi istemiyle Kara Kuvvetleri Komutanlığına başvuruda bulunulduğu ve başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı;
Uyuşmazlıkta, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından icra edilen uzman er ve erbaşlık sınavında başarılı olması sonucunda 18/01/2017 tarihi itibarıyla sözleşmesi feshedilen davacının ödenmeyen özlük hakları yönünden 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde öngörülen altmış günlük süre içerisinde dava açılması veya davalı idareye başvuruda bulunularak verilecek cevabın tebliği üzerine kalan süre içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra ve sona eren dava süresini canlandırma olanağı bulunmayan 13/05/2019 tarihli başvuru üzerine tesis edilen dava konusu işlem esas alınarak 13/06/2019 tarihinde açılan davanın esasını incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 16/10/2019 tarih ve E:2019/1496, K:2019/1008 sayılı kararının özeti:
Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf isteminin reddine kesin olarak karar verilmiştir.

B- SAMSUN BÖLGE İDARE MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2019/314 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: Kara Kuvvetleri Komutanlığında sözleşmeli er iken Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından icra edilen sınavda başarılı olması sonucunda uzman erbaş olarak Sahil Güvenlik Komutanlığına atanan davacı tarafından, sözleşmeli er olarak görev yaptığı sürelere ilişkin özlük haklarının ödenmesi istemiyle yapılan 04/12/2018 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.

Samsun 1. İdare Mahkemesinin 10/05/2019 tarih ve E:2019/333, K:2019/514 sayılı kararının özeti:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. ve 11. maddeleri belirtilerek;
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacının, Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki sözleşmesinin 21/02/2018 tarih ve 18 sayılı yazıyla feshedildiği ve bu yazıda davacıya ikramiye ödenmeyeceğinin belirtildiği, bu yazının, davacıya tebliğ edildiğinin dava dilekçesinde beyan edildiği, davacının, söz konusu yazıyı tebliğ almak suretiyle Kara Kuvvetleri Komutanlığından ilişik keserek 26/02/2018 tarihinde Sahil Güvenlik Komutanlığındaki görevine başladığı;
Bu kapsamda davacının, 26/02/2018 tarihi itibarıyla kendisine ikramiye ödenmeyeceğini öğrendiği, dolayısıyla bu tarihten itibaren dava açma süresi olan altmış gün içerisinde doğrudan veya 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca başvuru yapılarak idarece verilen cevaba göre kalan süre içerisinde dava açılması gerekirken, bu süreler geçirildikten sonra 04/12/2018 tarihinde yapılan başvurunun zımmen reddi üzerine 12/03/2019 tarihinde açılan davanın esasını incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Samsun Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 05/11/2019 tarih ve E:2019/314, K:2019/367 sayılı kararının özeti:
6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu’nun 7. maddesinin 5. fıkrasında yer alan tutarda ödeme yapılmasının idare açısından kanuni bir zorunluluk olduğu, ilgililerin başvurusuna gerek olmaksızın, vadesi geldiğinde kamu görevlileri açısından alacağa dönüşmüş bulunan bu tutarın, mevzuatta belirtilen zamanda kendiliğinden ödenmesinin esas olduğu ve bu alacak türü için mevzuatta bir zamanaşımı süresi öngörülmediği;
Mevzuatın kendisine yüklediği görevlerin yerine getirilmesi konusunda idarenin hareketsiz kaldığı durumlarda ilgililerin, ileriye yönelik hakları yönünden mevzuatın öngördüğü işlemin yapılmasını idareden istemeleri, yine kanunların verdiği bir hakkın zaman içerisinde idare tarafından hareketsiz kalınmak suretiyle verilmemesi durumlarında da bu hakkın kendilerine verilmesi anlamında öngörülen işlemin tesisi için her zaman idareye başvurmaları ve isteklerinin reddedilmesi halinde de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesinde öngörülen usule uygun olarak dava açmalarının mümkün olduğu;
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinin genel nitelikte bir düzenleme olduğu ve bu düzenlemenin, başka kanunlarda zaman aşımı sürelerine ilişkin hüküm bulunmayan hallerde de uygulanma alanına sahip olduğu;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince 18/10/2005 tarihinde verilen “Tütüncü ve Diğerleri & Türkiye” (B.No:74405/01) kararıyla, Diyarbakır Belediyesince işlerine son verilen işçilerin ödenmeyen kıdem tazminatı alacaklarının, mülkiyet hakkı kapsamında görüldüğü ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 nolu Ek Protokolü’nün 1. maddesinin ihlal edildiğine karar verildiği; bu bakımdan davacının ayrılma ikramiyesine hak kazandığı halde alamadığı tutarın, mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği;
Aynı şekilde Danıştay İkinci Dairesinin 24/09/2012 tarih ve E:2008/5939, K:2012/5540 sayılı kararında, Elazığ Sivrice Belediye Başkanlığı emrinde memur olan davacının, 2000-2006 yılları arasında alamadığı maaşlarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açtığı davayı kısmen süre aşımı nedeniyle reddeden Mahkeme kararının “süre aşımı nedeniyle davanın reddine” ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiği, Danıştay Onbirinci Dairesinin E:2013/3697, E:2014/1401 ve E:2015/776 sayılı kararlarında da iş sonu tazminatı ve kıdem tazminatı ödemeleri ile ilgili ihtilaflarda on yıllık zaman aşımı süresi içinde dava açılabileceğinin kabul edildiği;
Bu durumda, Kara Kuvvetleri Komutanlığından ilişik keserek Sahil Güvenlik Komutanlığındaki görevine 26/02/2018 tarihinde başlayan davacının, anılan tarihten başlamak üzere on yıllık genel zaman aşımı süresi içinde davalı idareye başvurarak mülkiyet hakkı kapsamında kabul edilen ikramiyesinin ödenmesini isteyebileceği, bu nedenle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Samsun 1. İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve işin esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, kesin olarak karar verilmiştir.

C- İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ BEŞİNCİ İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2020/85 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: Kara Kuvvetleri Komutanlığında sözleşmeli er iken Jandarma Genel Komutanlığı tarafından icra edilen sınavda başarılı olması sonucunda jandarma uzman onbaşı olarak atanan davacı tarafından, sözleşmeli er olarak görev yaptığı sürelere ilişkin özlük haklarının ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

Muğla 1. İdare Mahkemesinin 18/11/2019 tarih ve E:2019/596, K:2019/1196 sayılı kararının özeti:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7., 10. ve 11. maddeleri belirtilerek;
Dava dosyasının incelenmesinden; 23/03/2012 ile 10/04/2017 tarihleri arasında sözleşmeli er olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan, Jandarma Genel Komutanlığınca yapılan uzman erbaşlık sınavında başarılı olması sonucunda ise 10/04/2017 tarihi itibarıyla sözleşmesi feshedilerek aynı tarihten itibaren Jandarma Genel Komutanlığına atanan ve hâlen Muğla İl Jandarma Komando Tabur Komutanlığı emrinde görev yapan davacı tarafından 6191 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 5. fıkrası kapsamında kendisine ödenmesi gereken ikramiyenin, ilgili mevzuattaki şartları sağladığı halde ödenmediğinden bahisle söz konusu ödemenin 10/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tarafına verilmesi istemiyle 25/04/2019 tarihinde yapılan başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı;
Davacının Jandarma Genel Komutanlığına 10/04/2017 tarihinde geçiş yaptığı, idareye başvuru ve dava dilekçesinde de hak ediş tarihi olarak bu tarihin gösterildiği, göreve başladığı 10/04/2017 tarihinden idareye başvuru tarihi olan 25/04/2019 tarihine kadar iki yılı aşkın süre içinde talep edilen ödemenin yapılmadığının davacı tarafından bilinemeyeceğinin veya yeni öğrenilmiş olduğunun kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu süre içinde idareye başkaca bir başvuru da bulunmadığı;
Bu durumda, yasal dava açma ve başvuru süreleri geçirildikten çok sonra 25/04/2019 tarihinde idareye yapılan başvurunun, yasal dava açma süreleri geçtikten sonra ortaya çıkan emsal mahkeme kararlarının idarenin değerlendirme yapmasını gerektiren yeni bir hukuksal durum olarak değerlendirilme imkanı bulunmadığından, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi değil 11. maddesi kapsamında olduğu, davacının başvurusunun sona ermiş olan dava açma süresini canlandırmadığı, bu nedenle 10/06/2019 tarihinde açılan davanın esasını incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdari Dava Dairesinin 06/02/2020 tarih ve E:2020/85, K:2020/111 sayılı kararının özeti:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7., 10. ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; 7. maddenin, ilgililerin menfaatini ihlal eden bir idari işlemin kurulması durumunda bu işlemin iptali istemiyle açılan davalarda göz önüne alınacak genel dava açma süresini düzenlediği; 11. maddenin, hakkında idari işlem kurulan ilgililerin idari dava açmadan önce işlemin “kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması” istemiyle yapabilecekleri başvuruların süresine ve başvuru durumunda dava açma süresinin nasıl hesaplanacağına yönelik kurallar getirdiği; 10. maddenin ise, önceden idari bir işlem kurulmadığı durumlarda, idari bir işlem kurulması istemiyle yönetime yapılan başvurular üzerine açılacak davalarda süre yönünden uygulanması gereken kuralları belirlediği;
Olayda, davacının kendisine hiç ödenmeyen parasal bir hakkının ödenmesi istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında yaptığı 25/04/2019 tarihli başvurunun 23/05/2019 tarihli işlemle reddi üzerine 10/06/2019 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu, bu nedenle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Muğla 1. İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve işin esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

II- İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Aykırılığın giderilmesi istemine konu uyuşmazlıklarda davacılar, Kara Kuvvetleri Komutanlığında sözleşmeli er iken Jandarma Genel Komutanlığı tarafından icra edilen sınavda başarılı olmaları sonucunda jandarma uzman onbaşı/erbaş olarak atanmışlardır.
Davacılar; 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu’nun 7. maddesinin 5. fıkrası uyarınca sözleşmeli er olarak görev yaptıklara sürelere ilişkin özlük haklarının ödenmesi istemiyle Milli Savunma Bakanlığına başvurmuşlar, başvurularının reddi üzerine işbu davaları açmışlardır.

İLGİLİ MEVZUAT :

1- 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu:
Sosyal güvenlik ve mali haklar
MADDE 7 –

(5) Kendi kusurları olmaksızın veya ilk sözleşmesini yahut müteakip sözleşme süresini bitirmesinden dolayı Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılan sözleşmeli erbaş ve erlere, ayrıldıkları tarihteki 15.330 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarın, bu Kanuna ekli (2) sayılı Cetvelde hizmet yıllarına göre belirlenen oran ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödeme yapılır. Bu ödemeden, damga vergisi hariç herhangi bir vergi kesilmez.

2- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanun:
Dava açma süresi:
Madde 7 – 1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
2. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,

Tarihi izleyen günden başlar.

İdari makamların sükutu:
Madde 10 – 1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
2. (Değişik: 10/6/1994-4001/5 md.) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.

Üst makamlara başvurma:
Madde 11 – 1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması,
geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi
yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.
4. (Mülga : 10/6/1994-4001/6 md.)

3- 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:

Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:
Madde 3/C- (Ek: 18/6/2014-6545/6 md.)
……
4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:
……
c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.
……
5. (Değişik:17/10/2019-7188/7 md.) Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Başvuruya konu olan kararlardaki aykırılığın esasını, davacıların, sözleşmeleri feshedildikten sonra sözleşmeli er olarak görev yaptıkları sürelere ilişkin özlük haklarının ödenmesi istemiyle yaptıkları başvuruların reddi üzerine açılan davalarda dava açma sürelerinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında mı 11. maddesi kapsamında mı değerlendirileceği hususu oluşturmaktadır.
Aykırılığın giderilmesi istemine konu bu davalarda, 2577 sayılı Kanun’un dava açma süresine ilişkin hangi maddesinin uygulanması gerektiğinin belirlenebilmesi için öncelikle idareye yapılan başvuruların niteliğinin tespiti gerekmektedir.
2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde; bir idari işleme karşı dava açma süresinin işlemin tebliğinden itibaren altmış gün olduğu belirtilerek genel dava açma süresi düzenlenmiş, 10. maddesinde; ilgililerin haklarında henüz idari davaya konu olabilecek bir işlem yokken o işlemin tesis edilmesi amacıyla idareye yaptıkları başvuru üzerine idarenin sessiz kalması halinde oluşan zımni ret işlemine hukuki değer atfedilerek bu işlem üzerine dava açma süresine ilişkin usuller özel olarak kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 11. maddesinde ise; daha önce idare tarafından tesis edilmiş, hakkında idari davaya konu olabilecek bir işlem bulunan ilgililer için dava açmadan önce, dava açma süresi içinde kullanılabilecek özel bir hak öngörülerek, idareye başvurarak işlemin, kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması isteminde bulunması ve bu istemlerin reddi üzerine açılacak davanın süresinin hesaplanması hususu ayrıca hükme bağlanmıştır.
Dolayısıyla, kanun koyucu tarafından 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesinde idarenin henüz iradesini ortaya koymadığı bir konuda sessiz kalması, 11. maddesinde ise, tesis edilen bir idari işlem, iptal davasına konu edilmeden önce başvurulabilecek bir yol düzenlenmiş, genel dava açma süresinin uygulanması anlamında farklılık arz eden özel kurallara yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olaylara bakıldığında, 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu’nun 7. maddesinin 5. fıkrasında, kendi kusurları olmaksızın veya ilk sözleşmesini yahut müteakip sözleşme süresini bitirmesinden dolayı Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılan sözleşmeli erbaş ve erlere, maddede belirtilen tutarda ödeme yapılacağının hüküm altına alındığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığında sözleşmeli er olarak görev yapmakta iken başarılı oldukları sınav sonucunda Jandarma Genel Komutanlığı/Sahil Güvenlik Komutanlığına atanan sözleşmelerinin feshedildiği ve davacılar tarafından 6191 saylı Kanun’un anılan maddesi uyarınca özlük haklarının ödenmesi istemiyle davalı idareye başvurulduğu, bu başvuruların reddi üzerine işbu davaların açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olaylarda, uzman onbaşı/erbaş olarak atanan davacılar hakkında 6191 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 5. fıkrası kapsamında henüz tesis edilmiş bir işlem bulunmadığı, yapılan başvurular ile davalı Milli Savunma Bakanlığından bu konuda bir işlem tesis etmesinin talep edildiği ve idarenin talebe cevap vermemek suretiyle zımnen ya da talebi reddedip açıkça iradesini ortaya koyarak davacılar hakkında idari davaya konu olabilecek işlem tesis ettiği görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda da metnine yer verildiği üzere davacıların bu başvurularının mevcut bir işlemin kaldırılması, geri alınması veya değiştirilmesi istemini içermediği, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında haklarında idari işlem tesisine yönelik başvurular olduğu görüldüğünden, dava açma süresinin de bu maddede yer alan usul ve esaslara göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu haliyle, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında davalı idareye yapılan başvuruların reddi işlemlerinin tebliği üzerine anılan maddede öngörülen altmış günlük süre içinde açılan işbu davaların süresinde olduğu, İdare Mahkemelerince işin esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Ayrıca, yapılacak yargılamalar sonucunda davacıların, 6191 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 5. fıkrası kapsamında olup olmadıklarının ortaya konulacağı, bu haliyle davacılar için henüz tahakkuk etmemiş bir alacak bulunduğu dikkate alındığında, bu alacağın mülkiyet hakkı kapsamında olduğundan ve genel zaman aşımı süresinde talep edilebileceğinden söz etmek mümkün değildir.
Bu durumda, davacıların sözleşmeli er olarak görev yaptıkları süre için özlük haklarının ödenmesi istemlerinin reddine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararlarında hukuki isabet bulunmamaktadır.

III- SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle; Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, “davaların süresinde olduğu” yolundaki İzmir Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdari Dava Dairesinin 06/02/2020 tarih ve E:2020/85, K:2020/111 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine, kesin olarak, 17/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, yukarıda gerekçesine yer verilen davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki karara yönelik istinaf başvurusunu reddeden Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 16/10/2019 tarih ve E:2019/1496, K:2019/1008 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.