Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/1626 E. 2020/1491 K. 16.09.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1626 E.  ,  2020/1491 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1626
Karar No : 2020/1491

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 09/12/2019 tarih ve E:2017/4836, K:2019/13702 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
DavaDava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulunun 24/05/2017 tarih ve 2017/35 sayılı kararı ile onaylanan 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 09/12/2019 tarih ve E:2017/4836, K:2019/13702 sayılı kararıyla; dosyada yer alan bilgi ve belgelerin, Dairelerince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun ve bilirkişi raporuna yapılan itirazların değerlendirilmesi sonucunda;
Taşınmazın bulunduğu alanda imar planı yapma yetkisinin Özelleştirme İdaresine ait olduğu, özelleştirme programına alınan kuruluşa ait olması nedeniyle 3194 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden Özelleştirme İdaresince yalnızca dava konusu parsel ile sınırlı bir alanda yapılan imar planı değişikliğinde bu alanda sosyal teknik altyapı alanı ayrılmasının mutlaka gerekli ve zorunlu olmadığı,
Öte yandan, meri imar planlarının onaylanmasının üzerinden uzun bir süre geçtiği halde taşınmazın yatırım programına alınmadığı ve Sağlık Bakanlığınca verilen görüş yazılarında ileriki dönemlerde kullanılması düşünülmeyen atıl durumdaki sağlık tesisi alanlarının satılarak sağlık hizmetlerinde kullanılmak üzere kaynak yaratılmasının istendiği, Taşınmazın atıl durumdan çıkartılması amacıyla yapılan söz konusu imar planı değişikliklerinde eşdeğer yer ayrılmamışsa da; taşınmazın yakın çevresinde sağlık tesislerinin bulunduğu ve taşınmazın bir kısmı konut alanı olarak ayrılırken bir kısmının park, yol ve otopark alanı olarak ayrılarak donatı dengesinin sağlandığı,
İmar planı değişikliklerinin kendi aralarında uyumlu ve üst ölçekli planlara uygun oldukları, ayrıca taşınmaza getirilen kullanım kararlarının çevre imar bütünlüğünü bozucu nitelikte olmadığı hususları gözetilerek dava konusu imar planı değişikliklerinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Dairece yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda yer alan tespitler doğrultusunda, Daire kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ :
Dosyada bulunan plan açıklama raporunun incelenmesi ile bilirkişi raporundaki tespitler değerlendirildiğinde, söz konusu imar planları ile getirilen kullanım kararı sonucu, gelecekte bu alanda yaşaması öngörülen nüfusun ihtiyacı olan donatı alanlarının neler olduğu, plan bütünü içerisinde dava konusu planlar ile öngörülen nüfusa yeterli donatı standartlarının bulunup bulunmadığı, aynı şekilde parsel içerisinde getirilen sosyal ve teknik donatı alanlarının mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olarak ayrılıp ayrılmadığı ve ulaşım altyapısının yeterli olup olmadığı hususlarında herhangi bir çalışma ya da analizin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı idarece taşınmazın yaklaşık %38 ‘lik bir kısmının donatı alanı olarak ayrıldığı belirtilmekte ise de, donatı ihtiyacının sadece park ve yol kullanımından ibaret olmadığı, uyuşmazlıkta, önceki imar planlarında, sağlık tesisi olarak öngörülmüş bir alanın kaldırılarak konut alanı olarak belirlendiği de göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu planlar yapılırken, sosyal ve teknik donatılar yönünden bütüncül bir yaklaşım izlenerek, alanda öngörülen nüfüs ve ihtiyaç olan altyapı alanlarına yönelik ayrıntılı bir araştırma ve incelemenin ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
Nitekim, Daire kararında taşınmazın yakın çevresinde sağlık tesislerinin bulunduğu yönünde bir gerekçeye yer verilmiş ise de, bu hususun plan açıklama raporunda yer almadığı görülmektedir.
Kaldı ki, alandaki genel planlama konusunda yetkili olan davacı … Belediye Başkanlığı’nın davalı idareye gönderdiği 18/07/2017 tarih ve 10278277-754 sayılı yazısında, … ilindeki nüfus artış hızının ülke ortalamasının üstünde olduğu, ancak imar planları ile oluşan nüfus yoğunluğu artışı için gerekli sosyal ve teknik altyapı ihtiyacının önerilmediği belirtilmektedir.
Bu doğrultuda, dava konusu imar planları ile alanda getirilen nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik donatı alanı miktarının mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, alanda bu ihtiyacın karşılanması mümkün ise sosyal ve teknik altyapı alanlarının ayrılması, mümkün değil ise nerede ve nasıl karşılanacağına ilişkin araştırma ve analizlerin yapılması sonucunda dava konusu imar planlarının hazırlanması gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeksizin onaylanan söz konusu imar planlarının, çevre imar bütünlüğünü bozmayacak nitelikte olduğundan söz edilebilmesine bu haliyle olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması ve dava konusu imar planlarının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Mülkiyeti Hazineye ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 15/10/2015 tarihinde onaylanan …-…-… Planlama Bölgesi 1/100.000 Çevre Düzeni Planında kentsel yerleşik alanda kalmıştır.
Dava konusu imar planı değişikliğinden önceki … Belediye Meclisinin 03/01/2013 tarih ve 26 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planında, söz konusu bölge “Sağlık Tesisi Alanı” olarak belirlenmiştir.
Aynı tarihli 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planında “Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi” olarak işlevlendirilmiştir.
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün davalı idareye göndermiş olduğu 07/05/2015 tarih ve 3261-3677/11289 sayılı yazısından; dava konusu taşınmazın Sağlık Bakanlığından (Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü) alınan 30/04/2015 tarih ve 4439 sayılı görüş yazısında belirtilen gerekçeyle özelleştirme kapsam ve programına alındığı anlaşılmaktadır.
Davalı Özelleştirme Yüksek Kurulunun 24/05/2017 tarih ve 2017/35 sayılı kararı ile uyuşmazlığa konu taşınmaz, gelişme konut alanı, park ve yol olarak belirlenmiş ve 02/06/2017 tarih ve 30084 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 9. maddesinin 2. fıkrasında: “Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler.” kuralına yer verilmiştir.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 9. maddesinde; plan raporunda, planın türü, ölçeği, kapsamı ve özelliğine göre; vizyon, amaç, hedefler ve stratejiler belirlenerek, koruma-kullanma esasları, alan kullanım kararları, yoğunluk ve yapılaşmaya ilişkin konularda planlama esasları ve uygulama ilkeleri, eylem planları, açık ve yeşil alan sistemi, ulaşım, erişilebilirlik ve mekânın etkin kullanılması, gerektiğinde koruma, sağlıklaştırma ve yenileme program, alan ve projelerinin etaplama esasları, alan kullanım dağılımı tablosu gibi hususlarda açıklamalara yer verileceği,
İmar planlarında, bu Yönetmelik’te tanımlanan veya plan gösteriminde bulunan kullanımlardan birden fazla mekânsal kullanımın aynı alanda bir arada bulunması durumunda, uygulamaya yönelik alan kullanım oranları, otopark, yeşil alan ve benzeri sosyal ve teknik altyapı kullanımlarına ilişkin detaylar ile gerektiğinde bağımsız bölüm sayısının, plan raporu ve plan notlarında ayrıntılı olarak açıklanacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin 26. maddesinde ise, imar planında verilmiş olan inşaat emsalinin, kat adedinin, ifraz şartlarının değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun artırılmasına dair imar planı değişikliklerinde artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanlarının standartlara uygun olarak plan değişikliğine konu alana hizmet vermek üzere ayrılacağı kurala bağlanmış, Yönetmelik Ek-2 tabloda da farklı nüfus gruplarında asgari sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin standartlar belirlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu imar planlarının iptali istemiyle, … Odası tarafından açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 09/12/2019 tarih ve E:2017/4551, K:2019/13698 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş,
Anılan karar, İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/07/2020 tarih ve Esas No: 2020/1392, Karar No: 2020/1385 sayılı kararıyla;
“Dava konusu imar planları ile alanda getirilen nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik donatı alanı miktarının mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, alanda bu ihtiyacın karşılanması mümkün ise sosyal ve teknik altyapı alanlarının ayrılması, mümkün değil ise nerede ve nasıl karşılanacağına ilişkin araştırma ve analizlerin yapılması sonucunda dava konusu imar planlarının hazırlanması gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeksizin onaylanan söz konusu imar planlarının, çevre imar bütünlüğünü bozmayacak nitelikte olduğundan söz edilebilmesine bu haliyle olanak bulunmadığı;
Bu durumda, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulunun 24/05/2017 tarih ve 2017/35 sayılı kararı ile onaylanan 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinde hukuka uyarlık görülmediği”
gerekçesiyle bozularak, dava konusu imar planlarının iptaline karar verilmiştir.
Bu itibarla, yukarıda yer verilen yargı kararındaki gerekçeler doğrultusunda, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulunun 24/05/2017 tarih ve 2017/35 sayılı kararı ile onaylanan 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 09/12/2019 tarih ve E:2017/4836, K:2019/13702 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE,
4.Kurulumuzca yeniden bir karar verildiğinden, aşağıda dökümü yapılan dava ve temyiz aşamasına ilişkin …- TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen …-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın istemi hâlinde taraflara iadesine,
6. Dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine,
7. 16/09/2020 tarihinde, kesin olarak oybirliği ile karar verildi.