Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/152 E. 2020/2052 K. 04.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/152 E.  ,  2020/2052 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/152
Karar No : 2020/2052

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ : Huk. Müş. …

2- .. Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF(DAVACILAR) : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 12/06/2019 tarih ve E:2017/3105, K:2019/4702 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 22/02/2017 tarih ve 29987 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Tarımsal Sulamaya İlişkin Elektrik Borcu Bulunan Çiftçilere Bu Borçları Ödeninceye Kadar 2017 Yılında Tarımsal Destekleme Ödemesi Yapılmamasına İlişkin 2017/14 Numaralı Uygulama Tebliği” ile Tebliğ’in dayanağı 25/04/2016 tarih ve 2016/8791 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinin 4. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 12/06/2019 tarih ve E:2017/3105, K:2019/4702 sayılı kararıyla;
Anayasa’nın 124. maddesinde belirtildiği üzere, Cumhurbaşkanlığının, bakanlıkların ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla düzenleme yapabileceği,
Dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının yasal dayanağı olarak belirtilen 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 19. maddesinde, tarımsal destekleme araçlarının belirlendiği; yapılacak destekleme ödemeleri konusunda, Bakanlar Kuruluna ve davalı Bakanlığa idari düzenleme yetkisi tanındığı,
Anılan idari düzenleme yetkisinin, destekleme ödemelerinin usul ve esaslarını belirlemeyle sınırlı bir yetki olduğu; Bakanlar Kurulunun ve davalı Bakanlığın, anılan düzenleme yetkisini kullanmak suretiyle haksız yere veya yanlışlıkla yapılan tarımsal destekleme ödemelerinin geri alınması veya çiftçilerin destekleme ödemelerinden mahsubunu öngörebileceklerinin açık olduğu; ancak, yasayla yetki tanınmamasının, Bakanlığın görev ve hizmet alanıyla doğrudan ilgili olmaması karşısında; Bakanlar Kurulu ve davalı Bakanlığın, tarımsal sulamaya ilişkin abonelik sözleşmesinden veya kaçak kullanımdan kaynaklanan elektrik borçlarının, çiftçilere yapılacak destekleme ödemelerinden mahsubu yolunda düzenleme yapmalarına hukuken olanak bulunmadığı,
Esasen çiftçilerin, tarımsal sulamaya ilişkin elektrik borçları bulunup bulunmadığının sadece elektrik dağıtım şirketinin bildirimiyle yetinilerek tespit edilemeyeceğinin de açık olduğu; abonelik sözleşmesi veya kaçak kullanımdan kaynaklı elektrik borçlarının varlığının, çiftçilerin muvafakati ya da elektrik dağıtım şirketinin başvurusu üzerine adli yargı kararıyla belirlenmesinin hukuki bir zorunluluk olduğu zira abonelik sözleşmesi veya kaçak kullanımdan kaynaklanan çiftçilerin elektrik borçlarının kamu alacağı tahsil usulüne tabi olmayıp, özel hukuk hükümlerine tabi olduğu,
Sonuç olarak, elektrik borcu bulunan çiftçilerin bu borçlarını ödememeleri durumunda, 2017 yılında bu çiftçilere yapılması gereken tarımsal destekleme ödemelerinin, bu elektrik borçlarına mahsup edileceğine ilişkin düzenleme getiren dava konusu Tebliğ ile Tebliğ’e dayanak alınan … tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinin 4. fıkrasının yetki yönünden açıkça hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından; dava konusu karar ile tarımsal sulamada kullanılan elektrik bedellerinin tahsili ve kaynakların korunması, kayıp ve kaçağın azaltılmasına katkıda bulunularak kamu yararının sağlanmasının amaçlandığı ve dava konusu düzenlemelerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerin yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2.Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 04/11/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Anayasa’nın “Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması” başlıklı 45. maddesinde, Devletin bitkisel ve tarımsal üretimi arttırmak amacıyla gereken düzenlemeleri yapacağı ve tedbirleri alacağı, 124. maddesinde de Cumhurbaşkanlığının, bakanlıkların ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla düzenleme yapabileceği hüküm altına alınmıştır.
Dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının yasal dayanağı 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 19. maddesi olup, anılan maddede, tarımsal destekleme araçları belirlenmiş; yapılacak destekleme ödemeleri konusunda da, Bakanlar Kuruluna ve davalı Bakanlığa düzenleme yetkisi tanınmıştır.
5488 sayılı Tarım Kanunu’nda, tarımsal desteklemenin amacının; tarım sektörünün öncelikli problemlerinin çözümüne katkıda bulunmak, uygulanan politikaların etkinliğini artırmak, sektörün bu politikalara uyumunu kolaylaştırmak olduğu, tarımsal destekleme politikalarının, ekonomik ve sosyal etkinlik ve verimlilik koşullarını sağlayacak programlarla uygulanacağı, ödemelerin bütçe imkânları çerçevesinde ve programların niteliğine bağlı olarak, gerekli denetim ve kontrollerin tamamlanmasından sonra yapılacağı, tarım politikalarının ilkelerinden birisinin sürdürülebilirlik olduğu, tarımsal girdi ve ürün piyasalarının geliştirilmesinin tarım politikalarının öncelikleri arasında olduğu belirlenmiştir.
Dava konusu düzenlemelerin amacının ise, tarımsal üretimde kullanılan yüksek maliyetli girdilerden olan elektrik enerjisinin, etkin, dengeli ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak; kaçak elektrik kullanımı ile mücadele etmek ve fiyat eşitleme mekanizması sebebiyle kayıp-kaçak bedelinin tüm abonelerin elektrik faturalarına yansıtılmasını engellemek; elektrik borcunu ödeyen ve ödemeyen çiftçiler arasında oluşacak haksız rekabeti engelleme olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan açıklamalar ışığında, tarımsal sulamada kullandığı elektriğe ilişkin borcunu ödemeyerek haksız rekabete yol açacak olanların, tarımsal destekleme ödemelerinden yararlandırılmasının, tarım politikalarının amacı ile uyuşmayacağı ortadadır.
Bu doğrultuda, davalı idareler, doğrudan tarım politikaları ile ilgili olduğu görülen dava konusu düzenleyici işlemler açısından düzenleme yapma yetkisini haiz olup, dava konusu düzenlemelerde yetki unsuru açısından hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenleyici işlemlerin yetki yönünden hukuka uygun olduğu ve davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulü ile temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.