Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/1443 E. 2020/3633 K. 30.12.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1443 E.  ,  2020/3633 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1443
Karar No : 2020/3633

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : I.Huk.Müş. Yrd. V. …
3- … Belediye Başkanlığı – ANKARA
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 15/10/2019 tarih ve E:2016/15308, K:2019/6685 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresinde işletilen lokantaya ait işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Çankaya Belediye Başkanlığı Ruhsat ve Denetim Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin “sıhhi müesseselere” yönelik hükümlerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 15/10/2019 tarih ve E:2016/15308, K:2019/6685 sayılı kararıyla;
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/12/2013 tarih ve E:2011/1433, K:2013/4545 sayılı usule ilişkin bozma kararına uyularak;
Dava konusu Yönetmeliğin “sıhhî müesseselere” yönelik kısmının incelenmesi:
Dava konusu Yönetmelik’in sıhhî işyerlerinin ruhsatlandırılmasına yönelik hükümlerine bakıldığında, 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun’a uygun bir şekilde düzenlemeler getirildiğinin anlaşıldığı; sıhhî bir işletme için işyeri açma ve çalışma ruhsatı başvurusunun Yönetmelikte öngörülen kriterlere uygun olduğunun tespiti hâlinde başkaca bir işleme gerek kalmaksızın işyeri açma ve çalışma ruhsatının düzenlenerek ilgiliye aynı gün içinde verileceğinin öngörüldüğü; ancak bir ay içerisinde gerekli kontrollerin yapılacağının da kural altına alındığı; ayrıca, işyeri açma ve çalışma ruhsatının beyan üzerine verilmiş olması ve belli bir sürede kesinleşmesinin, işyerinin yetkili idare tarafından denetlenmesine, işyerine yükümlülük getirilmesine ya da yaptırımlar uygulanmasına engel olmadığı,
Bu nedenle, Yönetmeliğin ilgili kısımlarında dayanağı Kanun hükümlerine ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu Çankaya Belediye Başkanlığı işleminin incelenmesi:
Dava konusu Yönetmelik hükümlerinin uygulanması sonucunda anılan kişiler adına işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlendiği, sonrasında Kanun ve Yönetmelik uyarınca işyerlerinde aranacak hususlar bakımından denetim yapıldığı ve bu hususlarda belediyece aykırılık görülmediğinin anlaşıldığı, bu çerçevede davacının şikayeti üzerine söz konusu aykırılıkların giderilmesinin sağlanması amacıyla işlem tesis edildiği de dikkate alındığında Çankaya Belediye Başkanlığı tarafından davacının başvurusunun reddine yönelik tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Anayasa’da öngörülen özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı, kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkı ve sağlıklı çevrede yaşama hakkının yalnızca devletten gelen müdahalelere karşı değil, özel kişilerden gelen müdahalelere karşı da korunduğu, bu çerçevede temyizen incelenen davanın yaşamını çekilmez hale getiren ve özel hayatını ciddi şekilde olumsuz etkileyen ihlallerin giderilmesini temin etmek üzere ikame edildiği, somut uyuşmazlıkta talep edilen ruhsat iptalinin özel bir teşebbüsün faaliyetine son vermekten ziyade özel teşebbüse konu faaliyetin çevre ve insan sağlığına zarar vermeden özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığına saygı duyularak yürütülmesinin temini açısından istendiği, aynı şekilde davaya konu Yönetmeliğin ilgili hükümlerinin yaşam, sağlık ve çevre haklarının korunmasını temin eden düzenlemeler içermemesi nedeniyle iptalinin talep edildiği, temyize konu Daire kararında ilgili özel teşebbüs faaliyetinin devamı yönündeki kamusal menfaat ile maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi yönünde tezahür eden bireysel menfaat arasındaki dengenin gözetilmediği, davaya konu işyerinin aile konutundaki yaşamı çekilmez hale getirdiğine yönelik somut olguların dosyaya sunulduğu, dava konusu Yönetmeliğin dayanağını teşkil eden Kanun’un insan sağlığını önceleyen hükümlerine rağmen işletme faaliyetinin başlatılması ve kontrolü noktasında eksiklikler ihtiva ettiği, yargılamada işletme faaliyetinin özel ve aile yaşamına yönelik etkilerinin irdelenmesi bakımından ortaya konulan iddialar konusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, idarece davaya konu işyerinde bir kez inceleme yapılması ve işletmenin uyarılmasının yeterli olduğuna kanaat getirildiği, davaya konu işletme faaliyetinin insan sağlığı ve özel hayata olan etkisini ortaya koyan kamusal ölçüm ve uzman raporları gibi verilerin de dikkate alınmadığı, bu haliyle iptali istenen bireysel işlem ile Yönetmelik hükümlerinin Anayasa ve AİHS’de temas edilen hakların korunması bakımından yetersiz kaldığı ve dolayısıyla hukuka aykırı olduğu belirtilerek, temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadırlar.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Davacı tarafından, davaya konu bireysel işlem ile Yönetmelik hükümlerinin Anayasa’da güvence altına alınan sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına aykırı olduğu iddia edilmekte ise de, iptali istenen Yönetmelik’te sıhhi işyerlerinin ruhsatlandırılmasında aranan genel ve özel şartların dayanak 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun’a uygun bir şekilde sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumaya matuf düzenlemeler içerdiği ve dava konusu bireysel işlemin de bu hükümlere uygun olarak tesis edildiği gözetildiğinde, davacının bu iddiası yerinde görülmemiştir. Aynı şekilde, davacı tarafından davaya konu işlemlerin özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığı hakkına da aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Ancak, davacının bu iddiasının dava konusu işlemlerle doğrudan bir ilgisi tespit edilmediğinden, bu yöndeki iddiaya da itibar edilmemiştir.
Bu doğrultuda, temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresinde işletilen lokantaya ait işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin de iptalinin istenilmesi nedeniyle, bu davanın sonucundan davaya konu lokanta sahibi ya da işletmecisinin menfaatinin etkileneceği dikkate alındığında, davanın lokanta sahibi ya da işletmecisine ihbar edildikten sonra bir karar verilmesi gerekmekte ise de, davada verilen ret kararı Kurulumuzca hukuka uygun bulunduğundan bu husus bozma nedeni olarak değerlendirilmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 15/10/2019 tarih ve E:2016/15308, K:2019/6685 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 30/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda …bilirkişi, keşif, delilerin tespiti… hallerinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçiminin Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından resen yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Davanın ihbarı konusunda taraflardan birinin talebi olmasa bile, ihbarın Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından resen yapılması gerektiği açıktır. Ayrıca, yargılanan işlem olmakla birlikte, dava sonucunda verilecek karardan doğrudan etkilenecek kişiye ihbarda bulunulmayıp onun bilgisi dışında ve uyuşmazlığa ilişkin beyanları alınmadan davanın sonuçlandırılması, Kanun’un amir hükmünün ihlâli olacağı gibi, Anayasa’nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da ihlâli sonucunu doğurur.
Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Menemen Minibüsçüler Odası/Türkiye kararında, yargıya erişim hakkının, AİHS’nin 6. maddesinin “yargılanma hakkı” ile ilgili birinci fıkrasının yalnızca bir yönünü oluşturduğuna, erişim hakkının etkin olabilmesi için, haklarına müdahale edilen bir kimsenin açık ve kesin bir şekilde bu işleme itiraz edebilmesi ve bu itirazların mahkemece tartışılabilmesi ve incelenmesi gerektiğine, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin mahkemeye erişim hakkını doğrudan etkilediğine işaret etmiştir.
Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresinde işletilen lokantaya ait işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Çankaya Belediye Başkanlığı Ruhsat ve Denetim Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptalinin istenildiği anlaşıldığından, bu davanın sonucundan söz konusu işletme sahibinin menfaatinin etkileneceği açıktır.
Bu itibarla, davanın işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptali istenen işletme sahibine ihbarı yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken, davanın ihbarına ilişkin usul işletilmeksizin verilen kararda bu yönüyle hukuki isabet görülmediğinden, Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.