Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/1409 E. 2020/2408 K. 12.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1409 E.  ,  2020/2408 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1409
Karar No : 2020/2408

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
2- … A.Ş. Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 18/02/2020 tarih ve E:2017/1519, K:2020/520 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 31/12/2016 tarih ve 29935 2. Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının davacı şirketin tesisinin bulunduğu 3. bölgeye ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 18/02/2020 tarih ve E:2017/1519, K:2020/520 sayılı kararıyla;
Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği’ne 28/03/2015 tarihinde eklenen Geçici 27. maddede iletim kayıplarının TEİAŞ tarafından satın alınacağının kurala bağlandığı, anılan Yönetmelik değişikliğiyle birlikte iletim kayıplarının, sistem kullanım, SBDT sistem işletim tarifesinin bir unsuru olarak öngörüldüğü, iletim sistemi kullanıcılarına tahsis edilen üretim/tüketim kapasite (MW) değerleri esas alınarak 5991 sayılı Kurul kararıyla 01/01/2016 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak olan TEİAŞ iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifeleri ile Yöntem Bildiriminin belirlendiği;
Daha sonra 5991 sayılı Kurul kararına yapılan itirazların değerlendirilmesi neticesinde üreticiler ve tüketiciler için güç üzerinden sabit ve sisteme verilen veya sistemden çekilen enerji miktarına göre değişken bileşenli olarak 01/05/2016 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak olan TEİAŞ iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifeleri ile Yöntem Bildirimine ilişkin 6234 sayılı Kurul kararının alındığı;
Bu metodoloji çerçevesinde, 01/01/2017 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak olan TEİAŞ iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifeleri ile Yöntem Bildiriminin belirlenmesine ilişkin 6818 sayılı Kurul kararının tesis edilmesi üzerine davacı şirketin tesisinin bulunduğu 3. bölgeye ilişkin kısmın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı;
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 17. maddesinin altıncı fıkrasının (b) bendi; Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 4. maddesinin birinci fıkrasının (n), (o) ve (ö) bentleri, 7. ve 16. maddeleri ile 22. maddesinin birinci fıkrası; İletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ’in 5. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 12. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 14. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına yer verilerek;
Yatırım Maliyetine Dayalı Fiyatlandırma Yöntemi (YMDFY) ile iletim sistemi sistem kullanım tarifelerinin 22 bölge bazında ilk kez 2003 yılında hesaplandığı; bu yöntemde, verilen hizmetler, bu hizmetlerin verilmesine ilişkin artan maliyetleri yansıtacak şekilde fiyatlandırıldığında, kullanıcılara etkin ekonomik sinyaller sağlanabileceği; sistem kullanım fiyatlarının, iletim sisteminin farklı yerlerindeki kullanıcıların sistemi kullanım miktarlarını marjinal olarak artırmaları ya da azaltmalarının TEİAŞ’ın maliyetlerine olan etkilerini yansıtacak şekilde tasarlandığı;
2004 ve 2005 yıllarında 22 bölge bazında tarifelerin arttırıldığı, 2006-2008 döneminin birinci uygulama dönemi olduğu, 2006 yılında TEİAŞ’ın hazırlayıp EPDK’nın onayladığı herhangi bir tarife bulunmadığı; 2007 ve 2008 yıllarında da 22 bölge bazında tarifelerin arttırıldığı, 2003-2008 dönemindeki tarifelerin ortak özelliğinin, 22 bölge bazında uygulanması ve üretimin fazla ya da az, benzer şekilde tüketimin fazla ya da az olduğu bölgelerde tarifenin değişiklik göstermesi olduğu, dolayısıyla, YMDFY’nin hem üreticilere hem de tüketicilere yatırım ve tüketim tercihlerini yapabilmelerine yönelik sinyal etkisi verdiğinin açık olduğu;
2009-2011 döneminin ikinci uygulama dönemi olduğu, 2009 yılında mevcut tarife bölge sayısının 14’e indirildiği, 4628 sayılı Kanun’un Geçici 14. maddesi uyarınca üreticilerin ilgili üretim bağlantılarına %50 indirim uygulanacağının belirtildiği; 2010 ve 2011 yıllarında da 2009 yılındaki bölge sayısının korunduğu ve tarifelerin üretim veya tüketim yoğunluğuna göre arttırıldığı;
2012-2014 döneminin üçüncü uygulama dönemi olduğu ve bu dönemdeki tarife bölgeleri ile bu bölgelere ait üretici ve tüketici tarifelerinin belirlenmesine yönelik çalışmaların, TÜBİTAK Uzay Enstitüsü Güç Sistemleri Analiz Grubu tarafından gerçekleştirildiği;
2015-2017 döneminin dördüncü uygulama dönemi olduğu ve bu dönemde, Yönetmelik değişikliğiyle birlikte iletim kayıpları ve SBDT kalemlerinin TEİAŞ’ın iletim tarifesinin birer unsuru olarak yer aldığı; her iki kalemin, 14 tarife bölgesinde üreticilere ve tüketicilere tahsis edilen kapasite miktarı üzerinden sabit bileşenli olarak belirlendiği;
Ancak, 01/05/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 21/04/2016 tarih ve 6234 sayılı Kurul kararıyla, iletim tarifesinin tahsis edilen kapasite miktarı üzerinden sabit ve sisteme verilen veya sistemden çekilen enerji miktarı uyarınca değişken bileşenli olarak uygulanmasına karar verildiği ve 6234 sayılı Kurul kararıyla belirlenen metodoloji çerçevesinde de, dava konusu Kurul kararıyla 01/01/2017 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak olan tarifenin hesaplandığı;
Dairelerinin E:2016/675 sayılı esasında kayıtlı dosyada verilen 15/11/2016 tarihli ara kararıyla, davalı EPDK’dan, 5991 sayılı Kurul kararına istinaden yürürlüğe giren TEİAŞ iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerinin belirlenmesine ilişkin tüm kalemlerin (alt başlıklar hâlinde) bir önceki yıla ilişkin kalemlerle karşılaştırma yapılmak suretiyle tablo şeklinde ayrıntılı olarak istenildiği;
Ara kararına cevap yazısında, TEİAŞ’ın 2015 yılına ilişkin toplam gelir tavanının 2.674 milyon TL, 2016 yılına ilişkin toplam gelir tavanının 5.528 milyon TL olduğu, iletim kayıplarının ve SBDT’nın 2016 yılı gelir tavanına eklendiği, her iki kalem için ayrı ayrı 1.200 milyon TL öngörüldüğünün bildirildiği;
Diğer taraftan, aynı ara kararıyla, davalı TEİAŞ’dan, İletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ’in 5. maddesinde düzenlenen iletim sistem kullanım faaliyetinin yürütülebilmesi için gerekli olan maliyet kalemlerinden 5991 sayılı Kurul kararıyla belirlenen tarife kapsamında dikkate alınan unsurların (alt başlıklar hâlinde) bir önceki yıl ile karşılaştırma yapılmak suretiyle tablo şeklinde ayrıntılı olarak istenildiği;
TEİAŞ tarafından sunulan cevabi yazıda, iletim tarifesinin 2015 yılına göre artış göstermesinin, bu tarifeler belirlenirken temel alınan gelir tavanlarının artmasından kaynaklandığı; iletim kayıpları için öngörülen 1.200 milyon TL’ye karşılık 983.26 milyon TL, SBDT için öngörülen 1.200 milyon TL’ye karşılık ise 1.409 milyon TL harcama yapıldığı; sistem kullanım ve sistem işletim gelir tavanının işletme giderleri ile yatırım harcamalarının yanı sıra 2016 yılından itibaren iletim kayıplarının satın alınması ve Yönetmelik ve diğer ilgili mevzuat kapsamında yürütülen faaliyetler sonucu doğan giderleri de kapsadığı, iletim tarifesinin iletim sistemi kullanıcılarına emre amade tutulan kapasite esas alınarak hazırlandığının belirtildiği;
Dava konusu Kurul kararıyla belirlenen tarife kapsamında ise, TEİAŞ’ın 2017 yılına ilişkin toplam gelir tavanının 6.525 milyon TL olduğu ve iletim kayıpları ile SBDT’nın gelir tavanına eklenmesine devam edildiği;
Davacı tarafından, enflasyon oranına dayalı artış yapılması gerekirken mevzuata aykırı olarak fahiş oranda artış gerçekleştiği ileri sürülmüş ise de, 6234 sayılı Kurul kararıyla belirlenen metodolojide değişiklik yapılmaksızın tarifedeki artışın TEİAŞ’ın gelir tavanındaki artıştan kaynaklandığı; zira davacı şirkete ait tesisin bulunduğu 3. bölgenin iletim tarifesi incelendiğinde, 5991 sayılı Kurul kararıyla üretim yönünde sistem kullanım tarifesinin 25.420,34-TL/MW-Yıl, sistem işletim tarifesinin 10.813,65-TL/MW-Yıl; 6234 sayılı Kurul kararıyla üretim yönünde sabit sistem kullanım tarifesinin 14.761,88-TL/MW-Yıl, değişken sistem kullanım tarifesinin 5,26-TL/MWh, değişken sistem işletim tarifesinin 2,67-TL/MWh; dava konusu 6818 sayılı Kurul kararıyla (01/01/2017) üretim yönünde sabit sistem kullanım tarifesinin 16.393,68-TL/MW-Yıl, değişken sistem kullanım tarifesinin 6,26-TL/MWh, değişken sistem işletim tarifesinin 3,19-TL/MWh hesaplandığı;
Bununla birlikte, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nde hangi maliyet kalemlerinin sabit veya değişken bileşen olduğu belirtilmediği gibi, fiyatların güç seviyesi dikkate alınarak da düzenlenebileceğinin öngörüldüğü; kaldı ki, tarifede yer alan veya alacak maliyet unsurlarının yapısının zaman içerisinde değişkenlik göstermesinin böyle bir belirlemenin zorluğunu ortaya koyduğu;
Diğer yandan, yıllar itibarıyla iletim sisteminin büyüklüğü ve hangi tarife bölgesine ne kadar MW’lık yatırım yapıldığı gibi zaman içerisinde değişen koşullar çerçevesinde, 6234 sayılı Kurul kararıyla da belirlendiği üzere, maliyet unsurlarının sabit veya değişken bileşen olarak davalı EPDK tarafından dikkate alınabileceğinin açık olduğu;
Bu itibarla, yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde, 6446 sayılı Kanun’un amacı ile sabit ve değişken bileşenli maliyet unsurları arasındaki mâkul dengenin, söz konusu maliyet unsurlarının enerji fiyatlarının içerisinde nihaî tüketicilere yansıtılarak kurulmaya çalışıldığı anlaşıldığından, 6818 sayılı Kurul kararının davacı şirketin tesisinin bulunduğu 3. bölgeye ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; geçmiş yıllara ait tarifelerin güncellenmesi konusunda davalı idareye mevzuat ile tanınan yetki aşılarak yeni bir metodoloji ile yeni bir tarife yapıldığı, uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi görüşünün alınması gerektiği, tarifenin görüş ve önerileri alınmaksızın hazırlandığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden … A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; diğer davalı idare … Kurumu tarafından ise savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 18/02/2020 tarih ve E:2017/1519, K:2020/520 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. 12/11/2020 tarihinde, oybirliği ile kesin olarak karar verildi.