Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/1295 E. 2020/3618 K. 30.12.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1295 E.  ,  2020/3618 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1295
Karar No : 2020/3618

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2019/15169, K:2019/10935 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 12/04/2018 tarih ve 30389 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik Kapsamında Düzenlenecek Sertifika Eğitim Programlarına Dair Tebliğ’in 5. maddesinin 3. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2019/15169, K:2019/10935 sayılı kararıyla;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. maddesine, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 14. maddesine, 31/05/2017 tarih ve 30389 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik’in 1, 2, 4, 7 ve 19. maddelerine yer verildikten sonra,
Uyuşmazlığa konu Tebliğ’in dayanağı olan Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmeliğin amacının; her türlü yapı, bina, tesis ve işletmenin işletimi ve kullanımı safhalarında insanların maruz kalacağı, binaların dışından veya içinden kaynaklanan gürültüleri en aza indirecek koşulların sağlanması için, tasarım, yapım, kullanım, bakım ve işletim yönünden uyulacak kuralların belirlenmesi olduğu, ayrıca, Yönetmeliğin; belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde inşa edilecek resmi ve özel her türlü yapı, bina, tesis ile işletmelerde, iç mekanlarda insanların maruz kaldığı ulaşım, sanayi, yapım ve insan kaynaklı gürültüler gibi dış çevre gürültülerinin ve yapı içinde oluşan komşuluk gürültüleri, darbe sesleri, mekanik sistem ve servis ekipmanlarının gürültüleri ile cihazlardan yayılan mekanik titreşimlerin kontrol altına alınmasına yönelik önlemlere ilişkin temel kuralları kapsadığı,
Anılan Yönetmeliğin amaç ve kapsamı ile dava konusu düzenlemenin birlikte değerlendirilmesinden; proje ve detay çizimlerini, anahtar paftalarını, hesap ve ölçüm sonuçlarını, değerlendirme raporlarını içeren akustik proje ile yapı elemanlarının ses yalıtım özelliklerini, ilgili hesap ve uygulama ilkelerini içeren mimari akustik rapor hazırlama, yapım sırasında denetleme ve uygulama sonuçlarını ortaya koyma görev ve yetkileri olan bina akustiği uzmanı sertifika eğitimlerine katılabilecek mesleklerin belirlenmesinde; gürültü ve titreşim ile ilgili teknik bilgiye sahip olunmasının yanı sıra, ses yalıtımını sağlayacak bina ve proje tasarımı, yapı malzemelerinin seçimi ve detay imalatlar, yapı elemanlarının ses yalıtımını olumsuz etkileyebilecek imalat, montaj gibi hataları tespit edebilme konularında altyapı oluşturacak temel eğitimin alınmış olması gerektiği, davalı idare tarafından, sertifika programına katılacak meslek mensuplarının bu kapsamda belirlendiği, üniversitelerin çevre mühendisliği lisans programlarında ise Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik’te ele alınan konularla ilgili olarak temel seviyede standart bir eğitim veren model bulunmadığı,
Her ne kadar, davacı tarafından, çevre mühendislerinin Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamında düzenlenen sertifika programlarına katılabildikleri ve söz konusu Yönetmeliğin yürürlük tarihinden itibaren gürültü ölçümlerinin çevre mühendisleri tarafından yapıldığı ileri sürülerek, bina akustiği uzmanlığı sertifika programlarına da katılabilmeleri için mesleki yeterliliğe sahip oldukları ileri sürülmekte ise de; bina akustiği uzmanlığı, sadece gürültü veya titreşim ölçümüyle ilgili olmayıp, binalarda mekanlar arasında ses iletiminin azaltılmasına yönelik proje tasarımı ve teknik hesaplamalar yapılmasını gerekli kıldığından, davacının bu iddiasının yerinde bulunmadığı,
Öte yandan, uyuşmazlığa konu Tebliğ ile 5. maddenin 3. fıkrasında belirtilenlerin dışındaki meslek gruplarından olup, akustik alanında tezli yüksek lisans veya doktora yapmış kişilere de akustik uzmanlığı eğitimine katılma imkanı verildiği, dolayısıyla, çevre mühendislerinin gerekli koşulları sağlamaları halinde bu sertifika programlarına katılmasının mümkün olduğu,
Bu nedenle, Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik Kapsamında Düzenlenecek Sertifika Eğitim Programlarına Dair Tebliğ’in iptali istenilen 5. maddesinin 3. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, uyuşmazlığa konu Tebliğ’in dava konusu 5. maddesinin 3. fıkrasında çevre mühendislerine bina akustiği uzmanlığı eğitimlerine katılabilecekler arasında yer verilmeyerek eksik düzenleme yapıldığı, çevre mühendislerinin Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği ve Çevre Ölçüm ve Analizleri Yeterlik Yönetmeliği uyarınca, çevresel gürültü ve akustik ölçümlerini, akredite edilmiş laboratuvarlarda on yılı aşkın süredir belirlenen standartlara göre gerçekleştirdikleri, ayrıca, üniversitelerin çevre mühendisliği bölümlerinde gürültü, titreşim, gürültü kirliliği konusunda eğitim verildiği ve malzeme bilgisini içeren derslerin yer aldığı, Bilirkişilik Kanunu uyarınca Adalet Bakanlığı Bilirkişilik Daire Başkanlığının belirlemiş olduğu uzmanlık ve alt uzmanlık alanları içinde gürültü ve akustiğin çevre mühendislerinin çalışma alanı olarak tanımlandığı, idarenin takdir hakkı/yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 13/11/2019 tarih ve E:2019/15169, K:2019/10935 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 30/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmeliğin “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmeliğin amacı; her türlü yapı, bina, tesis ve işletmenin işletimi ve kullanımı safhalarında insanların maruz kalacağı, binaların dışından veya içinden kaynaklanan gürültülerin, kişilerin huzur ve sükûnuna, beden ve ruh sağlığına olumsuz etkilerini en aza indirecek iyi işitme ve algılama koşullarının sağlanması için, tasarım, yapım, kullanım, bakım ve işletim bakımından uyulacak kuralların belirlenmesidir.”, “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde; “Bu Yönetmelik; belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde inşa edilecek resmi ve özel her türlü yapı, bina, tesis ile işletmelerde iç mekanlarda insanların maruz kaldığı ulaşım, sanayi, yapım ve insan kaynaklı gürültüler gibi dış çevre gürültülerinin ve yapı içinde oluşan komşuluk gürültüleri, darbe sesleri, mekanik sistem ve servis ekipmanlarının gürültüleri ile cihazlardan yayılan mekanik titreşimlerin kontrol altına alınmasına yönelik önlemlere ilişkin temel kuralları kapsar.”, “Yükümlülükler ve sorumluluklar” başlıklı 7. maddesinde; “Binalarda ses yalıtımına dair detay ve yapısal çözümleri içeren akustik proje ve ölçümler, Bakanlık tarafından hazırlanan uygun sertifika programlarındaki başvuru koşullarında belirtilen meslek grubundan olup, düzenlenecek eğitime katılarak bina akustiği uzmanı olarak yetkilendirilenler tarafından yapılabilir….”, “Ölçüm, hesaplama, rapor ve akustik proje hazırlayacaklarda değerlendirme kriterleri” başlıklı 19. maddesinde ise; “Bina akustiği proje ve ölçüm hizmetlerini yerine getireceklerin eğitim koşulları, mesleki yeterlilik ve deneyim kriterleri ve bunların belgelendirilmesi ile hizmetin yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar akustik sertifika programlarında tanımlanır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dava konusu Tebliğ’in 5. maddesinde; bina akustiği uzmanlarının, Bakanlık tarafından belirlenen esaslar dahilinde eğitici kuruluşlar tarafından düzenlenecek ilgili tüm sertifika eğitim programlarına katılarak uygulanacak yazılı sınavda başarılı olmaları halinde, Yönetmelik kapsamında bina akustiği konusunda akustik proje hazırlayabileceği ve bina akustik ölçümlerini yaparak rapor düzenleyebileceği belirtilmiş, akustik proje hazırlayabilmek için programlarına Tebliğ’in ekinde yer verilen D1 sertifikasına, bina akustik ölçümleri yaparak rapor düzenleyebilmek için ise ilaveten D2 sertifikasına sahip olunmasının zorunlu olduğu düzenlenmiş, aynı maddenin iptali istenen 3. fıkrasında ise, sertifika eğitim programlarına yalnızca mimar, inşaat mühendisi, makine mühendisi, elektrik mühendisi, elektrik ve elektronik mühendisi, fizik mühendisi ve optik/akustik mühendislerinin katılabileceği kurala bağlanmıştır.
Davalı idare tarafından her ne kadar, bina akustiği uzmanlığının, sadece gürültü veya titreşim ölçümüyle ilgili olmayıp, binalarda mekanlar arasında ses iletiminin azaltılmasına yönelik proje tasarımı, yapı malzemelerinin seçimi ve detay imalatlar, yapı elemanlarının ses yalıtımını olumsuz etkileyebilecek imalat, montaj gibi hataları tespit edebilme konularında altyapı oluşturacak temel eğitimin alınmış olması gerektiği, oysa günümüz çevre mühendisliği lisans programlarında tüm bu konuları içeren derslere yer verilmediği ileri sürülmekte ise de, dava konusu Tebliğ’de bina akustiği uzmanı olabilmek için düzenlenecek eğitim programlarına katılabilecekler arasında gösterilen bölümlerin (mimar, inşaat mühendisi, makine mühendisi, elektrik mühendisi, elektrik ve elektronik mühendisi, fizik mühendisi ve optik/akustik mühendisi) lisans programlarında; gürültü, titreşim ölçümü, binalarda mekanlar arasında ses iletiminin azaltılmasına yönelik proje tasarımı, yapı malzemelerinin seçimi ve detay imalatlar, yapı elemanlarının ses yalıtımını olumsuz etkileyebilecek imalat ve montaj hataları tespit edebilme konularının tamamına yer verilmemektedir.
Örneğin, bina akustiği uzmanı olabilmek için düzenlenecek eğitim programlarına katılabilecekler arasında gösterilen bir elektrik mühendisinin ya da elektrik ve elektronik mühendisinin lisans programları göz önünde bulundurulduğunda, anılan meslek mensuplarının titreşim ölçümü konusunda belirli bir yetkinliğe ve yeterliliğe sahip olmakla birlikte, yapı malzemelerinin seçimi, yapı elemanlarının ses yalıtımını olumsuz etkileyebilecek imalat ve montaj ve detay imalatlara ilişkin konularda aynı düzeyde bir yetkinliğe ve yeterliliğe sahip olamayacakları açıktır.
Zaten bu sebepten dolayıdır ki; dava konusu Tebliğ’de sayılan meslek grupları, doğrudan doğruya bina akustik uzmanı olamamakta, dava konusu Tebliğ’in dayanağı olan Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik’te de belirtildiği üzere, bu konuda düzenlenecek bina akustiği sertifikası eğitim programlarına katılanlar ve bu programlar akabinde yapılacak sınavda başarılı olanlar bina akustiği uzmanı olabilmektedirler.
Bu durumda; gürültü, çevre kirliliği, titreşim ölçümü vs. konularda yeterli düzeyde lisans eğitimi almış olan çevre mühendisleri, dava konusu Tebliğ kapsamında düzenlenecek bina akustiği sertifika eğitim programına katıldıktan sonra gerekli olan uzmanlığa sahip olabileceklerdir.
Bu nedenle, bina akustiği uzmanı olabilmek için düzenlenecek bina akustiği sertifikası eğitim programlarına ve bu programlar akabinde yapılacak sınava katılım koşullarının ve katılacak meslek gruplarının gösterildiği dava konusu Tebliğ’in iptali istenen 5. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen meslek grupları arasında lisans mezunu çevre mühendislerinin gösterilmemesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

KARŞI OY

XX- Dava konusu Tebliğ’in 5. maddesinde; bina akustiği uzmanlarının, Bakanlık tarafından belirlenen esaslar dahilinde eğitici kuruluşlar tarafından düzenlenecek ilgili tüm sertifika eğitim programlarına katılarak uygulanacak yazılı sınavda başarılı olmaları halinde, Yönetmelik kapsamında bina akustiği konusunda akustik proje hazırlayabileceği ve bina akustik ölçümlerini yaparak rapor düzenleyebileceği belirtilmiş, akustik proje hazırlayabilmek için Tebliğ’in ekinde yer verilen D1 sertifikasına, bina akustik ölçümleri yaparak rapor düzenleyebilmek için ise ilaveten D2 sertifikasına sahip olunmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı idare tarafından her ne kadar, bina akustiği uzmanlığının, sadece gürültü veya titreşim ölçümüyle ilgili olmayıp, binalarda mekanlar arasında ses iletiminin azaltılmasına yönelik proje tasarımı, yapı malzemelerinin seçimi ve detay imalatlar, yapı elemanlarının ses yalıtımını olumsuz etkileyebilecek imalat, montaj gibi hataları tespit edebilme konularında altyapı oluşturacak temel eğitimin alınmış olması gerektiği, oysa çevre mühendisliği lisans programlarında tüm bu konuları içeren derslere yer verilmediği gerekçesiyle lisans mezunu çevre mühendislerinin dava konusu Tebliğ kapsamına alınmadığı belirtilmektedir.
Bina akustik uzmanları tarafından hazırlanacak olan akustik proje için gerekli olan; yapı malzemelerinin seçimi, detay imalatlar, yapı elemanlarının ses yalıtımını etkileyebilecek imalat ve montaj gibi konuların çevre mühendisliği lisans programlarında yeterli düzeyde eğitimi verilmediğinden, çevre mühendislerinin dava konusu düzenleme kapsamında sayılmamalarına ilişkin dava konusu düzenlemenin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte, bina akustik uzmanları tarafından hazırlanacak olan bina akustik ölçümü için gerekli olan gürültü veya titreşim ölçümü gibi konularda çevre mühendisliği lisans programlarında verilen eğitimin yeterli düzeyde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, çevre mühendislerinin dava konusu düzenleme kapsamında sayılmamalarına ilişkin dava konusu düzenlemenin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, akustik ölçüm yapabilme yeterliğine sahip olan çevre mühendislerinin, akustik ölçüm alanında bina akustik uzmanı olabilmek için düzenlenecek sertifika eğitim programına katılacak meslek grupları arasında sayılmamasına ilişkin dava konusu düzenlemede bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığından temyize konu kararın bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.