Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/115 E. 2020/2463 K. 19.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/115 E.  ,  2020/2463 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/115
Karar No : 2020/2463

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri Av. …
2- … Kurumu
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19/09/2019 tarih ve E:2013/2853, K:2019/2638 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 17/07/2013 tarihi itibarıyla uygulanan benzin zammına ilişkin düzenleyici işlemin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19/09/2019 tarih ve E:2013/2853, K:2019/2638 sayılı kararıyla;
Petrol alım satımında fiyatların kanun koyucu tarafından en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre oluşmasının öngörülmüş olması nedeniyle; fiyatların, sözü edilen piyasalarda oluşan fiyatların dışında oluşması durumunda EPDK’nın haklı gerekçelere dayanmak suretiyle fiyatlara müdahale ederek her seferinde iki ayı aşmamak üzere taban ve/veya tavan fiyatı tespit edebileceği ve gerekli tedbirleri alabileceği;
Dairelerinin 24/04/2014 tarihli ara kararıyla, davalı idarelerden, ülkemiz açısından en yakın erişilebilir dünya piyasasının ne olduğunun; rafinerici ve dağıtıcı lisansı kapsamında yapılan piyasa faaliyetlerine ilişkin fiyatların lisans sahipleri tarafından Kuruma bildirilmesinin herhangi bir süreye bağlı olup olmadığının, anılan sürecin ne şekilde işlediğinin ve fiyat bildiriminde en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumunun lisans sahiplerince dikkate alınıp alınmadığına yönelik Kurum tarafından nasıl bir inceleme yapıldığının; uyuşmazlığa konu fiyat belirlemesinin, petrol piyasasında faaliyetleri veya rekabeti engelleme, bozma veya kısıtlama amacını taşıyıp taşımadığı veya bu etkiyi doğuran veya doğurabilecek niteliği nedeniyle piyasa düzenini bozucu etkiler oluşturup oluşturmadığı konusunda Kurumca bir inceleme yapılıp yapılmadığının, yapıldıysa hangi sayısal verilerin incelemeye esas alındığının sorularak konuya ilişkin tüm bilgi ve belgelerin istendiği;
Ara kararına verilen cevabi yazılarda, 01/01/2005 tarihine kadar akaryakıt tavan fiyatlarının Devlet tarafından belirlendiği, rafineri tavan satış fiyatları için CIF MED Genova/Lavera ile FOB MED fiyatlarının referans alındığı, dağıtıcı ve bayi paylarının ise maktu olarak tespit edildiği;
01/01/2005 tarihi itibarıyla 5015 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte akaryakıt fiyatlarının serbestçe belirlendiği, rafinerici lisansı sahipleri için CIF MED Genova/Lavera ile FOB MED fiyatlarının referans alınmaya devam edildiği, dağıtıcı lisansı sahipleri için Akdeniz ülkelerinin fiyat uygulamalarının dikkate alındığı, bu kapsamda Akdeniz havzasındaki Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde (İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan) oluşan bayi ve dağıtıcı fiyatlarına yaklaşan bir fiyat oluşumunun “dikkate alma” kriterini karşıladığının değerlendirildiği;
Dağıtıcı lisansı sahipleri için Yunanistan’daki ekonomik krizin uluslararası şirketlerin piyasadan çekilmesine neden olduğu, iç piyasanın birkaç şirketin elinde yoğunlaştığı, bu durumun piyasanın rekabetçi yapısını bozarak marjların aşırı yükseldiği, İspanya’da ise, İspanyol Rekabet Kurumunun hazırlamış olduğu raporda piyasanın rekabetçi bir yapı sergilemediğinin ortaya konulduğu görüldüğünden, en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre oluşması gereken fiyatın tespiti için takip edilen ülkeler arasından Yunanistan ve İspanya’nın çıkarılarak yerlerine Almanya ve Birleşik Krallık’ın (Fransa, İtalya, Almanya, Birleşik Krallık) yurt içi marjların kıyaslanmasında takip edilecek ülkeler olarak belirlendiği;
Herhangi bir fiyat değişimi gerçekleştiğinde rafinerici ve dağıtıcı lisansı sahiplerinin söz konusu fiyat değişimlerini yürürlüğe girmeden önce Kuruma bildirdiği, yapılacak fiyat değişimlerinin CIF MED Genova/Lavera ile FOB MED fiyatlarına ve kriter alınan ülkelerin dağıtıcı ve bayi marjlarına uygun olup olmadığının takip edildiği, “en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumu dikkate alınarak” kriterinden bir sapma tespit edildiğinde şirketlere resmî yazılarla gerekli uyarıların yapıldığı ve gerekirse tavan fiyat müdahalesine gidildiği;
Yurt içi dağıtıcı ve bayi marjlarında, takip edilen AB ülkelerindeki marjlara kıyasla artış yaşandığının tespit edilmesi üzerine dağıtım şirketlerinin uyarıldığı, söz konusu uyarıya rağmen yeterli indirim yapılmadığından en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumunun dikkate alınması kriterinin sağlanmadığının ve fiyat uygulamaları rekabetinin bozulduğunun belirlendiği, bu nedenle tavan fiyat uygulamasına gidilerek dağıtım şirketleri ve bayilerin üst sınır marjlarının tespit edildiği;
Bu itibarla, en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa koşulları kriteri çerçevesinde akaryakıt fiyatlarının belirlendiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yapılan benzin zammının sosyal devlet anlayışına, ölçülülük ilkesine ve yasalara aykırı olduğu, yüksek oranda yapılan zamların KDV ile birlikte vatandaşlar üzerinde külfet oluşturduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idarelerden Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 19/09/2019 tarih ve E:2013/2853, K:2019/2638 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 19/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.