Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/112 E. 2020/120 K. 28.09.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/112 E.  ,  2020/120 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/112
Karar No : 2020/120

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR

İzmir Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 11/03/2020 tarih ve E:2020/7, K:2020/7 sayılı kararıyla; davacı … vekili Av. … tarafından, İzmir Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesinin 19/12/2019 tarih ve E:2019/1961, K:2019/2400 sayılı kararı ile Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 16/01/2019 tarih ve E:2018/929, K:2019/36 sayılı; Ankara Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesinin 26/06/2018 tarih ve E:2018/486, K:2018/1713 sayılı; Erzurum Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdari Dava Dairesinin 26/06/2019 tarih ve E:2019/1091, K:2019/1024 sayılı kararları arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenilmesi nedeniyle, aykırılığın, dava konusu işlemin iptali kararına yönelik istinaf başvurularının reddi yolundaki Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesi, Ankara Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi ve Erzurum Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdari Dava Dairesinin kararları doğrultusunda giderilmesi gerektiği görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/C maddesinin 5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için dosyanın Danıştaya gönderilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkimi …’ın açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’a 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun ile eklenen 3/C maddesinin 4. fıkrasının (c) bendinde, “Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek” bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmış; aynı maddenin 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişik 5. fıkrasında ise, dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemlerin, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletileceği; ilgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verileceği; aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararların kesin olduğu kurala bağlanmıştır.
Anılan maddenin gerekçesinde de, bölge idare mahkemesi dairelerinin benzer konularda birbiriyle çelişen kararlar vermesini önlemek amacıyla bu tür kararların Danıştay Başkanlığına gönderilmesinin sağlanması konusunda bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevlendirildiği belirtilmiştir.
Bu kapsamda, yukarıda yer verilen Kanun metni ve gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, aykırılığın giderilmesi müessesesinden beklenen amacın, aynı veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında süregelen aykırılıkların giderilmesi suretiyle kararlardaki hukukî istikrarın sağlanması olduğu anlaşılmaktadır.
İncelemeye konu başvuruda giderilmesi istenen aykırılık, İzmir Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi, Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesi, Ankara Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi ve Erzurum Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdari Dava Dairesi kararları arasında ortaya çıkmış olup, söz konusu aykırılığın, 2. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacıların, 1. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesine terfi ettirilmeyerek re’sen emekli edilmeleri hususundan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan haliyle, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 6638 sayılı Kanun ile değişik 55. maddesinde, rütbelere terfi ettirilecek personelin kurullarda görüşülmesinin kıdem sırasına göre, rütbelere terfilerin ise bu maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere liyakate göre yapılacağı, kıdem sırasının tespitinde, bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı, aynı tarihte terfi edenlerden performans değerlendirme puanı yüksek olanların, performans değerlendirme puanlarının eşitliği hâlinde bulunduğu rütbede aldığı başarı ve üstün başarı belgesi fazla olanların, başarı ve üstün başarı belgesinin sayıca eşitliği hâlinde ise sicil numarası daha küçük olanların diğerlerine göre kıdemli sayılacağı, Emniyet Amirleri ile Dördüncü ve Üçüncü Sınıf Emniyet Müdürlerinin liyakat koşullarını belirlemek ve terfilerini önermek üzere Genel Müdürlük Yüksek Değerlendirme Kurulu oluşturulacağı, Kurulun, Emniyet Genel Müdürünün başkanlığında, Genel Müdür Yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, Özel Güvenlik Denetleme Başkanı, Birinci Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi Başkanı ile Polis Başmüfettişleri arasından seçilecek bir Polis Başmüfettişi ve İl Emniyet Müdürleri arasından seçilecek iki İl Emniyet Müdüründen teşekkül edeceği, Kurulda görev yapacak Polis Başmüfettişi ile İl Emniyet Müdürlerinin seçimine ilişkin esasların yönetmelikle düzenleneceği, Kurullarda personelin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için; bulunulan rütbelerdeki en az bekleme sürelerinin tamamlanması, bekleme süresi içindeki yıl sayısı kadar iyi veya çok iyi performans değerlendirme puanının alınması, Yönetmeliğe uygun olarak yapılacak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olunması, Polis Akademisi Başkanlığınca düzenlenecek yöneticilikle ilgili hizmet içi eğitimde başarılı olunması şartlarının aranacağı, İkinci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde en az bekleme süresini tamamlayanların, terfien Birinci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde ikinci meslek derecesi karşılığı görev unvanlarına atanabileceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’a dayanılarak çıkarılan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde, terfiin, personelin bulunduğu rütbeden üst rütbeye yükselmesini; kıdemin, bir rütbeye terfi tarihinden itibaren bulunduğu rütbede geçen hizmet süresini; liyakatin de, personelin bir üst rütbedeki görevlerin gereklerini yerine getirebilme niteliğini ifade ettiği; 8. maddesinde, polis amirlerinin rütbelere terfilerinin, bu Yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen şartları taşımak kaydıyla liyakate göre yapılacağı, 39. maddesinde, bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemeyen Emniyet Amirleri ve Emniyet Müdürleri’nin, emeklilik ve yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olmaları kaydıyla, Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve Bakan onayı ile emekliye sevk edilecekleri kurallarına yer verilmiştir.
Anılan mevzuat hükümlerinde, 2. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinden 1. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesine terfi konusunda İçişleri Bakanlığına takdir yetkisi tanınmakta ve bu yetkinin sınırlarını, kamu yararı ve hizmet gerekleri oluşturmaktadır.
Aykırılığın giderilmesi istemine konu kararlarda davacıların kıdem sırası ve liyakat değerlendirmesine esas bilgilerin her uyuşmazlıkta birbirinden farklı olması, ayrıca terfi dönemlerinde de farklılık bulunması nedeniyle, idarenin takdir yetkisinin denetimi yapılırken her davacının durumunun ayrı bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulması gerekmekte ve bu nedenle her dosya kendine özgü bir nitelik taşımaktadır.
Bu itibarla, aralarında aykırılık olduğu öne sürülen kararlarda, her davacı açısından ayrı değerlendirme yapıldığından ve her bir dava dosyasındaki olgular, dayanaklar ve gerekçeler birbirinden farklı olduğundan, 1. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesine terfi ettirilmeyerek resen emekli edilme işlemlerini konu edinen uyuşmazlıkların, belirli bir ilke ve esasa bağlanmasına olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, 2576 sayılı Kanun’un 3/C maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunmayan aykırılığın giderilmesi isteminin REDDİNE, 28/09/2020 tarihinde oyçokluğu ile kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY
X- 2576 sayılı Kanun’un 3/C maddesinin 4. fıkrasının (c) bendinde, “Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.” bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmış, aynı maddenin 5. fıkrasında, “(Değişik:17/10/2019-7188/7 md.) Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.” kuralına yer verilmiştir.
Anılan kurala göre, benzer olaylarda, aynı veya farklı bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunuyorsa ve usulüne uygun olarak Danıştay Başkanlığına yapılmış bir başvuru varsa uyuşmazlığın giderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Olayda, uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu kararlar arasında aykırılık bulunduğu açıktır. Aykırılığın giderilmesi müessesesinden beklenen amaç, benzer olaylarda, aynı veya farklı idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki aykırılıkların giderilmesi suretiyle hukuki istikrarın sağlanmasıdır. Davacıların kıdem sırası ve liyakat değerlendirmesine esas bilgileri ile terfi dönemleri birbirinden farklı olsa da, bu durum aykırılığın giderilmesi isteminin incelenmesine engel olan ve istemin reddini gerektiren bir husus değildir. İdarenin takdir yetkisinin hukuka ve mevzuata uygun kullanılıp kullanılmadığı konusunda içtihat aykırılığının giderilmesi gerekmektedir. Aksi halin kabulü, Kanun’da öngörülen amacın gerçekleşmesine, hukuki güvenliğin ve hukuki istikrarın sağlanmasına engel olacak niteliktedir.
Açıklanan nedenlerle, olayda Kanun’da öngörülen şartların gerçekleştiği ve aykırılığın giderilmesi istemi hakkında işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiği oyuyla, istemin reddi yolundaki karara katılmıyoruz.