Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2020/1112 E. 2022/219 K. 31.01.2022 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1112 E.  ,  2022/219 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1112
Karar No : 2022/219

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Enerji AŞ.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 17/12/2019 tarih ve E:2016/4762, K:2019/4374 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 24/06/2016 tarih ve 29752 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Yerli Aksamın Desteklenmesi Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. ve 4. fıkraları ile 5. maddesinin 1. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 17/12/2019 tarih ve E:2016/4762, K:2019/4374 sayılı kararıyla;
5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’un 1. maddesi ile 6/B maddesi hükümleri ve dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle değiştirilen madde hükümleri aktarıldıktan sonra,
İdarelerin düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu alanlarda, bu alanları düzenleyici işlemler ile objektif bir şekilde düzenlemesi gerektiği; idarelerin, işlem tesis ederken kendilerine Anayasa ve yasalarla çizilen çerçeve içinde takdir yetkilerini kullanmaları ve bu yetkilerini kullanırken kamu hizmetinin gereklerini ve kamu yararını göz önünde bulundurmaları gerektiği,
Bu itibarla, davalı idare tarafından yürürlüğe konan Yönetmelik’te yer verilen düzenlemelerin, 5346 sayılı Kanun’un 1. maddesinde öngörülen yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımının yaygınlaştırılması, bu kaynakların güvenilir, ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandırılması, kaynak çeşitliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması, atıkların değerlendirilmesi, çevrenin korunması ve bu amaçların gerçekleştirilmesinde ihtiyaç duyulan imalat sektörünün geliştirilmesi amacına uygun olması ve 5346 sayılı Kanun’un 6/B maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen “yurt içinde imalatın kapsamının tanımı, standartları, sertifikasyonu ve denetimi ile ilgili usûl ve esaslar, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir” kuralı ile belirlenen kapsamda olması gerektiği,
5346 sayılı Kanun’un 6/B maddesinde, Kanun’un 6. maddesinde yer verilen YEK destekleme mekanizmasından ayrı bir teşvik olan yerli ürün kullanımı ile ilgili ilave fiyat verilmesi hususunun kurala bağlandığı; buna göre, şayet üretim tesislerinde kullanılan mekanik ve/veya elektro-mekanik aksam yurt içinde imâl edilmiş ise bu tesislerde üretilerek sisteme verilen elektrik enerjisi için Kanun’un ekinde yer alan I sayılı Cetvelde belirtilen fiyatlara yine Kanun’un ekinde yer alan II sayılı Cetvelde belirtilen fiyatın ilave edileceği; bu iki teşvik birbirine eklenmiş olsa da, Kanun’da uygulama esaslarının farklı olarak ortaya konulduğu,
YEK destekleme mekanizmasına katılma başvurularının alınması ve sonuçlandırılmasına ilişkin takvimin 5346 sayılı Kanun’un 6. maddesinde açıkça kurala bağlanmış iken, 6/B maddesinde yerli katkı ilave fiyatından yararlanılmak için başvuruların usûl ve esaslarına ilişkin açık bir kurala yer verilmediği; davacı tarafından, Kanun’un “Yerli ürün kullanımı” başlıklı 6/B maddesinin 2. fıkrasında davalı idarenin düzenleme yapabileceği alanların tahdidi olarak sayıldığı, davalı idarenin başvuru sürelerine ilişkin belirleme yapma yetkisinin bulunmadığı iddia edilse de Kanun’un 6/B maddesinin 2. fıkrasında yer alan, “II sayılı Cetvelde yer alan yurt içinde imalatın kapsamının tanımı, standartları, sertifikasyonu ve denetimi ile ilgili usul ve esaslar, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir” kuralı uyarınca davalı idareye verilen yetkinin kapsamı incelendiğinde, Bakanlığın yerli katkı ilave fiyatın yararlanılmasına yönelik başvuru süreci ve takvime ilişkin belirleme yapma yetkisinin bulunduğunun kabulü gerektiği; nitekim, 5346 sayılı Kanun’a 6094 sayılı Kanun ile eklenen 6/B maddesinin gerekçesinde de, “II sayılı cetvel gereğince ilave bir ödemenin de yapılmasının kararlaştırıldığı, söz konusu ödemeye ilişkin usûl ve esasların Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yönetmelikle düzenlenmesinin kabul edildiği” belirtilerek, bir bütün olarak yerli katkı ilave fiyatının ödenmesine ilişkin usûl ve esaslardan bahsedildiği,
Uyaşmazlığa konu Yönetmelik maddeleri incelendiğinde, Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasında, 5346 sayılı Kanun’un 6/B maddesinde yer alan hükümden ilk kez yararlanmak isteyenler tarafından içinde bulunulan yılın 1 Ağustos tarihine kadar başvuru yapılması gerektiği; 4. fıkrasında, yerli katkı ilave fiyatından bir önceki dönem faydalanmış ve elektrik üretim tesisinin kurulu gücünde herhangi bir artış olmayan veya tesisinde modernizasyon ya da yenileme olmayanlar tarafından santrale ait yerli ekipmanlarda veya yerli aksam oranlarında herhangi bir değişiklik olmadığına ya da kurulu güçlerinde bir artış olmadığına dair 1 Ağustos tarihine kadar beyanda bulunulması gerektiği; 5. maddesinin 1. fıkrasında ise, yapılan başvuruların nasıl değerlendirileceği, eksik/yanlış evrak bulunması durumunda yapılacaklar ve uyulması gereken sürelerin kurala bağlandığının anlaşıldığı,
Öncelikle, 31 Ekim tarihinin Kanun’un 6. maddesinde yer verilen ve ilave yerli katkı fiyatından farklı bir sistem olan YEK destekleme mekanizmasından yararlanmak isteyenler için öngörülen son başvuru tarihi olduğu; bu nedenle, davacının yerli katkı ilave fiyatından yararlanmak için son başvuru tarihinin Kanun’da 31 Ekim olarak belirlenmesine karşın Yönetmelik ile bu sürenin değiştirildiği iddiasının yerinde olmadığı; YEK destekleme mekanizması ile yerli katkı ilave fiyat ödemesi birbirine bağlı sistemler olduğundan yerli katkı ilave fiyatı başvurularının 31 Ekim tarihinden önce bir tarih olması ve yapılacak inceleme ve eksikliklerin/yanlışlıkların giderilebilmesi için de yeterli süre kalması açısından bu tarihin 01 Ağustos olarak belirlenmesinde; eksik ve/veya yanlış evrak tespit edilen başvuruların başvuru sahiplerine 15 Eylül tarihine kadar bildirilmesi ve bu eksiklik ve/veya yanlışlıkların 30 Eylül tarihine kadar giderilmesi gerekliliği düzenlemelerinde davalı idarenin takdir yetkisini aşan bir durumun söz konusu olmadığı,
Bununla birlikte, yerli katkı ilave fiyatından bir önceki dönem faydalanmış ve elektrik üretim tesisinde, kapasite artışı, modernizasyon, yenileme veya kısmi geçici kabuller ile işletmeye giren üniteler gibi değişiklikler olmayan ve bir sonraki dönemde yerli ilave katkı fiyatından yararlanmak isteyen başvuru sahipleri tarafından, santrale ait yerli ekipmanlarda veya yerli aksam oranlarında herhangi bir değişiklik olmadığına dair Yönetmelik Ek-3’te yer alan beyan yazısının 1 Ağustos tarihine kadar sunulması gerektiği kuralının, yerli ilave katkı fiyatından daha önce yararlanmış olan lisans sahiplerinin tesislerinde yerli aksam oranında veya kurulu güçte herhangi bir değişiklik olup olmadığının takip edilmesi için getirildiğinin görüldüğü,
Bu itibarla, 5346 sayılı Kanun’un 6/B maddesi ile Bakanlığa verilen yetki sınırları içinde tesis edilen ve Kanun’un 6. maddesinde kurala bağlanan YEK destekleme mekanizmasında öngörülen başvuru süreleri ile uyumlu olacak şekilde düzenlenen dava konusu Yönetmelik maddelerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idarelerin düzenleme yapma yetkisini, yapılan değişiklikten etkilenen kişilerin hukuk güvenliğini olumsuz etkileyecek, belirlilik ve öngörülebilirlik prensiplerine aykırı olacak şekilde kullanmasının düzenlemeyi hukuken sakat hale getireceği; yapılan değişikliğin mutad hale gelen uygulamayı öngörülemez hale getirdiği; başvurucuların mevzuatı günlük olarak takip etme imkanı bulunmadığı; belirli bir süre uygulanan ve artık mutat hale geldiğine inanılan hususlarda idari makamların değişiklik yaparken, öncelikle değişiklikten etkilenecek kişi ve kuruluşların hak ve menfaatlerinin zarar görüp görmeyeceklerini dikkate almaları ve özellikle süre bakımından gerekli esnekliği sağlayacak düzenleme yapmaları gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 17/12/2019 tarih ve E:2016/4762, K:2019/4374 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.