Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/901 E. 2020/2690 K. 25.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/901 E.  ,  2020/2690 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/901
Karar No : 2020/2690

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sağlık Hizmetleri A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …
Hukuk Müşaviri Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 18/12/2018 tarih ve E:2017/1016, K:2018/8319 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 20/07/2011 tarih ve 28000 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yataklı Sağlık Tesislerinde Yoğun Bakım Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’in; 22/03/2017 tarih ve 30015 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tebliğ ile değişik 21. maddesinin 5. fıkrasının (a) bendinde yer alan “Bu takdirde, hastalara verilen tüm hizmetler, yatırıldıkları yoğun bakım yatağının seviyesi üzerinden değerlendirilir.” cümlesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 18/12/2018 tarih ve E:2017/1016, K:2018/8319 sayılı kararıyla;
Anayasa’nın 56. maddesi ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin, dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan, 2. maddesinin 2. fıkrasının (a), (e) ve (f) bentleri ile 40. maddesi ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasının (a), (c), (e) ve (i) bentlerine dayanılarak dava konusu Tebliğ’in yayımlandığı;
Tebliğ’in 15. maddesinin 1. fıkrasında yoğun bakım servislerinin; yatak kapasitesi, kabul ve tedavi edeceği hastaların özelliği ve klinik durumu, sahip olduğu fiziki şartlar, bulundurulması zorunlu uzmanlık dalları ve uzman tabip sayısı, tabip dışı personel sayısı ve niteliği, tıbbi araç-gereç ve donanım standartları ile bünyesinde faaliyet gösterdiği sağlık tesisinin statüsü gibi ölçütler dikkate alınarak seviyelendirileceğinin düzenlendiği;
Yataklı sağlık tesislerinde sunulmakta olan yoğun bakım hizmetlerinin dava konusu Tebliğ çerçevesinde yürütüldüğü, bu Tebliğ’in kamu hastanelerine, üniversitelere ve diğer kamu kuruluşlarına ait, bünyesinde yoğun bakım hizmeti verilen tüm yataklı sağlık tesislerini kapsadığı, yoğun bakım servislerinin bazı kriterlere göre seviyelendirilerek davalı idare tarafından tescil edildiği ve yoğun bakım hastalarına tıbbi durumuna göre bu seviyelendirmeye uygun hizmet verildiği;
Öte yandan Sağlık Bakanlığına, üniversitelere ve özel sektöre bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında sunulmakta olunan özellikli sağlık hizmetlerinin sunumuna ve bu alandaki sağlık planlamalarına yön vermek amacıyla bilimsel komisyonlar marifetiyle yürütülen çalışmalar neticesinde; Onkoloji, Kalp ve Damar Cerrahisi, Yoğun Bakım, Yanık Tedavisi, Patoloji Merkezi, Organ Nakli ve Kemik İliği Merkezleri, Replantasyon, Özellikli Cihazlar, Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri, Genetik Merkezler ve benzeri özellikli sağlık hizmet birimlerinin mevcut durumlarının çıkarıldığı ve 2011-2023 planlaması yapılarak eylem planlarının oluşturulduğu ve “Türkiye’de Özellikli Sağlık Hizmetleri: Planlama 2011-2023” adı altında bir kitap yayımlandığı, Sağlık Bakanlığına ve üniversitelere yönelik özellikli sağlık hizmetleri yatırım planlamalarında ve bu alanda özel sektöre verilecek yatırım izinlerinin değerlendirilmesinde buna göre işlem yapılacağı hususu ile bahsedilen planlama kitabının … tarih ve … sayılı Makam Onayı ile yürürlüğe konulduğu ve ilgililere tebliğ edildiği;
Sağlık kuruluşlarında oluşturulan yoğun bakım ünitelerinin; tanımından da anlaşılacağı üzere özellikli sağlık hizmetlerinin sunulduğu hizmet birimleri olduğu, sağlık kuruluşlarında hizmet vermekte olan yoğun bakım servislerinin erişkin, çocuk ve yenidoğan yoğun bakım servisleri olarak gruplandırıldığı, erişkin yoğun bakım servislerinin birinci, ikinci ve üçüncü seviye; çocuk yoğun bakım servislerinin ikinci ve üçüncü seviye ve yenidoğan yoğun bakım servislerinin ise birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü seviye olarak seviyelendirilip tescil edildiği, böylece yoğun bakım hizmetlerinin her seviyede verilmesinin esas olduğu, erişkin, çocuk ve yenidoğan yoğun bakım servislerinin her birinin seviyelerine göre tanımları, verilmesi gereken hizmetin kapsamı, asgari yatak, personel, tıbbî cihaz ve donanıma ilişkin standartlarının Tebliğ ekinde ayrıntılı olarak düzenlendiğinin görüldüğü;
Bununla birlikte Tebliğ kapsamından, yoğun bakım servislerinde hastanın tıbbi durumuna uygun seviyede yoğun bakım yatağında tedavi edileceği, ancak üçüncü seviyede yoğun bakım servisi veya boş yatağı bulunmayan sağlık kuruluşlarında; üçüncü seviye yoğun bakımına ihtiyaç duyulan hastaların takiplerinin, uygun yer bulununcaya kadar, sorumlu uzman tabip tarafından hastanın epikrizinde belirtilmesi şartıyla daha alt seviye olan birinci veya ikinci seviye yoğun bakım servislerinde sağlanabileceği, yine birinci veya ikinci seviyede yoğun bakım servisi veya boş yatağı bulunmayan sağlık kuruluşlarında bu seviyedeki hastaların, seviyelerine uygun yatak bulunana veya uygun bir sağlık tesisine sevk edilinceye kadar üçüncü seviye yoğun bakım yataklarında takiplerinin yapılmasına imkân verildiği;
Düzenleme ile hastanın tıbbi durumuna uygun seviyede yoğun bakım yatağı bulunamadığı takdirde uygun yer bulununcaya kadar yani belli bir süre ile sınırlı olmak kaydıyla istisnai olarak mağduriyet yaşanmaması ve hasta sağlığı için, durumundan daha üst ya da alt seviyede bir yatağa yatırılarak hasta sağlığının kontrol altında tutulmasının sağlanması olduğunun anlaşıldığı;
Bu durumda hastanın daha üst seviyede yoğun bakım hizmetine ihtiyaç duyulduğunda; ancak, boş veya üst seviyede yatak bulunmaması durumunda, hastaların takip ve tedavileri, seviyelerine uygun yatak bulununcaya veya uygun bir sağlık tesisine sevk edilinceye kadar daha alt seviyedeki yoğun bakım yataklarına yatırılmak suretiyle bulundukları sağlık tesisinde sağlanabilmesi halinde hastalara verilen tüm hizmetlerin, yatırıldıkları yoğun bakım yatağının seviyesi üzerinden değerlendirilmesinin, Tebliğ kapsamında seviyelendirmenin amacına uygun olduğu; zira tanımları, verilmesi gereken hizmetin kapsamı, asgari yatak, personel, tıbbî cihaz ve donanıma ilişkin standartları belli olan seviyelendirmeler sonucunda, hastaya verilen hizmetlerin, yatırıldığı yoğun bakım yatağının seviyesi kadar olacağı, bu haliyle dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;
Ayrıca, davalı idare savunmalarından ve dosyada yer alan bilimsel komisyon marifetiyle oluşturulmuş “Türkiye’de Özellikli Sağlık Hizmetleri: Planlama 2011-2023” adlı kitaptan; yoğun bakım hizmeti sunulan kamu ve özel sektöre ait sağlık tesislerinde, yoğun bakım hizmetlerinin planlama kriterlerine göre Türkiye genelinde olması gereken seviye ve yatak dağılımları ile mevcut durumlarının istatiksel olarak belirlendiği, özellikle özel sektör tarafından işletilen yoğun bakım yataklarında davalı idarenin planlamalarına göre mevcut yoğun bakım yataklarının seviyelerine göre dengeli bir dağılımın bulunmadığı, üçüncü seviyede ve yeni doğan kuvözlerinde yoğunlaşmanın bulunduğu, yapılan düzenleme ile dengeli dağılımın da sağlanmaya çalışıldığı, dava konusu düzenlemenin zorunluluktan kaynaklandığı ve hizmet gereği olduğu, düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine de aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu düzenleme ile hastane tarafından yapılan tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan tahsil edilememesi sonucunun doğacağı, Daire tarafından özel hastaneler tarafından suistimallerin önlenmesi gibi soyut bir varsayımla, eksik inceleme ile karar verildiği, dava konusu düzenlemenin hukuk devleti ilkesine ve üst hukuk normlarına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu 18/12/2018 tarih ve E:2017/1016, K:2018/8319 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 25/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.