Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/853 E. 2020/2047 K. 04.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/853 E.  ,  2020/2047 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/853
Karar No : 2020/2047

TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI) : …
II- (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı – …
VEKİLİ : …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Taraflarca, Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 10/04/2018 tarih ve E:2016/1937, K:2018/1474 sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan ve 1996 yılı ikinci öğretmen atama döneminde sınıf öğretmeni olarak atanan davacının, atama onayının iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin 30/07/1997 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı işleminin ve Yükseköğretim Kurulunun 16/07/1997 tarih ve 1071 sayılı kararının (b) bölümünün iptali ile 1.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılan davada, Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 03/02/1999 tarih ve E:1998/235, K:1999/114 sayılı kararı ile davanın kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine, yargılamanın yenilenmesi suretiyle dava konusu işlemlerin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi, 100.000,00-TL manevi zararın işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 10/04/2018 tarih ve E:2016/1937, K:2018/1474 sayılı kararıyla;
Anayasa’nın 48. maddesinin 1. fıkrası ile 90. maddesinin 5. fıkrası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin 1. fıkrası, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (ı) bentleri, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının (p) bendi, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 43. ve 45. maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,
Olayda, davanın kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 03/02/1999 tarih ve E:1998/235, K:1999/114 sayılı kararına karşı iç hukuk yollarının tüketilmesi üzerine, uyuşmazlığın davacı tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınması ve anılan Mahkemece bu davaya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin ihlal edildiğine karar verilmesi nedeniyle, 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne karar verilerek dava dosyasının yeniden incelendiği,
Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulunun 16/07/1997 tarih ve 1071 sayılı kararının (b) bölümünde, Kurulca geçmiş yıllarda İlahiyat alanındaki programlardan mezun olanlar ile bu programların bulunduğu yükseköğretim kurumlarının diğer programlarından mezun alanlar adına düzenlenmiş olan ön lisans ve lisans düzeyindeki tüm denklik belgelerinin iptal edilmesine karar verildiği,
Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulunun 05/05/1998 tarih ve 1215 sayılı kararı ile de, Kurulca düzenlenmiş olan lisans denklik belgesine dayanılarak davacının … Üniversitesince yüksek lisans öğrenimine kabul edildiği ve bu öğrenimini tamamladığı dikkate alındığında, davacı adına daha önce düzenlenmiş olan Arap Dili ve Edebiyatı alanındaki lisans denklik belgesinin iptal edilmemesine, “Bu belge öğretmen atamalarında geçerli değildir” şeklinde şerh konulmasına karar verildiği,
… Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan ve 1996 yılı ikinci öğretmen atama döneminde sınıf öğretmeni olarak atanan davacının, atama onayının iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin 30/07/1997 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı işleminin ve Yükseköğretim Kurulunun 16/07/1997 tarih ve 1071 sayılı kararının (b) bölümünün iptali ile 1.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılan davada, Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 03/02/1999 tarih ve E:1998/235, K:1999/114 sayılı kararıyla; denklik belgesinin iptaline ilişkin işlemin idarece geri alınarak öğretmenlik atamalarında geçerli olamayacağı yönünde şerh konulduğu görüldüğünden, davanın bu kısmının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının sınıf öğretmenliğine atama onayının iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin işlem ile manevi tazminat istemi yönünden ise, davacı hakkında yeniden düzenlenen denklik belgesinde bu belgenin öğretmen atamalarında geçerli olamayacağının açıkça belirtilmesi nedeniyle, 1739 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 2 fıkrası uyarınca hukuken öğretmen olarak atanamayacağı anlaşılan davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve olayda manevi tazminatı gerektiren bir durumun da bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği,
Anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/01/2000 tarih ve E:1999/1251, K:2001/30 sayılı kararıyla onandığı ve karar düzeltme isteminin reddedilmesi üzerine kesinleştiği,
Bunun üzerine, uyuşmazlığın davacı tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşındığı ve anılan Mahkemenin 07/06/2016 tarihli kararıyla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin ihlal edildiğine ve davacıya 7.500 Avro manevi tazminat ödenmesine karar verildiğinin anlaşıldığı,
Dava konusu olayda, davacının atama tarihinde gereken bütün koşulları taşıyor olması nedeniyle, Yükseköğretim Kurulunca, öğretmen atamalarında geçerli olmayacağına yönelik herhangi bir şerh düşülmeksizin denklik belgesinin düzenlendiği, söz konusu denklik belgesine istinaden davacının Türkiye’de yüksek lisans öğrenimine kabul edildiği ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilkokul öğretmeni olarak atandığı, yine anılan Bakanlık tarafından düzenlen pedagojik formasyonu başarıyla tamamladığı,
Yetkili makamlarca, davacının diploma denkliğinin ve öğretmenlik görevini icra etmek için gereken yeterliliğe sahip olduğunun kabul edildiğinin görüldüğü,
Bu durumda, Yükseköğretim Kurulunun görevi diplomanın önlisans, lisans ve lisansüstü eğitime denk olup olmadığını tespit ile sınırlı olup, bu diplomalara öğretmen atamalarında geçerli değildir şeklinde şerh düşemeyeceği gibi denkliği tanınanlar arasından kimlerin öğretmenliğe uygun olup olmadıklarına ilişkin belirlemenin Milli Eğitim Bakanlığınca yapılacak olması karşısında denklik belgesine öğretmen atamalarında geçerli olamayacağı şeklinde şerh konulmasına ilişkin işlemde ve Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulunun 16/07/1997 tarih ve 1701 sayılı kararının (b) bölümünde yer alan, ilahiyat alanındaki programlardan mezun olanlar ile bu programların bulunduğu yükseköğretim kurumlarının tüm diğer programlarından da mezun olanlar adına düzenlenmiş olan ön lisans ve lisans düzeyindeki tüm denklik belgelerinin iptal edileceğine ilişkin düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı,
Öte yandan, Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğundan, hukuka aykırı bulunarak iptal edilen işlem nedeniyle uğranılan elem ve keder nedeniyle 1.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği,
Ayrıca, davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi istemiyle birlikte 1.000,00-TL maddi ve 100.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesinin istenildiği, ancak yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi üzerine yapılan yargılamada ilk dosyadaki taleple sınırlı olmak üzere yargılamanın yapılacağı ve talebin genişletilemeyeceği açık olduğundan, davacının maddi ve manevi tazminata ilişkin isteminin incelenme olanağının bulunmadığı gerekçeleriyle,
Davacının öğretmen atama onayının iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin 30/07/1997 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı işleminin (Kararda sehven Yükseköğretim Kurulu işlemi yazılmış) ve Yükseköğretim Kurulunun 16/07/1997 tarih ve 1071 sayılı kararının (b) bölümünün iptaline, 1.000,00-TL manevi tazminatın dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, 1.000,00-TL maddi ve 100.000,00-TL manevi zararın ödenmesine karar verilmesi isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince hükmedilen 7.500 Avro manevi tazminatın mağduriyetini gidermediği, aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idareler tarafından, yargılamanın yenilenmesi isteminin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde yapılıp yapılmadığı hususunun göz ardı edildiği, ortadan kalkan Yükseköğretim Kurulunun 16/07/1997 tarih ve 1071 sayılı kararının (b) bölümü hakkında iptal kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu, temyize konu Müşterek Kurul kararının hüküm kısmında “YÖK Yüksek Kurulunun 30/07/1997 tarihli işleminin iptaline” denildiği, ancak bu işlemin Milli Eğitim Bakanlığı işlemi olduğu, kararın hüküm kısmının hatalı olduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince 7.500 Avro manevi tazminata hükmedildiği, temyize konu kararda mükerrer olarak manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idareler tarafından, Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerine konu kararın kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, … Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 01/07/1993 tarihinde mezun olmuştur.
16/08/1993 tarihinde, Yükseköğretim Kurulu tarafından davacının diploması hakkında denklik belgesi düzenlenmiştir.
Söz konusu denklik belgesine istinaden, … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arap Dili ve Edebiyatı Bilim Dalında yüksek lisansa başlamış ve bu öğrenimini 17/10/1996 tarihinde tamamlamıştır.
1996 yılı ikinci öğretmen atama döneminde, öğretmen olmak için Milli Eğitim Bakanlığına başvurması üzerine, sınıf öğretmeni olarak atanmış ve bu göreve 14/05/1997 tarihinde başlamıştır.
Davacı öğretmenlik görevine devam ederken tesis edilen Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulunun 16/07/1997 tarih ve 1071 sayılı kararının (b) bölümünde, Kurulca geçmiş yıllarda İlahiyat alanındaki programlardan mezun olanlar ile bu programların bulunduğu yükseköğretim kurumlarının diğer programlarından mezun alanlar adına düzenlenmiş olan ön lisans ve lisans düzeyindeki tüm denklik belgelerinin iptal edilmesine karar verilmiştir.
Bu karar üzerine, Milli Eğitim Bakanlığınca tesis edilen 30/07/1997 tarihli işlemde, davacının öğretmen atama onayı iptal edilerek görevine son verilmiştir.
Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulunun 05/05/1998 tarih ve 1215 sayılı kararı ile de, Kurulca düzenlenmiş olan lisans denklik belgesine dayanılarak davacının … Üniversitesince yüksek lisans öğrenimine kabul edildiği ve bu öğrenimini tamamladığı dikkate alındığında, davacı adına daha önce düzenlenmiş olan Arap Dili ve Edebiyatı alanındaki lisans denklik belgesinin iptal edilmemesine, “Bu belge öğretmen atamalarında geçerli değildir” şeklinde şerh konulmasına karar verilmiştir.
Davacının öğretmen atama onayının iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin 30/07/1997 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı işleminin ve Yükseköğretim Kurulunun 16/07/1997 tarih ve 1071 sayılı kararının (b) bölümünün iptali ile 1.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılan davada, Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 03/02/1999 tarih ve E:1998/235, K:1999/114 sayılı kararıyla; denklik belgesinin iptaline ilişkin işlemin idarece geri alınarak öğretmenlik atamalarında geçerli olamayacağı yönünde şerh konulduğu görüldüğünden, davanın bu kısmının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının sınıf öğretmenliğine atama onayının iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin işlem ile manevi tazminat istemi yönünden ise, davacı hakkında yeniden düzenlenen denklik belgesinde bu belgenin öğretmen atamalarında geçerli olamayacağının açıkça belirtilmesi nedeniyle, 1739 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 2 fıkrası uyarınca hukuken öğretmen olarak atanamayacağı anlaşılan davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve olayda manevi tazminatı gerektiren bir durumun da bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/01/2000 tarih ve E:1999/1251, K:2001/30 sayılı kararıyla onanmış ve karar düzeltme isteminin reddedilmesi üzerine kesinleşmiştir.
Bu kararın kesinleşmesi üzerine, uyuşmazlık davacı tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınmış ve anılan Mahkemenin 07/06/2016 tarihli kararıyla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin ihlal edildiğine ve davacıya 7.500 Avro manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine, davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi suretiyle dava konusu işlemlerin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi, 100.000,00-TL manevi zararın işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrası; “Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler.” hükmünü içermekte iken, anılan maddeye, 30/04/2013 tarih ve 28633 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6459 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” hükmü eklenmiştir.
Yine 6459 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle 2577 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 7. maddenin 1. fıkrasında da; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un “Yargılamanın yenilenmesi usulü” başlıklı 55. maddesinde ise “İsteğin ilişkin olduğu konu, diğer bir daire veya mahkemenin görevine girmiş ise karar bu daire veya mahkemece verilir.
Karşı tarafın savunması alındıktan sonra istekler incelenir ve kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilir.
Yargılamanın yenilenmesi (…) istemleri,kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilir.
Yargılamanın yenilenmesi (…) istemlerinde duruşma yapılması, görevli daire veya mahkemenin kararına bağlıdır.
Bu madde ile 53 üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yargılamanın yenilenmesinde (…) bu Kanunun diğer hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Müşterek Kurul kararının dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin kısmı yönünden;
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulu kararının, dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Müşterek Kurul kararının maddi ve manevi tazminata ilişkin kısmı yönünden;
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 2577 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 4. fıkrasında yapılan değişiklik ile Geçici 7. maddesinin, 6459 sayılı Kanun’un 30/04/2013 tarih ve 28633 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yürürlüğe girdiği, bu düzenleme ile yürürlük tarihinde derdest olan tam yargı davalarında (kanun yolu aşaması dahil) bir defaya mahsus olmak üzere dava dilekçesinde belirtilen miktarın artırılması imkanı tanındığı, Kanun hükmünün yürürlük tarihi olan 30/04/2013 tarihinden sonra ise nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle, bir defaya mahsus miktar artırımında (ıslah) bulunulabileceği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla, öncelikle, 28/01/2016 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren yargılamanın yenilenmesi istemli dilekçe ile açıldığı anlaşılan bu davada, aynı dilekçe ile bulunulan miktar artırım (ıslah) talebinin 2577 sayılı Kanun’un Geçici 7. maddesi hükmü kapsamında değerlendirilemeyeceğinin, anılan Kanun hükmünün, 6459 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 30/04/2013 tarihi itibarıyla derdest olan davaları kapsadığının belirtilmesi gerekmektedir.
Ancak, 2577 sayılı Kanun’un miktar artırımına (ıslah) ilişkin anılan düzenlemelerinde, yargılamanın yenilenmesi aşamasında miktar artırımını yasaklayan bir düzenlemeye yer verilmediğinden ve aynı Kanun’un 55. maddesinin 5. fıkrasında, yargılamanın yenilenmesinde bu Kanun’un diğer hükümlerinin uygulanacağı öngörüldüğünden, bu aşamada da nihai karar verilinceye kadar miktar artırım hakkının bir defaya mahsus olarak kullanılabileceğini kabul etmek gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi aşamasında manevi tazminat istemi yönünden toplam 99.000,00-TL miktar artırım talebinde bulunulduğu ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminat talep edildiği görülmektedir.
Bu durumda, yargılamanın yenilenmesi aşamasında da bir defaya mahsus olmak üzere miktar artırım talebinde bulunulabileceği kabul edildiğinden, davacının toplam 100.000,00-TL manevi tazminat istemi hakkında işin esasına girilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Manevi tazminat ise, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracıdır. Başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı, manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu hale getirmektedir. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de, tam yargı davalarında takdir edilecek miktarın aynı zamanda duyulan elem ve üzüntüyü giderecek bir oranda olması gerekmektedir.
Dava konusu olayda; davacının denklik belgesinin iptaline ilişkin işlem ile bu işleme dayanılarak tesis edilen öğretmen atama onayının iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin işlem nedeniyle sıkıntı ve üzüntü duyması doğal olup, bu nedenle de, İdare Hukuku’nun manevi tazminata ilişkin esasları gözetilerek bir miktar manevi tazminat ödenmesi gerektiği açıktır.
Ancak, yukarıda anılan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 07/06/2016 tarihli kararıyla davacıya uyuşmazlık konusu olay nedeniyle 7.500 Avro manevi tazminat ödenmesine karar verildiğinden, bu davada aynı olay nedeniyle ayrıca manevi tazminat ödenmesine olanak bulunmamaktadır.
Davacının maddi tazminat istemine gelince;
Olayda, davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi aşamasında fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminat talep edildiği görülmekte olup, 2577 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 4. fıkrasında, dava dilekçesinde belirtilen miktarın bir defaya mahsus olmak üzere artırılabileceği düzenlendiğinden ve davacının ilk davada bu yönde bir talebi bulunmadığından, maddi tazminat isteminin esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
3. Temyize konu Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 10/04/2018 tarih ve E:2016/1937, K:2018/1474 sayılı kararının; yukarıda belirtilen gerekçeyle dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA oybirliği ile,
4. Anılan Müşterek Kurul kararının, … -TL maddi ve … -TL manevi zararın ödenmesine karar verilmesi isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA oyçokluğu ile,
5. Anılan Müşterek Kurul kararının, … -TL manevi tazminatın dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA oybirliği ile,
6. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onikinci Dairesine gönderilmesine,
7. Kesin olarak, 04/11/2020 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onikinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın … -TL maddi ve … -TL manevi zararın ödenmesine karar verilmesi isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın bu kısmının onanması gerektiği oyuyla, kararın bu kısmına katılmıyorum.