Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/764 E. 2020/1239 K. 30.06.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/764 E.  ,  2020/1239 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/764
Karar No : 2020/1239

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
2- Sağlık Bakanlığı
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 26/09/2018 tarih ve E:2015/10043, K:2018/6468 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının protezinin yenilenmesi için … Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezince verilen raporun onaylanmamasına ilişkin hakem hastane olan … Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 22/10/2015 tarihli ve 360 sayılı rapor ile dayanağı 24/03/2013 tarihli ve 28597 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin Ek-3/C listesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 26/09/2018 tarih ve E:2015/10043, K:2018/6468 sayılı kararıyla;
Davanın, 24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin Ek-3/C listesinin iptaline ilişkin kısmı yönünden;
24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin Ayakta tedavilerde kullanılan tıbbi malzemeler başlıklı 3.1.2 maddesinin birinci fıkrasında SUT eki “Ayakta Tedavilerde Kullanılan Tıbbi Malzemeler” (EK-3/C) Listesinde yer alan Kurumca bedeli karşılanacak tıbbi malzemelerin;
a) Tıbbi Uygunluk Aranacak Tıbbi Malzemeler (EK-3/C-1),
b) Eksternal Alt ve Üst Ekstremite/Gövde Protez ve Ortezleri (EK-3/C-2),
c) Diğer Protez ve Ortezler (EK-3/C-3),
ç) Tıbbi Sarf Malzemeleri (EK-3/C-4),
d) Özel Hallerde Karşılanan Tıbbi Malzemeler (EK-3/C-5), listelerinde SUT kodları, alan tanımları ve fiyatları ile tanımlanarak düzenlendiği, aynı maddenin ikinci fıkrasında; SUT eki EK-3/C listelerinde yer almayan tıbbi malzemelerin bedellerinin, SUT’ta belirtilen istisnalar hariç Kurumca karşılanmayacağı, üçüncü fıkrasında da; SUT eki EK-3/C listelerinde yer alan tıbbi malzemelerin genel alan tanımları ile belirlendiği, bu alan tanımlarının, benzer nitelikleri veya aynı işlevsel özellikleri taşıyan tüm tıbbi malzemeleri kapsadığının belirtildiği,
Sağlık Uygulama Tebliği eki EK-3/C listesinde, ayakta tedavilerde kullanılan tıbbi malzemelere yer verildiği, EK-3/C-2 listesinin bedeli Kurumca karşılanan eksternal alt ve üst ekstremite/gövde protez ve ortezlerini, EK-3/C-5 listesinin ise 3713 sayılı Kanun’a göre aylık bağlanmış maluller, 5434 sayılı Kanun’un 56. maddesi veya 2330 sayılı Kanun’un 2. maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (f) bentlerinde sayılanlardan 3713 sayılı Kanun kapsamına giren olaylar sebebiyle aylık bağlananlar ile 3713 sayılı Kanun kapsamına girmese dahi başkasının yardımı ve desteği olmaksızın yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede malul olan vazife ve harp malulleri için bedeli Kurumca karşılanacak tıbbi malzemeleri kapsadığı,
Davalı idarenin kendisine tanınan takdir yetkisini kullanarak finansmanı karşılanacak protezlerin özellikleri ile sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi hususlarını, hastanın sağlıklı yaşama hakkına ulaşma hakkı ve tıbben kabul edilen bilimsel veriler ile yersiz veya gereksiz kullanımın önüne geçilerek Kurum zararının oluşmasının önlenmesi hususları da göz önünde bulundurarak belirlediği, ayakta tedavilerde kullanılan tıbbi malzemelerden finansmanı karşılanacak olanların bedellerinin hangi usul ve esaslar çerçevesinde ödeneceği ve fiyatlarının listeler halinde belirlendiği, 5510 sayılı Kanun’un 73. maddesinin onuncu fıkrası uyarınca da özel hallerde karşılanan tıbbi malzemelerin ise ayrıca bir liste ile düzenlendiği,
Bu kapsamda, 5510 sayılı Kanun uyarınca, dava konusu düzenleyici işleme ilişkin olarak, ayakta tedavilerde kullanılan tıbbi malzemelerden bedeli ödenecek olanların belirlenmesinin idarenin takdir yetkisi dahilinde olduğu, davalı idarelerin sağlık hizmetine erişimi kısıtlamadığı sürece sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemine ve sağlık giderlerinin ödenmesine ilişkin düzenleme yapabilecekleri, sağlık hizmetine erişimi güçleştiren bir yönü bulunmayan dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı,
Davanın, … Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezince verilen raporun onaylanmamasına ilişkin … Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 22/10/2015 tarih ve 360 sayılı raporunun iptaline ilişkin kısmı yönünden;
Sağlık Uygulama Tebliği’nin EK-3/C listesi ve davalı idarelerin savunmalarından, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 08/09/2015 tarihli raporunda davacının kullanması uygun görülen protezin, Özel Hallerde Karşılanan Tıbbi Malzemeler (EK-3/C-5) listesinde yer aldığı, bedeli Kurumca karşılanan eksternal alt ve üst ekstremite/gövde protez ve ortezleri kapsayan Eksternal Alt ve Üst Ekstremite/Gövde Protez ve Ortezleri (EK-3/C-2) listesinde ise “OP-1261” kodlu ‘dirsek altı ampütasyonları için myoelektrik kontrollü protez 4 kanal sistem’ protezin yer aldığı, her iki protezin birbirinden farklı olduğu, nitekim EK-3/C-2 listesindeki protezde ellerde sıkma hızı ve gücünün istenildiği ölçüde kontrol edilemeyebileceğinin görüldüğü,
Anılan Tebliğ’e göre, aralarında “OP-1261” kodlu “dirsek altı ampütasyonları için myoelektrik kontrollü protez 4 kanal sistem” protezin de yer aldığı Tebliğ’in EK-3/C-2 listesinde yer alan myoelektrik kontrollü üst ekstremite protezlerin; sağlık kurulu raporu ile reçete edilmesi gerektiği, alınan ilk sağlık kurulu raporunda, hastanın myoelektrik kontrollü kol protezi kullanımına ilişkin eğitim aldığı ve kullanabileceğinin yanında ayrıntılı değerlendirmeleri içeren ilgili uzman hekimlerin görüşünün yer almasının zorunlu olduğu, daha sonra söz konusu raporların Sağlık Bakanlığına bağlı … veya … Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, … Üniversitesi, …Üniversitesi, … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi veya … Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim Araştırma Hastanesince onaylanması gerektiği, myoelektrik kontrollü kol protezlerine yönelik sağlık kurulu raporunun Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Ortopedi ve Travmatoloji ve Psikiyatri uzman hekimlerinin birlikte bulunduğu 3. basamak sağlık kurumları sağlık kurullarınca düzenleneceği, EK-3/C-5 listelerinde yer alan tıbbi malzemelerin temin etmeleri halinde ise hakem hastane onay şartının aranmayacağı,
Bu itibarla davalı Sağlık Bakanlığı … Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından Sağlık Uygulama Tebliği’nin bedeli Kurumca karşılanan eksternal alt ve üst ekstremite/gövde protez ve ortezleri kapsayan Eksternal Alt ve Üst Ekstremite/Gövde Protez ve Ortezleri (EK-3/C-2) listesinde yer almayan dava konusu protezin, listede bulunmadığı ve bu sebeple onayını gerektiren protezler içerisinde olmadığından, onaylanma talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı,
Öte yandan, sağlık hizmetlerinin fiyatlandırılması ve bu hizmetin ödeme usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olan davalı Kurum tarafından, 3713 sayılı Kanun kapsamında malul ve gazi olanlar için ayrı ve özel düzenleme yapılarak hizmetten yararlanan diğer kişiler ile farklı geri ödeme koşullarına tabi tutulmalarının Anayasa ve 5510 sayılı Kanun’a uygun bulunduğu, hukuka uygunluğu yukarıda tespit edilen Tebliğ hükümleri gereğince tesis olunan dava konusu işlemde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, … Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinin rapor onaylamama nedeninin yalnızca adına reçete dilen protez modeline SUT eki EK-3/C-2 listesinde yer verilmemesi olmadığı, anılan hastanenin listede bulunmayan protezleri onaylama yetkisinin bulunduğu ve daha önce de benzer raporları onayladığı, ancak hastane yetkililerinin listede yer almayan protezleri onaylamaları halinde haklarında soruşturma açılmasından endişe duydukları için raporu onaylamadıkları, Daire tarafından bu konu yeterince araştırılmadan davanın reddine karar verildiği, Sağlık Uygulama Tebliği’nin dava konusu EK-3/C listesinin, Türkiye Cumhuriyeti adına 30/03/2007 tarihinde New York’ta imzalanan ve 18/12/2008 tarih ve 27084 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5825 sayılı Kanun ile uygun bulunan Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’ye aykırı ve eksik biçimde düzenlendiği, Anayasa’nın 90. maddesi gereği iç hukuk normu niteliği kazanan söz konusu uluslararası sözleşme kurallarının göz ardı edildiği yolunda duruşmada ileri iddialarının Daire tarafından kararda karşılanmadığı, bu hususun bozma sebebi olduğu, 1983 yılında dokuz yaşında iken geçirdiği damar tıkanıklığı rahatsızlığı nedeniyle her iki elinin dirsek altından kesilmesi nedeniyle halen kullandığı ve 2002 yılında da (mülga) Emekli Sandığı tarafından bedeli karşılanan … myoelektrik (elektronik) el protezlerinin kullanım ömürlerinin dolması üzerine söz konusu protezleri yenilemek istediği, bu amaçla … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından aynı protezi kullanması gerektiği yolunda rapor düzenlendiği, adına düzenlenen raporda belirtilen protezleri yıllardır kullandığı ve alıştığı, daha önce de Emekli Sandığı tarafından bedeli karşılanan söz konusu protezlerin bedellerinin ödenmesini engelleyen dava konusu işlemlerin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, 1983 yılında dokuz yaşında iken geçirdiği damar tıkanıklığı rahatsızlığı sebebiyle her iki elinin dirsek altından kesilmesi üzerine halen kullandığı ve 2002 yılında (mülga) Emekli Sandığınca bedelinin karşılandığını belirttiği, hızı ve sıkma gücü kontrol edilebilen … myoelektrik (elektronik) el protezinin kullanım ömrünü doldurduğundan bahisle söz konusu protezlerin yenilenmesi amacıyla … Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezine başvurmuştur.
… Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezince davacı adına düzenlenen 08/09/2015 tarih ve 1331582 sayılı heyet raporunda; “mevcut protezi hasta kusuru olmadan eskidiğinden ve tamiri mümkün olmadığından, hastanın her iki dirsek altı için dirsek altı amputasyonları için myoelektrik kontrollü (hızı ve sıkma gücü kontrollü) protez 4 kanal sistemli protez kullanması uygundur. Hasta gerekli eğitimi daha önce almıştır. Sol protezin tamamen bozulmuş olması ve sağ protezin de kavrama aktivitesinde yetersizlik mevcuttur.” açıklamasına yer verilmiştir.
Davacı tarafından, adına düzenlenen heyet raporunun onaylanması amacıyla müracaat edilen … Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 22/10/2015 tarih ve 360 sayılı Protez/Cihaz Raporunda, “yürürlükte olan SUT Ek-3/C-2 listesinde hastaya yazılan, her iki dirsek altı amputasyonları için myoelektirk kontrollü, 4 kanal sistemli (hızı ve sıkma gücü kontrollü) protez SUT kodu (OP… Kodu) onayımızı gerektiren protezler içinde bulunmamaktadır. Bu nedenle yazılan protez için sağlık kurulu üst onayının yapılmamasına …” karar verilmiştir.
Bunun üzerine, … Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 22/10/2015 tarih ve 360 sayılı raporu ile dayanağı 24/03/2013 tarih ve 28597 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin Ek-3/C listesinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa’nın 56. maddesinde; “…Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir. “, 60. maddesinde; “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.”, 61. maddesinde; “…Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır… ” hükümlerine yer verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti adına 30/03/2007 tarihinde New York’ta imzalanan ve 18/12/2008 tarih ve 27084 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5825 sayılı Kanun ile uygun bulunan Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin 4. maddesinin 1. fıkrasında; “Taraf Devletler engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılığa izin vermeksizin tüm engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin eksiksiz olarak yaşama geçirilmesini sağlamak ve engellilerin hak ve özgürlüklerini güçlendirmekle yükümlüdür. Bu amaç doğrultusunda Taraf Devletler; …(g) Maliyeti karşılanabilir teknolojilere öncelik vererek bilgi ve iletişim teknolojileri, hareket kolaylaştırıcı araçlar, yardımcı teknolojiler gibi engellilere yönelik yeni teknolojilerin araştırılması, geliştirilmesi, temini ve kullanılabilirliğini sağlamayı veya desteklemeyi; (h) Engellilere yeni teknolojiler dahil hareket kolaylaştırıcı araçlara, yardımcı teknolojilere ve bunların beraberindeki diğer yardımcı ve destekleyici hizmetler ile tesislere ilişkin erişim bilgilerinin sağlanmasını, taahhüt eder…”, 20. maddesinde; “Taraf Devletler engellilerin olanaklar çerçevesinde azami ölçüde bağımsız hareket edebilmesini sağlamak için etkin bir şekilde gerekli tüm tedbirleri alır. Bu tedbirler şunlardır: (a) Engellilerin istedikleri şekil ve zamanda ve karşılanabilir bir maliyetle hareket edebilmelerinin kolaylaştırılması; (b) Engellilerin hareketi kolaylaştırıcı kaliteli araç ve gerece, yardımcı teknolojilere, yardım sunan insanlara ve araçlara karşılanabilir bir maliyetle erişiminin kolaylaştırılması; (c) Engellilere ve engelli kişilerle çalışan uzman personele engellilerin hareket becerilerinin geliştirilmesi konusunda eğitim verilmesi; (d) Harekete yardımcı araç ve gereçlerle yardımcı teknolojileri üretenlerin engellilerin her türlü ihtiyacını dikkate almaları hususunda teşvik edilmesi.” kuralları düzenlenmiştir.
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 1. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu Kanun ile Kuruma görev ve yetki veren diğer kanunların hükümlerini uygulamak üzere; kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî açıdan özerk, bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda özel hukuk hükümlerine tâbi Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuştur. Kurum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşudur. Kurumun merkezi Ankara’dadır.”, 41. maddesinin 3. fıkrasında; “Kurum, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetlerin uygulanmasına ilişkin hususları duyurmak amacıyla tebliğ çıkarmaya yetkilidir. Kurum dışındaki gerçek ve tüzel kişileri ilgilendiren tebliğler, Resmî Gazete’de yayımlanır.”, Geçici 1. maddesinde; “4947 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilâtı Kanunu ile kurulan Sosyal Güvenlik Kurumu, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile kurulan Sosyal Sigortalar Kurumu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile kurulan Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığının; merkez ve taşra teşkilâtlarının kadroları ile kadrolarında görev yapan memur ve işçileri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) bendi gereği çalıştırılan personeli mevcut statüleri ile her türlü taşınır ve taşınmazları, tapuda bu Kurumlar adına kayıtlı olan taşınmazları ve hizmet binaları, araç, gereç, malzeme, demirbaş ve taşıtları, alacakları, hakları, borçları, iştirakleri, dosyaları, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtları ve diğer dokümanlar ile birlikte hiçbir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla görevleri ile birlikte Kuruma devredilmiştir. Devir işlemleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.”,
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 63. maddesinin 2. fıkrasında; “Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Ancak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşünün alınması (f) bendinde belirtilen ortez, protez ve diğer iyileştirici nitelikteki araç ve gereçlerin miktarını, standartlarını, sağlanmasını, uygulanmasını, kullanma sürelerini ve garanti süresi sonrası bakım, onarım ve yenilenmesi hususlarını kapsar. Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir. Komisyonların çalışma usul ve esasları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir.”, 72. maddesinde; “65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir. Komisyon, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilir. Komisyon, 63 üncü madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkilidir.
Komisyon; Bakanlık, Maliye, Sağlık ve Kalkınma bakanlıkları, Hazine Müsteşarlığı, üniversite sağlık hizmeti sunucuları ile özel sağlık hizmeti sunucularını temsilen Bakanlıkça belirlenecek birer üye ve Kurumu temsilen iki üye olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşur. Komisyon kararlarını salt çoğunluk ile alır. Komisyon kararları Resmî Gazete’de yayımlanır. Komisyonca gerekli görülen hâllerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabilir. Komisyonun sekretarya işlemleri Kurumca yerine getirilir…”, Geçici 12. maddesinin 3. fıkrasında; “Kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 67 nci madde gereği hesaplanan 30 günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır. Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra faturalandırılan tedavi giderleri Kurum tarafından karşılanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesinin 1. fıkrasında; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. ” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere; ülkemizde bulunan sosyal güvenlik kurumları, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun Geçici 1. maddesi ile tek çatı altında toplanmış ve anılan Kanun’un yürürlük tarihi olan 20/05/2006 tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu adı altında faaliyet göstermeye başlamıştır.
Yapısal anlamda gerçekleştirilen bu değişime paralel olarak, yürürlükteki sosyal güvenlik mevzuatları da yürürlükten kaldırılmış ve bunların yerine 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 01/10/2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe konulmuştur.
5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren de, sağlık yardımları Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanan ve kapsam maddesinde tanımlanan kişilerin, Kurumca finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri, yol, gündelik ve refakatçi giderlerinden yararlanma esas ve usulleri ile bu hizmetlere ilişkin Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen ödenecek bedellerin bildirilmesi amacıyla Sağlık Uygulama Tebliğleri çıkartılmaya başlanmış ve bu suretle Kurumun yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetlerin uygulanmasına ilişkin hususlar duyurulmaya başlanmıştır.
İlki 29/09/2008 tarih ve 27012 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğleri, zaman içerisinde kısmen ve/veya tamamen güncellenerek günümüze kadar yürürlükte tutulmaya devam edilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un “Genel Sağlık Sigortası Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 12. maddesinde; “Kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 67 nci madde gereği hesaplanan 30 günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır. Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra faturalandırılan tedavi giderleri Kurum tarafından karşılanır.” hükmüne yer verilmiş ve bu suretle kişilerin, anılan Kanun’un yürürlüğe girdiği 01/10/2008 tarihinden önce hak ettikleri sağlık hizmetlerine ilişkin bedellerin, tedavileri tamamlanıncaya kadar Kurumca karşılanmasına devam edileceği düzenlenmiştir.
Öncelikle, 5510 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan mevzuat uyarınca, hak edilen sağlık hizmetlerine ilişkin bedellerin ödenmesine devam edilerek kazanılmış hakların korunması amacıyla getirildiği anlaşılan söz konusu hükmün, davacı hakkında uygulanıp uygulanamayacağının tespit edilmesi gerekmektedir.
Nitekim davacı tarafından, gerek dava gerekse temyiz dilekçesinde; 1983 yılında dokuz yaşında geçirdiği damar tıkanıklığı hastalığı nedeniyle her iki elinin dirsek altından kesilmesi üzerine o tarihten itibaren her iki el ve her iki ayak protezi kullanıcısı olduğu, protezleri yenisi ile değiştirmek istediği fakat idarece uygun bulunmayan bir önceki … myoelektirik (hızı ve sıkma gücü kontrol edilebilen) el protezlerinin, 2002 yılında (mülga) Emekli Sandığı tarafından karşılandığı, bu protezlerinin zaman içinde eskiyerek görevini yerine getirmemesi nedeniyle değiştirilmek istendiği ancak bu defa 2008 yılında yürürlüğe konulan Sağlık Uygulama Tebliğleri ile belirlenen yeni sistemde, bu talebinin reddedildiği ifade edilmektedir.
Her ne kadar davacı tarafından, dosyaya 2002 yılında bedeli karşılanan protezlerine ilişkin herhangi bir ödeme belgesi veya sağlık kurulu raporu sunulmamış ise de; uyuşmazlığın çözümündeki önemine binaen Daire tarafından bu hususun öncelikle araştırılarak açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Öyle ki, davacının 5510 sayılı Kanun’un Geçici 12. maddesi kapsamında kazanılmış bir hakkının bulunup bulunmadığının anlaşılması bakımından, buna ilişkin belgelerin (sağlık raporu, ödeme evrakı vb.) resen inceleme yükümlülüğü kapsamında temin edilerek tartışılması ve bu hususlara kararda yer verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan; kabul edildiği takdirde davanın esasını etkileyerek karar sonucunu değiştirme olasılığı bulunan iddiaların kararda karşılanması, gerekçeli karar hakkının en tabii gereğidir.
Ülkemiz adına 30/03/2007 tarihinde New York’ta imzalanan Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, 18/12/2008 tarih ve 27084 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5825 sayılı Kanun ile uygun bulunmuş ve Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca bağlayıcı bir iç hukuk normu niteliği kazanmıştır. Anılan uluslararası sözleşme, davanın açıldığı 2015 yılı itibarıyla da yürürlükte bulunmaktadır.
Temyiz dilekçesinde davacı; duruşma sırasında, dava konusu işlemlerin Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme hükümlerine uygun olmadığını iddia ettiğini, ancak bu hususun Daire kararında karşılanmadığını ileri sürmektedir.
Her ne kadar, davacı tarafından bu hususa ilişkin herhangi bir yazılı beyan ya da belge dosyaya sunulmamış ise de; bu durum, yargı mercilerinin uyuşmazlığın konusu ile doğrudan ilgili ve iç hukuk normu niteliği kazanmış bu uluslararası sözleşme hükümlerini dikkate alarak, hukuka uygunluk denetimini eksiksiz biçimde yapma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacaktır.
Temyizen incelenen Daire kararına bakıldığında, uyuşmazlığın anılan uluslararası sözleşme hükümleri kapsamında tartışılmadan karara bağlandığı görülmektedir.
Bu itibarla, yukarıda tespit edilen hususlar araştırılmadan ve kabul edildiği takdirde davanın esasını değiştirebilecek nitelikteki davacı iddiaları tartışılmadan, eksik inceleme ve araştırma üzerine verildiği anlaşılan davanın reddi yolundaki Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onbeşinci Dairesinin 26/09/2018 tarih ve E:2015/10043, K:2018/6468 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın kapatılan Danıştay Onbeşinci Dairesi yerine 07/03/2019 tarih ve 2019/25 sayılı Başkanlık Kurulu kararıyla yeniden belirlenen iş bölümü kararı uyarınca Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 30/06/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.