Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/723 E. 2020/2693 K. 25.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/723 E.  ,  2020/2693 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/723
Karar No : 2020/2693

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sağlık Hizmetleri A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …
Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 26/09/2018 tarih ve E:2016/10499, K:2018/6470 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 30/09/2014 tarih ve 29135 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelik’in Ek-17 “Müeyyide Formu”nun 4. ve 5. maddelerinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 26/09/2018 tarih ve E:2016/10499, K:2018/6470 sayılı kararıyla;
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 3. maddesinin (c), (e) ve (g) bentleri ile 9. maddesinin (c) bendi ve Ek 11. maddesi ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin, dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan, 40. maddesine dayanılarak dava konusu Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelik’in yayımlandığı;
Anılan Yönetmelik’te, üremeye yardımcı tedavi uygulamalarında herhangi bir şekilde donör kullanılması yasaklanarak, bu yasağa uymayanlar hakkında hem idari, hem de adli yaptırımlar uygulanması öngörüldüğü gibi, yurt içinde veya yurt dışında bu uygulamayı yapan yerlere hasta sevk etme, yönlendirme, teşvik etme ve bu konularda aracılık etme gibi davranışların da çeşitli idari yaptırımlara tabi tutulduğu;
Dava konusu Yönetmeliğin, düzenli, etkin, verimli, kaliteli ve yaygın sağlık hizmeti sunulmasını sağlamak üzere, çocuk sahibi olamayan evli çiftlerden, tıbben uygun görülenlerin üremeye yardımcı tedavi metotları vasıtasıyla çocuk sahibi olmaları için yapılacak uygulamanın esaslarını, bu uygulamayı yapacak merkezlerin açılması, çalışması ve denetlenmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarıldığı, iptali istenilen hükümlerin soybağı ile miras hukuku hükümleri de göz önünde bulundurularak, anne veya anne adayları ile çocuğun beden ve ruh sağlığının korunması, çağdaş bilimin gereklerine uygun, hızlı, kolay erişilebilir, verimli, kaliteli, hakkaniyete uygun, yaygın, sürdürülebilir yüksek standartlara sahip sağlık hizmeti sunulabilmesi amacıyla kamu yararı ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurulmak suretiyle oluşturulduğu ve yürürlüğe konulduğu, dava konusu Yönetmelik’in Ek-17 “Müeyyide Formu”nun 4. ve 5. maddelerinde hukuka aykırılık bulunmadığı;
Öte yandan, dava konusu düzenlemelerle idari yaptırım öngörülen ve dava konusu uyuşmazlığın özünü oluşturan donör uygulaması yapılması için yurt içinde veya yurt dışında bu uygulamayı yapan yerlere hasta sevk etme, yönlendirme, teşvik etme ve bu konularda aracılık etme gibi davranışların idarece yaptırıma tabi tutulabilmesi için bu davranışların varlığının somut bilgi ve belgelerle ile tespit edilerek hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yaptırımların kanuni dayanağının bulunmadığı, dava konusu Yönetmeliğin yayımından sonra 7151 sayılı Kanun ile yaptırımlar düzenlenmiş ise de bu Kanun hükmünün önceki tarihli Yönetmeliğe dayanak olamayacağı, çalışma hakkını engelleyen konuların yönetmelik ile düzenlenemeyeceği, dava konusu maddelerde donasyona sevk ve yönlendirmenin çerçevesinin çizilmediği, belirsiz düzenlemeler olduğu, idarenin yaptırım uygularken keyfi davranmasına yol açacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu 26/09/2018 tarih ve E:2016/10499, K:2018/6470 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 25/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.