Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/719 E. 2020/2449 K. 19.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/719 E.  ,  2020/2449 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/719
Karar No : 2020/2449

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Eczacı Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 27/11/2018 tarih ve E:2016/4895, K:2018/7860 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 26 Mart 2016 tarih ve 29665 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 13, 14, ve 15. fıkralarının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 27/11/2018 tarih ve E:2016/4895, K:2018/7860 sayılı kararıyla;
Dava konusu Yönetmeliğin “Genel ilkeler” başlıklı 5 inci maddesinin 13. fıkrasında, “SHS’nin (Sağlık hizmet sunucusu) işletme hakkının devri, kiralama da dahil olmak üzere işletmenin devri gibi sonuç doğurur. Bu kapsamda devreden ile devralanın her türlü Kurum alacakları yönünden müşterek ve müteselsil sorumluluğu devam eder. Hem devredenin hem de devralanın Kurum alacakları tahsil edilmeden devralan SHS ile sözleşme/protokol yapılmaz.”, 14. fıkrasında, “Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş SHS ile feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz.”, 15. fıkrasında, “Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş SHS’nin devri halinde feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” düzenlemesinin yer aldığı,
Anayasa Mahkemesinin 14/05/2015 tarih ve E:2014/177, K:2015/49 sayılı kararıyla 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin 4. fıkrasının Anayasaya aykırı olmadığına karar verildiği,
5510 sayılı Kanunun 73. maddesinde sağlık hizmet sunumunun SHS’ler ile yapılacak sözleşmelerle yürütüleceği belirtildikten sonra, Kanun’un 103. maddesinde, belirlenen yasak fiil ve davranışlarda bulunanların sözleşme/protokollerinin feshedilebileceği ve belirlenen süre içinde tekrar sözleşme yapılmayacağının düzenlendiği,
Dava konusu Yönetmelik kuralları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, amacın, kamu alacağının tahsil imkânını artırmak olduğu,
Hukuk devletinde idarenin üst hukuk normlarına ve hukukun genel ilkelerine uymak kaydıyla, kamu alacaklarının tahsilini sağlamaya ve bu alacakları güvenceye bağlamaya yönelik düzenlemeler yapma yetkisi bulunduğu,
Bu bağlamda, hukuka aykırı eylemleriyle Kurumu zarara uğrattıkları tespit edilen sağlık hizmeti sunucularıyla söz konusu eylemden doğan kamu alacağının tahsilini sağlamak amacıyla, bu alacak tahsil edilene kadar yeniden sözleşme yapılmayacağının ve muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedellerinin de ödenmeyeceğinin öngörülmesinin hukuka ve üst normlara uygun olduğu,
Dava konusu kurallarda, hangi şartlarda sözleşmenin feshedileceği açık, net ve belirgin bir biçimde düzenlendiğinden hukuk güvenliğini zedeleyen ve hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil eden bir yön de bulunmadığı,
Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde devralan sağlık hizmeti sunucusu ile tekrar sözleşme yapılabilmesi için de feshe neden olan Kurum alacaklarının tahsil edilmiş olması şartının getirilmiş olmasının da aynı amaca yönelik olduğu,
Bu hükümler uyarınca, sağlık hizmeti sunan işletmeyi devralan kişi, bu işletmenin tüm borçlarından sorumlu olup önceki sağlık hizmeti sunucusunun devredilen işletmeden kaynaklanan tüm borçların işletmeyi devralan yeni sağlık hizmeti sunucusuna geçmekte olduğu,
Dolayısıyla devredilen işletmenin Kuruma olan borçlarının da devralan sağlık hizmeti sunucusunun borcu hâline geldiği, bu itibarla kamu alacaklarının tahsil edilmediği sürece onunla sözleşme imzalanmamasını, muayene ve işlemlerine ilişkin fatura bedellerinin de kendisine ödenmemesini öngören kurallarda hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 6197 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında, eczanelerin devrinin bir ticari işletme devri işlemi mahiyetinde olmadığı, bu devrin bir sağlık kuruluşunun devri niteliğinde olduğu, eczane açma ve devretmenin 6197 sayılı Kanun ile sınırlandığı, düzenlemenin dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 103. maddesinin 4. fıkrasının Anayasaya aykırı olduğu, idareye sınırsız yetkiler tanındığı, bu nedenle kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu 27/11/2018 tarih ve E:2016/4895, K:2018/7860 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 19/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.