Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/675 E. 2020/3250 K. 17.12.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/675 E.  ,  2020/3250 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/675
Karar No : 2020/3250

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Birliği

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 31/10/2018 tarih ve E:2014/11202, K:2018/6221 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 27/11/2014 tarih ve 29188 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nin 22. maddesinin 7. fıkrasının son cümlesinin iptali ile söz konusu düzenlemenin dayanağı olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 70. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Tüketici hakem heyetlerince vekalet ücreti ödenmesine karar verilmez” ibaresinin Anayasa’nın 18., 36 ve 172. maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 31/10/2018 tarih ve E:2014/11202, K:2018/6221 sayılı kararıyla;
Davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiş,
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 70. maddesinin 1. fıkrasında, il ve ilçe tüketici hakem heyetinin verdiği kararların tarafları bağladığı, tüketici hakem heyetlerince vekâlet ücreti ödenmesine karar verilemeyeceği hükmünün yer aldığı;
27/11/2014 tarih ve 29188 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nin 22. maddesinin 7. fıkrasında, “Tüketici hakem heyetlerinde taraflar, avukatla temsil edilebilir. Tarafların avukatla temsil edilmesi durumunda, tüketici hakem heyetleri tarafından lehine karar verilen tarafın avukatına vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmez.” hükmüne yer verildiği;
Kanuni idare ilkesi ve normlar hiyerarşisi uyarınca, idarenin eylem ve işlemlerinin bir kanuna dayanması, bu eylem ve işlemlerinin kanuna aykırı olmaması, idarenin kanun ile kendisine verilen yetkiyi kanuna uygun olarak kullanması gerektiği;
Bu durumda, 6502 sayılı Kanun’un 70. maddesinin 1. fıkrasında, tüketici hakem heyetlerince avukatlık ücreti ödenmesine karar verilemeyeceğinin açıkça düzenlenmiş olması nedeniyle, söz konusu yasal düzenlemeye paralel olarak, tarafların avukatla temsil edilmesi durumunda, tüketici hakem heyetleri tarafından lehine karar verilen tarafın avukatına vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmeyeceği yolundaki dava konusu Yönetmelik maddesinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu düzenlemenin dayanağı olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 70. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Tüketici hakem heyetlerince vekalet ücreti ödenmesine karar verilmez” ibaresinin Anayasa’nın 18., 36 ve 172. maddelerine aykırı olduğu, anılan ibarenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu düzenlemenin dayanağı olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 70. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Tüketici hakem heyetlerince vekalet ücreti ödenmesine karar verilmez” ibaresinin Anayasa’nın 18., 36 ve 172. maddelerine aykırı olduğu, anılan ibarenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye …’in “dava konusu düzenlemenin dayanağı olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 70. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Tüketici hakem heyetlerince vekalet ücreti ödenmesine karar verilmez” ibaresinin Anayasa’nın 18., 36 ve 172. maddelerine aykırı olduğu, bu ibarenin iptali amacıyla itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği” yönündeki oyuna karşılık, Anayasa Mahkemesine başvurulmasına gerek olmadığına oyçokluğu ile karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 31/10/2018 tarih ve E:2014/11202, K:2018/6221 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 17/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.