Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/63 E. 2020/3469 K. 24.12.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/63 E.  ,  2020/3469 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/63
Karar No : 2020/3469

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 12/09/2018 tarih ve E:2016/55, K:2018/4314 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi … Tıp Fakültesinde … olarak görev yapan davacının, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 11/a maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın, Danıştay Sekizinci Dairesinin 10/10/2000 tarih ve E:1999/101, K:2000/6171 sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine, yargılamanın yenilenmesi suretiyle dava konusu işlemin iptali ile işlem tarihinden itibaren kesilen ücret ve her türlü sosyal hakların iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 12/09/2018 tarih ve E:2016/55, K:2018/4314 sayılı kararıyla;
Anayasa’nın 48. maddesinin 1. fıkrası ile 90. maddesinin 5. fıkrası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin 1. fıkrası, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesinin 1. fıkrası, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 19. maddesi, 25/10/1982 tarih ve 17849 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’in işlem tarihinde yürürlükte bulunan 5. maddesinin (a) bendi, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 5/g ve 11/a maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,
Olayda, her ne kadar davanın reddine ilişkin karara karşı iç hukuk yollarının tüketilmesini müteakip davacı tarafından, uyuşmazlık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınmamış ve adı geçen Mahkemece bu davaya ilişkin bir ihlal kararı verilmemiş ise de; davacı ile aynı fiil nedeniyle aynı yaptırıma tabi tutulan M.S.Y.’nin açtığı davanın reddedilmesi üzerine yaptığı başvuru sonucunda verilen; “temyiz aşamasında Danıştay Başsavcılığı tarafından verilen yazılı görüşün ilgililere tebliğ edilmeyerek ve bu görüşe yazılı olarak cevap verme imkanı tanınmayarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6/1. maddesinin ihlal edildiğine” ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İkinci Dairesinin 30/09/2008 tarih ve Başvuru No:37829/05 sayılı kararı ile usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağına ilişkin Anayasa hükmünün birlikte değerlendirilmesinden, konusu aynı tarafları ayrı olan kamu görevinden çıkarmaya ilişkin bulunan bakılan uyuşmazlıkta da, dava aşamasında Danıştay Başsavcılığı tarafından verilen yazılı düşüncenin davacıya tebliğ edilmeyerek ve bu görüşe karşı yazılı olarak cevap verme imkanı tanınmayarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil yargılanma hakkı” başlığını taşıyan 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varılması karşısında, 2577 sayılı Kanun’un 53/1-ı maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne karar verilerek dava dosyasının yeniden incelendiği,
Dosyanın incelenmesinden; … Üniversitesi … Tıp Fakültesinde … olarak görev yapan davacının, göreve başörtülü olarak gelmek suretiyle Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’e aykırı davrandığı ve uyarılara rağmen anılan Yönetmeliğe uymayarak üniversitenin huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozduğundan bahisle disiplin soruşturması başlatıldığı, söz konusu soruşturma sonucunda düzenlenen soruşturma raporunda; benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle daha önce uyarma ve kınama cezası alan davacının mevzuata aykırı tutum ve davranışlarını ısrarla sürdürdüğünün sabit olması sebebiyle Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 11/a maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla da kamu görevinden çıkarma cezası verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı,
Disiplin cezalarının, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı eylemlerine karşı düzenlenen idari yaptırımlar olduğu, kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır sonuçlara uzanan disiplin cezalarının, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa’nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulduğu,
“Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir eylemin tanımının yapılması ve mevzuatın ne tür eylemleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerektiği, sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan eylemi gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulmasının da zorunlu olduğu, söz konusu eylem, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağının açık olduğu,
Uyuşmazlıkta, davacının kamu kurumunda başörtülü olarak çalışmak şeklindeki fiilinin, çalıştığı kurumun huzur, sükun ve çalışma düzenini hangi yönlerden bozucu nitelikte bulunduğu ortaya konulmadığı gibi, ideolojik ve siyasi amaçlarla yapıldığının da ortaya konulamadığı, bu haliyle davacının eyleminin, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 11/a maddesindeki suç tanımına uymadığı ve disiplin hukukunda yer alan tipiklik şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği,
Öte yandan, Anayasa’nın 125. maddesi gereği, idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğundan, hukuka aykırı bulunarak iptal edilen işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük hakların yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerekmekte ise de, davacının kamu görevinden çıkarıldıktan sonra başka bir kurumda çalıştığı ya da kazanç getirici bir faaliyette bulunduğunun tespiti halinde, mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesi için, elde ettiği gelirin mahsup edilerek kendisine ödeme yapılacağının tabii olduğu gerekçeleriyle,
dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kalınan özlük haklarının davacıya iadesine ve mali hakların dava tarihi olan 08/01/1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasında, yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin sayma suretiyle belirlendiği, Daire kararında yer verilen sebep ve davacı tarafından ileri sürülen hususların, 2577 sayılı Kanun’da sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden hiçbirisine uymadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Üniversitesi … Tıp Fakültesinde … olarak görev yapan davacının, göreve başörtülü olarak gelmek suretiyle Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’e aykırı davrandığı ve uyarılara rağmen anılan Yönetmeliğe uymayarak üniversitenin huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozduğundan bahisle disiplin soruşturması başlatılmıştır.
Söz konusu soruşturma sonucunda düzenlenen soruşturma raporunda; benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle daha önce uyarma ve kınama cezası alan davacının mevzuata aykırı tutum ve davranışlarını ısrarla sürdürdüğünün sabit olması sebebiyle Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 11/a maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilmiştir.
Bu teklif doğrultusunda, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 16/12/1998 tarih ve 1998/87 sayılı kararıyla, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 11/a maddesi uyarınca davacının kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Davacının kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 16/12/1998 tarih ve 1998/87 sayılı kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, Danıştay Sekizinci Dairesinin 10/10/2000 tarih ve E:1999/101, K:2000/6171 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/06/2001 tarih ve E:2001/106, K:2001/538 sayılı kararıyla onanmış ve karar düzeltme isteminin reddedilmesi üzerine kesinleşmiştir.
Bu kararın kesinleşmesi üzerine, davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi suretiyle dava konusu işlemin iptali ile işlem tarihinden itibaren kesilen ücret ve her türlü sosyal hakların iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Yargılamanın yenilenmesi” başlıklı 53. maddesinin 1. fıkrasında, “Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,
d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,
f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,
g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,
h) Tarafları,konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.
ı) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta; davacı tarafından dava konusu kararın 28 Şubat 1997 darbe sürecinde alındığı, o dönemde Danıştay Daireleri ve diğer Mahkemelerin baskı altına alındığı, zorlayıcı sebepler nedeniyle davanın reddedildiği, zorlayıcı sebeplerin artık ortadan kalktığı, bu nedenle, 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesi gerektiği, aynı fiilden dolayı Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılan başka bir kişinin açtığı davada Danıştay Onikinci Dairesince, söz konusu fiilin kanundaki suç tanımına uymadığı, tipiklik şartı gerçekleşmeden verilen cezada hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulduğu, söz konusu bozma kararı nedeniyle, 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesi gerektiği, aynı fiil nedeniyle aynı yaptırıma tabi tutulan M.S.Y.’nin açtığı davanın reddedilmesi üzerine, bu kişinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduğu, anılan Mahkemece, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil yargılanma hakkı” başlığını taşıyan 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiğine karar verildiği, kararın gerekçesinin; Danıştay Başsavcılığı tarafından verilen yazılı düşüncenin davacıya tebliğ edilmeyerek, bu görüşe karşı yazılı olarak cevap verme imkanı tanınmaması olduğu, aynı durumun kendi dosyası için de geçerli olduğu, bu nedenle, 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesi gerektiği belirtilerek yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Temyize konu Daire kararında her ne kadar, bakılan uyuşmazlıkta, Danıştay Başsavcılığı tarafından verilen yazılı düşüncenin davacıya tebliğ edilmeyerek ve bu görüşe karşı yazılı olarak cevap verme imkanı tanınmayarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil yargılanma hakkı” başlığını taşıyan 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiğinden bahisle yargılamanın yenilenmesi istemi kabul edilmiş ise de; 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasında, yargılamanın yenilenmesi sebepleri sayma yolu ile tek tek belirlenmiş olup, Daire kararında yer verilen sebep ve davacı tarafından ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı Kanun’da sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, yargılamanın yenilenmesi isteminin kabul edilerek, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Daire kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 12/09/2018 tarih ve E:2016/55, K:2018/4314 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 24/12/2020 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Uyuşmazlıkta, davacının kamu kurumunda başörtülü olarak çalışmak şeklindeki fiilinin, çalıştığı kurumun huzur, sükun ve çalışma düzenini hangi yönlerden bozucu nitelikte bulunduğu ortaya konulmadığı gibi, ideolojik ve siyasi amaçlarla yapıldığı da ortaya konulamamış olup, bu haliyle davacının eyleminin, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 11/a maddesindeki suç tanımına uymadığı ve disiplin hukukunda yer alan tipiklik şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda, temyiz istemine konu Daire kararının esasa yönelik kısmında hukuka aykırılık görülmemektedir. Bununla birlikte, 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasında, yargılamanın yenilenmesi sebepleri sayma yolu ile tek tek belirlenmiş olup, Daire kararında yer verilen sebep ve davacı tarafından ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı Kanun’da sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden hiçbirine uymamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz istemine konu Daire kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.