Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/522 E. 2020/2692 K. 25.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/522 E.  ,  2020/2692 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/522
Karar No : 2020/2692

TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
II- (DAVALILAR) :
1- … Bakanlığı
VEKİLLERİ : …, …
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 23/10/2018 tarih ve E:2017/2780, K:2018/7121 sayılı kararının, aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması taraflarca karşılıklı olarak istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 20/07/2011 tarih ve 28000 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yataklı Sağlık Tesislerinde Yoğun Bakım Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’in Geçici 1. maddesi ile davacının Özel … Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi ve sorumlu personel hakkında inceleme yapılarak müeyyide uygulanması talebinin reddine ilişkin İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 23/10/2018 tarih ve E:2017/2780, K:2018/7121 sayılı kararıyla;
20/07/2011 tarih ve 28000 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yataklı Sağlık Tesislerinde Yoğun Bakım Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’in Geçici 1. maddesi yönünden;
Anayasa’nın 56. maddesi ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin, dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2. maddesinin 2. fıkrasının (a), (e) ve (f) bentleri ile 40. maddesi ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasının (a), (c), (e) ve (i) bentlerine dayanılarak dava konusu Tebliğ’in yayımlandığı;
Dava konusu Geçici 1. madde ile, Tebliğ’in yürürlük tarihinden sonra inşa edilen sağlık tesisleri ile esaslı tadilat yapılarak yoğun bakım servisi oluşturulan mevcut sağlık tesisleri bünyesindeki yoğun bakım servislerinin Tebliğ’de belirtilen fiziki şartları taşımasının zorunlu kılındığı, bunun yanında yürürlük tarihi itibarıyla faaliyette bulunan yoğun bakım servislerinden Tebliğ ile belirlenen fiziki alanlara yönelik asgari şartları, fiziki altyapı yetersizliklerine bağlı olarak sağlayamayanların durumları komisyon raporu ile belgelendirilmek suretiyle en fazla 5 (beş) yıl fiziki standartlardan muaf tutulacağı, yine bu yoğun bakım servislerinde görev yapan personelden yoğun bakım eğitimi almış olma şartını sağlayamayanların durumları komisyon raporu ile belgelendirilmek suretiyle en fazla 2 (iki) yıl muaf tutulacağı ve söz konusu yoğun bakım servislerinin bu muafiyetler çerçevesinde geçici olarak tescillerinin yapılacağının kurala bağlandığı, yapılan değişiklikler ile Tebliğ’de öngörülen muafiyet sürelerinin, fiziki alanlara yönelik asgari şartlar bakımından 22/03/2020, personelin yoğun bakım eğitimlerine ilişkin şartlar bakımından ise 31/12/2019 tarihine kadar uzatıldığı;
Dava konusu maddenin, davalı Sağlık Bakanlığına kanun ile verilen görevlerin ifası amacıyla ve üst hukuk normları ile belirlenen yetki sınırları içinde düzenlendiği, madde ile yataklı sağlık tesislerinde sunulmakta olan yoğun bakım hizmetlerinin çağın gereklerine, günümüz ihtiyaç ve beklentilerine uygun olarak geliştirilmesi maksadıyla, yoğun bakım servislerinin personel ve hizmet kıstaslarını, fiziki şartlarını, her türlü malzeme ve tıbbi teknolojik imkânları bakımından asgari standartlarını belirleme, bünyesinde faaliyet gösterdiği yataklı sağlık tesisinin statüsü, hizmetin yoğunluğu ve hizmet verdiği bölgenin şartlarına göre yeniden seviyelendirilmelerini sağlama ve bu birimlerde verilecek hizmetlere ilişkin uygulama usul ve esasları belirlemenin amaçlandığı;
Bunun yanında yürürlük tarih itibarıyla hali hazırda ülkemizde faaliyet gösteren ve bünyesinde yoğun bakım servisi bulunan sağlık kuruluşlarının Tebliğ’de öngörülen şartları bir anda sağlamasının beklenemeyeceği, dava konusu düzenlemeyle öngörülen intibak ve geçiş süreci ile, mevcut yoğun bakım hizmetlerinin herhangi bir aksama olmadan sürdürülerek mevcut tesislerin getirilen yeni koşullara zaman içinde uyum sağlamasının amaçlandığı, bu uygulamanın gerek sağlık hizmetlerinin devamlılığının sağlanması gerekse hasta mağduriyetlerinin önlenmesi bakımından bir zorunluluk olduğu, aksi halde mevcut yoğun bakım servislerinin büyük bir bölümünün faaliyetini devam ettiremez hale geleceği, bunun da toplum sağlığı açısından çok önemli ve telafisi imkansız zararları beraberinde getireceği, düzenleme ile kamu yararının amaçladığı, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi yönünden;
10/11/2016–30/12/2016 tarihleri arasında Özel … Hastanesi Erişkin Yoğun Bakım Ünitesinde tedavi gören babasına refakat eden davacı tarafından İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne verilen 03/03/2017 kayıt tarihli şikayet dilekçesinde; anılan hastanenin yoğun bakım ünitesinin fiziksel özelliklerinin ve hasta başına düşen sağlık personelinin yetersiz ve Tebliğ’e aykırı olduğu, hasta bakımı, egzersiz yaptırılması, pozisyon şeması gibi konularda kayıt eksiklerinin olduğu, hasta yakınlarına yeterli bilgi verilmediği, hasta ziyaretlerinin kısıtlandığı, acil servis hizmetlerinin eksik ve yetersiz olduğu belirtilmiş ve bahse konu aksaklık ve usulsüzlüklerle ilgili olarak gerekli denetimlerin yapılması ve müeyyide uygulanmasının talep edilmesi üzerine davalı … Valiliği tarafından inceleme başlatıldığı, yapılan idari ve tıbbi denetim sonrasında hazırlanan inceleme raporuna istinaden tesis edilen dava konusu İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile şikayete konu hususlarda mevzuata aykırı bir durumun saptanmadığının davacıya bildirildiği;
Şikayete konu hastanenin tescil durumu ile davalı idarece yapılan inceleme faaliyetine ilişkin dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde; Özel … Hastanesinin, 05/03/2015 tarihinde, 19 yataklı (3 yatak temas izolasyon odası) Erişkin Yoğun Bakım Ünitesinin mevcut fiziki şartlar, personel durumu ve tıbbi donanımı ile 3. seviye olarak tescillendiği, ancak personelin resüsitasyon sertifikalarının eksik olması nedeniyle Tebliğ’in, Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendine göre, fiziki şartlardaki eksiklikler nedeni ile aynı fıkranın (b) bendine göre komisyon görüşü doğrultusunda geçici olarak tescillendiği;
Yapılan inceleme kapsamında; davacının hasta başına düşen yoğun bakım personelinin yetersiz olduğu iddialarıyla ilgili olarak, 50 günlük tedavi sürecinin yalnızca 01/12/2016- 18/12/2016 arasındaki 18 günlük kısmının incelendiği, söz konusu 18 günlük sürede Tebliğ’in Ek-1 sayılı tablosunda gösterilen asgari standartlar gereği günün her saatinde her iki yatak için en az bir hemşire/sağlık personeli bulundurması gereken hastanenin bu koşulu sağlayamadığı ve gündüzleri 19-20 hasta için 6-7 hemşire/sağlık personeli bulundurulduğu, geceleri ise çalışan sayısının 4-5 olduğunun tespit edildiği;
Tebliğ’in dava konusu Geçici 1. maddesi ile yalnızca personelin yoğun bakım eğitimlerine ilişkin muafiyet tanındığı, çalıştırılacak personel sayısı bakımından muafiyet öngörülmediği açık olmasına rağmen davalı idarece Tebliğ’de belirlenen sayıdan az personel çalıştırıldığı tespit edilen hastane hakkında herhangi bir müeyyide uygulanmadığı;
Hastalara düzenli pozisyon değişikliği yaptırılmaması nedeniyle yatak yaraları oluştuğu, hasta yakınlarına, tedavi gören yakınları hakkında yeterli ve düzenli bilgi verilmediği yönündeki iddialar bulunduğu ve ifadelerine başvurulan tanıklar tarafından da benzer şikayetlerin dile getirildiği, buna rağmen davalı idarece, söz konusu durumların mevzuat gereği müeyyide uygulanmayı gerektirip gerektirmediği hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı;
Davacı tarafından bilgisine başvurulmak üzere isimleri bildirilen tanıklardan yalnızca ikisinin ifadesine başvurulduğu, diğer tanıkların bilgisine neden başvurulamadığı hususunda da herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, şikayet edilen hastanenin yoğun bakım ünitesindeki hasta yataklarının fonksiyonlarının kısıtlı ve eski oluşu ile yoğun bakım personelinin giriş çıkışlarında hijyen kurallarına riayet edilmediği hususunda ifadesine başvurulan tanıklara soru yöneltilmediği gibi bu hususta başkaca bir inceleme de yapılmadığı;
Bu durumda, eksik inceleme üzerine hazırlanan inceleme raporuna istinaden tesis edilen dava konusu İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu düzenleyici işlem yönünden davanın reddine, uygulama işleminin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, Özel Hastaneler Tüzüğü’nde de yoğun bakıma ilişkin hususların düzenlendiği, Tebliğ’in bu Tüzüğe uygun olması gerektiği, Geçici 1. maddede yer verilen muafiyetlerin uzatılmasının fiziki koşulların sağlanmasını öteleyerek hasta sağlığını tehlikeye düşürdüğü, kapatılma tehlikesi olan özel hastanelerin sayısına ilişkin dosyada somut veri bulunmadığı, kararın redde ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idareler tarafından, müeyyide uygulanması talep edilen hastanenin geçici tescil işlemleri kapsamında faaliyet gösterdiği, davacının başvurusu üzerine tıbbi ve idari denetime ilişkin rapor düzenlendiği ve mevzuata aykırı işlem yapılmadığının tespit edildiği, rapor üzerine tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, Daire kararının iptale ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idarelerden … Bakanlığı tarafından, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın redde ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; diğer davalı idare … Valiliği tarafından ise savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu Tebliğ’in Geçici 1. maddesi yönünden davanın reddine, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin ise iptaline yönelik Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu 23/10/2018 tarih ve E:2017/2780, K:2018/7121 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 25/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.