Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/517 E. 2020/1480 K. 14.09.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/517 E.  ,  2020/1480 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/517
Karar No : 2020/1480

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İşverenler Sendikası

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1-… Bakanlığı
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri …
Hukuk Müşaviri V. …
2-… Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 23/10/2018 tarih ve E:2016/5375, K:2018/7120 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 30/04/2016 tarih ve 29699 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına dair Tebliğ’in 9. maddesi ile değiştirilen Tebliğ’in 4.1.4 numaralı maddesinin 4. fıkrasının (e) bendinin ve 11. maddesi ile değiştirilen 4.4.1 numaralı maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 23/10/2018 tarih ve E:2016/5375, K:2018/7120 sayılı kararıyla;
Dava konusu Tebliğ’in 9. maddesiyle değiştirilen Tebliğ’in 4.1.4 numaralı maddesinin 4. fıkrasının (e) bendinde; Ek-4/A listesinde yer alan ve SUT’ta endikasyona dayalı özel düzenlemesi olan bir ilacın, bu düzenlemenin yürürlük tarihinden sonra Sağlık Bakanlığınca sonradan ilacın ülkemizdeki ruhsatlı endikasyonlarına yeni bir endikasyon eklenmesi halinde; ilacın eklenen yeni endikasyonda kullanımının Sağlık Bakanlığınca hasta bazında verilen endikasyon dışı ilaç kullanım onayı ile mümkün olduğuna işaret edildiği; anılan Tebliğ’in 11. maddesi ile değiştirilen 4.4.1 numaralı maddesinde ise ilaçlara uygulanacak indirim oranlarına yönelik düzenleme yapıldığı;
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 1., 63., 72., 73. maddeleri ile 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu, 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin ilgili hükümleri ile Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair 2015/7752 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1. maddesinden bahsedilerek;
Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında bedeli Kurumca ödenecek ilaçların 5510 sayılı Kanun’un 63. maddesi uyarınca oluşturulan komisyonlar marifeti ile belirlenerek Ek-4/A listesine dahil edildiği, Ek-4/A listesinde yer alan ve SUT’ta endikasyona dayalı özel düzenlemesi olan bir ilacın, ülkemizde ruhsatlı endikasyonlarına yeni bir endikasyon eklendiğinde, eklenen endikasyon kapsamında reçete edilen ilaç bedelinin ödenmesi için Ek-4/A listesine alınması gerektiği, bunun için de görevli komisyonların çalışmasına ve doğal olarak zamana ihtiyaç duyulacağı; bu süreçte eklenen endikasyon kapsamında kendisine ilaç reçete edilen hastaların ilaç bedellerinin geri ödemesinde mağduriyet yaşamaması ve tedavilerinin aksamadan devam edebilmesi için Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.1.4 numaralı maddesinin 4. fıkrasının (e) bendindeki değişiklik ile dava konusu düzenlemenin yapıldığı, bu suretle yaşanan ve/veya yaşanması muhtemel sıkıntılara çözüm bulunmaya çalışıldığı, dava konusu düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gerekleri ve hukuka uygun olduğu;
Öte yandan, Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.4.1 numaralı maddesinde düzenlenen indirim oranlarının, 5510 sayılı Kanun’dan kaynaklanan ve Kurumca geri ödemesi yapılacak ilaçların Sağlık Bakanlığınca belirlenen perakende satış fiyatları üzerinden ilaç üreticileri ve/veya ithalatçıları tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bir indirim niteliğinde olduğu; dava konusu düzenleme ile depocu veya eczacı kar oranlarının yeniden belirlenmediği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilaç üreticileri/ithalatçıları ve/veya ecza depolarından doğrudan ilaç temini yoluna gidilmeyip, ilaç temininin sözleşmeli eczaneler aracılığı ile sağlandığı; bu nedenle, ilaç üreten veya ithal eden firmalar tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna uygulanan indirimin, ancak ilaçların eczaneler tarafından geri ödeme kapsamındaki kişilere reçete karşılığında teslim edilmesini müteakip Kuruma fatura edilmesi sureti ile yansıtılabileceği; başka bir deyişle üretici/ithalatçı firmalar tarafından yapılan bu indirimin, üretici-depocu-eczacı tedarik zincirinde alış-satış faturalarına, nihai olarak da eczanelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna kestiği faturalar üzerinden Kuruma yansıtılabildiği; mevcut ilaç tedarik zinciri dikkate alındığında, kamu kurumu iskontosunun başka türlü Kurum hesaplarına yansıtılmasının mümkün olmadığı, Kurumun bedelini ödeyerek sözleşme veya protokol yoluyla sağlık hizmeti satın aldığı kişi ve kuruluşlara, hukuka uygun olmak şartıyla bir takım yükümlülükler getirebileceği, bu yükümlülüklere katlanmak istemeyen sağlık hizmeti sunucularının ise sözleşme imzalamama hakkının bulunduğu; dava konusu düzenlemenin kamu yararı, hizmet gerekleri ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ülkemizde ilaçları ruhsatlandırma konusunda yasa ile yetkili kılınan Sağlık Bakanlığınca ilacın onaylı endikasyonlarına yeni bir endikasyon eklenmesine rağmen, geri ödeme kurumu olan Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bunun kabul edilmeyerek Endikasyon Dışı İlaç Kullanım İzni aranmasının hukuki bir dayanağının bulunmadığı, düzenlemenin kamu yararına aykırı olduğu, dava konusu düzenleme ile ilaçlarda uygulanacak iskonto (indirim) oranlarının belirlendiği ancak ilaç firmalarının söz konusu iskontoları uygulamaması halinde ne gibi bir yaptırım uygulanacağı veya eczacıların stok zararlarının nasıl karşılanacağına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı, ilaç firmaları açısından hiçbir yaptırım içermeyen düzenlemenin eczacılar açısından ekonomik zararlara neden olacağı belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu 23/10/2018 tarih ve E:2016/5375, K:2018/7120 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 14/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.