Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/3282 E. 2020/1770 K. 08.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/3282 E.  ,  2020/1770 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/3282
Karar No : 2020/1770

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Huk. Müş. …
Huk. Müş. ..

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 18/04/2019 tarih ve E:2018/3947, K: 2019/2962 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinde laboratuvar teknisyeni olarak görev yapan davacı tarafından, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun … tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazısı ile bu Yazı üzerine tesis edilen, özellik arz eden birimler üzerinden hesaplanarak ödenen nöbet ücretlerinin %50 artırımlı kısmının tarafına borç çıkartılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 18/04/2019 tarih ve E:2018/3947, K: 2019/2962 sayılı kararıyla;
Davanın, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun 23/06/2014 tarih ve 869 sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazısının “Özellik Arz Eden Birimlere Hizmet Verenlerin Nöbet Ücreti” başlıklı 2. maddesinin ve 3. maddesinin “Fazla ve Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı (b) bendinin iptali istemine yönelik olduğu anlaşıldığından, davanın Genel Yazı’nın bu maddelerine hasren incelendiği,
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun … tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazısının; “Özellik Arz Eden Birimlere Hizmet Verenlerin Nöbet Ücreti” başlıklı 2. maddesi yönünden;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 33. maddesi ve 14/08/2013 tarih ve 28735 Resmi Gazete’de yayımlanan “Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2014-2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme”nin hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; diyaliz, ameliyathane, yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan söz konusu nöbetler için yüzde elli oranında artırımlı nöbet ücreti ödeneceği, bu ücretin artırımlı ödenebilmesi için bu birimlerde görevlendirilmiş olma koşulunun aranmadığı ve mevzuatta sayılan birimlere hizmet verecek şekilde nöbet tutulmasının yeterli olduğu görülmekte olup, nöbet ücretinin yüzde elli oranında artırımlı olarak ödenmesi konusunda getirilen kurala, münhasıran sayılan birimlerde görevli olanlara ödeneceği yolunda bir anlam yüklenemeyeceği gibi sağlık tesisinin tüm birimlerine hizmet veren birimlerde çalışan personelin özellikli birime hizmet verse bile öngörülen arttırımlı nöbet ücretinden yararlandırılamayacağı yolunda bir düzenlemenin de bulunmadığı dikkate alındığında, artırımlı nöbet ücreti ödenmesinde nöbet hizmetinin verildiği birime bakılarak, bu birimlere hizmet veren sağlık personeline yüzde elli oranında artırımlı nöbet ücreti ödenmesi gerektiği,
Bu durumda, ayrı bir acil laboratuvar/röntgen birimi bulunmayan sağlık tesislerinde, nöbet görevini ifa etmekte iken acil servis hastalarına da hizmet veren laboratuvar/röntgen biriminde görevli personele yüzde elli oranında artırımlı nöbet ücretinin ödenmesi gerektiğinden, aksi yönde tesis edilen düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı,
… tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazı’sının 3. maddesinin “Fazla ve Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı (b) bendi yönünden;
5018 sayılı Kanun’un 71. maddesinin birinci fıkrasında kamu zararının tanımı yapıldığı, ikinci fıkrasında ise kamu zararınının belirlenmesinde esas alınacak hususların sayma yoluyla belirlendiği; buna göre, kamu zararının kapsamının; kamu kaynakları kullanılarak piyasadan mal ve hizmet satın alınması sırasında fazla ödeme yapılması, idarenin gelirlerinin tahsili sırasında mevzuata aykırı davranılması ve mevzuatta öngörülmeyen bir ödeme yapılması suretiyle yol açılan zararlarla sınırlı olduğu, anılan maddenin ikinci fıkrasında ise mevzuatın yorumunda hataya düşülmek veya ihmal ve kasıt yoluyla personele fazla ödeme yapılması hallerinin kamu zararı olarak sayıldığı,
Bu bakımdan, idarenin hatalı işlemi sebebiyle kamu personeline yersiz ve fazla yapılan ödemeler söz konusu olduğunda, ilgililer hakkında 5018 sayılı Kanun’un 71. maddesi ve bu madde uyarınca çıkarılan Yönetmelik kuralları uygulanmak suretiyle tahsil edilebilecek nitelikte bir kamu zararının varlığından bahsedilemeyeceği,
Bu durumda, personele yapılan fazla ve yersiz ödemenin Kamu Zararlarının Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Yönetmeliği’ne göre tahsiline ilişkin Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun 23/06/2014 tarih ve 869 sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazı’sının 3. maddesinin “Fazla ve Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı (b) bendinde hukuka uygunluk bulunmadığı,
… tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazı’nın 2. maddesi ve 3. maddesinin (b) bendi gereğince, laboratuvar biriminde görev yapan davacıya, 2014 yılı Hematoloji Laboratuvarı nöbetleri için %50 artırımlı ödenen nöbet ücretlerinin fazla ödenen kısmının borç çıkartılmasına ilişkin Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinin … tarih ve … sayılı işlemi yönünden;
Yukarıda yer verilen mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, ayrı bir acil laboratuvar birimi bulunmayan Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinde, acil servis hizmetleri için nöbet görevini ifa ettiği hususunda ihtilaf bulunmayan davacıya, ifa ettiği nöbet görevleri için nöbet ücretinin yüzde elli artırımlı olarak ödenmesi gerektiği,
Bu durumda, davacıya, 2014 yılı Hematoloji Laboratuvarı nöbetleri için %50 artırımlı ödenen nöbet ücretlerinin artırımlı kısmının borç çıkarılmasına ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle,
dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, … tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazı’nın; “Özellik Arz Eden Birimlere Hizmet Verenlerin Nöbet Ücreti” başlıklı 2. maddesinin iptali istemi ile ilgili olarak; bu düzenlemenin 2014 ve 2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme ile 657 sayılı Kanun’un Ek 33. maddesine uygun olduğu, röntgen ve laboratuvar birimlerinin riskli birimler arasında sayılmadığı, 2014 ve 2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme’de röntgen ve laboratuvar birimlerinde çalışan personelin mesai saatleri dışında acil servise hizmet verilen süreler için ek ödemenin özellik arz eden birimlerin katsayısından ödeneceğine ilişkin düzenleme yapılmış iken nöbet ücretleri için düzenleme yapılmadığı, röntgen ve laboratuvar birimlerinde görev yapan personelin mesai saatleri dışında özellik arz eden birimlere hizmet vermeleri sırasında olağan işlerini yaptığı, mesai saati içinde aynı birimlere hizmet verdiğinde özellikli birim sayılmaz iken mesai sonrası verilen hizmet sebebiyle özellikli birim sayılmasının mümkün bulunmadığı belirtilerek; dava konusu Genel Yazı’nın 3. maddesinin “Fazla ve Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı (b) bendi ve davacıya ödenen nöbet ücretlerinin %50 artırımlı kısmının borç çıkartılmasına ilişkin işlemin iptali istemi ile ilgili olarak ise, personele fazla ve yersiz ödenen nöbet ücretleri sebebiyle oluşan zararın, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre tahsil edilmesini öngören bu düzenlemenin hukuka uygun olduğu, bireysel işlemin ise icrai niteliği olmadığı, rızaen ödemeye davet şeklinde hazırlayıcı bir işlem olduğu belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen reddi ile Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun … tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazısının; “Özellik Arz Eden Birimlere Hizmet Verenlerin Nöbet Ücreti” başlıklı 2. maddesine ilişkin olarak temyize konu Daire kararının onaması; geri kalan kısım yönünden temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
14/08/2013 tarih ve 28735 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2014 ve 2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme’nin Üçüncü Kısmının, “Sağlık ve Sosyal Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme” başlıklı Üçüncü Bölümünün 7. maddesinde, “657 sayılı Kanunun Ek 33 üncü maddesi uyarınca ödenen nöbet ücretleri dini bayram günleri için %20 artırımlı ödenir. Ayrıca yoğun bakım, diyaliz, ameliyathane, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan nöbetler için ödenen nöbet ücretleri de %50 artırımlı ödenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
18/01/2014 tarih ve 28886 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6514 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 33. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu ücret yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan söz konusu nöbetler için yüzde elli oranında artırımlı ödenir.” kuralı düzenlenmiştir.
Bu düzenlemelerin uygulanmasına yönelik tereddütlerin giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması amacıyla düzenlenen davalı idarenin … tarih ve … sayılı Genel Yazısı, 88 Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine gönderilmiştir.
Bu Genel Yazı üzerine, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinin … tarih ve … sayılı yazısı ile … biriminde görev yapan davacıya, 2014 yılı Hematoloji Laboratuvarı nöbetleri için 165,06 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğinden bahisle %50 artırımlı ödenen nöbet ücretlerinin fazla ödenen kısmı için yazı gönderilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 33. maddesinde, “Yataklı tedavi kurumları, seyyar hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleri, aile sağlığı merkezleri, toplum sağlığı merkezleri ve 112 acil sağlık hizmetlerinde haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutarak, bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için (nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere), aşağıda gösterilen gösterge rakamlarının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu hesaplanacak tutarda nöbet ücreti ödenir. Bu ücret yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan söz konusu nöbetler için yüzde elli oranında artırımlı ödenir. Ancak ayda aile sağlığı ve toplum sağlığı merkezlerinde 60 saatten, diğer yerlerde ve hiçbir şekilde 130 saatten fazlası için ödeme yapılmaz.” kuralına yer verilmiştir.
14/08/2013 tarih ve 28735 Resmi Gazete’de yayımlanan “Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2014-2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme”nin “Sağlık ve Sosyal Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme” başlığı altındaki Üçüncü Bölümü’nün “Nöbet ücreti” alt başlıklı 7. maddesinde de, “657 sayılı Kanunun ek 33. maddesi uyarınca ödenen nöbet ücretleri dini bayram günleri için %20 artırımlı ödenir. Ayrıca yoğun bakım, diyaliz, ameliyathane, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan nöbetler için ödenen nöbet ücretleri de %50 artırımlı ödenir.” şeklinde benzer bir düzenleme yer almıştır.
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun “Nöbet Ücretleri” konulu … tarih ve … sayılı Genel Yazısında; 18/01/2014 tarih ve 28886 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6514 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 33. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere ‘Bu ücret yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan söz konusu nöbetler için yüzde elli oranında artırımlı ödenir.’ kuralının eklendiği, 14/08/2013 tarih ve 28735 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2014 ve 2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme’nin Üçüncü Kısmının, ‘Sağlık ve Sosyal Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme’ başlıklı Üçüncü Bölümünün 7. maddesinde,’657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesi uyarınca ödenen nöbet ücretleri dini bayram günleri için %20 artırımlı ödenir. Ayrıca yoğun bakım, diyaliz, ameliyathane, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan nöbetler için ödenen nöbet ücretleri de %50 artırımlı ödenir.’ düzenlemesine yer verildiği belirtilerek, bu kuralların uygulanmasına ilişkin tereddütlerin giderilmesi ve birliğin sağlanması amacına yönelik açıklamalara yer verilmiş;
Anılan Genel Yazının “Özellik Arz Eden Birimlere Hizmet Verenlerin Nöbet Ücreti” başlıklı 2. maddesinde, 2014 ve 2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme’de ve 657 sayılı Kanun’un Ek 33. maddesinde veya başka düzenlemelerde, özellik arz eden birimlere hizmet veren röntgen ve laboratuvarda çalışan personele farklı bir nöbet ücreti katsayısı ödeneceğine ilişkin düzenleme bulunmadığı, 657 sayılı Kanun’da ve ilgili Toplu Sözleşme’de, nöbet ücretlerinin %50 artırımlı ödeneceği birimlerin sayma yoluyla belirlendiği, Toplu Sözleşme’nin 12. maddesinin ise ek ödemeye ilişkin olduğu ve nöbet ücretini kapsamadığı, ek ödeme için getirilen bu düzenlemenin kıyas yoluyla nöbet ücreti için de uygulanmasına imkan bulunmadığı, röntgen ve laboratuvar teknisyenlerinin mesai saatleri dışında yoğun bakım, acil servis, diyaliz ve ameliyathane birimlerine hizmet vermeleri halinde bu birimler için öngörülen katsayılardan yararlandırılamayacağı, ancak laboratuvar veya röntgen ünitesi acil servis bünyesinde ve sadece bu birime münhasır hizmet veriyorsa %50 artırımlı katsayıdan yararlandırılacağı belirtilmiştir.
… tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazı’nın iptali istenilen “Geriye Dönük Yapılacak İşlemler” başlıklı 3. maddesinin “Fazla ve Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı (b) bendinde ise, mevzuata aykırı olarak personele yapılan fazla ve yersiz ödemenin tespiti halinde Kamu Zararlarının Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Yönetmeliği’ne göre ilgiliden rızaen tahsil edilmesi, rızaen tahsilat yapılmaması halinde bu meblağın mahsuben tahsili yoluna gidilmeyeceği, genel hükümler çerçevesinde adli yargı yolunda takip edileceğinin tebligatta belirtilmesi gerektiği düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin, idarenin mevzuata aykırı olarak personele yersiz ve fazla yaptığı ödemelerin, 5018 sayılı Kanun’un 71. maddesi uyarınca çıkarılan Yönetmelik kuralları uygulanmak suretiyle ilgiliden tahsiline ilişkin olduğu görülmektedir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanun’un amacının; kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve mali saydamlığı sağlamak üzere kamu mali yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve mali kontrolü düzenlemek olduğu belirtilmiş; anılan Kanun’un “Kamu zararı” başlıklı 71. maddesinde, “Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.
Kamu zararının belirlenmesinde;
a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,
b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,
c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,
d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,
e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,
f) (Mülga: 22/12/2005-5436/10 md.)
g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması, esas alınır.
Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.
Alınmamış para, mal ve değerleri alınmış; sağlanmamış hizmetleri sağlanmış; yapılmamış inşaat, onarım ve üretimi yapılmış veya bitmiş gibi gösteren gerçek dışı belge düzenlemek suretiyle kamu kaynağında bir artışa engel veya bir eksilmeye neden olanlar ile bu gibi kanıtlayıcı belgeleri bilerek düzenlemiş, imzalamış veya onaylamış bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunların bu fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Ayrıca, bu fiilleri işleyenlere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemelerin iki katı tutarına kadar para cezası verilir.
Kamu zararının, bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya diğer gerçek ve tüzel kişilerden tahsiline ilişkin usûl ve esaslar, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” kuralına yer verilmiştir.
Anılan Kanun hükmüne dayanılarak yürürlüğe konulan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasında, kamu zararlarının 6. maddede belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle a) Kontrol, denetim veya inceleme, b) Sayıştayca kesin hükme bağlama, c) Adlî, idarî veya askerî yargılama sonucunda tespit edileceği; 4. fıkrasında yargı kararları ve Sayıştay ilâmlarıyla tespit edilen kamu zararı alacakları ile değerlendirme sonucunda takip ve tahsiline karar verilen alacakların, merkezde strateji geliştirme birimlerince, taşrada ise takibe yetkili idare birimince takip edileceği; aynı Yönetmeliğin 12. maddesinde de kamu zararından doğan alacakların, sorumlulardan ve/veya ilgililerden, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte tahsil edileceği, tespit edilen kamu zararlarının a) Rızaen ve sulh yolu ile ödenmek, b) 22/4/1926 tarih ve 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre takas yapılmak, c) 2004 sayılı Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle tahsil edileceği düzenlenmiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idari dava türlerinden iptal davasına ilişkin; “a)İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları..” düzenlemesi,
Aynı Kanun’un “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinde; “…. 3. (Değişik: 5/4/1990-3622/5 md.) Dilekçeler, Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından:
a) Görev ve yetki,
b) İdari merci tecavüzü,
c) Ehliyet,
d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,
e) Süre aşımı,
f) Husumet,
g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları,
Yönlerinden sırasıyla incelenir…” hükmü,
Anılan Kanun’un 15. maddesinde ise, “İlk inceleme üzerine verilecek karar:
Madde 15 – 1. (Değişik: 5/4/1990-3622/6 md.) Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince yukarıdaki maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülürse, 14 üncü maddenin;
a) 3/a bendine göre adli (…)(1) yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine; idari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine,(1)
b) 3/c, 3/d ve 3/e bentlerinde yazılı hallerde davanın reddine….karar verilir.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun … tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazısının; “Özellik Arz Eden Birimlere Hizmet Verenlerin Nöbet Ücreti” başlıklı 2. maddesi yönünden;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 33. maddesinde işin niteliği ve hizmetin özelliği dikkate alınarak sayma yolu ile belirlenen birimlerde çalışan personele, diğer birimlerdeki personele ödenen nöbet ücretinin %50 oranında artırılmış olarak ödeneceği kurala bağlanmış olup; anılan maddede sayılan birimlerde personelin iş yoğunluğunun daha fazla olduğu, sayılan birimlerin ek çaba ve performans gerektiren birimler olduğu gözetilerek tutulan nöbetler sırasında da bu birimlerde görev yapan personele daha fazla sorumluluk yüklendiği dikkate alınarak nöbet ücreti daha fazla belirlenmiştir.
Söz konusu düzenleme hizmet bazında değil birim bazında yapıldığından personelin bu birimler için öngörülen katsayıdan faydalanabilmesi için görev yapılan kurumda bu birimin bulunması ve hizmetin fiilen bu birimde verilmiş olması gerekmektedir.
Bu nedenle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 33. maddesi ve yukarıda anılan Toplu Sözleşme hükümlerinde tahdidi olarak sayılan diyaliz, ameliyathane, yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetleri birimlerinde çalışan personelin görevinin sürekli özen ve dikkat gerektirmesi, öte yandan bu birimlerde görevli personelin daha fazla sorumluluk üstlenmesi gibi hususlar dikkate alındığında, %50 artırımlı nöbet ücretinden yararlanma koşulunun hizmet değil birim bazında değerlendirilmesi gerektiği ve bahsi geçen birimlerde görev yapmayan personele nöbet ücretinin %50 artırımlı ödenmesine hukuken imkan bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun … tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazı’sının “Özellik Arz Eden Birimlere Hizmet Verenlerin Nöbet Ücreti” başlıklı 2. maddesinde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
… tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazı’nın 3. maddesinin “Fazla ve Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı (b) bendinin iptali istemine ilişkin olarak;
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71. maddesinde, mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması halinin de kamu zararı kapsamında olduğu açıkça belirtildiğinden, bir kamu görevlisine mevzuata göre yapılmaması gereken bir ödemenin yapılmış olduğunun anlaşılması halinde de, ilgili idare tarafından söz konusu meblağın ilgilinin maaşından cebren kesinti yapılmak suretiyle istirdat edilemeyeceği, fazladan ve yersiz ödendiği iddia edilerek davacı adına borç çıkarılan tutarların rızaen geri ödenmemesi durumunda Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca işlem tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, personele yapılan fazla ve yersiz ödemenin Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğe göre tahsiline ilişkin Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun … tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazısının 3. maddesinin “Fazla ve Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı (b) bendinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
… tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazı’nın 2. maddesi ve 3. maddesinin (b) bendi gereğince, … biriminde görev yapan davacıya, 2014 yılı Hematoloji Laboratuvarı nöbetleri için %50 artırımlı ödenen nöbet ücretlerinin fazla ödenen kısmının borç çıkartılmasına ilişkin Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinin … tarih ve … sayılı işlemi yönünden;
Danıştay yerleşik içtihatlarında, kesin ve yürütülmesi zorunlu, idari davaya konu edilebilecek işlemlerin, idarenin kamu gücüne dayanarak, tek yanlı irade beyanıyla tesis ettikleri, hukuk düzeninde değişiklik yapan, başka bir deyişle ilgililerin hukukunu etkileyen işlemler olduğu kabul edilmektedir.
Temyize konu dosyanın incelenmesinden; dava konusu … tarih ve … sayılı Genel Yazı üzerine Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinin … tarih ve … sayılı yazısı ile hastanenin acil servisinde Hematoloji Laboratuvarı bulunmadığından, davacıya, 2014 yılı Hematoloji Laboratuvarı nöbetleri için %50 artırımlı ödenen nöbet ücretlerinin fazla ödendiğinin tespit edildiği ve geri ödenmesinin talep edildiği; rızaen ödenmemesi halinde Genel Yazı’ya göre davacı aleyhine alacak davası açılacağının bilgisinin verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; fazladan ve yersiz ödendiği iddia edilerek davacı adına borç çıkarılan tutarların rızaen geri ödenmesini; aksi takdirde alacak davası açılacağı bilgisini içeren dava konusu işlemin, Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca tesis edilmiş bir işlem olduğu, bu işlemle zararın rızaen ve sulhen tahsil edilememesi halinde adli yargı yoluyla tahsili cihetine gidileceğinin bildirildiği, bu haliyle işlemin bildirim mahiyeti taşıdığı ve idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai bir niteliği bulunmadığı açık olup, borç çıkarılmasına ilişkin Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinin … tarih ve … sayılı işlemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken, söz konusu işlemin iptali yolundaki Daire kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 18/04/2019 tarih ve E:2018/3947, K:2019/2962 sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Danıştay Onikinci Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 08/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle kamu görevlilerine yapılan fazla ödemelerin geri alımında uygulanacak mevzuatın saptanması gerekmektedir. Bu husus, bu uyuşmazlıklarda görevli yargı yerinin belirlenmesi açısından da önem taşımaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 12. maddesinin birinci fıkrasında, Devlet memurlarının, kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorunda oldukları, ikinci fıkrasında, Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesinin esas olduğu düzenlenmiş, son fıkrasında da, anılan zararın tahsil usulü hükme bağlanmıştır.
Dolayısıyla, parasal hak ödemesini düzenleyen mevzuatın yorumunda hataya düşülerek memurlara fazla ödeme yapılması suretiyle oluşan kamu zararının, münhasıran kamu mallarına verilen zararın tahsil usulünü düzenleyen 12. madde kapsamında tahsili mümkün değildir.
Devlet memurlarına sehven ya da mevzuatın yorumunda hataya düşülerek yapılan aylık ve ücret farklarının 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında tahsil edilip edilemeyeceği hususuna gelince;
5018 sayılı Kanun’un “Kamu zararı” başlıklı 71. maddesinde,
“Kamu zararı, mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.
Kamu zararının belirlenmesinde;
a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,
b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,
c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,
d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,
e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,
f) (5436 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin c/9 fıkrası ile çıkarılan bend)
g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,
Esas alınır.
Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.
Alınmamış para, mal ve değerleri alınmış; sağlanmamış hizmetleri sağlanmış; yapılmamış inşaat, onarım ve üretimi yapılmış veya bitmiş gibi gösteren gerçek dışı belge düzenlemek suretiyle kamu kaynağında bir artışa engel veya bir eksilmeye neden olanlar ile bu gibi kanıtlayıcı belgeleri bilerek düzenlemiş, imzalamış veya onaylamış bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunların bu fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Ayrıca, bu fiilleri işleyenlere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemelerin iki katı tutarına kadar para cezası verilir.
Kamu zararlarının tahsiline ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” kuralı bulunmaktadır.
Yukarıdaki maddenin birinci fıkrasında kamu zararı tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında ise birinci fıkrada yer alan tanımın geçerli sayılacağı kapsam belirlenmiştir. Bu itibarla 5018 sayılı Kanun’a göre kamu zararı sayılan halleri belirlemek için anılan maddenin ikinci fıkrasına bakmak gerekecektir.
Nitekim ikinci fıkrada yer alan bentler birlikte değerlendirildiğinde, 5018 sayılı Kanun’un kamu zararı kapsamının; kamu kaynakları kullanılarak piyasadan mal ve hizmet satın alınması sırasında fazla ödeme yapılması, idarenin gelirlerinin tahsili sırasında mevzuata aykırı davranılması ve mevzuatta öngörülmeyen bir ödeme yapılması suretiyle yol açılan zararla sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim ikinci fıkrada kamu malına zarar verilmesi, kamu görevlilerinin hukuka aykırı eylemleri nedeniyle kişilere verdikleri zararın kamu tarafından ödenmek zorunda kalınması ya da mevzuatta ödenmesi öngörülmekle birlikte mevzuatın yorumunda hataya düşülmek veya ihmal ve kasıt yoluyla fazla ödeme yapılması halleri sayılmamıştır. İkinci fıkra bir bütün olarak değerlendirildiğinde “g” bendinde yer alan “mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması” kuralının kapsamının, yine mal ve hizmet alımları nedeniyle yapılan ödemeler sonucu oluşan kamu zararı şeklinde anlaşılması gerekmektedir. Kaldı ki, bakılan uyuşmazlık, mevzuatta öngörülmeyen bir ödeme yapılması nedeniyle oluşan kamu zararına ilişkin olmayıp, mevzuatın öngördüğü bir ödemenin yapılması sırasında hataya düşülmesine ilişkin olduğundan, uyuşmazlığın anılan Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Bu durumda; 71. maddenin birinci fıkrasındaki, “… mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal…” ibaresini, ikinci fıkra ile belirlenen kapsam dahilinde gerçekleştirilen karar, işlem, eylem veya ihmal olarak anlamak gerekmektedir.
Kamu görevlilerine daha önce sehven kanuna aykırı olarak yapılmış fazla ödemelerin geri alınmasında 5018 sayılı Kanun’un uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığında; bu tür uyuşmazlıkların çözümünde anılan Kanun öncesi hukuki durumun esas alınması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Bu itibarla; kamu görevlilerine sehven yapılan fazla ödemelerin geri alımında, tıpkı 5018 sayılı Kanun öncesinde olduğu gibi Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 tarih ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararı uygulanacaktır.
Diğer taraftan; uyuşmazlığa 5018 sayılı Kanun’un uygulanacağı yolundaki yorum, sonucu tümüyle idari nitelikli olan ve idari yargı usul ve esaslarına göre çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlığın, adli yargı yerinde çözümleneceği sonucunu doğuracaktır. Dolayısıyla bu anlama gelen bir yorumun Anayasa’nın 155. maddesi ile kurulan “idari rejim” sistemi ile bağdaşmayacağı da açıktır.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 tarih ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararında ise; idarenin, hatalı işlemine dayanarak ödediği meblağın istirdadına, bir mahkeme kararına lüzum olmadan karar verebileceğine işaret edilmiştir.
Buna göre; uyuşmazlığa konu fazla ödemenin de söz konusu İçtihat gereğince, herhangi bir yargı kararına gerek kalmaksızın davacıdan istenilmesi mümkün olduğundan, dava konusu Genel Yazı’ya göre tespit edilen tutarın davacıdan geri istenilmesine ilişkin borç çıkarılmasına ilişkin işlemin, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olduğu ve temyiz incelemesinin işlemin esasına girilerek yapılması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.

KARŞI OY
XX- 5018 sayılı Kamu mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 1. maddesinde; ‘’ Bu Kanunun amacı, kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemektir.’’ hükmüne, ‘’Kamu Zararı’’ başlıklı 71. maddesinde; ‘’Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.’’ hükmüne yer verilmiş, kamu zararının belirlenmesinde;
a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,
b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,
c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,
d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,
e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,
f) (Mülga:22/12/2005-5436/10 md.)
g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılmasının
esas alınacağı belirtilmiş, üçüncü fıkrasında, kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararının, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edileceği, son fıkrasında ise; kamu zararının, bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya diğer gerçek ve tüzel kişilerden tahsiline ilişkin usûl ve esasların, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği kuralı getirilmiştir.
5018 sayılı Kanun’un 71. maddesine dayanılarak çıkarılan ve 19/10/2006 tarih ve 26324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren; Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 1. maddesinde; bu Yönetmeliğin amacının, kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararlarının tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu, ‘’Tanımlar’’ başlıklı 4. maddesinde; bu Yönetmeliğin uygulanmasında; “(a) İlgili: Kendisine yersiz veya fazla ödeme yapılan gerçek ve/veya tüzel kişi ya da kişileri,” “(c) Kamu zararı: Mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıyla doğan zararı,” “(ğ) Sorumlu: Kamu zararının oluşmasına sebep olan kamu görevlisini ifade eder.” tanımlarına yer verilmiştir. ‘’Sorumluluk’’ başlıklı 5. maddesinde; Kanun’un ilgili maddeleri gereğince, kamu görevlilerinin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, yönetilmesinden, kullanılmasından, korunmasından, kötüye kullanılmaması ve her an hizmete hazır bulundurulması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu, kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararının geri ödenmesi sürecine, kamu görevlileri ile birlikte ilgililerin de dâhil edileceği belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden dolayı mevzuata aykırı olarak aldıkları karar, tesis ettikleri işlem veya eylemleri neticesinde kamu zararına sebebiyet vermeleri halinde bu zarara neden olan ilgili kamu görevlisi ile diğer gerçek ve tüzel kişilerden tahsili cihetine gidileceği belirtilmek suretiyle, zararın tahsilinde muhatap olacak kişilerin, 5018 sayılı Kanun kapsamında sorumluluk yüklenen, diğer bir anlatımla zararın doğmasına sebep olan kişiler olduğu açıktır.
Kanun’un açıkça, kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olanları sorumlu tutmasına ve yukarıda anılan Yönetmeliğin 4/ğ ve 5/1 maddesinde de sorumluluk ve sorumlular konusunda Kanun’a paralel düzenlemeler öngörülmesine karşın, 4/a maddesinde, ‘’ilgili’’ tanımının, kendisine yersiz veya fazla ödeme yapılan kişiler olarak belirtilmesi ve 5/2 maddesinde, zararın ödenmesi sürecine Kanun’un sorumlu tuttuğu kişilerin yanında bu kişilerin de dahil edileceğinin belirtilmesi, Kanun hükmüne açıkça aykırılık taşımaktadır.
Dolayısıyla, her ne kadar Yönetmelik hükmü yürürlükte olsa da Kanun’da öngörülmeyen bir düzenleme içermesi ve açıkça Kanun’a aykırılık teşkil etmesi nedeniyle bu hükümlerin ihmal edilmesi ve doğrudan Kanun hükümlerinin dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Aksi düşünce, 5018 sayılı Kanun kapsamındaki asıl sorumlu olanların kasıt, kusur veya ihmal gibi işlemleri sonucu ortaya çıkan kamu zararları nedeniyle sadece hatalı veya fazla ödemeye muhatap olan ilgili kişilerin adli yargı mahkemelerinde açılacak olan davalarda, davalı sıfatıyla alacak davasına maruz kalmaları ve yargılama giderleri ve vekalet ücreti veya bilirkişi ücreti gibi masraflara mahkum olmalarına sebep olabilecektir ki bu da Kanun’un amacıyla örtüşmeyen bir durumdur.
Bakılan davada, laboratuvar teknisyeni olarak görev yapan ve kendisine yapılan fazla ve yersiz ödemeler konusunda yani mevzuata aykırı olarak ödeme yapılması konusunda kastı, kusuru veya eylemi bulunduğuna dair, dosyada her hangi bir bilgi ve belge bulunmayan davacının, fazla yapıldığı belirtilen ödemelerle ilgili olarak kamu kaynağında eksilmeye neden olabilecek konumda, diğer bir ifadeyle sorumlu konumda olmadığı, sadece ödemeye muhatap kişi konumunda olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, fazla ödemelerde herhangi bir sorumluluğu bulunmayan ve sadece ödemeye muhatap olan davacıdan istenilen kamu zararının tahsilinde, anılan Yönetmeliğin uygulanma olanağı bulunmadığından, dava konusu borç çıkarılmasına ilişkin işlemin, idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai bir işlem olduğu ve işin esasının incelenmesi gerektiği oyuyla aksi yöndeki karara katılmıyorum.

KARŞI OY
XXX- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onikinci Dairesinin 18/04/2019 tarih ve E:2018/3947, K:2019/2962 sayılı kararının; Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun … tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazısının “Özellik Arz Eden Birimlere Hizmet Verenlerin Nöbet Ücreti” başlıklı 2. maddesine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ve Daire kararının bu kısma yönelik olarak onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

KARŞI OY
XXXX- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onikinci Dairesinin 18/04/2019 tarih ve E:2018/3947, K: 2019/2962 sayılı kararının; … tarih ve … sayılı “Nöbet Ücretleri” konulu Genel Yazı’nın 3. maddesinin “Fazla ve Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı (b) bendine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ve Daire kararının bu kısma yönelik olarak onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.