Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/3158 E. 2020/2054 K. 04.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/3158 E.  ,  2020/2054 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/3158
Karar No : 2020/2054

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Odaları Birliği (…)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 25/02/2019 tarih ve E:2016/4681, K:2019/1309 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı tarafından, 13/12/2013 tarih ve 28850 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Haksız Rekabetle Mücadele Yazılımının Meslek Mensuplarınca Kullanılması Hakkında Mecburi Meslek Kararı” başlıklı başlıklı düzenlemenin tüm maddelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 25/02/2019 tarih ve E:2016/4681, K:2019/1309 sayılı kararıyla;
Meslek mensupları arasında güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan kamu tüzel kişilikleri olan meslek kuruluşlarının; üyelerinin menfaatlerini korumak, üyelerin mükellefleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmakla yükümlü olduğu,
Bu çerçevede, TÜRMOB tarafından hazırlanan Haksız Rekabetle Mücadele Yazılımının Meslek Mensuplarınca Kullanılması Hakkında Mecburi Meslek Kararının “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu mecburi meslek kararı; yazılı hizmet sözleşmesi düzenlemeden iş kabul edilmemesi, ücret tarifesine uyulması ve bunun sonucunda ücretsiz veya tarifenin altında iş görülmesinin önüne geçilmesi, sözleşmeden dolayı ücret borcu olan müşteriye bu edimini yerine getirmeden bir başka meslek mensubu tarafından iş yapılmasının engellenmesi, stajyerlerin ve bürolarda bağımlı çalışan meslek mensuplarının işten ayrılması halinde daha önce çalıştığı büronun müşterilerine iki yıl geçmedikçe hizmet vermeme yasağına uyup uymadıklarının izlenmesi ve bu yöndeki aykırı uygulamaları sonlandıracak önlemlerin alınması amacıyla hazırlanmıştır.” ifadelerine yer verildiği,
Dava konusu kararın amacının, Anayasa ve Yasa uyarınca kendisine verilen görev kapsamında konuyla ilgili meslek kuruluşu olan TÜRMOB tarafından sözleşme düzenlenmesi zorunlu konularda sözleşmesiz iş yapılıp yapılmadığını, asgari ücret tarifesine uyulup uyulmadığını kontrol etmek, bir müşteriye birden fazla meslek mensubunun hizmet vermesinin önüne geçmek olduğu,
Öte yandan, dava konusu meslek kararının 8. maddesinin (a) bendinde meslek mensubunun, “Mevcut müşterileri ile dönem sonunda yenilediği sözleşmeleri, dönem sonundan itibaren iki ay içerisinde” hazırlanan yazılım üzerinden bağlı oldukları odaya bildirmek zorunda olduğu kuralı getirildiği; burada yer alan zorunluluğun, sözleşme serbestisi çerçevesinde müşteriler ile dönem sonunda yenilenen sözleşmeleri kapsadığı; sözü edilen kuralın, meslek mensuplarını mükelleflerle her yıl yeniden sözleşme imzalamaya zorlayan bir nitelikte olmadığının kabulü gerektiği,
Bu durumda, söz konusu yazılım ile asıl amacın; sözleşme düzenlenmesi zorunlu konularda sözleşmesiz iş yapılıp yapılmadığını, asgari ücret tarifesine uyulup uyulmadığını kontrol etmek, bir müşteriye birden fazla meslek mensubunun hizmet vermesinin önüne geçmek suretiyle haksız rekabetle mücadele etmek olduğu anlaşıldığından, dava konusu kuralın, meslek kuruluşlarına, Anayasa ve 3568 sayılı Yasa ile verilen yükümlülükleri aşan bir yönü bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu mecburi meslek kurallarının meslekleri ile bir ilgisi olmadığı, mevcut hukuk kurallarının değiştirilmesi şeklinde zorlama olduğu; meslek üyelerinin menfaatlerinin ve haklarının zaten kendi yasaları ve diğer yasalar ile güvence altına alındığı, yasaya aykırı suçların cezalandırılabileceği, varsayımların cezalandırılamayacağı; yazılı hizmet sözleşmesi yapılmadan iş kabul edilmemesi yönündeki zorlamanın Anayasa’ya ve yasalara aykırı olduğu; genç meslektaşları muhasebe bürolarında işçi olarak çalışmaya zorladığı; bir meslektaşın yanından ayrılan meslektaşa iki yıl geçmedikçe tanıdığı kişinin işini almasının yasaklanmasının “kısıtlama” olduğu; bütün bunlarla ilgili denetimlerin zaten hukuk içinde takip ve usul yolları olduğu, mecburi meslek kuralları adı altında çalışma hürriyetine ve sözleşme hürriyetine sınırlama getirilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 25/02/2019 tarih ve E:2016/4681, K:2019/1309 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 04/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.