Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/3090 E. 2020/2706 K. 25.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/3090 E.  ,  2020/2706 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/3090
Karar No : 2020/2706

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACILAR) : … ve …’ya
velayeten …, …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) : … Bakanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU:Taraflarca, Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/03/2019 tarih ve E:2014/10379, K:2019/2017 sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Okulu öğrencisi olan davacıların çocuklarının eğitim ve öğretim desteği almak için başvuru yapamamalarına ilişkin işlemin ve 07/08/2014 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün resmi internet sitesinde yayımlanan, 5580 Sayılı Kanun Kapsamındaki Özel Okullarda Öğrenim Görecek Öğrenciler İçin Verilecek Eğitim ve Öğretim Desteği Uygulama e-Kılavuzu’nun “Başvuru Şartları” başlıklı 2. maddesinin (f) fıkrasındaki “Resmi ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarının ara sınıflarında veya azınlık okullarında kayıtlı olmak” şeklindeki düzenlemede özel okullara yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali ile davacıların uğramış oldukları maddi kayıpların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti:Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/03/2019 tarih ve E:2014/10379, K:2019/2017 sayılı kararıyla; davalı idarenin usule ilişkin ehliyet itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
Anayasa’nın 2. maddesi, 10. maddesinin 1. ve 5. fıkraları, 42. maddesinin 1., 5., 6. ve 7. fıkraları, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun Ek 1. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin Ek 2. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,
Davacıların çocuklarının eğitim ve öğretim desteği almak için başvuru yapamamalarına ilişkin işlem ile 5580 Sayılı Kanun Kapsamındaki Özel Okullarda Öğrenim Görecek Öğrenciler İçin Verilecek Eğitim ve Öğretim Desteği Uygulama e-Kılavuzu’nun “Başvuru Şartları” başlıklı 2. maddesinin (f) fıkrasındaki “Resmi ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarının ara sınıflarında veya azınlık okullarında kayıtlı olmak” şeklindeki düzenlemede özel okullara yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi yönünden;
Dosyanın incelenmesinden, davacıların velisi olduğu öğrencilerin öğrenimine özel okulda devam ettiği, dava konusu düzenleme nedeniyle eğitim ve öğretim desteğine dair başvuruda bulunamadıklarının anlaşıldığı,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 07/12/1976 tarihli Kjelden, Busk Madsen ve Pedersen/Danimarka kararında, eğitim hakkının kapsamınının “belirli bir zaman zarfında mevcut olan eğitim kurumlarına erişim hakkı”, “bu kişilerin tamamlamış oldukları eğitimlerin resmi olarak tanınması” ve “alınan eğitimden fayda sağlama imkanı” olarak belirlendiği,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin anılan içtihadında, Anayasa’da sosyal devlet ilkesinin benimsenmesi ve zorunlu eğitimin düzenlenmesi dikkate alındığında, eğitim hakkının sadece bir negatif statü hakkı değil, devlete o alanda kamu hizmeti sunma zorunluluğu getiren bir niteliğe sahip olduğunun belirtildiği,
Takdir yetkisinin kamu hizmetlerini yürütmekle görevli olan idareye bu görevini gereği gibi yerine getirebilmesi için belli bir hareket serbestisi tanıdığı; başka bir anlatım ile takdir yetkisinin idareye sınırsız bir serbesti tanınması şeklindeki bir yaklaşımın hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı, dolayısıyla bu yetkinin hukuk devletine bağlı bir idarenin keyfilikten uzak bir şekilde hukuk kuralları içindeki hareket özgürlüğü olarak anlaşılması gerektiği,
Eğitim hizmeti, en önemli kamu hizmetlerinden biri olmakla birlikte, yönetimi karmaşık ve yürütülmesi pahalı bir faaliyet olduğu, Devletin, bireylerin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılama kapasitesinin mali kaynaklarla sınırlı olduğu, bu durumun idarenin bu alandaki düzenleme yetkisine ilişkin takdir aralığını genişletmekle birlikte, öğrencilere çeşitli fırsat ve imkanların tanınmasına yönelik tasarruflarının, eğitim hakkı kapsamında kabul edileceği ve buna ilişkin sahip olduğu takdir yetkisini somut kriterler belirlemek suretiyle objektif ve fırsat eşitliğine göre kullanması gerektiği,
Bu itibarla öğrencilere, öğrenimlerini özel okulda devam ettirebilmeleri adına eğitim ve öğretim desteği verilmesinin eğitim hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Devletin mali kaynaklarındaki sınırlılık nedeniyle tüm öğrencilerin bu destekten faydalanmasına imkan olmadığı açık olmakla birlikte, kamu kaynaklarından sağlanan bu destekten faydalanacak öğrencilerin somut kriterler çerçevesinde belirlenmesi gerektiği,
Davalı idare tarafından, ilgili mevzuat tarafından geniş bir takdir yetkisi tanındığı, bu nedenle dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu iddia edilmekte ise de; ilgili Yönetmeliğin ekinde yer verilen somut bir tespit formu ile öğrenci bazlı değerlendirmenin benimsendiği,
Buna karşın dava konusu Kılavuz hükmüyle üst normlarda yer verilmeyen esaslı bir sınırlamanın getirildiği, anılan düzenlemeden kaynaklanan eşitsizliğin özel okullarda öğrenim gören öğrenci ve velileri tarafından bir hak kaybı olarak algılanması neticesinde uygulamada çeşitli sorunlara yol açacak şekilde özel okullardan resmi okullara sanal bir geçişin yaşandığı, kaldı ki, yaşanan problemler neticesinde 2015 yılına ait Kılavuz’da özel okulda öğrenim gören öğrencilere de eğitim ve öğretim desteğine başvuru imkanının tanındığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, özel okullarda öğrenim gören öğrencileri kapsamaması nedeniyle eksik düzenleme içeren dava konusu Kılavuz hükmünde ve bu hükmün dayanak teşkil ettiği davacıların velisi olduğu öğrencilerin eğitim ve öğretim desteğine dair başvuruda bulunamaması işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı,
Davacıların uğramış oldukları maddi kayıpların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden;
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesi sonucunda, eğitim ve öğretim desteğine ilişkin sürecin, eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmak isteyen özel okulların ve bu destekten yararlanmak isteyen öğrencilerin başvuruları ile başladığı, destek verilecek özel okulların ve destekten yararlanacak öğrencilerin ilanı, destekten yararlanacak öğrencilerin tercihlerinin alınması ve yerleştirme sonuçlarının ilanı ile devam ettiğinin anlaşıldığı,
Bu durumda, davacıların velisi olduğu öğrencilerin kayıtlı olduğu … İlkokulu ve Ortaokulunun eğitim ve öğretim desteğine başvuruda bulunmadığı anlaşıldığından, davacıların uğramış oldukları maddi kayıpların yasal faiziyle ödenmesi isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği gerekçeleriyle,
… Okulu öğrencisi olan davacıların çocuklarının eğitim ve öğretim desteği almak için başvuru yapamamalarına ilişkin işlemin ve 07/08/2014 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün resmi internet sitesinde yayımlanan, 5580 Sayılı Kanun Kapsamındaki Özel Okullarda Öğrenim Görecek Öğrenciler İçin Verilecek Eğitim ve Öğretim Desteği Uygulama e-Kılavuzu’nun “Başvuru Şartları” başlıklı 2. maddesinin (f) fıkrasındaki “Resmi ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarının ara sınıflarında veya azınlık okullarında kayıtlı olmak” şeklindeki düzenlemede özel okullara yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptaline, davacıların uğramış oldukları maddi kayıpların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacılar tarafından, her ne kadar, çocuklarının kayıtlı olduğu özel okulun eğitim ve öğretim desteğine başvurmadığı açık ise de, dava konusu Kılavuz’un “Başvuru Şartları” başlıklı 2. maddesinin (f) fıkrasındaki özel okullara yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme nedeniyle, çocuklarının kaydını eğitim ve öğretim desteğine başvuran başka bir okula aldırma imkanının ellerinden alındığı, bu işlem nedeniyle maddi kayıplarının bulunmadığından bahsedilemeyeceği, uğramış oldukları maddi kayıpların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi hakkında verilen karar, taraflar yönünden lehe veya aleyhe bir karar olarak değerlendirilemeyeceğinden, bu kısım nedeniyle davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, 5580 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesi ile Bakanlıklarına geniş bir takdir yetkisi verildiği, bu takdir yetkisi kapsamında düzenlenen Kılavuz hükmünde ve davacıların çocuklarının eğitim ve öğretim desteği almak için başvuru yapamamalarına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, diğer taraftan, özel okullarda okuyan öğrencilerin eğitim ve öğretim desteğine başvurabilmek için kayıtlarını Devlet okullarına aldıkları bilgisinin Bakanlıklarına ulaşması nedeniyle, 2015-2016 eğitim-öğretim yılına ilişkin Kılavuz’da özel okullarda okuyan öğrencilere de eğitim ve öğretim desteğine başvurma hakkı tanındığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
5580 Sayılı Kanun Kapsamındaki Özel Okullarda Öğrenim Görecek Öğrenciler İçin Verilecek Eğitim ve Öğretim Desteği Uygulama e-Kılavuzu, 07/08/2014 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün resmi internet sitesinde yayımlanmıştır.
Anılan Kılavuz’un “Başvuru Şartları” başlıklı 2. maddesinin (f) fıkrasındaki “Resmi ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarının ara sınıflarında veya azınlık okullarında kayıtlı olmak” şeklindeki düzenlemede özel okullara yer verilmemesi nedeniyle, … Okulu öğrencisi olan davacıların çocukları eğitim ve öğretim desteği almak için başvuru yapamamıştır.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun Ek 1. maddesinde, “Bu Kanun kapsamında örgün eğitim yapan özel ilkokul, özel ortaokul ve özel liselerde öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrenciler için, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre her kademede okulun öğrenim süresini aşmamak üzere, eğitim ve öğretim desteği verilebilir. Bu fıkra kapsamındaki eğitim ve öğretim desteğinden özel okul öncesi eğitim kurumlarından eğitim alanlar da, 48-66 ay arasında olmak şartıyla en fazla bir eğitim-öğretim yılı süresince yararlandırılabilir.
Eğitim ve öğretim desteği, Bakanlıkça eğitim kademelerine göre her bir derslik için belirlenen asgari öğrenci sayısının üzerinde ve her hâlükârda derslik başına belirlenen azami öğrenci sayısını geçmemek üzere verilebilir. Eğitim ve öğretim desteği verilecek toplam öğrenci sayısı her yıl Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken belirlenir.
Eğitim ve öğretim desteği; yörenin kalkınmada öncelik derecesi ve gelişmişlik durumu, öğrencinin ailesinin gelir düzeyi, eğitim bölgesinin öğrenci sayısı, desteklenen öğrenci ve öğrencinin gideceği okulun başarı seviyeleri ile öncelikli öğrenciler gibi ölçütler ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak verilebilir.
Söz konusu eğitim öğretim hizmetini sunan veya yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarların, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmesi, yapılacak tebligatla sebebiyet verenlerden istenir. Bu süre içinde ödenmemesi hâlinde bu tutarlar, anılan Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilir. Bu fiillerin tekrarı hâlinde, ayrıca kurum açma izinleri iptal edilir.
Dönüşüm programı kapsamındaki kurumları, aynı amaç ve niteliklerinin korunması şartıyla devralanlar, bu madde hükümlerinden Bakanlığın izni ile yararlandırılabilir.
Dönüşüm sürecinin bitiminde dönüşme talebinde bulundukları örgün eğitim kurumunun haiz olması gereken şartları karşılayamayanların kurum açma izinleri iptal edilerek faaliyetlerine son verilir. Bu durumdaki kurumlardan, teşvik uygulamaları kapsamında yararlandıkları istisna, muafiyet ve haklar ile diğer teşviklerin parasal tutarının, ilgili teşvikten yararlandırılma tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmesi yapılacak tebligatla ilgililerden istenir. Bu süre içinde ödenmemesi hâlinde bu tutarlar anılan Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilir.
Bu madde kapsamında Bakanlıkta istihdam edileceklerde aranacak şartlar, eğitim ve öğretim desteğinin verilmesine ilişkin ölçütler, desteğin verileceği eğitim kurumu türleri, eğitim kademeleri ve kurumlar itibarıyla verilecek destek tutarları, eğitim ve öğretim desteğinin kontrol ve denetimi ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin Ek 2. maddesinde de, “Kanunun Ek-1 inci maddesine göre her yıl Temmuz ayında Maliye Bakanlığı ile müştereken hazırlanacak olan tebliğde illere göre belirlenen sayıdaki öğrenciler için (Ek-10) de yer alan okul türleri ve gruplarına göre eğitim ve öğretim desteği verilebilir. Tebliğde; her bir öğrenci için verilebilecek eğitim öğretim desteği tutarı resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, bir önceki yılın verileri esas alınarak belirlenir.
Eğitim ve öğretim desteği, okul öncesi eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden yaşları 48-66 ay arasında olmak üzere en fazla bir eğitim-öğretim yılı süresince, diğer okullarda ise okulun öğretim süresi kadar verilir. Nakil yoluyla gelen öğrenciler için ise eğitim ve öğretim desteği süresi okulun kalan öğretim süresinden fazla olamaz.
Eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmak isteyen okullar ve öğrenciler Ağustos ayının ilk haftası içerisinde, MEBBİS’te oluşturulan modül üzerinden müracaat ederler. Eğitim ve öğretim desteği verilecek okullar ve asil öğrenciler ile bu öğrenci sayısının yüzde onu kadar yedek öğrenci, Eylül ayının ilk iş gününe kadar Ek-11 ve Ek-12’deki formlara göre tespit edilir. Eğitim ve öğretim desteğinden yararlanacak okullar ve öğrenciler Genel Müdürlük internet sayfasında duyurulur.
Eğitim ve öğretim desteğinden yararlanacak öğrenciler, MEBBİS’te oluşturulan modül üzerinden tercihlerine uygun okula yerleştirilir.
Öğrencinin, eğitim ve öğretim desteğinden yararlanabilmesi için, Eylül ayının son iş gününe kadar okula kaydının veya naklinin yapılmış olması gerekir. İle ayrılan eğitim ve öğretim desteği alacak öğrenci sayısının tamamının kullanılmaması durumunda, ailesi sağlık veya zorunlu bir nedenle nakil olan öğrenciler eğitim ve öğretim desteğinden yararlandırılabilir.
Eğitim ve öğretim desteği verilecek öğrencinin uzun süreli tedavi gördüğünü sağlık raporu ile belgelendirenler hariç olmak üzere bulundukları sınıfta sınıf tekrarı yapmamış olması gerekir.
Bu Yönetmeliğin Ek-1 inci maddesi kapsamında eğitim öğretim desteği verilen okullar ile ücretsiz veya burslu okutulan öğrenciler için eğitim ve öğretim desteği verilmez.
Tespit edilen okulların dersliklerine göre eğitim ve öğretim desteği verilebilecek öğrenci sayıları, okulun Eylül ayının üçüncü iş günü dersliklerinde kayıtlı olan öğrenci sayıları esas alınarak belirlenir.
Ek-11 ve Ek-12’deki formlara göre yapılacak değerlendirmede eşitlik olması durumunda, derslik düzeyinde boş kontenjanı fazla olan okullar, öğrencilerde ise öncelikle bir önceki yılın yıl sonu başarı puanı yüksek olan, eşitliğin bozulmaması durumunda özürsüz devamsızlığı az olan tercih edilir. Eşitliğin yine bozulmaması halinde ise yaşı küçük olan öğrenci tercih edilir.
Söz konusu eğitim ve öğretim desteğini sunan ve yararlananlardan gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet verenler hakkında Kanunun Ek-1 inci maddesi hükümleri uygulanır.
Bir eğitim ve öğretim yılı için verilecek eğitim ve öğretim desteğinin % 35’i Kasım, % 35’i Şubat ve % 30’u da Haziran aylarında okula ödenir.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Daire kararının iptale ilişkin kısmı yönünden;
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Sekizinci Dairesi kararının, davacıların çocuklarının eğitim ve öğretim desteği almak için başvuru yapamamalarına ilişkin işlemin ve 07/08/2014 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün resmi internet sitesinde yayımlanan, 5580 Sayılı Kanun Kapsamındaki Özel Okullarda Öğrenim Görecek Öğrenciler İçin Verilecek Eğitim ve Öğretim Desteği Uygulama e-Kılavuzu’nun “Başvuru Şartları” başlıklı 2. maddesinin (f) fıkrasındaki “Resmi ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarının ara sınıflarında veya azınlık okullarında kayıtlı olmak” şeklindeki düzenlemede özel okullara yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptaline ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire kararının davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı yönünden;
Temyiz istemine konu Daire kararında davacıların uğramış oldukları maddi kayıpların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddi yönünde hüküm kurulduğu görülmekte ise de; bu kararın, dava konusu işlem nedeniyle davacıların uğramış olduğu maddi kayıp bulunmadığı gerekçesiyle verilmesi nedeniyle sonucu itibarıyla ret kararı olarak değerlendirilmesi ve işin esası yönünden inceleme yapılması gerekmektedir.
Olayda, dava konusu Kılavuz’un “Başvuru Şartları” başlıklı 2. maddesinin (f) fıkrasındaki “Resmi ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarının ara sınıflarında veya azınlık okullarında kayıtlı olmak” şeklindeki düzenlemede özel okullara yer verilmemesi nedeniyle, … Okulu öğrencisi olan davacıların çocuklarının eğitim ve öğretim desteği almak için başvuru yapamadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kılavuz’a göre eğitim ve öğretim desteğine ilişkin sürecin; eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmak isteyen özel okulların ve öğrencilerin başvurularının alınması, mevzuatta belirtilen ölçütlere göre söz konusu başvuruların değerlendirilmesi, destek verilecek özel okulların ve destekten yararlanacak öğrencilerin ilanı, destekten yararlanacak öğrencilerin tercihlerinin alınması, yerleştirme sonuçlarının açıklanması ve kayıt aşamalarından oluştuğu görülmektedir.
Bu durumda, davacıların çocuklarının eğitim ve öğretim desteği almak için başvuru yapamamalarına ilişkin işlemin ve dava konusu Kılavuz’un “Başvuru Şartları” başlıklı 2. maddesinin (f) fıkrasının eksik düzenleme nedeniyle iptal edilmesi, çocukların mutlaka bu destekten yararlanacakları anlamına gelmeyeceğinden, davacıların bu aşamada uğradığı bir maddi kayıptan söz etmeye hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davacıların uğramış oldukları maddi kayıpların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminin incelenmeksizin reddi yönündeki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 20/03/2019 tarih ve E:2014/10379, K:2019/2017 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının ONANMASINA oybirliği ile,
3. Anılan Daire kararının, davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA oyçokluğu ile,
4. Kesin olarak, 25/11/2020 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

X- Olayda, davacıların uğramış oldukları maddi kayıpların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden verilen davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kararın usul yönünden verilen bir karar olması nedeniyle, temyiz aşamasında bu kararın usul ve hukuka uygun olup olmadığı yönünden incelenebileceği, usul yönünden verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunmaması halinde kararın bozularak mahkemesine/dairesine gönderilmesi gerektiğinden, usul yönünden verilen kararın gerekçesi değiştirilerek esas yönünden onanmasında usul hükümlerine ve hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz istemine konu Daire kararının davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı yönünden kararın bozularak bozma gerekçesi doğrultusunda karar verilmek üzere Dairesine gönderilmesi gerekirken işin esasına yönelik inceleme yapılmak suretiyle verilen karara katılmıyorum. Esas yönünden ise karara katılıyorum.