Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/2951 E. 2020/1983 K. 26.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/2951 E.  ,  2020/1983 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2951
Karar No : 2020/1983

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … Derneği
2- … Derneği

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : Sağlık Bakanlığı

VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMLERİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 13/06/2019 tarih ve E:2019/7258, K:2019/4784 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün “Muayenehanelerde yapılabilecek işlemler” konulu 22/06/2015 tarih ve 1006 sayılı yazısının iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 13/06/2019 tarih ve E:2019/7258, K:2019/4784 sayılı kararıyla;
Anayasa’nın 56. maddesi, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 3 ve 9. maddeleri ile 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 2. maddesinin 2. fıkrası ve 40. maddesine dayanılarak, kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaksızın ülke düzeyinde dengeli, verimli ve kaliteli sağlık hizmeti sunulmasını sağlamak üzere ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarının yapılandırılmaları, ruhsatlandırma işlemleri, faaliyetleri ve faaliyetlerine son verilmesi, denetimleri ve diğer hususlar ile ilgili usûl ve esasları düzenlemek amacıyla Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 15/02/2008 tarih ve 26788 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği;
Anılan Yönetmeliğin 39. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile 12/05/2003 tarih ve 25106 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in yürürlükten kaldırıldığı, Geçici 4. maddesinde ise “Güzellik ve estetik veya bu amaçla açılan merkezlerin ve ünitelerin uyumu” başlıklı bir geçiş maddesinin düzenlendiği;
25/09/2010 tarih ve 27710 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 1. maddesi ile asıl Yönetmeliğe eklenen 7. maddesinin 2. fıkrasında, muayenehanenin, bir tabip tarafından mesleğini serbest olarak icra etmek üzere müstakilen açılan, bu Yönetmelik ile belirlenen asgari şartları taşıyan ve bu Yönetmelik’te tanımlanan tıbbi işlemlerin yapılabildiği sağlık kuruluşu şeklinde tanımlandığı ve 38. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendinde de, muayenehanede yapılabilecek tıbbi işlemler listesinin EK-13’te yer aldığının belirtildiği;
Yine, aynı Yönetmeliğin Ek 1. maddesine 21/03/2014 tarih ve 28948 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle eklenen 14. fıkra ile tıp merkezleri bünyesinde estetik birimi kurulabilmesi ve bu birimde yürürlükten kaldırılan Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’te belirtilen işlemlerin yapılabilmesine yönelik düzenlemeye yer verildiği, ancak, muayenehane ve polikliniklerin bu düzenlemenin kapsamına dahil edilmediği;
Aktarılan mevzuat hükümlerine göre, muayenehanelerin güzellik merkezinden dönüşen muayenehane olması halinde bu muayenehanelerde daha önceki tarihlerde verilen yargı kararları gereği sertifikalı tabiplerce veya plastik ve rekonstrüktif cerrahi ya da dermatoloji uzmanları tarafından “Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” kapsamındaki işlemlerin yapılabileceği, güzellik merkezinden dönüşmeyen muayenehanelerde ise, muayenehaneyi işleten tabip, plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı veya dermatoloji uzmanı dahi olsa anılan Yönetmelik kapsamındaki işlemlerin yapılmasına imkân bulunmadığı;
Her ne kadar davacılar tarafından, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 38. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendi ile Ek-13 sayılı “Muayenehanelerde Yapılabilecek Tıbbi İşlemler Listesi”nin Danıştay tarafından iptal edildiği, yargı kararları sonrasında, Bakanlık tarafından muayenehanelerde yapılabilecek işlemleri belirleyen yeni bir listenin henüz oluşturulmadığı, şu an için muayenehanelerde yapılabilecek işlemleri sınırlayan ya da belirleyen herhangi bir liste veya düzenlemenin bulunmadığı ileri sürülerek dava konusu düzenlemenin iptali istenilmiş ise de; anılan listenin iptal edilmiş olmasının tüm işlemlerin muayenehanelerde yapılabileceği anlamını taşımadığı, sağlık hizmet sunumu, insan sağlığı ve hasta güvenliği dikkate alındığında her işlemin muayenehane şartlarında yapılamayacağı, bu bağlamda, fizikî şartları, personel mevcudu, acil müdahale imkânları kısıtlı olan muayenehane şartlarında cerrahi işlemler, ameliyat gibi riskli işlemler ile ekip çalışmasını gerektiren işlemlerin muayenehanelerde yapılmasının kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olacağı hususunda tereddüt bulunmadığı;
Bu durumda, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in yukarıda aktarılan maddelerinin uygulanmasına yönelik kurallar içerdiği anlaşılan dava konusu yazıda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, hekimlerin muayenehanelerinde mesleklerini icra etmelerinin çalışma ve yaşam hakkı ile ilgili olduğu, muayenehanede çalışmalarının dava konusu yazı ile sınırlanmasının ölçülülük ilkesine ve kamu yararına aykırı olduğu, Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından hazırlanan çekirdek eğitim müfredatına göre dermatoloji uzmanlarının dolgu ve botoks işlemlerini yapmaya ehil oldukları, güzellik merkezinden dönüşen muayenehanede bu işlemlerin yapılmasının kabul edilmesinin çelişki doğurduğu, ayrıca dosyada bu işlemlerin muayenehanelerde yapılmasının hastaların sağlık ve yaşam hakkını ihlal ettiğine ilişkin herhangi bir bilimsel veri de bulunmadığı ileri sürülmektedirler.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 13/06/2019 tarih ve E:2019/7258, K:2019/4784 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
4. Kesin olarak, 26/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.