Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/2860 E. 2020/2068 K. 05.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/2860 E.  ,  2020/2068 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2860
Karar No : 2020/2068

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … (…)

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 27/02/2019 tarih ve E:2018/4380, K:2019/1401 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Büyükelçiliğinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli personel statüsünde görev yapmakta iken emekli olan davacı tarafından, kendisine ödenmeyen 42.181,58-TL iş sonu tazminatının 30/04/2007 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi ile bu ödemeye 02/09/2005 tarih ve 25924 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 03/08/2005 tarih ve 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’ndaki “…Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri hizmet sınıfındaki aynı veya benzeri kadro unvanı esas alınarak hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personele 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçmemek üzere,…” ibaresi ile getirilen sınırlamanın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 27/02/2019 tarih ve E:2018/4340, K:2019/1401 sayılı kararıyla; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/11/2015 tarih ve E:2013/2528, K:2015/4341 sayılı bozma kararına uyularak;
Davacının, 01/01/1984-30/04/2007 tarihleri arasında sözleşmeli personel statüsünde görev yaptığı döneme ilişkin olarak hiç ödenmeyen iş sonu tazminatı istemi yönünden yeniden bir karar verilmesi gerektiği,
Hukuka uygun olduğu kesinleşen yargı kararıyla hüküm altına alınan Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, sözleşmeli personele görev yaptığı pozisyon unvanı itibarıyla, Devlet Memurları Kanunu’na göre girebilecekleri hizmet sınıfındaki aynı veya benzeri kadro unvanı esas alınarak hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personele 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçmemek üzere, çalıştığı her tam hizmet yılı için ayrılış tarihindeki hizmet sözleşmesinde yazılı aylık brüt ücret tutarında iş sonu tazminatı ödeneceği, bir yıldan artan süreler için de, tam yıl için hesaplanan miktardan o süreye isabet eden tutar kadar ödeme yapılacağının anlaşıldığı,
Dosyanın incelenmesinden, …Büyükelçiliğinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi kapsamında 01/01/1984 – 30/04/2007 tarihleri arasında sözleşmeli personel statüsünde görev yapmakta iken emekli olan davacıya ödenmeyen iş sonu tazminatının dayanağı Bakanlar Kurulu Kararı’ndaki “… Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri hizmet sınıfındaki aynı veya benzeri kadro unvanı esas alınarak hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personele 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçmemek üzere, …” ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığının yargı kararıyla hüküm altına alındığı, yargılama esnasında davacı vekili tarafından yapılan 18/09/2013 tarihli başvuru üzerine davalı … Bakanlığı tarafından, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına Dair Esasların 7. maddesi uyarınca, davacının 01/01/1984 – 30/04/2007 tarihleri arasındaki toplam 23 yıl, 3 ay, 29 gün hizmet süresi için emsali lise mezunu Devlet memurunun bu hizmet süresinin sonunda 6. derecenin 5. kademesine geleceği belirlenerek, sözleşmesinin sona erdiği tarih itibarıyla bir hizmet yılı için ödenecek azami ikramiye tutarı olarak tespit edilen 838,92-TL üzerinden 01/10/2013 tarihinde davacıya 19.423,91-TL ödeme yapıldığının anlaşıldığı,
Bu durumda, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı’nın yukarıda yer verilen ve hukuka uygun olduğu kesinleşen yargı kararıyla tespit edilen kuralı çerçevesinde davalı idarece davacının sözleşmeli personel statüsünde geçen hizmet süresi için hesaplanan ve davacıya ödenen iş sonu tazminatının 19.423,91-TL tutarındaki kısmı hakkında karar verilmesine olanak bulunmadığı, davacıya iptali istenilen Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde iş sonu tazminatının hesaplanarak ödendiği anlaşıldığından, fazlaya ilişkin tazminat istemi yönünden ise davanın reddi gerektiği sonucuna varıldığı,
Davacının iş sonu tazminatına 30/04/2007 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek mevduat faizi uygulanmasına ilişkin istemine gelince;
Uyuşmazlığın, sözleşmeli personel statüsünde görev yapmakta iken emekli olan davacıya ödenmeyen iş sonu tazminatı isteminden kaynaklandığı, buna göre doğrudan açılan tam yargı davasında, davalı idare tarafından hesaplanarak ödenen 19.423,91-TL iş sonu tazminatı tutarına davanın açıldığı 07/04/2008 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun uyarınca işletilecek yasal faizin davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle,
Davacının tazminat isteminin 19.423,91-TL’lik kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 19.423,91-TL tutarındaki iş sonu tazminatının, davanın açıldığı 07/04/2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte, davalı idareler tarafından hesaplanarak davacıya ödenmesine ve fazlaya ilişkin tazminat ve faiz istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarelerden …Bakanlığı tarafından, davacıya 01/10/2013 tarihinde 19.423,91-TL tutarında iş sonu tazminatı ödemesi yapıldığı, 1 numaralı hüküm fıkrasında davacıya ödenen iş sonu tazminatı miktarı bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine rağmen, 2 numaralı hüküm fıkrasında davacıya ödenen iş sonu tazminatının davanın açıldığı 07/04/2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verildiği, 2 numaralı hüküm fıkrasının bu haliyle davacıya ödenen iş sonu tazminatı ve bu tazminata ödeme tarihinden sonra faiz işletilmesine olanak sağlaması bakımından haksız bir talep hakkı verebilecek nitelikte olduğu, eksik ve yanlış değerlendirmeye dayalı olarak verildiği iddia edilen Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, Daire kararının 2 numaralı hüküm fıkrasına ilişkin temyiz istemi incelendiğinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda, Danıştayın; kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik ve yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyiz istemine konu Daire kararı incelendiğinde; kararın gerekçe kısmında davalı idare tarafından davacıya ödenen 19.423,91-TL iş sonu tazminatı bakımından davanın konusuz kaldığı ve bu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine; davacının faiz istemi hakkında, 19.423,91-TL iş sonu tazminatı tutarına, davanın açıldığı 07/04/2008 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizin davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat ve faiz istemleri yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, kararın 2 numaralı hüküm fıkrasında, (1 numaralı hüküm fıkrasında) hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilen iş sonu tazminatı ile ilgili olarak “19.423,91-TL tutarındaki iş sonu tazminatının davanın açıldığı 07/04/2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden tarafından hesaplanarak davacıya ödenmesine” yolunda karar verildiği, her ne kadar kararın gerekçe kısmındaki açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde 2 numaralı hüküm fıkrası ile yalnızca faiz istemine ilişkin hüküm kurulmasının amaçlandığı söylenebilirse de, söz konusu hüküm fıkrasının bu haliyle davacıya ödenen ve hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilen 19.423,91-TL tutarındaki iş sonu tazminatı bakımından, haksız ve mükerrer bir talep hakkı verebilecek nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle, Danıştay Onikinci Dairesinin temyiz istemine konu 27/02/2019 tarih ve E:2018/4340, K:2019/1401 sayılı kararının 2 numaralı hüküm fıkrasının,”19.423,91-TL tutarındaki iş sonu tazminatına davanın açıldığı 07/04/2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizin, davalı idareler tarafından hesaplanarak davacıya ödenmesine” şeklinde düzeltilerek onanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerden … Bakanlığının temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen davanın reddine, kısmen de davanın kabulüne ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 27/02/2019 tarih ve E:2018/4340, K:2019/1401 sayılı kararının, yukarıda belirtildiği şekliyle düzeltilerek ONANMASINA,
3.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.