Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/2439 E. 2020/1943 K. 22.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/2439 E.  ,  2020/1943 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2439
Karar No : 2020/1943

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 11/03/2019 tarih ve E:2016/10281, K:2019/1146 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 28/12/2014 tarih ve 29219 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 15. maddesinin 3. fıkrasının 2. cümlesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 11/03/2019 tarih ve E:2016/10281, K:2019/1146 sayılı kararıyla;
18/04/1999 tarih ve 23670 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin dava konusu işlem tarihinde yürürlükteki 8. ve 12/A maddeleri incelendiğinde; kamu kurumlarınca gerçekleştirilecek görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına ilişkin usul ve esasların belirlendiği; ancak, sözlü sınava ilişkin herhangi bir kayıt sistemi kullanılmasını zorunlu kılan bir düzenlemeye yer verilmediği görüldüğünden, davalı idarece Genel Yönetmelikte verilen yetki çerçevesinde yapılan düzenlemede üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, sözlü sınav puanının görevde yükselme sınavında başarılı sayılmada belirleyici olduğu, dava konusu hükümle sözlü sınava ilişkin ilgili kurul üyelerinin ayrı ayrı düzenleyeceği tutanak dışında herhangi bir kayıt sisteminin kullanılmayacağının belirtildiği, bu düzenleme ile sınava ilişkin değerlendirmenin nesnel olarak ölçülebilir olmasının engellendiği; doğabilecek uyuşmazlıkların giderilmesi açısından sözlü sınavın mutlaka yazılı, görsel ve sözel kayıt altına alınmasının gerektiği, bu nedenle dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 11/03/2019 tarih ve E:2016/10281, K:2019/1146 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 22/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 28/12/2014 tarih ve 29219 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği”nin 15. maddesinin 3. fıkrasının, “Bunun dışında sözlü sınav ile ilgili herhangi bir kaşıt sistemi kullanılmaz.” kuralını taşıyan ikinci cümlesinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay İkinci Dairesince verilen ve davanın reddine ilişkin bulunan kararı, davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik”in, işlem tarihinde yürürlükte bulunan “Görevde Yükselme Yönetmelikleri” başlıklı 15. maddesinde; “il özel idareleri, belediyeler ile il özel idareleri ve belediyelerin kurdukları birlik, müessese ve işletmeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlardaki personel için İçişleri Bakanlığı; yükseköğretim üst kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarındaki personel için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı olmak üzere kurumlar, bu Yönetmeliğin kapsamına giren görevlere atanacaklarda aranacak şartları ve yapılacak sınavlara ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususları Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşünü alarak bu Yönetmeliğe aykırı olmamak üzere çıkaracakları yönetmelikle düzenler.
Bu Yönetmeliğin uygulanması sırasında doğacak tereddütleri gidermeye Devlet Personel Başkanlığı yetkilidir.” kuralına yer verilmek suretiyle, kurumlara bu Yönetmeliğe aykırı olmamak üzere kendi yönetmeliklerini çıkarma yetkisi verilmiştir.
Genel Yönetmeliğin “Sözlü sınav” başlıklı 12/A. maddesinde, sözlü sınavla ilgili düzenleme yapılmış olmakla birlikte, burada dava konusu Yönetmelik düzenlemesinde olduğu gibi “Bunun dışında sözlü sınav ile ilgili herhangi bir kayıt sistemi kullanılmaz.” kuralına yer verilmemiştir.
Bu bağlamda Genel Yönetmeliğe açıkça aykırı olan dava konusu Yönetmeliğin iptaline karar verilmesi gerekirken, aksi değerlendirmeyle verilen Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktır.
Öte yandan, sözlü sınavlara ilişkin uygulamaların, diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargısal denetiminin yapılması esastır. İdari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurları ile sınırlı olarak yapılacak bir yargısal denetim, hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi temin etmeyecektir.
Bu itibarla, sözlü sınav öncesinde, sınav komisyonunca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanması ve tutanağa bağlanması, her adaya sorulan soruların kayda geçirilmesi ve sorulan sorulara adayların verdiği yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun takdir edildiğinin tutanakta ayrı ayrı gösterilmesi, gerekirse sınavların sesli ve görüntülü olarak kaydedilmesi, böylece sözlü sınavın nesnel olarak yapılması ve yargısal denetimin tüm unsurlarıyla gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 15. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Bunun dışında sözlü sınav ile ilgili herhangi bir kayıt sistemi kullanılmaz.” cümlesinin, yargısal denetimin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurlarla yapılmasına neden olacağı açık olup, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın bu yönüyle de usul ve hukuka uygun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.