Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/2371 E. 2020/2022 K. 02.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/2371 E.  ,  2020/2022 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2371
Karar No : 2020/2022

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı-ANKARA
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 03/04/2019 tarih ve E:2016/838, K:2019/1627 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 2014 yılı Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilme Kılavuzu’nun “C- Diğer Hususlar” başlıklı bölümünün 1. maddesinin iptali ve bu işleme dayanak gösterilen 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesinin 8. fıkrası ile Geçici 10. maddesinin 8. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 03/04/2019 tarih ve E:2016/838, K:2019/1627 sayılı kararıyla;
Anayasa’ya aykırılık iddiası yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş, 2014 yılı “Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilme Kılavuzu’nun “C-Diğer Hususlar” başlıklı bölümünün 1.maddesinde yer alan, “Mevcut yöneticiler, yerlerine görevlendirilen yöneticiler göreve başlayana kadar başkaca herhangi bir işlem yapılmaksızın görevlerine aynı statüde devam edecektir.” düzenlemesine yer verildikten sonra,
Dava konusu Kılavuz’un dayanağı olan ve 10/06/2014 tarih ve 29026 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin, 06/10/2015 tarih ve 29494 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmeliğin 35. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle, dava konusu Kılavuz’un dayanağının ve uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, dolayısıyla davanın konusuz kaldığı,
Davacının, dava konusu hükme istinaden kendisi hakkında tesis edilen bireysel işleme yönelik bir iptal talebinin bulunmadığı, bununla birlikte, dava dilekçesi incelendiğinde, davacının davayı açarken, hakkında tesis edilen (bireysel) işlemin hukuka aykırı olduğunu öne sürdüğü ve bu işleme dayanak oluşturması nedeniyle de “sadece” dava konusu Kılavuz’un iptalini istediği,
Buna karşılık, davalı idare bünyesinde görev yapan ve davacı ile aynı durumda olup, dava konusu Kılavuz hükmüne dayanılarak hakkında işlem tesis edilen personelin bir kısmı tarafından, sadece anılan Kılavuz hükmünün değil, bu hükme dayanılarak haklarında tesis edilen bireysel işlemlerin de iptali istemiyle çok sayıda dava açıldığı, bu kapsamda; bir başka davacı tarafından, dava konusu Kılavuz hükmü ile birlikte, hakkında tesis edilen geçici olarak görevlendirmeye ilişkin bireysel işlemin iptali istemiyle açılan davada verilen 02/10/2017 tarih ve E:2016/839, K:2017/5780 sayılı kararla, ilgili hakkında tesis edilen geçici olarak görevlendirmeye ilişkin bireysel işlemin yargısal denetimi yapılırken, bu bireysel işlemin dayanağı olan ve iptali talep edilen dava konusu Kılavuz hükmü yönünden de hukuki inceleme ve değerlendirme yapıldığı ve Kılavuz’un anılan hükmünün, üst hukuk normlarına uygun olarak düzenlediği, bu nedenle hukuka ve mevzuata aykırı olmadığı yönünde tespitlerde bulunulduğu, bu durumda, davacının, davada haksız çıkan taraf olarak kabulü ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği sonucuna ulaşıldığı, nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30/11/2015 tarih ve E:2014/5688, K:2015/4612 sayılı kararı ile 21/03/2016 tarih ve E:2014/5858, K:2016/988 sayılı kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle,
Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik ve eki Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri Değerlendirme Formuna göre, müdürlük görev süresinin uzatılmasında asgari 75 puan alınması gerektiği, bu durumda ilçe millî eğitim müdürü ve şube müdürlerinin verecekleri azami puan toplamının 60 olduğu dikkate alındığında, bu görevlilerin tam puan vermeleri durumunda dahi yöneticilik görev süresinin uzatılmasının mümkün olmadığı, ilçe millî eğitim müdürü ve şube müdürlerinin yöneticilik görev süresinin uzatılmasında tek başına belirleyici olmadığı; diğer taraftan, ilçe millî eğitim müdürü ve şube müdürlerinin değerlendirecekleri müdür ile belirli bir süre çalışmış olmalarına da gerek bulunmadığı, bu görevlilerin ilçe millî eğitim müdürlüğünü temsil etmekte ve müdür hakkında şahsi görüşlerine göre değil kurumun değerlendirme sonuçlarına göre puan vermek durumunda olduğu; Yönetmelik hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilen ilgili hakkındaki işlemin hukuka uygun olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin yerinde olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyiz istemine konu Daire kararında, bir yandan dava konusu Kılavuz’un dayanağının yürürlükten kaldırıldığından bahisle iptali istenilen madde yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, öte yandan davacı ile aynı durumda olan bir başka davacı tarafından açılan davada verilen 02/10/2017 tarih ve E:2016/839, K:2017/5780 sayılı kararla, ilgili hakkında tesis edilen geçici olarak görevlendirmeye ilişkin bireysel işlemin yargısal denetimi yapılırken dayanağı dava konusu Kılavuz hükmü yönünden de hukuki inceleme ve değerlendirme yapıldığı ve Kılavuz’un anılan hükmünün, üst hukuk normlarına uygun olarak düzenlediği, bu nedenle hukuka ve mevzuata aykırı olmadığı yönünde tespitlerde bulunulduğu belirtilerek hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilen Kılavuz maddesi hükmünün hukuki incelemesinin yapıldığı karara yollama yapılmıştır.
Her ne kadar, dava konusu Kılavuz maddesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş ise de, dava konusu bu düzenlemenin hukuki denetiminin bir başka davada yapıldığı ve bu davada Kılavuz hükmünün hukuka ve mevzuata aykırı olmadığı yönünde tespitlerde bulunulduğu anlaşıldığından, davalı idarenin lehine olan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara yönelik temyiz isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin, Danıştay İkinci Dairesinin 03/04/2019 tarih ve E:2016/838, K:2019/1627 sayılı kararına yönelik temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Kesin olarak, 02/11/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Yargılama hukukunda, yargı (hüküm), uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin yargılama sürecinin sonunda ulaştığı “sonuç”tur.
Davaya konu idari işlemin hukuka uygunluk denetimini yapmakla görevli idari yargı merciince, 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde sayılan unsurlar yönünden, işlemin hukuka aykırı olup olmadığına dair yargısal denetim yapılması ve bu denetim sonucunda varılan kararın gerekçeli olarak ortaya konulması gerekmektedir.
Davacı tarafından, 2014 yılı Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilme Kılavuzu’nun “C – Diğer Hususlar” başlıklı bölümünün 1. maddesinin iptali istenilmiş olup, Daire tarafından dava konusu düzenlemelerin üst hukuk normlarına uygun olup olmadığı yönünde inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu Kılavuz’un dayanağı Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu durumda, Dairece verilen kararın davalı idarenin lehine olduğundan söz etmenin mümkün olmaması sebebiyle, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilen karara yönelik davalı idarenin temyiz isteminin incelenmesi gerektiğinden çoğunluk kararına katılmıyoruz.