Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/2345 E. 2020/1700 K. 01.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/2345 E.  ,  2020/1700 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2345
Karar No : 2020/1700

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- … Birliği
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
2- … Kurulu – …
VEKİLLERİ: Av. …, Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 09/04/2019 tarih ve E:2012/3828, K:2019/1138 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği (TDUB)nin 26/05/2012 tarihinde yapılan Üçüncü Olağan Genel Kurul toplantısında, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesi konusunda alınan ve 21/06/2012 tarihinde SPK tarafından onaylanan kararın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 09/04/2019 tarih ve E:2012/3828, K:2019/1138 sayılı kararıyla;
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Konu ve amaç” başlıklı 1. maddesi ile “Kapsam” başlıklı 2. maddesine, “Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği” başlıklı 40/B maddesine, “Birliğin organları ve statüsü” başlıklı 40/C maddesi ve “Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği” başlıklı 40/D maddesine, 2499 sayılı Kanun’a dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan ve 17/12/2009 tarih ve 27435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nün “Amaç” başlıklı 1. maddesine ve “Kapsam” başlıklı 2. maddesi ile “Genel Kurulun görevleri” başlıklı 15. maddesine yer verilerek;
Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği’nin gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar tarafından üye olmak için başvurmak zorunda olunan tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğu, adı geçen kuruluşun organları, gelirleri, giderleri, çalışma esasları, üyeliğe kabul, üyelikten geçici ve sürekli çıkarma esaslarının SPK’nın önerisi ve ilgili Bakanlığın uygun görüşü üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Statü’de düzenleneceği;
Kanunla verilen yetki doğrultusunda Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan TDUB Statüsü’nde ise, TDUB Genel Kuruluna, SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınan gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarını belirleme görevi verildiği ve Birliğin gelirleri arasında da bu katkı paylarının yer aldığı;
Bu durumda, Kanunla verilen yetki çerçevesinde çıkarılan TDUB Statüsü’nde SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınan gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarını belirleme görevinin Genel Kurul’a verilmiş olduğu ve Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği’ne Genel Kurulu tarafından da verilen yetki uyarınca dava konusu katkı paylarının belirlenmesine ilişkin kararın alındığı, öte yandan, 17/12/2009 tarih ve 27435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nün iptali istemiyle açılan herhangi bir dava bulunmadığından, işlem tarihinde yürürlükte olan mevzuata uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirket tarafından, SPK lisansı olan bir gayrimenkul değerleme şirketi olduğu ve gerek SPK gerek TDUB Statüsü gerekse başka bir yasal düzenleme uyarınca Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği’ne ihtiyarî veya zaruri olarak üye olmasının öngörülmediği, Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği Statüsü’nün 15. maddesi uyarınca Genel Kurul’a SPK lisanslı ve listede yer alan gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınacak ve 25. maddesi uyarınca Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği’ne gelir kaydedilecek katkı paylarını belirleme görevi verildiği, ancak bu düzenlemelerin Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği’nin iç işleyişi ile ilgili olup gayrimenkul değerleme şirketlerini bu katkı paylarını ödemekle yükümlü kılmadığı, ödemekle yükümlü kılan başka bir yasal düzenlemenin de bulunmadığı, Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği’nin kendisini temsil etmediği, Genel Kurul toplantısında oy hakkı hatta toplantıya katılma hakkı bile bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Müşterek Kurul kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği tarafından 26/05/2012 tarihinde gerçekleştirilen Üçüncü Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan karar içeriğinde “… Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili olarak; 01/04/2012 tarihinden önce SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için 3.000-TL tutarında yıllık katkı payının 2012 yılı Temmuz ve 2012 yılı Ekim ayları içinde iki eşit taksit hâlinde alınması; 31/03/2012 tarihinden sonra SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı payının tek seferde ve 2012 yılı Ekim ayı içinde alınması … ” ifadeleri yer almıştır.
Anılan Genel Kurul kararının SPK tarafından 21/06/2012 tarihli toplantıda onaylanması üzerine, davacı şirket tarafından, söz konusu kararın SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesine ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan haliyle 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Konu ve amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un konusu, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak amacıyla; sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemektir.” hükmü; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, “Sermaye piyasası araçları, bu araçların ihracı, halka arzı ve satışı, bunları ihraç veya halka arz edenler, bu Kanun’un 40. maddesi çerçevesinde borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalar, sermaye piyasası faaliyetleri, sermaye piyasası kurumları ve Sermaye Piyasası Kurulu bu Kanun hükümlerine tabidir. Ancak halka açık olmayan anonim ortaklıkların halka arz edilmeyen hisse senedi ihraçları bu Kanun kapsamı dışındadır. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanun’un “Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği” başlıklı 40/B maddesinde, “Türkiye’de sermaye piyasasında aracılık faaliyetinde bulunmaya bu Kanunla yetkili kılınmış kuruluşlar, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar. Bunun için ilgili kuruluş, aracı kuruluş niteliğini kazandığı andan itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdür. Anılan yükümlülüğe uymayan kuruluşların aracılık faaliyetleri Kurulca durdurulur. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği, sermaye piyasasının ve aracılık faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak, Birlik üyelerinin dayanışma ve sermaye piyasasının gerektirdiği özen ve disiplin içerisinde çalışmalarına yönelik meslek kurallarını oluşturmak, haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak, kendisine mevzuatla bırakılan veya Kurulca belirlenen konularda düzenlemeler yapmak, yürütmek, denetlemek; Birlik statüsünde öngörülen disiplin cezalarını vermek amacıyla ilgili hususlarda üye kuruluşları temsilen ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak; mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek, bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir. Birlik, alacağı kararlarda ve yapacağı düzenlemelerde, bu Kanuna, Kurul yönetmelik, tebliğ ve kararlarına, sermaye piyasaları ile ilgili diğer mevzuata uymakla yükümlüdür.” hükmü;
Aynı Kanun’un “Birliğin organları ve statüsü” başlıklı 40/C maddesinde, “(…)Birliğin organları, gelirleri, giderleri ve çalışma esasları, üyeliğe kabul, üyelikten geçici ve sürekli çıkarma esasları, Kurulun önerisi ve ilgili Bakanlığın uygun görüşü üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Statüsünde düzenlenir. Birlik, Statünün yürürlüğe girmesiyle tüzel kişilik kazanır. Kurul, Birliğin talebi üzerine ya da res’en gerekli görülen hallerde, Birliğin görüşünü alarak, Statüde değişiklik yapılmasını ilgili Bakanlığa teklif edebilir. Statü, bu teklifin ilgili Bakanlıkça uygun görülmesi ve Bakanlar Kurulu kararı ile değiştirilebilir. Birlik ödentileri, Statüde belirlenen süre içinde ödenmediği takdirde, Birlik tarafından icra yoluyla tahsil olunur. Birlik ödentilerinin ödenmesine dair kararlar 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 68. maddesinde yazılı resmî belge niteliğindedir. Üyeler, Birlik Statüsüne ve Birlikçe alınacak kararlara uymak zorundadırlar. Birliğin her türlü işlem ve hesapları kurul tarafından denetlenir. (…)” hükmü;
Bahse konu Kanun’un “Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği” başlıklı 40/D maddesinde ise, “Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği’ne üye olmak için başvurmak zorundadırlar. Lisans sahibi, lisans almaya hak kazandığının kendisine tebliğinden itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdür. Anılan yükümlülüğe uymayan kimselerin lisansı Kurulca iptal edilir. Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği, gayrimenkul piyasasının ve gayrimenkul değerleme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak, eğitim ve sertifika vermek, Birlik üyelerinin dayanışma ve mesleğin gerektirdiği özen ve disiplin içerisinde çalışmalarına yönelik meslek kurallarını ve değerleme standartlarını oluşturmak, haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak, kendisine mevzuatla verilen veya Kurulca belirlenen konularda düzenlemeler yapmak, yürütmek, denetlemek, Birlik Statüsünde öngörülen disiplin cezalarını vermek, ilgili konularda üyeleri temsilen ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir. Birlik, bölgesel ve ülke genelinde gayrimenkul değerleri konusunda istatistikler oluşturur ve yayınlar. Konut finansmanı kapsamında yapılan değerlemelere ilişkin bilgilerin, Birlik tarafından belirlenecek usûl ve esaslara göre Birliğe iletilmesi zorunludur. Birlik, alacağı kararlarda ve yapacağı düzenlemelerde, bu Kanuna, Kurul yönetmelik, tebliğ ve kararlarına ve ilgili diğer mevzuata uymakla yükümlüdür. Üyeler, Birlik Statüsüne ve Birlikçe alınacak kararlara uymak zorundadırlar. Birlik, 40/C maddesindeki hükümlere tâbidir.” hükmü yer almaktadır.
2499 sayılı Kanun’a dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan ve 17/12/2009 tarih ve 27435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nün “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Statünün amacı; Türkiye’de sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde gayrimenkul değerleme faaliyetinde bulunmak üzere kendilerine gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı verilen kişilerin üye olacağı, tüzel kişiliği haiz, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğinin yapısı, üyelik esasları ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” düzenlemesi; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, “Bu Statü, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğinin yapısı, üyelik esasları ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin hususları kapsar.” düzenlemesi; “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin (b) bendinde; “değerleme uzmanı: Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip kişileri” ifade edeceği düzenlemesi; “Üyelik” başlıklı 6. maddesinde, “(1) Değerleme uzmanlarının, lisans belgelerinin veriliş tarihinden itibaren üç ay içinde Birlik tarafından belirlenen bilgi ve belgelerle birlikte Birliğe üyelik için gerekli başvuruyu yapmaları zorunludur…” düzenlemesi; “Genel Kurulun görevleri” başlıklı 15. maddesinde, “(1) Genel Kurulun görevleri şunlardır: a) Birliğin amaçlarının gerçekleşmesi için gereken kararları almak. (…) d) SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarını belirlemek. (…) ” düzenlenmesi, “Birliğin gelirleri” başlıklı 25. maddesinde ise, “(1) Birliğin gelirleri şunlardır. a) Birlik üyelerinin bir defaya mahsus verecekleri giriş ücreti b) Yıllık aidat c) SPK tarafından değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı payları … ” düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuat düzenlemelerinin bir arada değerlendirilmesinden; dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre, Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği’ne üye olma zorunluluğunun, yalnızca sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde gayrimenkul değerleme faaliyetinde bulunmak üzere gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı verilen kişiler açısından söz konusu olduğu, değerleme şirketleri açısından ise böyle bir zorunluluğun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, 30/12/2012 tarih ve 28513 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Değerleme Uzmanları Birliği” başlıklı 76. maddesinin 1. fıkrasında, “Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar ile değerleme kuruluşları, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar.” kuralı ile daha önce 2499 sayılı Kanun’la getirilen ve yalnızca “kişiler” açısından belirlenen üye olma zorunluluğu, değerleme şirketleri açısından da getirilmiştir. 6362 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan ve 02/04/2014 tarih ve 28960 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nün “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde de, “(1) Bu statüde geçen; (…) b) Değerleme Kuruluşu: Kurul tarafından sermaye piyasasında değerleme faaliyetinde bulunmak üzere yetkilendirilmiş değerleme kuruluşlarını, c) Değerleme Uzmanı: Kurulun lisanslamaya ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olan kişileri (…) ifade eder.” yönündeki kural ile değerleme kuruluşlarının Kurul tarafından yetkilendirilen tüzel kişileri, değerleme uzmanlarının ise değerleme uzmanlığı lisansına sahip olan gerçek kişileri ifade ettiği belirtilmiş; anılan Statü’nün “Üyelik” başlıklı 8. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Değerleme kuruluşları Kurul tarafından yetkilendirildikleri tarihten itibaren üç ay içinde Birlik tarafından belirlenen bilgi ve belgelerle birlikte üyelik için Birliğe gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdürler. (…)” düzenlemesiyle değerleme kuruluşlarının da Birliğe üye olma zorunluluğu kurala bağlanmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2499 sayılı Kanun ile Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü uyarınca, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği’ne üye olma zorunluluğu bulunmadığı anlaşılan gayrimenkul değerleme şirketlerinden yıllık katkı payı alınmasına yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiş olup, davanın reddi yolundaki Müşterek Kurul kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun temyize konu 09/04/2019 tarih ve E:2012/3828, K:2019/1138 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onüçüncü Dairesine gönderilmesine,
4. 01/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.