Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/179 E. 2020/2522 K. 25.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/179 E.  ,  2020/2522 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/179
Karar No : 2020/2522

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. …
3- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararının, iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan ve 25-29/06/2015 tarihleri arasında yapılan rütbe terfi sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılan davacı tarafından, sözlü sınavın usul ve esaslarını düzenleyen ve 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 12., 27., 28. ve 29. maddelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararıyla;
Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar, …” ibaresi yönünden;
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nda emniyet personelinin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olarak “yazılı sınavda başarılı olma” şartının aranması karşısında, anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak, yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı kriteri aranmadan sözlü sınava çağrılmasına ilişkin uyuşmazlık konusu düzenlemede ilgili Kanun hükmüne uyarlık bulunmadığı,

Öte yandan, kamu hizmetinin sürekli, etkili, verimli bir biçimde sunulabilmesi ve görevin gerektirdiği niteliklere sahip en uygun personelin belirlenebilmesi için, üst rütbeye terfi edecek personelin mesleki bilgi ve genel kültür düzeyini ölçmek amacıyla yapılan ve nesnel bir ölçme değerlendirme yöntemi olan yazılı sınavının tamamlayıcısı olarak görülen sözlü sınavına tabi tutulan adayların, yazılı sınavda başarılı olmasını gerektirecek bir taban puanı aşması veya en yüksek puandan başlanarak o yıl terfi için öngörülen boş kadronun birkaç katının çağrılması ya da her iki kriterin birlikte arandığı veya bunlara benzer bir seçme usulüyle sözlü sınavına çağrılmaları liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olduğu,
Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrası yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Kanun hükmünde ve Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında “sözlü sınav” ifadesine yer verildiği halde, anılan Yönetmelik maddesinin içeriğinde “mülakat” a ilişkin esas ve usullerin düzenleme altına alındığı,
Davranış ve düşüncelere ilişkin bilgi edinme amacıyla bir kişiyle yapılan sorulu cevaplı görüşme olan mülakatın, kamu görevlerine girişte yapılan yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte olup, yazılı sınavla bilgisi ölçülen kişilerin, adayın mesleğe uygun tavır ve davranışlara, yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapıldığı,
Sözlü sınavın ise, amacı bakımından yazılı sınava benzemekte olup, bilgi ölçme amacıyla yapıldığı, ancak, sözlü sınava ilişkin benzer düzenlemelere yer veren bazı yasa ve yönetmeliklerde sözlü sınava tabi tutulacak adayların bilgi yanında mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklere de sahip olunup olunmadığı yönünden değerlendirmeye tabi tutulacağına ilişkin düzenlemelere yer verildiği, dolayısıyla yazılı sınavın tamamlayıcısı olan sözlü sınavın ölçme ve değerlendirme bakımından mülakatı da kapsadığı sonucuna ulaşıldığı,
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Kanun hükmünde açıkça “sözlü sınav” şeklinde yapılan düzenlemeye uygun olarak Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında da “sözlü sınav” ibaresine yer verildiği halde, madde içeriğinde sadece mülakata yönelik değerlendirmelere yer verildiği, buna karşın, sözlü sınavın amacı olan bilgi ölçmeye yönelik hususlara yer verilmediğinden, anılan maddenin 3. fıkrasında eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı,
Kanun’un verdiği yetkiye uygun olarak düzenlenen Yönetmeliğin dava konusu edilen diğer maddelerinde, üst normlara ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle,
Dava konusu Yönetmeliğin, 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar, …” ibaresi ile 3. fıkrasının iptaline, Yönetmeliğin dava konusu edilen diğer kısımları yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, dava konusu Yönetmeliğin Anayasa ve kanunlara uygun olarak düzenlendiği, bahse konu Yönetmelik’te, dayanağı 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun amir hükümleri uyarınca rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olunması şartının arandığı, sözlü sınavında başarı barajının aday lehine düşük tutulduğu, elli puan alma şartı konulmasının kamu yararı ve hizmet gereği olduğu, daha fazla katılımı sağlamak, objektiflik ve hakkaniyet açısından makul olduğu, sözlü sınava girenlere önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle sınavların icra edildiği, dolayısıyla, dava konusu Yönetmelik hükümlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının temyize konu kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerin yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddine, kısmen iptale yönelik Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 25/11/2020 tarihinde, dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrası yönünden oyçokluğu, temyize konu diğer kısımlar yönünden oybirliği ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; sözlü sınavın içeriğini ve değerlendirme usulünü düzenleyen dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının, dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde belirtilen sözlü sınavda başarılı olunması şartına uygun olduğu, öte yandan, anılan Kanun maddesinin 18. fıkrasında rütbe terfileri ile sınavlara ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceğinin kurala bağlandığı, bu çerçevede, idarece, sahip olunan takdir yetkisi kapsamında emniyet hizmetleri sınıfı mensuplarının yerine getirdikleri hizmetin niteliği de dikkate alınarak, Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasında başarı puanının, yazılı ve sözlü sınavlardan alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceği hükmüne uygun, objektif kriterlere yer verildiği görülmüş olup, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda getirildiği anlaşılan söz konusu düzenlemede, hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile Daire kararının dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasına yönelik iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara bu kısım yönünden katılmıyoruz.