Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/1762 E. 2020/1982 K. 26.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1762 E.  ,  2020/1982 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1762
Karar No : 2020/1982

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Birliği

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 26/12/2018 tarih ve E:2015/3439, K:2018/9070 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 14/02/2015 tarih ve 29267 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Tabipleri Birliği Tabela Yönetmeliği’nin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 26/12/2018 tarih ve E:2015/3439, K:2018/9070 kararıyla;
6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu’nun 59. maddesi ile 13/01/1960 tarih ve 4/12578 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin 9. maddesine dayanılarak hazırlanan dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesinde, bu Yönetmeliğin amacının, sağlık hakkı gözetilerek, sağlık hizmetlerinin tıbbi deontoloji ve meslek etiği kurallarına uygun olarak sunulması için, sağlık kurum ve kuruluşlarının tabelalarında belirtilebilecek ibareler ile tabelaların diğer standartlarının belirlenmesi ve Türkiye genelinde uygulama birliğinin sağlanması olduğunun ifade edildiği, 2. maddesinde, bu Yönetmeliğin, muayenehaneler ve hastaneler de dahil olmak üzere her türlü sağlık kurum ve kuruluşlarının kapsadığı belirtildikten sonra, tabelaların içeriği ve tabela standardı konusunda Yönetmelikle ayrıntılı düzenlemeler yapıldığı;
Dava konusu Yönetmeliği hazırlama, düzenleme ve yürürlüğe koyma konusunda yetki kullanan davalı Türk Tabipleri Birliğinin bu yetkisinin kanuni dayanağının bulunup bulunmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerektiği;
Uyuşmazlığın çözümü için idarenin düzenleme yetkisinin kapsamı ve bu bağlamda idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisi üzerinde de durulması gerektiği;
Anayasa’nın davaya konu düzenlemenin yapıldığı tarihteki 124. maddesinin, idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisinin anayasal dayanağını oluşturduğu ve idarenin, düzenleme yetkisini kanunlar çerçevesinde ve kanunlara uygun olarak kullanmak zorunda olduğu;

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlığa bakıldığında, davalı Türk Tabipleri Birliğinin dava konusu alandaki düzenleme yetkisinin ve bu yetkinin hukuka uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının irdelenmesi gerektiği;
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 24. maddesinde, icrayı sanat eden tabiplerin hasta kabul ettikleri mahal ile muayene saatlerini ve ihtisaslarını bildiren ilanların tertibine mezun olup diğer suretlerle ilan, reklam ve saire yapmalarının yasak olduğunun hüküm altına alındığı, ancak hükümde, tabela uygulamasına ilişkin bir kurala yer verilmediği;
Sağlık hizmetleriyle ilgili temel esasları düzenlemek amacıyla yürürlüğe konulan ve Milli Savunma Bakanlığı hariç, bütün kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişilerini ve gerçek kişileri kapsayan 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 9. maddesinin (c) bendinde, bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel kıstaslarını belirlemeye, sağlık kurum ve kuruluşlarını sınıflandırmaya ve sınıflarının değiştirilmesine, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarına, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasına, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususların Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle tespit edileceği kurala bağlanmak suretiyle, Sağlık Bakanlığına bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarına yönelik düzenleme yapma yetkisinin verildiği;
Nitekim, dayanakları arasında bu maddenin de yer aldığı 15/02/2008 tarih ve 26788 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve ayakta teşhis ve tedavi hizmeti sunulan ve özel sağlık kuruluşu olarak tanımlanan A Tipi, B Tipi ve C Tipi tıp merkezlerini, A ve B tipi poliklinikleri, laboratuvar, müessese ve muayenehaneleri kapsayan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 30. maddesi ile 27/03/2002 tarih ve 24708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, üniversitelere ve diğer kamu tüzel kişilerine ait hastaneler hariç olmak üzere; gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişilerine ait hastaneleri kapsayan Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin 60/A maddesinde yer verilen düzenlemeler ile ayakta teşhis ve tedavi yapılan sağlık kurum ve kuruluşları ile özel hastanelerin tabelalarına yazılacak isim ve unvanlar ile uzmanlık dallarına ilişkin kurallara yer verildiği;
Dava konusu Yönetmeliğin dayanakları olan 6023 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin 9. maddesinde, davalı Türk Tabipleri Birliğine, muayenehane kapıları veya binalarına asılacak tabelaların ebadı ve adedi konusunda mahalli tabip odaları eli ile belirleme yapma yetkisi verildiğinin görüldüğü;
Bu durumda, Sağlık Bakanlığının genel düzenleme yetkisi kapsamında yaptığı düzenlemeler ve mevzuatta Türk Tabipleri Birliğine verilen, tabip odalarının çalışmalarını ve muamelelerini ahenkleştirmek görevi birlikte değerlendirildiğinde; Türk Tabipleri Birliğinin, sadece özel muayenehaneleri kapsayacak şekilde tabela kurallarını belirleme konusunda düzenleme yapma yetkisinin bulunduğu, dava konusu Yönetmeliğin ise, idareye tanınan yetkinin kapsamını aşacak şekilde, bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarını kapsayan düzenlemeler öngörmesi sebebiyle yetki yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, mevzuatta idarelerine deontoloji kurallarını belirleme yetkisi verildiği, tabela kurallarının belirlenmesinin de bu kapsamda olduğu, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı hükümlerde yalnızca muayenehane zikredilmiş olmasının o tarihte yalnızca bu sağlık kuruluşlarının bulunmasından kaynaklandığı, ancak günümüzde farklı sağlık kuruluşlarının da bulunduğu, Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu’nun 26. maddesinde Türk Diş Hekimleri Birliğine bu alanda düzenleme yapma yetkisi verilirken kendilerinin yetkili olmadığının kabul edilemeyeceği, Sağlık Bakanlığı tarafından tabela kurallarına ilişkin sınırlı düzenlemeler yapıldığı, bu durumun da uygulamada boşluk yarattığı, idarelerinin yetkisinin muayenehane ile sınırlı olduğunun kabulü halinde, dava konusu Yönetmeliğin muayenehaneler dışındaki kısımlarının iptali gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu Yönetmeliğin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 26/12/2018 tarih ve E:2015/3439, K:2018/9070 kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.