Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/1717 E. 2020/2453 K. 19.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1717 E.  ,  2020/2453 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1717
Karar No : 2020/2453

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 24/10/2018 tarih ve E:2013/5966, K:2018/7175 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dava, 2012 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi’nin “Sözleşme Yapmak İçin Aranan Belgeler Formu” başlıklı eki EK-1’de tabip odası onayı aranmamasına ilişkin eksik düzenlemenin ve davacının 01/03/2012 tarih ve 98968 sayılı sayılı başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 24/10/2018 tarih ve E:2013/5966, K:2018/7175 sayılı kararıyla;
6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca, hekimlik mesleğini serbest olarak icra edenlerin maddede belirtilen süre içerisinde ilgili tabip odasına üye olmak zorunda olduğu,
Bu anlamda herhangi bir tabip odasına kayıtlı olmaksızın özel bir sağlık kuruluşunda çalışmak isteyenlerden Tabib Odası Belgesi istenilmesinin de yasal bir zorunluluk olduğu,
Ancak kadrolu çalıştığı özel sağlık kuruluşunun bulunduğu yer tabip odasına kayıtlı bir hekimin, farklı özel sağlık kuruluşlarında da çalışmaya başlayacak olması halinde yeniden tabip odasına kayıtlı olduğuna ilişkin belge istenmesine gerek bulunmadığı, başka bir ilde kadro dışı geçici mahiyette yapılacak çalışmaların da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği,
Uyuşmazlığın sağlık hizmeti sunucusunda çalışacak tabiplerden noter onaylı çalışma belgesi aranıp tabip odası onayı aranmamasına ilişkin olduğu,
6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 7. maddesi dikkate alındığında ilk defa çalışma müracaatında bulunanlardan Tabib Odası Belgesi istenilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu ve idarenin de bu anlamda sorumlu olduğu, dava konusu işlemin bürokrasinin azaltılması ve kırtasiyeciliğin önlenmesi amacıyla tesis edildiği ve daha önce tabip odasına kayıtlı olan ve Sağlık Bakanlığı tarafından çalışma belgesi düzenlenirken ilgili dosyasında tabip odası belgesi bulunan kişilerden bu belgenin yeniden istenilmemesine ilişkin olduğu, tabip odası kaydı olamayan bir tabibe çalışma belgesi düzenlenmeyeceği ve çalışmasının da mümkün olamayacağı dikkate alındığında, dava konusu işlemle getirilen düzenlemenin Tabip Odasına üye olma zorunluluğunu ortadan kaldırıcı nitelik taşımadığı,
Tabip Odası tarafından, yetki sınırları dahilindeki hekimlerin hangi sağlık kuruluşunda çalıştıklarının tespiti ve takip edilmelerini sağlamak amacıyla da söz konusu belgenin alınmasının zorunlu olduğu ileri sürülse de, hekimlerin çalışma müracaatlarına esas olmak üzere çalışmak istedikleri yeni sağlık kuruluşunu belirterek, alacakları bu belgeye istinaden görev yerlerinin sağlıklı olarak tespit etmenin mümkün olamayacağı, nitekim çalışma izni verilmeyen hekimler açısından bu durumun ortaya çıkacağı, ayrıca 6023 sayılı Kanun’un 5. maddesinin son fıkrası uyarınca, gerek hekimlerin ve gerekse bunları istihdam eden müesseselerin tayin, nakil, işten ayrılma ve benzeri değişiklikleri en geç 15 gün içerisinde ilgili tabip odasına bildirme mecburiyetinde oldukları,
Bu durumda, hekim ve uzman hekimlere ilişkin olarak sağlık hizmeti sunucusunda çalışan hekimlerden aranan belgelerde “Tabib Odası Belgesi veya Onayı” şartının yer almamasının onun yerine noter onaylı personel çalışma belgesi şartının getirilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2007 ve 2009 yılına ait sözleşmelerde oda onayının olduğu, 2012’de kaldırıldığı, bunun yerine, personel çalışma belgesi (noter onaylı) düzenlemesine yer verildiği, bu düzenleme ile odaların denetim yetkisinin kaldırılmaya çalışıldığı, bu durumun Türk Tabipler Birliği Kanunu ve yargısal içtihatlara aykırı olduğu, gerekli denetim için oda kayıt belgesi veya onayın aranması gerektiği, hekimin odaya kaydının olduğuna dair belge aranmamasının kayıt yaptırmadan hekim çalışması sonucunu doğuracağı, bu hekimlerin deontoloji ve hekimlik mesleği etik kurallarına aykırı davranışlarının denetiminin de yapılamaması sonucu doğuracağı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu 24/10/2018 tarih ve E:2013/5966, K:2018/7175 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 19/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.