Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/1665 E. 2020/3458 K. 23.12.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1665 E.  ,  2020/3458 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1665
Karar No : 2020/3458

TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI) : …
II- (DAVALILAR) :
1- … (…)
2- … Bakanlığı
VEKİLİ: I.Hukuk Müşaviri Yrd. V. …
3- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 18/04/2018 tarih ve E:2016/22554, K:2018/13681 sayılı kararının, aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması taraflarca istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 3. sınıf emniyet müdürü rütbesinde görev yapan davacı tarafından, 25-29/06/2015 tarihleri arasında 3. sınıf emniyet müdürlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavları ile sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin ve bu işlemlerin dayanağı olan 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan ”… ve maiyetindeki personelini sevk ve idare kabiliyeti,” ibaresi ile (d) bendinde yer alan ”… ve denetim becerileri,” ibaresinin, 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan ”… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinin iptali ile yoksun kaldığı maaş ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve dava konusu işlemlere dayanak gösterilen 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 6638 sayılı Kanunla değişik 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde yer alan ”… sözlü sınavda …” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 18/04/2018 tarih ve E:2016/22554, K:2018/13681 sayılı kararıyla;
Davacının Anayasa’ya aykırılık itirazı ciddi görülmeyerek davanın esasının incelenmesine geçilmiş ve,
Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan ”… ve maiyetindeki personelini sevk ve idare kabiliyeti,” ibaresi ile (d) bendinde yer alan ”… ve denetim becerileri,” ibaresinin iptali istemi yönünden;
Danıştay Onaltıncı Dairesinin 25/01/2016 tarih ve E:2015/21285 sayılı kararıyla, dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının tamamının “… dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Yasa hükmünde açıkça “sözlü sınav” şeklinde yapılan düzenlemeye uygun olarak Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında da “sözlü sınav” ibaresine yer verildiği halde, madde içeriğinde sadece mülakata yönelik değerlendirmelere yer verilmiş olup, sözlü sınavının amacı olan bilgi ölçmeye yönelik hususlara yer verilmediğinden anılan maddenin 3. fıkrasında eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle yürütmesi durdurulmuş ve hukuka aykırılığı tespit edilmiş olduğundan, dava konusu ibarelerde de hukuka uyarlık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresi yönünden;
İptali istenen Yönetmelik hükmünün, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde yer alan yazılı ve sözlü sınavda başarılı olunması şartına uygun olduğu,
Yazılı sınavın tamamlayıcısı olan ve görevin gerektirdiği niteliklere en uygun personelin bir üst rütbeye terfi için mesleki bilgisini ve genel kültür düzeyini ölçmeyi amaçlayan sözlü sınav notuna da önem atfedilerek, anılan Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan başarı puanının, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceği şeklindeki düzenleme de dikkate alındığında, başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak şartının aranmasının asgari başarı kriteri açısından makul olduğu,
Davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden;
10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin dava konusu bireysel işlemin dayanağı hükümlerinden olan 28. maddesinin sözlü sınavın içeriğine ilişkin 3. fıkrası ile 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar” ibaresinin Danıştay Onaltıncı Dairesinin 25/01/2016 tarih ve E:2015/21285 sayılı kararıyla yürütmesinin durdurulmuş olması nedeniyle, söz konusu sınavda puanların belirlenmesinde dayanak Kanun hükmünde öngörüldüğü şekilde ölçme ve değerlendirme esaslarına uygun bir değerlendirme yapıldığından söz edilmesine hukuken imkan bulunmadığından, davacının sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı,
Öte yandan, bu kararın, davacının sözlü sınavında başarılı olduğu yolunda bir sonuç doğurmayacağı, dava konusu başarısız sayılma işleminin dayanağı olan ve hukuka aykırılığı tespit edilen Yönetmelik hükümlerinin düzenlediği hususlarda yapılacak yeni düzenlemelerle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yeniden yapılacak sözlü sınav sonucunda ortaya çıkacak olan değerlendirme ve puana göre işlem tesis edilmesine yönelik olduğu,
25-29/06/2015 tarihleri arasında 3. sınıf emniyet müdürlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavları yönünden;
Dava konusu sözlü sınavların dayanağı olan Yönetmelik hükümlerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle hukuka aykırılığı tespit edildiğinden, söz konusu hukuka aykırı düzenlemeler dayanak alınarak tesis edilen ve 25-29/06/2015 tarihleri arasında 3. sınıf emniyet müdürlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarında da hukuka uyarlık bulunmadığı,
Ayrıca, dava konusu başarısız sayılma işleminin iptaline ilişkin kısım ile ilgili olarak yukarıda yer verilen gerekçenin davacının sözlü sınavda başarılı olduğu sonucunu doğurmadığı, yeniden yapılacak sözlü sınavda değerlendirilmesine yönelik olması nedeniyle, bu aşamada davacının maaş ve özlük hak kaybının varlığından söz edilemeyeceğinden, davanın bu kısmı yönünden talebin reddi gerektiği gerekçesiyle,
Dava konusu Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinin iptali ile maaş ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine, anılan Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan ”… ve maiyetindeki personelini sevk ve idare kabiliyeti,” ibaresi ile (d) bendinde yer alan ”… ve denetim becerileri,” ibaresinin, 25-29/06/2015 tarihleri arasında emniyet amirlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının ve davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin ise iptaline, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 3.300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, usul yönünden; 16/12/2016 tarihinden bu yana cezaevinde tutuklu olarak bulunduğu, buna karşın duruşma davetiyesi ile ilgili olarak Daire tarafından kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığı, dolayısıyla duruşmada kendisini temsil etme ve savunma haklarından yoksun bırakıldığı, ayrıca, davada kısmen kabul kararı verildiğinden vekalet ücretinin de haklılık payı oranında paylaştırılması gerekirken tamamının üzerinde bırakıldığı, bu sebeple aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin de hukuka aykırı olduğu, esas yönünden; dava konusu Yönetmelik hükümleri ile yazılı sınava giren her adayın başarı puanı şartı aranmaksızın sözlü sınava alınmasına imkan tanındığı, bu haliyle sözlü sınavın tek belirleyici konumuna getirildiği ve daha objektif nitelikte olan yazılı sınavın etkisizleştirildiği, öte yandan, sözlü sınavın yargısal denetiminin sağlanması açısından teknolojik imkanlar kullanılmak suretiyle kayıt altına alınması gerekirken bu uygulamanın yapılmadığı belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idareler tarafından, iptali istenen idari işlemin ve dayanağı Yönetmelik hükümlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olduğu, bahse konu Yönetmelik’te, dayanağı 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun amir hükümleri uyarınca rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olunması şartının arandığı, sözlü sınavında başarı barajının aday lehine düşük tutulduğu, elli puan alma şartı konulmasının kamu yararı ve hizmet gereği olduğu, sözlü sınavın, adaylara önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle icra edildiği, bu yönüyle farklı komisyonlar tarafından farklı değerlendirme yapıldığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, adayların değerlendirme kriterlerinin Yönetmelik’te açıkça ortaya konulduğu, dolayısıyla, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile bu hükümlere dayanılarak tesis edilen idari işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

Davalı idareler tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın davanın reddine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının usul hükümleri yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerin yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacı, ilgili mevzuat uyarınca bir üst rütbeye terfisinin yapılması kapsamında 27/06/2015 tarihinde yapılan rütbe terfi sözlü sınavına katılmıştır.

Katıldığı sözlü sınav sonucunda (40) puan verilerek başarısız sayılması üzerine davacı tarafından, anılan işlemin ve dayanağı Yönetmeliğin muhtelif hükümlerinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır. Ayrıca, dava dilekçesinde yargılamada duruşma yapılmak suretiyle bir karar verilmesi talep edilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 60. maddesinde, Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerine ait her türlü tebliğ işlerinin Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Mevkuf ve mahkümlara tebligat” başlıklı 19. maddesinde de, “Mevkuf ve mahkümlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memuru temin eder.” düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile UYAP kayıtlarının incelenmesinden; davacının, bakılan davayı açtıktan sonra, 16/12/2016 tarihinden bu yana tutuklu olarak ceza evinde bulunduğu, buna karşın, Daire tarafından, Danıştay savcısının düşüncesini de içerir duruşma davetiyesinin, davacının davayı açarken belirtmiş olduğu adrese tebliğe çıkarılarak aynı konutta yaşayan kızına 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca tebliğ edildiği ve söz konusu tebligatın usulüne uygun olduğu kabul edilerek davacının yokluğunda duruşma açılmak suretiyle karar verildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, uyuşmazlıkta, duruşma davetiyesine ilişkin tebligatın ceza evinde tutuklu bulunan davacıya, 7201 sayılı Kanun’un 19. maddesinde yer alan, “Mevkuf ve mahkümlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memuru temin eder.” şeklindeki amir hükme uygun olarak yapılması gerektiğinden, bu kurala uyulmaksızın dava dilekçesinde belirtilen adrese yapılan tebligatta usul kurallarına uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, duruşma davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği anlaşıldığından, bu tebligat geçerli kabul edilerek davacının yokluğunda yapılan duruşma sonucunda verilmiş olan temyize konu Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, UYAP kayıtlarının incelenmesinden; davacının, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve bu kararın Yargıtayca onanması suretiyle 16/12/2019 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla eşi …’ın davacıya vasi olarak tayin edildiği anlaşılmış olup, Dairesince bozma kararı üzerine yeniden yapılacak yargılamada bu hususun da göz önüne alınacağı tabiidir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne;
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddine, kısmen iptale yönelik Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 18/04/2018 tarih ve E:2016/22554, K:2018/13681 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı Başkanlık Kurulu kararıyla yeniden belirlenen iş bölümü kararı uyarınca Danıştay İkinci Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 23/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.