Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/1301 E. 2020/2412 K. 12.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1301 E.  ,  2020/2412 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1301
Karar No : 2020/2412

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Çelik Endüstrisi Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
2- …A.Ş. Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19/10/2018 tarih ve E:2012/2262, K:2018/2925 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: TEİAŞ Genel Müdürlüğünün 2012 yılı iletim sistem kullanım tarife önerisini düzeltmesi nedeniyle … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararıyla belirlenen 2012 yılı sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerinin revize edilmesine ilişkin 24/02/2012 tarih ve 28214 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 09/02/2012 tarih ve 3689 sayılı Kurul kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19/10/2018 tarih ve E:2012/2262, K:2018/2925 sayılı kararıyla;
01/01/2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak olan iletim tarifeleri ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasların 3575 sayılı Kurul kararıyla belirlendiği; TEİAŞ’ın 26/01/2012 tarih ve 874 sayılı yazısıyla, ülkemizdeki ekonomik büyümenin artarak devam edebilmesi ve arz güvenliği açısından önem arz eden başlamış olan üretim tesisi yatırımlarının devamının sekteye uğramamasını teminen, 2012 yılında sistem kullanım gelirinin %50-%50 oransallığı yerine, %40-%60 olarak karşılanmasının, Fiyat Eşitleme Mekanizmasının 2012 yılı sonu itibarıyla sona ereceği ve 2013 yılına kadar geçen süre içinde tüm iletim sistemi kullanıcılarının iletim tarifelerinin 2013 yılında %50-%50 oransallığında karşılanacağını bilerek serbest piyasada ikili anlaşmalarını ve yatırımlarını yapacağı öngörüsüyle daha kademeli bir geçiş sağlayacağı, tüketim tarafında ise zaten yüksek olan oranın ilk yıl için %70’den %60’a çekilmesinin maliyetleri aşağı çekme yönünde ilk adım olacağı tespitleri ile sistem kullanım tarifelerini 3. Uygulama Döneminin ilk yılı için yeni oran ile yeniden hesaplanarak 01/01/2012 tarihi itibarıyla uygulanmak üzere EPDK’ya sunulduğu; TEİAŞ’ın 2012 yılı iletim sistem kullanım tarife önerisini düzeltmesi nedeniyle üretim ve tüketim iletim sistemi sistem kullanım tarifelerinin revize edilmesine ilişkin 3689 sayılı Kurul kararının tesis edildiği ve bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı;
İşlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan hâliyle, 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi, 5. maddesinin yedinci fıkrasının (e) ve (f) bendtleri, 13. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri; mülga Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 4. maddesinin birinci fıkrası, 8., 11., 12., 15., 17., 18., 20., 21., 24. ve 26. maddelerine yer verilerek;
Davacının, dava konusu Kurul kararında işlemin gerekçesine yer verilmediği, söz konusu işlemin sebebinin Elektrik Piyasası Yan Hizmetler Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler olduğu varsayılsa bile, bu sebebin nitelendirilmesinin hukuka aykırı olduğu, tarife uygulamalarında eşit taraflar arasında ayrıma gidildiği, üreticilerin piyasa koşullarını değerlendirmeksizin imzaladığı anlaşmaların yükünün tüketicilere yansıtıldığı, sistem kullanım bedelinde fahiş oranda artışın gelecekte sisteme katılacak kullanıcıların ihtiyacı olan yatırımların maliyetinin mevcut kullanıcılara yansıtılmak suretiyle karşılandığı, zira ulusal bazlı yatırıma dayalı bir fiyat politikasının tercih edildiği, mevzuatta belirlenen kriterlere uyulmadan tarifenin belirlendiği, tarifenin geçmişe yürütülmesinin idarî işlemlerin geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğu iddiaları yönünden;
Yatırım Maliyetine Dayalı Fiyatlandırma Yöntemi (YMDFY) ile iletim sistemi sistem kullanım tarifelerinin 22 bölge bazında ilk kez 2003 yılında hesaplandığı; bu yöntemde, verilen hizmetlerin, bu hizmetlerin verilmesine ilişkin artan maliyetleri yansıtacak şekilde fiyatlandırıldığında, kullanıcılara etkin ekonomik sinyaller sağlanabildiği; sistem kullanım fiyatlarının, iletim sisteminin farklı yerlerindeki kullanıcıların sistemi kullanım miktarlarını marjinal olarak arttırmaları ya da azaltmalarının TEİAŞ’ın maliyetlerine olan etkilerini yansıtacak şekilde tasarlandığı;
2004 ve 2005 yıllarında 22 bölge bazında tarifelerin arttırıldığı, 2006-2008 döneminin birinci uygulama dönemi olduğu, 2006 yılında TEİAŞ’ın hazırlayıp EPDK’nın onayladığı herhangi bir tarife bulunmadığı, 2007 ve 2008 yıllarında da 22 bölge bazında tarifelerin arttırıldığı;
2003-2008 dönemindeki tarifelerin ortak özelliğinin, 22 bölge bazında uygulanması ve üretimin fazla ya da az, benzer şekilde tüketimin fazla ya da az olduğu bölgelerde tarifenin değişiklik göstermesi olduğu, dolayısıyla, YMDFY’nin hem üreticilere hem de tüketicilere yatırım ve tüketim tercihlerini yapabilmelerine yönelik sinyal etkisi verdiği;
2009-2011 döneminin ikinci uygulama dönemi olduğu, 2009 yılında mevcut tarife bölge sayısının 14’e indirildiği ve 4628 sayılı Kanun’un Geçici 14. maddesi uyarınca üreticilerin ilgili üretim bağlantılarına %50 indirim uygulanacağının belirtildiği, 2010 ve 2011 yıllarında da 2009 yılındaki bölge sayısının korunduğu ve tarifelerin üretim veya tüketim yoğunluğuna göre arttırıldığı;
2012-2014 döneminin üçüncü uygulama dönemi olduğu, bu dönemdeki tarife bölgelerinin ve bu bölgelere ait üretici ve tüketici tarifelerinin belirlenmesi çalışmalarının, TÜBİTAK Uzay Enstitüsü Güç Sistemleri Analiz Grubu tarafından gerçekleştirildiği; söz konusu Analiz Grubu tarafından hazırlanan 08/12/2011 tarihli 2012-2014 Dönemi Elektrik İletim Sistemi Sistem Kullanım Tarifeleri Yöntem ve Sonuçlar Raporu’nda, 2003 yılından sonraki süreçte artan gelir gereksinimini karşılayabilmek amacıyla 2012-2014 dönemi tarifeleri için 2013 yılının baz alındığı, 2013 yılına ait yaz ve kış puant yük akışı senaryolarının oluşturulduğu, bu senaryolar kapsamında talep projeksiyonu ve devreye girmesi planlanan iletim ve üretim yatırımlarının dikkate alındığı, YMDFY kullanılarak %30-%70, %40-%60, %50-%50 üretim ve tüketim oransallıklarında belirli parametrelerin değişiminin sonuçlar üzerine etkilerini görebilmek amacıyla örnek senaryoların çalışıldığı, TEİAŞ’ın 2012 yılı Gelir Tavanının 1.756.100.000 TL olarak belirlenmesinin tüm tarife bölgelerinde tarifelerin artmasına sebep olduğu, özellikle doğu bölgelerinde talebin üretim miktarının altında gerçekleşmesinin beklendiği, dolayısıyla YMDFY algoritması sonucu ortaya çıkacak olan bölgesel fiyatların bu öngörü ile paralellik göstermesinin düşünüldüğü, 2003 yılında hesaplanan değerler üzerine belli yüzdelerle artışlar eklenerek tarifelerin hesaplandığı, tarife çalışmasının baz aldığı 2013 yılı göz önüne alındığında YDMFY’nin en son 10 yıl önce çalıştırıldığı, Türkiye gibi hızlı büyüyen ülkelerde 10 yıllık süre zarfında gerek iletim sisteminde, gerekse üretim ve tüketim miktarının yoğunlaştığı bölgelerde ciddi değişimler yaşandığı, bu nedenle eski ve yeni tarifeler arasında ciddi farklılıkların gözlemlenmesinin normal olduğu, tarifelerin değişen sistem koşulları dikkate alınarak güncellenmesinin gerektiğinin belirtildiği;
Her ne kadar iletim tarifeleri en son 2003 yılında YDMFY ile belirlenmiş ise de, 2012 yılına kadar söz konusu bedellerin sembolik olarak artış gösterdiğinin anlaşıldığı; hatta bu artışın, 3575 ve 3689 sayılı Kurul kararlarıyla bazı tarife bölgelerinde negatif olarak gerçekleştiği; bunda, ilgili tarife bölgelerindeki 2003-2012 dönemi yapılan iletim yatırımlarının miktarı rol oynadığı gibi, süreç içerisindeki bölgesel tarifelerde üretim ve/veya tüketim yoğunluğunun da etkili olduğu;
Bu durumda, elektrik üretim şirketlerinin yatırım kararlarını verirken yıllık olarak belirlenen iletim tarifelerinin zaman içerisindeki yüzdesel değişimini hukukî güvenlik ilkesinin unsuru olan öngörülebilirlik çerçevesinde bilmeleri gerektiği; yıllar itibarıyla iletim sisteminin büyüklüğü ve hangi tarife bölgesine ne kadar MW’lık yatırım yapıldığının, sistem kullanım fiyatlarının sinyal etkisini yansıttığı; nitekim, bazı bölgelerin 2003 yılında 0 TL/MW-Yıl olarak belirlenen tarifesinin 2012 yılına kadar geçirdiği değişimin izlenebilirliğinin açık olduğu;
Davacı şirkete ait tesisin ise 2008 yılında 101. tarife bölgesinde (1. Bölge) bulunan trafo merkezi üzerinden iletim sistemini kullandığı ve bu bölgedeki tarifenin 5.263,74 TL/MW-Yıl olduğu; aynı trafo merkezinin 2012 yılında 8. tarife bölgesinde yer aldığı ve bu bölgenin tarifesinin 3575 sayılı Kurul kararıyla 19.749,06 TL/MW-Yıl, dava konusu 3689 sayılı Kurul kararıyla 23.688,03 TL/MW-Yıl olarak belirlindiği;
Tüketiciler açısından, tarifenin artış göstermesinin nedeninin bir önceki yıla kıyasla TEİAŞ’ın sistem kullanım gelir tavanının %42 artması olduğu;
TEİAŞ’ın … tarih ve … sayılı yazısıyla, 3575 sayılı Kurul kararıyla onaylanan iletim tarifesine ilişkin üreticiler tarafından yapılan itirazlar çerçevesinde, iletim sistem topolojisinin değişiminin doğal sonucu olarak tarife bölgelerinin değişmesine ilaveten, sistem kullanım gelir tavanındaki %42 oranındaki artışın üzerine üretimden elde edilecek gelirin %30’dan %50’ye çıkarılmış olması, Fiyat Eşitleme Mekanizmasının 2012 yılının sonuna kadar devam edecek olması, tarifenin 2011 yılının son günlerinde açıklanmış olması nedenleriyle gelir paylaşım oranının %50-%50 olmasının üreticilerin rekabet gücünü azalttığı, ileriye dönük anlaşmalarında öngörmedikleri ilave maliyet yarattığı, lisansı verilmiş ve yatırımları devam eden üretim tesislerinin devreye alınacağı tarihlerin de ötelenmesine neden olabileceğinin görüldüğü belirtilmek suretiyle 2012 yılı sistem kullanım tarifesinin yeniden hesaplanarak 01/01/2012 tarihi itibarıyla uygulanmak üzere EPDK’ya bildirildiği;
TÜBİTAK Uzay Enstitüsü Güç Sistemleri Analiz Grubu tarafından hazırlanan 27/09/2011 tarihli İletim Kullanım Tarifeleri (2012-2014 Dönemi Çalışmaları) başlıklı taslak çalışmada, bölgelerdeki toplam üretim kapasitesinin bölgenin toplam tüketimini karşılama oranları göz önüne alınarak daha etkin yatırım sinyali vermek amacıyla 2009 yılı tarife bölgelerinde revizyon yapılması gerektiği, bu revizyonla birlikte bölgesel fiyat dağılımının korunacağının ifade edildiği;
Davacı şirket tarafından, TEİAŞ ile Reaktif Güç Desteği Senkron Kompanzasyon Anlaşması bulunan iletim sistemi kullanıcılarına tarife bedeline yönelik olarak istisna getirildiği ileri sürülmekte ise de; 3575 sayılı Kurul kararıyla belirlenen iletim sistemi tarifelerinin elektrik üretim şirketlerinin itirazları çerçevesinde yeniden değerlendirildiği, Elektrik Piyasası Yan Hizmetler Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle birlikte Reaktif Güç Desteği Senkron Kompanzasyon Anlaşması uyarınca TEİAŞ tarafından senkron kompanzasyon hizmeti alınan iletim sistemi kullanıcılarına söz konusu hizmetin alındığı ayda sistem kullanım bedelini de içeren yan hizmet bedeli ödeneceği, diğer aylarda ise herhangi bir bedel ödenmeyecek olması nedeniyle dava konusu Kurul kararında yer alan Yöntem Bildirimi değişikliğine gidildiğinin anlaşıldığı;
Diğer taraftan, 2009-2011 ikinci uygulama döneminde %30 üretici, %70 tüketici oransallığında karşılanan iletim tarifelerinin, 3575 sayılı Kurul kararıyla %50 üretici, %50 tüketici oransallığında karşılanmasına karar verildiği, dava konusu Kurul kararıyla, yalnızca 2012 yılıyla sınırlı olmak üzere %40 üretici, %60 tüketici oransallığında karşılanarak tarife revizyonunun yapıldığı, 2013 yılından itibaren ise tekrar %50 üretici, %50 tüketici oransallığında iletim tarifelerinin karşılanacağının görüldüğü;
Dolayısıyla, 4628 sayılı Kanun’un amacı ile üreticiler ve tüketicilere hangi oransallıkta iletim tarifelerinin yansıtılması gerektiği arasındaki mâkul dengenin, üreticiler açısından artış yönünde, tüketiciler açısından ise azalış yönünde kurulmaya çalışıldığı anlaşıldığından, söz konusu oransallığın üreticiler ve/veya tüketiciler aleyhine olduğu sonucuna varılamayacağı;
Öte yandan, davacı şirket tarafından tarifenin geçmişe yürütülmesinin idarî işlemlerin geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmekle birlikte, iletim tarifesinin TEİAŞ’ın … tarih ve … sayılı yazısıyla; Yöntem Bildiriminin ise 17/12/2011 tarih ve 28145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Yan Hizmetler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında revize edildiği; kaldı ki, 2012 yılının üçüncü uygulama döneminin başladığı yıl olup, tarifelerin en son 2003 yılında çalıştırılan YDMFY ile yeniden belirlendiği dikkate alındığında davacının bu iddiasına itibar edilmediği;
Bu itibarla, TEİAŞ Genel Müdürlüğünün 2012 yılı iletim sistem kullanım tarife önerisini düzeltmesi nedeniyle … tarih ve …sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararıyla belirlenen 2012 yılı sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerinin revize edilmesine ilişkin 24/02/2012 tarih ve 28214 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 09/02/2012 tarih ve 3689 sayılı Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu işlemin sebep unsurunun bulunmadığı ve bu hususta Dairece bir inceleme yapılmadığı, kamu yararına aykırı işlem tesis edildiği, geriye yürümezlik ilkesine aykırı olarak düzenleme yapıldığı, ilgili mevzuatta yer alan eşit taraflar arasında ayrım gözetilmemesi, şeffaflık gibi ilkelere aykırı hareket edildiği ve eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 19/10/2018 tarih ve E:2012/2262, K:2018/2925 sayılı kararının ONANMASINA,
3. 12/11/2020 tarihinde, oybirliği ile kesin olarak karar verildi.